Beynimizin tehlike, tehdit, risk, kaygı, ödül ve haz algısı

Prof. Dr. Uğur Batı Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Independent Türkçe/ChatGPT

Ben Profesör Doktor Uğur Batı.

Karar Bilimi Uzmanıyım ve burada sanat, kültür, ikna, idealar ve düşünce patlamaları kaleme alıyorum.

O zaman daha sorulurken cevaplanamayan soruların köşesine hoş geldiniz.


Heyecan, merak ve dopamin salgılanımı ile birlikte yaşanan mutluluktur.

Tüm bunlar kararlarımızı verirken bizi yönlendiren, hatta kararlarımızı doğrudan şekillendiren faktörler olabilmektedir.

İnsanların karar verme süreçlerini anlamak için beyinin içine girmek gerekir.

Beyin araştırmaları günümüzde pek çok farklı nöroteknoloji cihazı ile yapılmaktadır.

fMRI da bunlardan biridir. Bu araç, beyinde belirli durumlarda meydana gelen kan akımını saptar ve görüntüye dönüştürür.

Davranışsal ekonomi uzmanı George Loewenstein, şöyle demiştir: 

Beynin büyük bölümü bilinçli düşünmekten çok, otomatik süreçlerin etkisi altındadır. Bu nedenle beyinde gerçekleşen işlemlerin büyük çoğunluğu düşünerek değil, duyguların etkisi altında gerçekleşir.


Bu ve bunun gibi çok sayıda görüş, insanların artık düşünce değil, duyguların ekseninde kararlar aldıklarını ve düşünmenin ötesinde duyguların önemli olduğunu kanıtlar niteliktedir.

İnsan beyni evrim süreci içinde, hayatını kolaylaştıran şeylere yönelmek, zararlı görünenlerden de kaçınmak üzere yapılanmıştır.

Beyin, verdiği tepkileri ve aldığı kararları iki ayrı bölgede işlemden geçirir.

Bunlardan ilki, akıllı ancak zayıf ve yavaş çalıştığı söylenen "düşünen beyin"; diğeri ise çok akıllı olmayan ancak güçlü ve hızlı olan "hisseden beyin"dir.
 

Görsel: Independent Türkçe/ChatGPT
Görsel: Independent Türkçe/ChatGPT

 

Hisseden beyin, beynin düşünen bölgesini temsil eden kabuğun (serebralcortex) hemen altında yer alır ve beyinin hisseden bölgesi olan limbik sistemle bağlantılıdır.

Bu bölge de yemek, cinsellik, sosyal statü ve para gibi haz veren şeyleri tanıyan bölgedir.

Bütün memelilerin limbik sistemi vardır ve bu sistemin görevi beyinde bir nevi flaş ışığı yakmaktır.

Çünkü canlılar hayatını sürdürebilmek için tehlikeden ve riskli uyaranlardan hızla uzaklaşmak, kendini korumak ve buna karşılık haz veren, ödül vadeden uyaranlara yönelme eğilimindedir.

Limbik bölgede çevreden gelen uyarıcılar müthiş bir hızla (saniyenin onda birinden bile daha hızlı) değerlendirilir ve "haz" veya "korku" duyularına çevirerek bedeni bunlara tepki vermeye hazırlar.

Bu tepki süresi o derece hızlıdır ki beynimizin bilinçli ya da düşünen olarak adlandırılan bölümü henüz bu uyarana cevap vermeye hazır değilken, limbik sistem çoktan tepki vermiş olur bile.

İnsanlar çevrelerine çok kere başlangıçtaki duyumlarına bağlı olarak sezgileriyle tepki verirler.

Ayrıntılı analitik inceleme, ancak bir numaralı sistemin bize sezgi oluşturmak için yeterli bilgi veremediği durumlarda gerçekleşir.

Hisseden sistemin işleyişinde, risk ve ödüle giden belirli kalıp ve işaretleri tanımak, karşılaşılan insanların kişilikleriyle ilgili karar vermek gibi farklı sorunları değerlendiren birçok yapı devreye girer.

Bütün bu işleyişin ortak özelliği hızlı, otomatik ve bilinçli düşünce düzeyinin altında yer almasıdır.

Tehlike, tehdit, risk, kaygı, ödül, haz, refah vaat eden uyaranlar karşısında kararlar hızlı ve güçlü olan hisseden beyinden çıkar ve daha sonra kuvvetli gerekçelerle desteklenmek üzere irdeleyen ve "düşündüğünü düşünen" (zanneden) beyin bölgesine havale edilir.

Eskiden beri doğru kabul ettiğimiz insanların duygularının sağ beyinde, mantıklı düşünme süreçlerinin de sol beyinde olduğu yönündeki yaygın görüş artık yalnızca sınırlı ölçüde geçerli sayılmaktadır.

Çünkü insanın sahip olduğu iki tür düşünce süreci, beynin sağı ve solu tarafından yönetilmekten çok artık bahsettiğimiz hisseden ve düşünen beyin bölgeleri tarafından yürütülmektedir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Beklenti içerisine giren beyinde ödülün boyutuyla doğru orantılı olarak yüksek bir enerji ortaya çıkmaktadır.

Hisseden beynin bir ödülü elde etme ihtimaliyle pek ilgili olmadığı; daha çok ödülün kendisine odaklandığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Bir yatırım sırasında hisseden beyin "ödülü kazanma ihtimali ne?" diye sormak yerine, "ödülün büyüklüğü ne kadar?" diye düşünür ve ödülü kazanma ihtimalinin azlığı ya da çokluğu onu ilgilendirmez.

Yılbaşı çekilişlerinde ortaya koyulan ikramiye miktarının çok yüksek oluşu, o ikramiyeyi kazanma ihtimalinin düşüklüğüne rağmen insanları büyülemeye devam etmektedir.

Hisseden beynin kazanç ihtimalinin ufukta belirdiği durumlarda kişiyi zor durumda bırakacak yatırım kararları almasının nedenleri de böylece açıklığa kavuşmaktadır.

Hisseden beyin aslında "para" ve paranın getireceği hazza odaklanmakta ve böylece düşünen beynin hesaplar yapmasına engel olmaktadır diyebiliriz.

Bazen hisseden beynimiz için para kaybedebilecek olma ihtimali, para kazanmayı daha zevkli hale getirebilmektedir.

Yani "kazanma ihtimali" son derece çekici bir unsur olabilmektedir.

Bu da kumar düşkünlerinin davranışlarını açıklamak açısından önemli bir ipucudur.

İnsanların risk ve kazanma olasılığı konusundaki zihinsel süreçlerinin işleyişinde önemli bir belirleyici de kişilik yapısıdır.

Kişilik yapısında tedbirlilik boyutu az olan kişiler daha kolay "ödül" beklentisine girerek riskleri göz ardı edebilmektedirler.

Buna karşılık tedbirlilik düzeyi yüksek olan kişiler ise ödül beklentisiyle birlikte, ödüle eşlik eden muhtemel tehdit ve riskleri analiz ederek ona göre davranmaktadırlar.
 

Görsel: Independent Türkçe/Microsoft/Bing-Copilot
Görsel: Independent Türkçe/Microsoft/Bing-Copilot

 

Hisseden beyin, düşünen beyin

Hisseden beynin tersine, düşünen beyin duyumsadıklarımızı yorumlar.

Hisseden beynin çözmekte zorluk çektiği konularda düşünen beyin devreye girer ve analitik düşünce sürecini işletir.

Bu süreç kişinin yaptıklarının bilincinde olduğu ve sorumluluk üstlendiği bir süreç olup duygusal durumlarda çözüm bulamadığımızda bir kurtarıcı olarak düşünülebilir.

Hisseden ve düşünen beynin egemenliği ile ilgili ilginç bir araştırma tasarımı Iowa Üniversitesi’nde yapılmıştır.

Gerçekleştirilen deneyde deneklerden bir sayı dizisi ezberlemeleri istenmiş ve daha sonra yemek için meyve salatası veya çikolatalı kekten birini seçmeleri istenmiştir.

Denekler, ezberledikleri sayı 7 haneliyse yüzde 63 çoğunlukla çikolatalı keki, 2 haneli ise yüzde 56 ihtimalle meyve salatasını seçmişlerdir.

Düşünen beyin sağlık için meyve salatasının yararlı olduğunu bilmektedir ancak hisseden beyin çikolatalı kek istemiştir.

Düşünen bir beyin 7 haneli bir sayıyı akılda tutmak gibi yoğun bir meşguliyet içine girince, hisseden beyin bu fırsattan yararlanarak kişiye haz verecek olan seçimin hayata geçmesini sağlamıştır.

Karar verirken risklerin varlığını analiz etmek ve analitik düşünmek gerektiği çoğu kimse tarafından iddia edilen mantıklı bir düşüncedir.

Ancak yapılan nöro ölçümler ve araştırmalar bunun tam tersini işaret etmektedir.

Hisseden beynimiz bizi hazza odaklarken risklerin varlığından kaçınmak yerine risklerden heyecan duyuyor olmamız mümkündür.

Düşünen beyin değil, hisseden beynimiz kararlarımızda devreye giren sorumlu bölgemiz olduğuna göre bu durum da bazen niçin "akıldışı", "öngörülemez" ya da "mantıksızca" kararlar aldığımızı açıklar niteliktedir.


Neyse. Bitiriyorum. Bitiyorum!

Başlarken demiştim.

Ben Profesör Doktor Uğur Batı.

Karar Bilimi Uzmanı ve 3 boyutlu düşünce ahtapotuyum.

Ve hepinize şöyle sesleniyorum:

Biz size düşünmeyin demiyoruz, hobi olarak yine düşünün.

Ve büyük düşünün ki seneye de düşünürsünüz!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU