İranlı Büyük Kral Kiros'un silindirinin tuhaf hikâyesi

Mehmed Mazlum Çelik, Independent Türkçe için yazdı

İranlı Büyük Kral Kiros

İnsanlık tarihi adeta yaşadığımız coğrafyaya tüm benliğini sığdırmış durumda.

Yunan Medeniyetleri, Hitit, Roma, Bizans, Asur... saymakla bitmeyen medeniyetler silsilesidir.

Coğrafyamızdaki medeniyetlerin kurucu isimleri bugün de kulağımıza çalınsa çoğumuz anımsarız.

Örneğin, Büyük İskender gibi figürler fatih unvanlarıyla öne çıkarlar. 

Onların büyüklükleri fethettikleri toprağın yüz ölçümüyle değerlendirilir. 

Kimi tarihi isimler ise yüceliklerini fethettiği gönüllerle tarihe kaydetmiştir.

Bunlardan birisi de İranlı Büyük Kral Kiros'tur. 

Kiros'tan geriye kalan muhteşem silindirin ülkemizden götürülüşünü ve bu büyük kralın maceralarına buyurun yakından bakalım.
 

 

Yahudilere özgürlük veren ilk liderdi

Kiros, milattan önce 590 senesinde dünyaya gelmişti.

Medlere isyan eden Fars eyaletinin mensubu olarak kısa sürede Pers İmparatorluğu'nun kontrolünü ele geçirdi. 

Girdiği hiçbir coğrafyada katliam yapmaması, insanların can, mal ve hürriyetini teminat altına alması Kiros'un önünde en güçlü kalelerin bile kapısını yıkan silahıydı. 

Öyle ki onlarca yıl Perslilerin hayalini süsleyen Lidya Krallığı bütün azameti ile Kiros'un büyüsüne kapıldı ve teslim oldu. 

Bu tarihte daha evvel eşine rastlanmayan yönetim modelinden etkilenen Babil halkı Kiros'un hakimiyeti altına girmeyi ve Babil Kralı Nabukadnezar'ın yönetimini reddetmesi Yahudiler için bir dönüm noktası olacaktı; çünkü Kiros, Kudüs sürgününü bitirecek kararı alıyordu.

Yeşeya Kehanetlerinde bu durum şu sözlerle anlatılıyordu:

Koreş isimli bir adam Babil'i fethedecek ve Yahudileri serbest bırakacaktı (İşaya 44:28; 45:1). 

Fırat Irmağı'nın suları kuruyacak, böylece Koreş'in ordusunun yolu açılacaktı (İşaya 44:27). 

Kent kapıları açık bırakılacaktı (İşaya 45:1).

Babil ordusu 'savaşmayı bırakacaktı' (Yeremya 51:30; İşaya 13:1, 7).


Hatırlarsanız Netanyahu, Gazze'ye barbarca saldırırken "İşaya Kehanetlerini gerçekleştiriyoruz" diyordu.

Esasen Kiros insanlığın gereğini yapmıştı ve bunu yapan tek kral ya da idareci değildi. 

Asr-ı saadet halifelerinden Hz. Ömer, Kudüs'ü aldığında şehrin Müslümanlar ve Yahudiler için dinen kutsal olduğunu belirterek çıkardığı emanname ile tüm mabetlerin korunacağını ve inançların özgürce yaşayacağını kanunla güvence altına almıştı. 

Yahudiler bu emanname sonrası şehre Hz. Ömer ile dönebilmişler ve uzun bir huzur devri geçirmişlerdi; çünkü Hz. Ömer, Hıristiyanlara sağladığı bu düsturları Yahudiler için de uygulayacaktı.

Yani Hıristiyanlar, Yahudileri kutsal beldeden sürdüklerinde evvela Hz. Ömer sayesinde dönebilmişlerdi.

Hz. Ömer'in amannamesi şöyle idi:

Bismillahirrahmanirrahim. 

Bu, Allah'ın kulu, Müminlerin Emiri Ömer bin el-Hattab'ın İlya (Kudüs) halkına verdiği emandır. 

Bu eman, canlarına, mallarına, kilise ve mabetlerine, hastalarına, sağlıklılarına ve sair halka verilmiştir.  

Kiliseleri Müslümanlarca kullanılmayacak ve yıkılmayacaktır. Kiliselerden ve arsalarından, Hıristiyanların haçlarından ve mallarından hiçbir şey eksiltilmeyecektir.

Din değiştirmeleri için baskı yapılmayacak, hiçbiri bu uğurda zorlanmayacaktır. İlya halkı Medain halkı gibi cizye verecektir. 

Buradan ayrılarak Rum'a (Bizans) ve Lusus a gitmekte serbesttirler. Ayrılan kimselerin canı ve malları gideceği yere varıncaya kadar güvendedir. Şehirde kalanlar da güvendedirler.

İlya halkından mabetlerini ve haçlarını bırakıp mallarıyla birlikte Rum a gitmek isteyenlerin canları, malları ve haçları gidecekleri yere varıncaya kadar güvencededir.

Şu tarihten beri, orada oturan herhangi bir kimse de dilerse İlya halkı gibi cizye vermek şartıyla orada kalabilir, dilerse Rum'a da gidebilir.

Allah'ın ahdi ve Rasulü nün, halifelerin ve müminlerin zimmeti, üzerlerine düşen cizyeyi verdikleri sürece burada yazıldığı şekildedir.

Şahitler: Halid bin Velid, Amr bin As, Abdurrahman bin Avf ve Muaviye bin Ebi Süfyan.


Kudüs'ün bir diğer Fatihi Selahaddin Eyyubi de aynı yolu izleyecekti.

Kenti büyük zulümlerden sonra geri alan Selahaddin Eyyubi intikam peşinde koşmayacak ve Hz. Ömer'in emannamesini aynen tatbik edecekti.

Eyyubi'nin bir çağrısı da Yahudileri ilgilendiriyordu; çünkü Sultan, Hıristiyanların koyduğu şehre giriş yasağını kaldırmış ve Yahudilerin Kudüs'e dönüşüne müsaade etmişti.

Bu yüzdendir ki en necis Siyonist kaynaklarda dahi Yahudiler Selahaddin Eyyubi'ye karşı hürmetsiz ifadeler kullanmaz. 
 

 

Dünyanın ilk anayasası: Kiros Kanunları

Kiros'un Kanunları silindir ve kilden yapılmış bir tabletin üzerine yazdırılarak sonraki nesillere aktarılmıştır.

İnsanların ibadet haklarında hür olduğunu, mabetlerinin güvence altına alındığını ve kimsenin zorla sürgün edilemeyeceği gibi bugün dahi uygulanılmasında ciddi arızalar görülen temel insan hakları bu silindir üzerinde kendisine yer bulması son derece şaşırtıcıdır. 

Bu silindir ilk defa 1879 yılında bir Osmanlı Süryanisi olan Hormuzd Rassam tarafından bulunacaktı.

Bu haber kısa sürede İstanbul'da bulunan Austen Henry Layard'ın kulağına gelecekti. 

Layard, Batı tarihinde bizler için müstesna yeri olan bir İngiliz'di.

Aslında Kıbrıs'ı elimizden söküp alan Büyükelçi Layard idi; ama dönemin devlet adamlarının basiretsizliğinden kaynaklanan bir durumdu.

Velhasıl, tabletin bulunduğu haberi Layard'ın kulağına geldiğinde evvela bu eserin Osmanlı'dan çıkartılması için Büyük Britanya adeta tüm gücünü seferber etti.

Sultan Abdülhamid, Layard'ın bilge kişiliği ve Türk dostu tavırlarının fazlasıyla tesiri altındaydı.

İngilizlerin dostluğu için Kıbrıs'ın elden gitmesine acımamıştı sultan, bir kil tablet için bunu riske edecek değildi.

Böylece Kiros Kanunları topraklarımızdan çıkarak Londra'ya doğru yol aldı.

Sonradan iki tablet daha bulundu ve bu tabletler de aynı şeyi yazıyordu.

Rivayet odur ki İskender, Pers İmparatorluğu'nu aldığında yaptığı ilk şeylerden birisi Kiros'un sadeliği ile öne çıkan mezarını ziyaret etmek ve ona saygılarını sunmak olmuştu.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU