ABD Başkanı Donald Trump'ın "akıllı güç" uygulaması ile önceki Başkan Joe Biden'ınki farklı anlayış ve uygulamalara sahiptir.
Önce konuyu kuramsal olarak açıklayalım, sonra güncel örneklere bakarız.
Kuramsal
Yumuşak güç ve sert güç kavramları yeterince biliniyor.
Zannediyorum "akıllı güç" ile ilgili alanı biraz irdelemekte yarar olacak.
Zira bu "stratejik" bir konudur. Uzun vadeli güç biriktirme ve uygulama konusudur.
Bazen şok etkisi yapabilecek uygulamaları da gerektirir.
Çünkü alışılagelen uygulamaların sürdürülmesi yerine, daha akılcı hamlelerle, ancak birçok simülasyonlarla denenerek ve sınanarak bulunan yöntemlerle, yani balıklama atlayarak değil, mevcut sistem veya gidişat uyarılabilir ve buradan çıkarımla ilave kazanım elde edilebilir.
Yabancı kaynaklardan referans alarak ülkemizde birkaç akademisyenin "yumuşak güç" hakkında yazdıklarını biliyorum.
Ne yazık ki benzer isimlerin, "akıllı güç" konusunda fazla referans bulamadıkları sebebiyle olsa gerekir, bu önemli konu hakkında doyurucu bir anlatım bulmak zordur.
Ben bu açığı görerek "Politik Uyanış"ta1 bir başlıkla "akıllı güç"ü tarif ettim.
Hatta bu makale vesilesiyle (bugünün Trump uygulamalarını da kapsadığından) teorik anlatımımı da güncelleme imkânı buldum.
DAHA FAZLA OKU
Ateşli silahlarla ve kaba kuvvet kullanılmasıyla alakalı üstünlük kurma yöntemi "sert güç" (hard power) şeklinde tarif edilir. Orduların ve silahların varlığı bu sebeptendir.
Buna karşılık Joseph S. Nye,2 "yumuşak güç" (soft power) kavramını daha belirgin kıldığından bu yana, özellikle ABD'nin bu yöntemle bir hayli yol kat ettiği bir ortam oluşmuştur.
Zamanla bu iki kavram, planlı bir sonuç elde edecek biçimde kullanarak yeni bir tanıma dönüştürüldü ve buna "akıllı güç" (smart power) dendi.
Esasında Dijital Çağ ve Dördüncü Endüstri Devrimi, stratejik uygulamalar bakımından böyle bir alanda var olmayı ve gelişmeyi gerektirmekteydi.
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi, Akıllı Gücü şöyle tanımladı:
Güçlü bir ordu gereklidir. Ancak aynı zamanda ABD'nin nüfuzunu genişletmek ve eyleminin meşruiyetini tesis etmek için her seviyedeki ittifaklara, ortaklıklara ve kurumlara büyük yatırım yapan bir yaklaşım da gereklidir.
Ayrıca, Beyaz Saray'da bir dönem Afrika işlerinden sorumlu kişi olan Chester A. Crocker, "akıllı gücü" şöyle tanımladı:
akıllı güç, diplomasinin stratejik kullanımını, ikna etmeyi, kapasite geliştirmeyi, güç ve etkinin maliyetini ve neticede etkin bir biçimde siyasi ve sosyal meşruiyete sahip yollarla yapılan projeksiyonunu içerir.
Akıllı saldırı tipleri
ABD'nin 2016 ve 2020 seçimlerinde Rusya etkisi olması "akıllı güç" uygulamasının dünyada yaygınlaştığını bir kanıtı olmuştu.
Demek ki ABD kendi için gerekli tedbirleri geliştirirken, aynı zamanda başkaları için bunu silah olarak da kullanacaktı.
Bu örnekten başlamak suretiyle konuyu geliştirin, o "milli güç" unsurlarının her biri için yeni örnekler oluşturun.
Ancak en bilineni, "sosyal yaşamımızın baskılanması" konusu, öyle değil mi?
Günümüzde siber tekniklerle "algı yaratma" ve "algı yönetimi" rahatlıkla yapılabilmektedir.
Siber alanda taarruzlar da yapılabilmektedir.
Binlerce mil uzaktan bir tuşa basarak örneğin elektrik güç santralinizin devre dışı bırakılması mümkün olabildiğine göre, artık buraya bir bomba atılmasına gerek dahi kalmayacak demektir.
Fiziki bir bomba atmak belki en son işlem olabilir. Uzaya şebekeler kurulmaktadır.
Yerdeki her türlü bilgi buradan kontrol edilmeye başlanmış, daha da artacaktır.
Kapasite yönetimi uzayda olacaktır.
Savaş uzaya çıkmıştır, amaç tanımlanmayan uçan cisimler değil, bu benim için komik konudur, esas olan dünyanın kontrolüdür.
Uzay savaşı kinetik, kinetik olmayan, elektronik ve siber silahlarla gerçekleştirilmek üzere tasarlanmaktadır.
Bir örnek var ki 2024'te herkesi şaşkına çevirmişti.
İsrail, Lübnan'daki Hizbullah militanlarına kitlesel teknolojik taarruz yapmıştı.
Ellerinde çağrı cihazı olan Hizbullah örgütüne ait binlerce militan aynı anda elemine edilmişti.
O çağrı cihazları büyük bir istihbarat, teknoloji ve operatif kapasite ile saldırıda kullanılmıştı.
Örgüte çok büyük darbe böylesi bir operasyonla vurulmuş oldu.
Bir başka örnek, bugün evinizde internet kanalıyla, dijital platformlarda seyrettiğiniz film sistemleri nasıl çalışıyor?
Sizin tercihleriniz yönlendiriliyor. Seçtiklerinizden size olan öneriler düzenleniyor.
Pazarlama stratejisi buna bağlı belirleniyor.
Ama bir de şu var, toplumların tercihlerine dayalı ana temalar kümeler haline getiriliyor ve bu kümelere bağlı makine yazılımı senaryolar oluşturuluyor.
Buradan hareketle film çevrilip yeniden beğeninize sunuluyor.
Aslında beğenip beğenmemeniz başka bir mevzu, küresel çapta izleyiciler büyük oranda bir anlayışa doğru yönlendirilmiş oluyor.
Bu sürekli oluyor, beğeniniz zorlanırken, hayal kaynaklı senaryolar sizi değiştiriyor.
Sanal bir dünyada beyninizin içindekiler de farklılaşıyor.
Film endüstrisi "yumuşak güç" konusu iken, film üzerinden hedef toplumların kitlesel sosyolojik dönüşümüne dönük uygulamaları gerçekleştirmek "akıllı güç" oluyor.
Teknoloji işin içinde, gerekli kapasite var, stratejik bakış açısı olacak, bazı temalar belirleniyor ve bununla toplumlar sinik, yozlaşmış, itaatkâr, vurdumduymaz, tüketici, vs. yapılabiliyor.
Şimdi buraya kadar ifade ettiğim fikri ve uygulamayı siyasal, sosyal ve ekonomik bütünlük halinde genişletelim.
Bireylerden alınan verilerle yine bireylere ve toplumlara dönük her türlü ürün ve algı geliştirilebilmektedir.
Ne var bunda, denecektir. İşte bu tür konulardan yola çıkarak ayaklanma çıkarmak bile mümkün olabilecektir.
Örneğin, bir ülke lideri derse ki, gri alandaki hedef bir ülkenin, şu tür özelliklere sahip grubunun, günlük tercihlerini etkileyerek, kendi otoritesine karşı ayaklanmalarını sağlayın, artık bu mümkün.
Hedef toplumun bu fikirde olmaları için bilinçaltlarına bazı önemli tahrik unsurları ve yatkınlık temaları yerleştirilebilmektedir.
Bunu sosyal medya başta olmak üzere dijital platformlarla yapmak mümkündür.
Üstelik konuyu geliştiren AI bile yapabilmektedir.
Politika ve akıllı güç
Uluslararası politika ve diplomaside akıllı güç nasıl kullanılacak?
Şuradan başlayalım, ABD ve Çin bugün hangi konularda savaşıyor?
Askerî açıdan güç gösterisinde bulunmalarını ve silahlanma programlarını bir yere koyalım.
Siber alanda ve uzayda kıyasıya bir rekabet var.
Ticaret savaşı belli şekillerde uygulandı, uygulanıyor.
Bu konuda Trump yönetimi saldırılara başladı bile. Tarifeler, gümrükler, vs.
Şimdi de Dünya Tücaret Örgütü hedef tahtasında.
Öteden beri ABD yaklaşımı, Tayvan veya Uygur Özerk Bölgesi hakkında "demokrasi, insan hakları ve özgürlük" bağlamındaki temalarını ortaya sürmekle alakalı.
Çin, kuantum ve 5G altyapılarında gelişim içindeyken, ABD bunları engelleme ve geciktirme çabasına girdi.
Çin, İpek Yolu ile nüfuz alanını güçlendiriyorken, ABD bunun önüne geçmek istiyor ve diğer yandan kendi adımlarını atıyor.
Bu bakımdan değişik coğrafyalarda liman kolaylıkları, taşımacılık ve sigortacılık şirketleri, kanal, geçit ve geniş ölçekte deniz yollarının kontrolü için rekabet alabildiğine arttı.
Trump, Avrupa ve Rusya politikalarında bile stratejik değişim içinde hareket ediyor.
Hedef Çin derken, onun yollarını kesecek politik argümanlarını sürekli ileri sürüyor.
Diğer yandan kıyasıya siber savaş, istihbarat savaşı ve hukuk savaşı oluyor.
Bütün bunlar ve benzerleri olurken ABD ve Çin karşılıklı olarak politik ve diplomatik açıklamalarda bulunuyorlar ve yaptırımda bulunuyorlar.
İki küresel rakip olan ABD ve Çin ölçeğindeki konular bunlar.
Peki ABD gibi küresel bir güç, Ortadoğu bölgesinde politik bakımından neleri yapabilir?
Bu bölgede ABD'nin küresel rakipleri her coğrafyada olduğu gibi Çin ve Rusya'dır.
Ortadoğu'da bölgesel rakipleri var, bir de yereller.
Örneğin, İran bölgesel rakip konumunda bir ülke.
Tam da bu noktada Trump yönetimi İran'a iki aylık bir ültimatom verdi.
ABD'nin İran'a yapabilecekleri Çin ve Rusya'nın yaptıklarına dayalı olarak belirlenecek adımlara ve yöntemlere bağlı geliştirilecektir.
Demek ki politika ve diplomasi alanlarında atılacak adımları belirlerken geçmişte olduğu gibi bugün de "akıllı" olunması gereken ilk konu "denge ve nüfuzun artırılması" olmaktadır.
Çünkü "güncellenen kapasite" yine kendine göre bir denge ve nüfuz imkânı oluşturmaktadır.
Politika ve diplomasi alanlarında "akıllı" olunması gereken ikinci konu "zaman ve kaynak yönetimi" ile açıklanmaktadır.
Yine "güncellenen güç kapasitesi" kendine göre bir zaman ve kaynak yönetimi alanı açmaktadır.
Yakın zamanda bu sitede yayımlanan makaleme dikkat çekmek isterim: "Yeni Kaynak Savaşı!"
Burada güncel bütün tartışmaları ele aldım.
Trump'ın öne sürdüğü Ticaret Savaşı konusunu etraflıca inceledim.
ABD'nin kaynak potansiyeli, kurulu düzenleri daha çok ABD dolarının erişimine ve gücüne endekslidir.
Rezerv para birimi dolar ve bunu yöneten FED politikaları ABD'nin aynı zamanda bir silahıdır.
Bu silahını zaman yönetimiyle buluşturarak akıllı güç unsuru olarak kullanan ABD, rakiplerine alan bırakmayacak ve hatta gittikleri yoldan döndürecek türden imkân sağlar ve bu kabiliyet en önemli argümanların başında gelir.
"Akıllı güç" uygulaması diğerlerinden daha da karmaşık ve iddialıdır.
Zira çok az güç odağının imkân ve kabiliyetleri ölçüsünde şekillenir.
ABD gibi her türlü faaliyeti organize etme ve buna göre sistem kurabilme kabiliyeti olan bir ülke için "akıllı güç" diğer ülkelere nazaran daha avantajlı hale gelmektedir.
Değil bir ülkeyi hedef alan, küresel çapta dahi küresel çapta ekonomi dahil, bütün savaş türlerini aynı anda uygulayabilme kabiliyetiyle başkalarına hâkim olmak ve kontrolü sağlamak "akıllı güç"tür.
"Akıllı güç" en sistemli biçimde ABD tarafından uygulanmaktadır.
Buradaki tartışmalar bu konunun altını doldurur mahiyette olmaktadır.
Bu bakışla ABD, "akıllı güç" meselesinin çeşitli yeni yönlerini araştırıyor.
Örneğin, ticaret başta, her tür hukukun düzenlenmesi, mevcut teşkillerle yenilerinin düzenlemesi zorlukları, bu alanda atılan adımların finansmanı ve küresel stratejik iletişim yöntem ve kanallarının oluşturulması.
Gölge veya sizli savaş faaliyetlerinin akıllı güç ile alakalı hususları var.
En azından hukukilik, teşkilat düzenlemeleri, finansman tartışmaları...
Bakarsanız bugünün konuları bunlar.
Tartışılıyor ama şu aklımızdan kaçmasın, bunları bir süper gücün sahaya yansıttığı yeni silahlar olarak düşünürseniz, onlar bu yolda ilerlerken bizlerin de bu konularda ilerlemesi şart oluyor.
Geç kalırsak elimizde olanlarla bir savaş vermeye çalışırız, ama mesela cephe çok başka yerlerde kurulmuştur, silahlarımızı kullanabilecek imkân ve zaman bulamayabiliriz.
Risk budur!
Akıllı gücün özellikleri
Akıllı gücün özellikleri nelerdir?
Birincisi, küreseldir.
"Akıllı güç" küresel amaç ve kapsamlı stratejiler için uygulanabilir.
Örneğin, bütün insanlığın çıkarına gibi hedefler kullanılır.
Benzer çapta başka bir örnek de iklim krizi bağlamında tüm insanlığa çözüm önerir olmalıdır.
Başka örnek, ekonomik dominasyon ile tüm dünya ekonomisi, finans sistemi veya ticari olayları etkilenmelidir.
İkincisi, hegemoniktir.
ABD için, "bütün dünya için kuralları ben koyar, ben değiştiririm" anlayışı hakimdir.
Bir dönem Batı tipi demokrasiyi yerleştirme fikri bu konunun en bariz örneği oldu, belki halen devam eden bir ideolojik yaklaşım konusudur.
Bugün Trump ile bu biraz esnetilse de Batı'nın değerleri ve bununla üstünlük kurma fikri halen geçerlidir.
"Akıllı güç" için küresel çapta, üzerinde çalışılmış, dengeli ve mevcut nüfuzun arttırılmasını sağlayan hamleler yapılır.
Mevcut kapasiteyi arttırmak ve gelinen noktadaki kapasiteyi de ilerilere taşıyacak hamleleri peşi sıra planlayarak gerçekleştirmek prensiptir.
Buna "kapasite güncellemesi" de denebilir.
Zaman ve kaynak yönetiminde belirleyici olmak demek hegemon olmakla ilgilidir.
ABD belirleyici hamleleriyle bütün süreçleri etkilemektedir.
Daha dün (27 Mart 2025) yazdım, "Küresel Girdap" başlığıyla.
Burada ABD'nin hegemonik bakışını ve hamlelerini işledim, zamanı ve kaynakları nasıl etkilediğini ve yeni planlarının neler olduğunu işaret ettim.
Buradan yola çıkarak, bu hakimiyet fikri, ülkelerin içişlerine, rejimlerine, partilerine, halkın günlük yaşamına, insanların cebindeki paraya, yatırım alanlarına, sosyolojisine, teknolojik gelişmeler ışığında günümüzün akıllı sanal uygulamalarına, siber alandaki faaliyetlere kadar, çok boyutlu eleştiri ve öneri imkânı verir.
Bu, "akıllı gücü" uygulayana belirginleştirilmiş kolaylıklar sunar.
Üçüncü özellik, bir ittifakla hareket etmeyi gerekli kılar.
"Akıllı gücün", sert ve yumuşak, bütün tarafları aynı anda hedefe veya hedeflere uygulanabildiğinden, etki noktasında bir güç oluşturmayı ve bu güçle sonuç almayı gerektirir.
Öyleyse bir ittifakla hareket etmek, daha somut sonuçlar alınmasına imkân verir.
Bu bakımında "akıllı güç" uygulamasını yapacak olanın küresel çapta her türlü irtibatı kurabiliyor olması şarttır.
ABD, uluslararası bütün kurumlar üzerinde hakimdir. Hatta bu kurumları değiştirebilir, içlerine istediğinde tekrar girer veya çıkar.
Dördüncü ve son özelliği de, başarılı olmak zorunluluğuna dayalı, küresel alana ve ittifaka aynı anda yön vermesidir.
Bu özelliği en kolay ABD ile açıklamak mümkündür.
ABD, küresel vaatlerinde ve ittifakı ikna etmede öyle çok ve etkili imkâna ve kapasiteye sahiptir ki, bunun mümkün olduğunu düşünme fikri bile başlı başına bir güç unsudur.
Bu özelliğin işlerliği için, ikna kabiliyetini destekleyen en önemli hususların, hukuk ve ekonomik altyapısının bulunması gerektiğidir.
Ekonomi önemlidir!
Biden'dan farklı
Biden yönetimi politik çizgide bir tarif belirlemişti: Otoriterliğe karşı olmak.
ABD her bir diplomasi faaliyetinde ülkeleri, toplulukları ve liderleri tarif ederken, demokratik olup olmadığını işaret etmekteydi.
İşte bu noktada Biden yönetimi, "demokrasi" gibi "yumuşak güç" ifadesiyle, vekâlet savaşı, siber savaş, istihbarat savaşı vs. yöntemleri birlikte bir eylem planına dayandırmıştı.
Hedefindeki liderlere "demokrasi" temasıyla doğrudan politik ve psikolojik baskı uygulamakta, ancak bunun için diplomasi kadar medya yönlendirmelerini de devrede tutmaktaydı.
Biden, Rusya lideri Putin'e bir yandan "otoriter" ve "katil" derken, diğer yandan Ukrayna sınırında müttefiklerini de bir güç halinde kullanarak NATO tatbikatı gerekçesiyle askeri yığınaklanma yapmaktaydı.
Sonra her iki taraf çıtayı yükseltmişti. ABD ve Rusya birlikte nükleer silahlarını ve atma vasıtalarını işaret etmeye başlamıştı.
Ama neticede konu ne merkezdeydi?
Caydırmak!
Dengeleme sınırları, yani bu örnekteki caydırma ölçütü yükseltilerek karşı tarafa üstünlük sağlanabilirdi.
Hangi taraf cayacak?
Biden zamanında herhangi bir cayma sonucu çıkmadı, belki yıpratma imkânı bulundu, net bir taraf seçme sınırı belirlendi.
Trump'ın yeni yönetimi ülkesinin stratejik kazanımına dayalı jeopolitik hedefleri için sanki "demokrasi" kavramını rafa kaldırmışa benziyor.
Biden'ın tersine, Ukrayna'da barış olmalı, Rusya ile anlaşmaya gidilmeli diyor.
Artık Rusya'nın Çin yolu üzerindeki jeopolitik avantajını ABD tamamıyla kullanabilmek için stratejik planlamalar buna göre yapılmalıydı.
Denklem buna dayandırıldığında, Kuzey Buz Denizi, Orta Asya, Hint-Pasifik yollarında ABD kendi çıkarına hamleleri yapabilecek bir denge yaratabilecekti.
Hasılı, Putin'i "otoriter" olmakla köşeye kıstırmaya çalışmanın Trump için bir manası kalmamışa benziyordu.
Hatırlatmak isterim: "Politik Uyanış"ta günümüz şartlarını ve gelecekte nelerin olabileceğini, 2070 vizyonunu açıkladım.
"Zamanın Gerekleri" başlığı altında şöyle söyledim:
Öyleyse demokrasi ile otoriter rejimlerin ortak yaşayabildiği bir küresel sisteme doğru gidilebilir. 3
Trump bugün "akıllı güç" uygulaması ile Biden'dan ayrı şekilde hareket etmektedir.
Trump için akıllı olmak manasında şunlar vardı:
"Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) bir manası kalmamıştır!" Çünkü, "Ödenmemiş borçlar var."
Düşüncemi söyleyeyim. DTÖ konusu bugün Çin'in sırtını dayadığı en önemli argümandır.
Bu konuda bu sitede daha önce "Yeni Kaynak Savaşı" başlıklı makalemde bunu açıkladım.
Ben bu satırları 24 Mart 2025 tarihinde yazdım ve demek ki akıllı hareket eden bir Trump yönetimi var, 4 gün sonra bu sözleri söyledi, önlemini aldı.
Aklın yolu bir!..
Trump dönemi akıllı güç
ABD'de belirgin biçimde Joe Biden yönetiminin "akıllı güç" uygulaması içinde olduğunu gördük.
Zira Biden kendi doktrini içinde de bu kavramı kullanan bir başkandı.
Bugün Donald Trump ikinci kez başkanlık koltuğunda.
İlkine göre bu kez teknolojide daha ileri bir dünya atmosferinde.
Hem bazı tecrübeleri de oldu.
Gelinen noktada Trump, Elon Musk gibi teknoloji üreten ismi de kabinesine aldı.
Fakat Trump henüz iktidarının birkaç ayına tanık olunduğu halde öyle bir görüntü veriyor ki, "akıllı güç" her alanda, "devrimsel" bir hâl almış gibi duruyor.
Yani sadece askeri ve diplomatik bakış açısı yeterli değil, dünyayı değiştirecek bir zorlamayı ihtiva ediyor gibi duruyor.
O halde akıllı güç ile ilgili olarak ne söylemeliyiz?
- Mevcut konvansiyonel ve kitle imha silahlarına dayalı envanterler geliştirilecektir ve bunlarla "caydırıcı" olma imkânları sürdürülecektir.
- Artık silahlı kuvvetlerin teknolojik olanlarını düşünmemiz gerekir. Trump 6. nesil savaş uçağı F-47'yi sahaya sürdü bile.
- Sıfır kayıplı savaş, hibrit savaş, Siber savaş, uzay savaşı, istihbarat savaşı, gizli savaş, kültür savaşı, çok alanlı savaş, temassız savaş… Bunlardan fazlaca yararlanılmaktadır.
- Otonom silahlar… Bu sadece havada değil, denizde, karada ve uzayda da aynı şekilde kullanılacak robotik silah sistem ve platformlarını işaret eder. Otonom harekât yapabilen bu sistemler "akıllı" bir çatışma anlayışının ateş gücünü oluşturur.
- Bu konuyu geniş perspektifle tarif edersek, öncelikle bilgisayar kültüründen, bilgi teknolojisi ve sanal gerçeklik ile ilgili veya bu kültürün karakteristiğinden söz etmemiz gerekmektedir. Çok yakın zaman içinde bütünüyle kuantum sistemlerinin devreye gireceği ve halen geniş bir yelpazede yapay zekanın (AI) kullanıldığı bir zaman diliminde olduğumuzu bilmemiz gerekiyor.
- Bunların "milli güç" unsurları olarak işaret edilebilecek; askeri, sosyal, siyasal, ekonomik, iletişim, ulaştırma, biyografi, bilim ve teknolojik her bir alanda uygulaması vardır, bağlı bir şekilde sahaya yansıtılan teknikler ve konseptler de güncellenmektedir. Bu ne demek? Yapılan siyasal seçimleriniz artık bir "baskı" ("dominasyon" ve "hegemonik" kavramlarıyla) altında gerçekleşecek demektir. Bu sitede 24 Şubat 2025 tarihinde "Küresel Baskının Enjeksiyonu ve Etkileri" başlıklı yazdığım makalede teknik olarak "küresel baskı" nasıl kurulur, bunları açıkladım. Yöntemler şöyle; kampanya yönetimi, algı yönetimi, rakip yönetimi, kaos yönetimi. Akıllı güç, dominasyon ve sonuçta varılmak istenen hedef: "Dünyayı değiştirmek!"
- Trump'ın diplomasi ve politika biçimi olarak uygulaması görüldüğü gibi, diğer ülke liderlerini küçümsemek, ezmek, "ben emrederim, siz yaparsınız" pozisyonuna getirerek ilişki kurmak, ultimatomlarla baskılamak.
Sonuç
"Akıllı güç" uygulayanlar, mevcut ve gelişen değerleriyle, sistemiyle ve ikna gücüyle sürekli çemberini, ittifakını ve nüfuz alanını genişletebiliyor ve iddiasını sürdürüyor olması gerekir.
"Akıllı güç" uygulamasının dayanakları; politik güç, ekonomik güç, askeri güç, bilimsel ve teknolojik güç, sosyokültürel güç, doğal olanlar dahil krizleri yönetme ve yönlendirme gücü, diplomatik, hukuk ve insan kaynağı yönleriyle ortaya çıkan üstünlük konularıdır.
İşte burada doğal afetlere neden çok hazırlıklı olmak gerektiği de işaret edilmiş oldu.
"Akıllı güç", akıllı tasarımlar, önlemler, her ne varsa bunları konu eder.
"Akıllı güç" tam olarak liderlerin akıllı seçimleri demek değildir, sistemseldir ve stratejiktir.
Günümüzde siber savaşı veya uzay savaşını her şekliyle başarılı biçimde yapabiliyor olmak ve hatta bu tür bir savaş alanına başkalarını da çekebilmek, onları o alanda baskılamak akıllı hamlelerdir.
"Akıllı güç" küresel rekabette ne yapılması gerektiğini açıklayan bir konudur.
Büyük güçler ve bunların bir altında olanlar için bu uygulamalar çok önem arz eder.
"Akıllı güç" bir caydırıcı güçtür.
Öyleyse caydırıcılığı göz önünde tutmak gerekir.
"Akıllı güç" ekonomiye etki eder, ekonomiyle ilgili sonuçları hesaba katar.
Öyleyse ekonomik gücü göz önünde tutmak gerekir.
"Akıllı güç" stratejiyle kazanmak demektir.
Öyleyse stratejik ve jeopolitik hamleler daima önemsenmelidir.
1. Tokmakoğlu, Gürsel, Politik Uyanış, Stratejik Güç Birikimi ve Akılcılık Üzerine, Destek Yayınları, 2024, İstanbul, s. 405-412.
2. Nye, Joseph S., Dünya Siyasetinde Başarının Yolu, Yumuşak Güç, Çev. Rayhan İnan Aydın, Elips Kitap, 2005, Ankara.
3. Tokmakoğlu, Gürsel, Politik Uyanış, Stratejik Güç Birikimi ve Akılcılık Üzerine, Destek Yayınları, 2024, İstanbul, s. 457.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish