Ötanaziye ilişkin yasada değişiklik yapılmasını savunanlar, 6 aydan daha az ömürleri kaldığını söyleyecek iyi kalpli doktorlar bulamadıkları sürece acı çekmeye, aşağılanmaya ve kendilerini yük olarak hissetmeye devam etmek zorunda kalan engellileri koruyacak güvenceler getirileceğine inanıyor.
Bu saçmalık, "ötanazi" yasa tasarısı parlamentoya her geldiğinde ortaya atılıyor. Neden mi? Çünkü bu tür yasa tasarıları hazırlanmadan önce engellilere asla ciddi bir şekilde danışılmıyor. Bizler acı, aşağılanma ve yük gibi hissettirilmekte uzmanız. Elbette bizim görüşlerimiz her şeyden önemli olmalı, değil mi?
Ne yazık ki hiçbir zaman öyle olmuyor; bize kibirli bir şekilde konunun bizimle ilgili olmadığı söyleniyor. Ancak yaşadığımız deneyimler bize her gün bunun doğru olmadığını söylüyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
20 yılı aşkın süre önce, Joel Joffe'yi radyoda özel üyelerin yasa tasarısı (parlamentodaki ilk ötanazi yasa tasarısı) hakkında konuşurken dinlemiştim. İşte o zaman engellilerin seslerini duyurması gerektiğini fark ettim.
Benim için bu etik ya da dini bir mesele değil; benim ve tüm ölümcül hastalarla engellilerin hayatıyla ilgili. Bizi yanlış temsil edenlere karşı kampanya yürütmeliyiz. Yaşamak için yardım istiyoruz, ölmek için değil.
Ötanazi yasasındaki herhangi bir gevşemeye karşı kampanya yürüten engellilerden oluşan bir ağ olan Not Dead Yet UK'i işte bu şekilde kurdum. İlham ve destek 1996'da Birleşik Devletler'de kurulan Not Dead Yet'ten geldi. Yasada yapılacak bir değişiklikten dehşete kapılan binlerce kişinin ortak sesini temsil ediyoruz.
Kim Ledbetter, tasarısının "en katı korumaları" içerdiğini iddia ediyor. Ama içermiyor. Bununla birlikte Ledbetter, bazıları engellilerle doğrudan deneyime sahip ya da onları temsil eden milletvekillerini tasarıyı desteklemeye ve yasalaştırmaya ikna etmeyi umuyor.
Bu çerçevede, ötanazi merhametli ve basit bir çözüm gibi görünüyor. Daha karmaşık alternatif olan daha iyi sağlık ve sosyal bakım desteği bir kenara itiliyor.
Öte yandan hiçbir engelli örgütü ya da engelli yardım kuruluşu yasada değişiklik yapılmasından yana değil. Disability Rights UK gibi bazıları, tarafsız olmaktan çıkıp mevcut mevzuatta yapılacak herhangi bir değişikliğe karşı aktif olarak kampanya yürütmeye başladı.
Milletvekilleri cuma günü popülist bir yasa değişikliğini hızla gerçekleştirmek için acele etmek yerine, ötanaziyi yasallaştıran birkaç ülkeye yakından bakmalı. Her durumda, başlangıçtaki kısıtlayıcı yasalar daha sonra kapsamlarını genişletmek için gevşetildi, bazı durumlarda korkunç sonuçlara yol açtı.
"Korumalar", başlangıçtaki kriterlerin dışında kalanlar için bireysel seçimleri ve hakları kısıtlayan engeller olarak görülüyor. İşte bu nedenle bu tasarı, sağlık ve sosyal bakım desteğine ihtiyaç duyan bizler için çok tehlikeli. "Ölme hakkımız", ister aileden, ister arkadaşlardan, ister Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi'nden (NHS) veya yerel belediyeden olsun, "destekle yaşama hakkımızın" yerini alacak.
Ölümcül hasta ve engellilerin sağlık ve sosyal bakım hizmetlerinde kalitesiz ve yetersiz hizmetlerle karşılaştığını zaten biliyoruz. Wes Streeting her iki hizmette de durumun böyle olduğunu teyit etti. Hayatları çekilmez hale getiren de bu. Halkın, herhangi bir nedenle zayıf düştüklerinde, hastalandıklarında ya da iş göremez hale geldiklerinde başlarına gelebileceklerden korkmasına şaşmamalı. Bir doktorun onayıyla intihar etmenin, yeterli bakım ve destek olmadan yaşamaktan daha iyi olabileceğini düşünmelerine şaşmamalı.
Destekçileri bu tasarının tamamen "seçim"le ilgili olduğunu iddia ediyor. Benim gördüğüm tek "seçim" kötü bakıma katlanmak ya da erken ölmek. Mevcut korku ikliminde insanlar bir çözüm istiyor.
Bizi duymak neden bu kadar zor? Hükümetin hayatlarımıza yatırım yapması neden bu kadar zor? Yük gibi hissetmememiz için bozuk sağlık ve sosyal bakım hizmetlerini düzeltmek? Hepimiz ihtiyaç halinde bunun bulunacağından emin olabilelim diye evrensel hafifletici bakım sağlamak?
Hükümet işe mevcut bir yasayı (2010 Eşitlik Yasası) uygulayarak başlayabilir. Eğer topluma bir amaç ve bağımsızlıkla erişebilirsek, o zaman belki de ölmemize yardım etmek için sağır edici çığlıklar susturulabilir. Yaşamamıza yardım edin, ölmemize değil.
Milletvekilleri bu tasarıyı desteklemek istiyorsa, bunu ancak doğru destekle yaşayabilecek hiçbir insanın ölmeyeceğinden yüzde 100 emin oldukları takdirde yapmalı. Şüpheye yer olmamalı. Hayatlarımız sizin ellerinizde.
Surbiton Baronesi Campbell DBE, Lordlar Kamarası'nın tarafsız bir üyesi ve Not Dead Yet UK'in kurucusudur
Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal
© The Independent