Türkiye Cumhuriyeti'nin 101. yılında kadın olmak

Özgecan Sırma Independent Türkçe için yazdı

Vatandaşların "Cümhuriyeti Biz Böyle Kazandık" dövizini elinde tuttuğu görülen fotoğraf, "Foto Hüsnü" adıyla tanınan Hüsnü Kazım Özler tarafından cumhuriyetin 10. doğum gününde Uşak'ta kaydedildi

Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923'te kurulduğunda, yalnızca bir devletin temelleri atılmamış, aynı zamanda sosyal, kültürel ve ekonomik alanda köklü değişimlerin de başlangıcı oldu.

Bu değişimlerin en önemli unsurlarından biri, kadınların toplum içindeki yeridir.

101 yıl sonra, Türkiye'de kadın olmak, geçmişte olduğu gibi hâlâ önemli bir mücadele alanı. 

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde gerçekleştirilen reformlar, kadınların toplumdaki rolünü güçlendirmeyi amaçladı.

Kadınlara, eğitim hakkı, seçme ve seçilme hakkı gibi temel haklar tanındı; bu haklar, kadınların sosyal, ekonomik ve siyasi hayata katılımını sağladı.

1934 yılında, Türkiye, kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren ilk ülkelerden biri oldu.

Bu adım, yalnızca yasal bir düzenleme değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün habercisiydi. 

101 yıl sonra ise kadınların toplumdaki yeri hâlâ tartışma konusu.

Türkiye'de kadınlar, her alanda varlık gösteriyor; iş hayatında, siyasette, sanatta ve bilimde başarılar elde ediyor.

Ancak, cinsiyet eşitliği konusunda ciddi sorunlar bulunuyor.

Kadınlar, şiddet, ayrımcılık ve ekonomik eşitsizlik gibi birçok sorunla mücadele etmeye devam ediyor.

Yaşam hakkı ihlaline varan en önemli sorun olan kadına yönelik şiddet ise son yıllarda artış gösterdi ve bu durum, toplumsal bir acil durum olarak ele alınmalı.

Şiddete uğrayan veya katledilen kadınların çoğu zaman kolluk kuvvetleri ve yargıya başvuruları ile koruma talepleri olmasına karşın vahim sonuçlardan korunamadıkları görülüyor.

Niteliksiz ve yazıdan ibaret olan, koruma kalkanı olamayan uzaklaştırma kararları ile kadını koruyamayan sistem aksine failin öfkesini ve kadına yönelik tehdidi körüklemekten öte gidemiyor.

Meselenin önemli bir yönü 6284 sayılı kanunun uygulama alanında yetersiz bırakılması ve yetersiz cezalandırmalar ile oluşan cezasızlık algısıdır.

Siyasette, medyada ve toplumun her alanında hakim eril dil devam ediyor ve bu çarpık zihniyet besleniyor. 

Sadece hukuk veya kolluk çerçevesinde olacak düzenlemeler toplumsal eşitlik dili ve algısı oturmaz ise sorunu çözmede yetersiz kalacaktır.  
 


Eğitim, kadınların güçlenmesinde kritik bir rol oynuyor.

Eğitim olanaklarına erişim, kadınların iş gücüne katılımını artırıyor ve ekonomik bağımsızlıklarını pekiştiriyor.

Türkiye'deki kadınların eğitim seviyesinin yükselmesi, onların toplumsal hayatta daha aktif bir rol almasına olanak tanıyor.

Ancak, kırsal bölgelerde ve dezavantajlı kesimlerde eğitimdeki eşitsizlikler, kız çocuklarının yüksek tahsile uzanan eğitim yollarının daha çok başında engellenmesi kadınların potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmelerini engelliyor.

Eğitim fırsatlarının artırılması, sadece kadınlar için değil, toplumun genel refahı için de önemli. 

Kadınların siyasi temsili, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde önemli bir yer tutuyor.

Kadınların karar alma mekanizmalarında daha fazla yer alması, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarının daha iyi temsil edilmesine yardımcı olur.

Ancak, kadınların siyasi arenada yeterince temsil edilmemesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında önemli bir engel teşkil ediyor.

Kadınların politikada daha fazla yer alması için, destekleyici mekanizmaların geliştirilmesi ve cinsiyet kotası gibi uygulamaların hayata geçirilmesi gerekiyor. 

Türkiye Cumhuriyeti'nin 101. yılı, kadınların hakları ve toplumsal konumu açısından bir değerlendirme fırsatı sunuyor.

Kadın olmak, geçmişte olduğu gibi bugün de önemli bir mücadele gerektiriyor.

Kadınların güçlendirilmesi, yalnızca bireyler için değil, tüm toplum için hayati bir öneme sahip.

Cinsiyet eşitliği hedefi doğrultusunda atılacak adımlar, gelecekte daha adil ve eşit bir toplum inşa edilmesine katkıda bulunacaktır.

Türkiye, kadınların toplumsal hayatta daha aktif ve eşit bir şekilde yer almasını sağlamak için kararlılıkla ilerlemeli.

Kadınların sesinin duyulması, haklarının korunması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, ülkenin gelişimi için vazgeçilmez bir gerekliliktir.  

101. yılda hâlâ kadınların yaşam hakkı başta olmak üzere, eğitim hakkı gibi, en temel haklar için dahi mücadele veriyor olması utanç vesikası olsa dahi, cumhuriyetin payidar olacağı bilinci ile kurucu liderin başlattığı meşale ateşinin en büyük umut olduğu unutulmamalı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilan ettiği cumhuriyetin ışığında Türk kadınının hak ettiği muasır medeniyetler seviyesinde kazanımlara kavuşacağı bilinmeli. 

Cumhuriyet kadınlarının bayramı kutlu olsun! 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU