Kafeste "iklim zirvesi"

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

Batı'dan gelen eleştirilerin dozu arttı ve ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ben Cardin, 9 Eylül'de yaptığı açıklamada, 11-24 Kasım tarihleri arasında Bakü'de gerçekleştirilmesi planlanan BM COP-29 İklim Zirvesi toplantısı öncesinde ülkenin uluslararası kurumlar karşısında üstlendiği yükümlülükleri yerine getirerek siyasi tutukluları serbest bırakmaya çağırdı.

Açıklamasında Ben Cardin, ülkede vatandaşların serbest toplanma hakkının ve söz ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine atıfta bulunarak "Azerbaycan bunu yapmadı" dedi.

Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı'nın açıklamasında, siyasi tutukluların isimleri zikredilerek COP-29 Zirvesi öncesinde serbest bırakılmaları istendi.

ABD siyasetinin önemli isimlerinden Ben Cardin'in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

Azerbaycan hükümeti eski milletvekili Nazım Beydemirli, ekonomist bilim adamı Gubad İbadoğlu, STK üyeleri ve siyasi aktivistler Bahtiyar Hacıyev, İlhamiz Guliyev, Tevfik Yakuplu, ekonomi yorumcusu Ferid Mehralizade, bağımsız seçim gözlemcisi Anar Mammadli, yolsuzluğa karşı mücadele eden gazeteciler Sevinç Vagıfkızı, Nergiz Absalamova, Elnara Gasimova, Hafız Babalı, Muhammed Kekalov, Ülvi Hasanlı, bağımsız gazeteciler Aziz Orucov ve Ali Asker Mammadli serbest bırakılmalı.


Geçen yılın aralık ayında Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) yapılmış BM COP-28 İklim Zirvesi toplantısının sonunda Bakü'nün ertesi sene bu zirve toplantısını gerçekleştirmeye talip olmasıyla aynı anda Azerbaycan'da gazetecilerin, yorumcuların, siyasi aktivistlerin tutuklanması daha da hızlandı.

COP-29'un internet sitesine baktığımızda, demokrasiyle ne ölçüde bağdaşdığı anlaşılamayan şu cümlelerle karşılaşıyoruz:

Dünyanın en büyük ve önemli devletler arası toplantılarından biri konumundaki COP-29'a 2024'te Azerbaycan'ın ev sahipliği yapması Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in yeni bir ihtişamlı zaferidir. Bu, Bağlantısızlar Hareketi'ndeki Başkanlığımız ve Güvenlik Konseyi'ne üyeliğimizden sonra dış politikamızın en büyük başarısıdır. Aynı zamanda son dönemlerde Azerbaycan'a karşı çirkin kampanya yürüten kimi çevrelere karşı tutarlı yanıttır.


Bu satırlar, İklim Zirvesi'ne Bakü'nün bakışını çok açık şekilde ortaya koyduğu için herhangi bir yoruma ihtiyaç bırakmıyor.

COP-29 ile ilgili bu tarz bir tanıtım, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazeteci-yazarların, yorumcuların, siyasi aktivistlerin hapse atılmasının şükürle karşılanması emrini vermemiş Azerbaycan iktidarının kendisine şükranlar sunulması gerektiğini ortaya koyuyor.

Zaten yıllardan bu yana üye olduğu Avrupa Konseyi ve AGİT gibi uluslararası kuruluşlara kendi koşullarını dikte etmeye alışmış Azerbaycan'ın son yıllarda Batı'yla yıldızı barışmayınca Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, geçen ocak ayında Azerbaycan delegasyonunun oy hakkını askıya almıştı.

Devlet Başkanı Aliyev buna sert tepki göstererek Strasbourg'u "konseyden çıkmakla" tehdit ederken bu kez Batı geri adım atmamıştı.

1 Eylül'de gerçekleştirilen parlamento seçimleri her bakımdan AGİT tarafından eleştirilere maruz kalınca iktidar tüm bunları unutturup COP-29'a odaklanmak ve bunun enine-boyuna propagandasını yapmak isterken ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ben Cardin'den gelen ve siyasi tutukluların isim isim sayılarak serbest bırakılmasının talep edildiği açıklamaya Bakü'nün yine meydan okuyup okumayacağını henüz bilemediğimiz için Senato Dış İlişkiler Komitesi listesine birkaç siyasi tutukluyu daha eklemenin hiçbir mahsuru olmayacaktır:

  1. London School of Economics öğretim görevlisi Prof. Dr. Gubad İbadoğlu'nun aleyhinde ifade vermesi için Ağustos 2023'te Türkiye'nin alelacele Bakü'ye teslim ettiği ekonomist Fazıl Gasımlı. İfadesini baskı ve işkenceler altında verdiğini açıklamasından dolayı Azerbaycan iktidarını iyice kızdırmışa benzeyen Gasımlı, 89 gündür açlık grevindedir ve bulunduğu hapishaneden "cenazesinin çıkacağına" ilişkin ailesine haber gönderirken yargı kurumlarının bu durum karşısında kılı bile kıpırdamıyor.
     
  2. Harvard ve Massachusetts Üniversiteleri yüksek lisans mezunu, petrol mühendisi Ramin İsayev, çalıştığı firmadaki yolsuzlukları deşifre edilmesinden dolayı 13 aydan bu yana hapiste. İşin ilginç yanı Azerbaycan'da Ramin İsayev'i hapse attıran güç sahiplerinin mahkeme celselerini de kapalı yaptırmalarıdır. Mahkemede kendini doğru dürüst savunma imkanlarından mahrum bırakılan Ramin İsayev'in karşı karşıya kaldığı durum, COP-29 Zirvesi öncesinde Azerbaycan'da insan haklarına verilen değerin en çarpıcı örneklerinden biridir.

Şimdi gelişmeleri yakından izleyenleri ilgilendiren esas soru şu: 

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nden gelen sert talebe Devlet Başkanı İlham Aliyev nasıl bir yanıt verecektir?

AKPM gibi ABD Senatosu'ndan gelen talep geri çevrilip de siyasi tutuklular serbest bırakılmazsa Azerbaycan'ın COP-29'u ne gibi bir akıbet bekleyebilir?

Independent Türkçe'nin bu sorusunu gelişmeleri ABD'nin Texas Eyaleti'nin Dallas kentinden yakından izleyerek her gün kendi YouTube kanalında yorumlayan Beydullah Manaf cevaplandırdı:

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanının açıklaması takdire şayandır. Ancak maalesef Azerbaycan iktidarının bu talepleri karşılayacak yanıtlar vereceğine inanmıyorum. Azerbaycan'da yirmi küsür seneden bu yana hüküm süren diktatoryal rejim bu kabilden açıklamalara alıştığı için bu kez formaliteden ibaret bir yalanlamayla yetinecektir. İlham Aliyev'in toplumun vurdumduymazlığından eminliği, ABD Senatosu'nun ve Avrupa kurumlarının taleplerini dinleme gereğini hissetmeyeceğini söylemeye imkan veriyor. Aliyev, kendisinin cezalandırılmayacağından çok emin olduğu için aykırı düşünceli insanların takibini durdurmayacaktır. Azerbaycan'a karşı Magnitski Yasası'nda öngörüldüğü şekilde ciddi yaptırımların uygulanması gerekir. Diplomasi onların karşısında acizdir.


Peki, COP-29 İklim Zirvesi'ne hazırlıklar, bu toplantının Azerbaycan için az daha hayati öneme sahip olduğunu ortaya koyarken, AKPM'nin ardından ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nin "siyasi tutukluların serbest bırakılması" talebini öne sürmesi Bakü'yü etkileyecek mi?

Kazayla etkileyip de siyasi tutuklular serbest bırakılırsa Azerbaycan iktidarı bunu kendi yenilgisi mi olarak görür yoksa COP-29'a verdiği önem geçici olarak böyle bir adımı atmaya mı zorlar?

Siyasi tutukluların serbest bırakılmaması durumunda COP-29'un hali nasıl olur peki? Ya demokrasiyle yönetilen ülkeler COP-29'u boykot ederse?

Varsayalım ki Batıdan gelen bu taleplere kulak verildi ve COP-29 öncesinde siyasi tutuklular serbest bırakıldı. Ve... COP-29'un sona erdiği 24 Kasım akşamı o siyasi tutuklular yeniden içeri tıkandı. O zaman ne olacak?

Ama asla gam yememeli. Çünkü zaten COP İklim Zirvelerinin yapılabilmesinin ana şartı, bu görevi üstlenen ülkenin kara sınırlarının kapalı olmasıdır.

Azerbaycan bu koşulu kusursuz biçimde yerine getirmeyi sürdürüyor.

Ülke kara sınırları Mart 2020'den bu yana "pandemi" gerekçesiyle kapalı tutuluyor.

Bundan daha iyi bir ortam dünyanın neresinde bulunur, arkadaş?

Onun için "siyasi tutuklu-mutuklu" kavramı Türk siyasetinin unutulmaz şahsiyetlerinden Necmettin Erbakan'ın o ünlü sözüyle ifade etsek Azerbaycan için "faso-fiso"dur.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU