"Rusya, ne pahasına olursa olsun Güney Kafkasya'daki nüfuzunu korumaya çalışıyor"

Mayis Alizade Independent Türkçe için Osmanqızı TV Genel Yayın Yönetmeni Sevinç Osmankızı ile konuştu

Sevinç Osmankızı

Kim ne derse desin, gelişmeler Güney Kafkasya'daki durumun yeniden aşırı derecede ısınmaya doğru gittiğini gösteriyor. Ve sürecin başını yine Gürcistan çekiyor.

Şöyle ki, 2003 yılı sonunda yaşanan "Renkli Devrim"le iktidara gelmiş Mihail Saakaşvili hükümeti, ülkenin yönünü büyük ölçüde Batı'ya doğru çevirirken, Moskova yanlısı milyarder Bidzina İvanişvili'nin kurduğu Gürcü Arzusu Partisi 2012 yılından bu yana iktidardayken, son aylarda Rusya yanlısı tutumunu daha da katılaştırdı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

2021 yılında ülkesine döner dönmez hapse atılan eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili, 26 Ekim'de yapılacak parlamento seçimleri öncesinde muhalefeti tek çatı altında birleştirmeye çalışırken ABD ve AB muhalefeti koşulsuz şekilde destekleyerek iktidara yaptırımlar yoluyla baskısını güçlendiriyor.

Bunun karşısında Bidzina İvanişvili'nin arkasında durduğu hükümet, Moskova yanlısı politikalarını daha kalıcı hale getirmeye çalışıyor.

Hatta iş, 1783 yılında Gürcü Çarlığı'nı Rusya'nın himayesi altına sokup bağımsızlığını kaybetmesine neden olan Irakli'nin Tiflis'te heykelinin dikilmesine kadar vardı.

Yani farklı bir devlete ilhakın heykelinin dikilmesi söz konusu.

1 Eylül'de parlamento seçimi gerçekleştireceğini açıklamış Azerbaycan, 30 yıllık geleneğini yine ihlal etmiyor ve milletvekili mazbatası verilecek 125 kişinin listesi artık ortalarda dolaşıyor.

Öldürülmüş toplumda direniş göstermeye çalışan muhalefet ve medya da hapishane duvarları arasına tıkılmış durumda.

Nikol Paşinyan'ın Ermenistan'ı ise Rusya'dan kopma ve Batı'yla entegrasyona girme iddiasında olmasına rağmen, Erivan'ın Kremlin'e bu "meydan okuması"nın ne kadar samimi olduğu sorgulanıyor.

Gelişmelerin tamamını yakından izleyen, merkezi Washington'da bulunan Osmanqızı TV kanalının imtiyaz sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Sevinç Osmankızı, Independent Türkçe'nin sorularını cevaplandırdı.


"Gürcistan parlamento seçiminin bölgenin geleceği açısından belirleyici olacağı düşünülebilir"

"Gürcistan'da, Güney Kafkasya ülkeleri arasında Avrupa'ya entegrasyon sürecini nüfusun yüzde 80'inin destelediğini söyleyen Sevinç Osmankızı, "Bölgedeki en yüksek oran da budur. Ermenistan'da bu tercih iki misli azdır. Azerbaycan'da ise bununla ilgili herhangi bir kamuoyu araştırması yapma fırsatı bulunmuyor. Evet, 26 Ekim'de Gürcistan'da yapılacak parlamento seçiminin sadece Avrupa'ya entegrasyonu savunan kitle ve ülkenin kaderi bakımından değil, aynı zamanda bölgenin geleceği açısından belirleyici olacağı düşünülebilir" dedi.

"Batı yanlılarının zafer kazanıp kazanamayacağını söylemek zor" şeklinde konuşan Osmankızı, sözlerini şöyle sürdürdü:

Çünkü iktidar kendi imkanlarının yanı sıra diğer otoriter rejimler olan Belarus, Rusya ve Azerbaycan'ın da güvenlik güçlerini kullanmaktan geri durmayacak. Daha önce Azerbaycan'ın bu alandaki potansiyelinin Gürcistan'da nasıl kullanıldığını görmüşüz. 26 Ekim'deki seçimde de Azerbaycan istihbaratına bağlı 'gönüllüleri'nin desteğinin olacağından kuşku duyulmaması gerekir. Moskova'nın niteliklerini taşıyan bir iktidarın Gürcistan'da yoluna devam edememesi, Batı yanlılarının Azerbaycan ve Ermenistan'daki pozisyonunu da güçlendirecektir. Onun için bana göre 26 Ekim seçimi, Kafkasya'nın kaderinde belirleyici niteliğe sahip olacaktır.


"Rusya'nın artık Azerbaycan'ı 'yumuşak işgale' maruz koyduğunu söylemek mümkün"

Azerbaycan'da ise durumun farklı olduğunu vurgulayan Sevinç Osmankızı, "İlham Aliyev içerden kendine herhangi bir direniş görmediğini açıklamaktan adeta zevk alıyor. Aliyev muhalefeti Batı'da görüyor. Azerbaycan'da muhalefetin zayıf olması, Rusya'nın orada hayata geçirmek istediği her şeyi gerçekleştirmeyi başardığını ortaya koyuyor" yorumunda bulundu.

"Rusya tarzı seçimler", "Rusya tarzı yönetim" ve hatta "Rusya tarzı muhalefet" ile aslında Azerbaycan dilinde konuşup Rusya politikasının bir parçası olan bir toplum oluşturulduğunu söyleyen Osmankızı, "Azerbaycan iktidarı sürekli toplumun beynine 'Bizim istikbalimiz Rusya'ya bağlıdır, kültürümüze asla uymayan Batı'nın bu bölgede ne işi var?' tipinden düşünceleri şırınga ediyor. Bundan dolayı Rusya'nın artık Azerbaycan'ı 'yumuşak işgale' maruz koyduğunu söylemek mümkün. Bu işgal, içerde direniş gücü oluşturma imkanlarını da minimize etti" diye konuştu.


"Paşinyan'ın kararlılık sergilemesi durumunda Batı'nın kendisini destekleyeceğine ilişkin mesajlar veriyorlar"

Ermenistan'da Nikol Paşinyan faktörünün aşırı abartılmaması gerektiğini savunan Sevinç Osmankızı, "İktidarının ilk dönemlerinde Paşinyan'ın Rusya'ya yakınlaşmaya çalışmasının unutulmaması gerekir. Nitekim ilk yurtdışı gezisini Rusya'ya gerçekleştirmişti ve Moskova'yla dil bulmaya çalışıyordu. Paşinyan, sokak protestolarının başarılı olması sonucunda iktidara gelmişti. Onun için otoriter rejim olan Rusya'nın kendisini hiçbir vakit olduğu gibi görmeyeceğini anladıktan sonra farklı bir rotaya yöneldi. Yani tabir caizse Rusya'nın kendisini dışlamasından sonra kerhen Avrupa Birliği'ne entegrasyona yöneldi. Onun gözlerinin açılmasında Batı'nın da az rolü olmadı"

"Moskova etkisinden çıkmaması durumunda planlarını uygulayamayacağını gören Nikol Paşinyan'ın bugün AB'ye entegrasyon girişimlerinde bulunmasının ana nedeni budur" diyen Sevinç Osmankızı, sözlerine şunları ekledi:

Bugün Ermeni toplumunu Batı'yla entegrasyona ikna etmeye çalışırken, toplumun da bunu inanarak değil, mecburiyetten kabul ettiğini görüyoruz. Kamuoyu araştırmaları ülkede Rusya'yı düşman olarak görmeyen nüfus sayısının az olmadığını ortaya koyuyor. Kent nüfusu ve aydınları Avrupa'ya entegrasyonu desteklerken, bu oran hala yüzde 40'ı geçmiyor. Çoğunluk ise hala Rusya'yla müttefikliği önemsiyor. Eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan Moskova'ya davet edilmiş ve ertesi gün Ermenistan, Avrasya Ekonomi Birliği'ne üye olmuştu. Aynı şeyin Paşinyan'la ilgili de yaşanabileceği ihtimal dahilinde. Bunu Batı'da da anlıyorlar ve Serj Sarkisyan örneği Batı'da unutulmadı. ABD ve AB üst düzey yöneticileri geçen 5 Nisan'da Brüksel'de Nikol Paşinyan'la bir araya gelerek Batı'yla entegrasyon sürecine açık destek ifade ettiler.


Ekonomik desteğin yanı sıra, Batı'nın, daha önce bulunmadığı projelere dahil etmek suretiyle Ermenistan'a destek verdiğini söyleyen Osmankızı, "Bu kabilden desteklerle Batı'ya entegrasyon sürecinde Nikol Paşinyan'ın kararlılık sergilemesi durumunda Batı'nın kendisini destekleyeceğine ilişkin mesajlar veriyorlar. Ancak bunun Ermenistan için o kadar da kolay bir yol olmadığını da görmemiz gerekir. Zira son 3 yılda Paşinyan hükümetinin söylemlerinin genelde eylemden daha ziyade sözde kaldığını gördük. Ermenistan'da Rus askeri üssü mevcut olduğu gibi, ekonominin neredeyse yüzde 90'ı Rusya'ya bağımlı durumdadır" dedi.

Son olarak Sevinç Osmankızı, Rusya istediği şekilde Ermenistan'a karşı farklı nitelikteki manipülasyonlar yapabilir. Erivan'ın bazı noktalarda korktuğunu ve çok ihtiyatlı davrandığını gördüğümüz için bu gelişmelerin uzun süreceğini söyleyebiliriz. İşte Güney Kafkasya'daki durumu genel olarak özetlediğimizde şöyle bir manzarayla karşılaşıyoruz: Gürcistan Batı ile entegrasyon için gerçekten mücadele ediyor" ifadelerini kullandı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU