Hatice Yakup Hasan, kadın hakları ve ekonomik ilerleme için uzun bir zamandır güçlü bir figür olan, Güney Hindistan'ın sosyal, siyasi ve ticari alanında önemli bir şahsiyeti olarak tanındı.
Diplomasi ve liderlik konusunda zengin bir ailevi geçmişe sahip olan Hatice, özellikle bölgedeki kadınlar için güçlenmenin ilham verici bir örneği oldu.
Güney Afrika'da, güçlü diplomatik bağlara sahip bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Hatice Hanım, merhum Ahmed Ataullah Bey'in kızı, Erzurumlu İslam alimi Ebubekir Efendi'nin torunuydu.
Ahmed Ataullah, Osmanlı İmparatorluğu'nun Singapur'daki ilk başkonsolosuydu.
Annesi Muhsine Hanım, Güney Afrika'nın önemli bir siyaset adamı olarak kabul edilen Dr. Abdullah Abdurrahman'ın kız kardeşiydi.
Gerçekten de çok saygı duyduğu eniştesi Ahmed Ataullah'ın Singapur'da vefatının ardından Dr. Abdurrahman, yeğenleri Hatice ve kardeşlerine göz kulak olmuştu.
Bir süre eğitimini İstanbul'daki ünlü sanat ve kültür okulu Sanayi Nefise'de alan ve tamamlayan Hatice, 1919 yılında Londra'da hukuk tahsil etmişti.
İngiltere'de tanıştığı Hindistan'ın büyük iş adamlarından Yakub Hasan ile evlendi.
Yakub Hasan, aynı zamanda Hindistan'ın bağımsızlık hareketinde önemli bir politikacıydı.
1930 yılında vefatının ardından Hatice Hanım, sosyal ve siyasi reformlarla, özellikle Müslüman kadınların karşılaştığı zorluklarla ilgili olarak, kocasının mirasını sürdürmeye devam etti.
Bu manada Hindistan toplumuna katkıları çoktur.
1930 yılında, Madras'ta Onursal Başkanlık Mahkemesi'ne atanan ilk Müslüman kadın olarak tarihe geçti. Mahkemede geçen altı yıllık görev süresi, adalet ve eşitlik için gösterdiği çaba ile dikkat çekti.
Hatice Hanım ayrıca, 1937 yılında Madras Yasama Meclisi'ne seçilen ilk Müslüman kadın oldu ve burada Müslüman kadınların eğitimi ile ilgili ayrı üniversiteler kurulması için mücadele etti.
Katkıları sadece politik alanda kalmadı. Madras'taki Müslüman Ticaret Odası Başkan Yardımcısı olarak, bölgenin ekonomik gelişiminde önemli bir rol oynadı.
Hatice Hanım, Güney Hindistan'da Müslümanlara ait en büyük işlenmiş deri ihracatçısı oldu ve Hindistan'daki Müslüman Ticaret Odaları'nın ilk toplantısını düzenlemekte öncülük etti.
Her zaman ekonomik kalkınmayı ve ticaret alanında Müslümanların daha fazla temsilini savundu.
Oğlu Ata Hasan, Madras Üniversitesi'nden fizik alanında mezun oldu ve annesinin izinden giderek Güney Hindistan'ın ekonomik gelişimine aktif bir şekilde katkı sağladı.
Ata, Müslüman Ticaret Odası'nı ulusal ve uluslararası platformlarda temsil ederek, savaş sonrası Hindistan'da ticaret ve ekonomik iş birliğinin önemini vurguladı.
1946 yılında Hatice Hanım, Madras'ta Türkiye Fahri Konsolosu olarak görev yapma isteğini belirtmişti ve bu da kariyerinde bir başka dönüm noktası olacaktı.
Ancak ne yazık ki dönemin Türk hükümeti, Madras'ta bir konsolosluk kurma imkanına sahip olmadığını mazeret göstererek bu talebi reddetmişti.
Yine de başvurusu uluslararası ilişkileri teşvik etme ve gönül bağı olduğu Türkiye'yi temsil etme konusundaki kararlılığını yansıtıyordu.
Henüz 53 yaşında tüm ülkenin tanıdığı saygın bir iş insanıydı.
Hatice Hanım, ölümüne kadar Güney Hindistan'da hala önde gelen bir figür olarak tanınmış, Müslüman kadınlar için engelleri aşmaya devam etmiş ve ekonomik reformları savundu.
Politika, ticaret ve diplomasi alanında öncü bir Türk kadını olarak bıraktığı miras, izinden gidenlere ilham vermeye devam ediyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish