Bir Avrupa ordusu kurulur mu?
Bu nasıl bir ordu olabilir?
Bu konuda Avrupalılar neleri tartışıyorlar, seçenekleri neler?
Ortak ordu ihtiyacı
Ordu, egemenliğin vazgeçilmez unsurudur.
Avrupa ülkeleri egemen ülkelerdir ve ilk bakışta kendilerine yetecek ordu teşkilatları vardır.
Ordu teşkilatları basitçe, ülkenin konumuna, hedefine, aldığı tehdide göre düzenlenir.
Dünya Savaşları (1914-1945) döneminde ve sonrasında Soğuk Savaş (1947-1991) zamanında Avrupa bir ittifak ile olduğunda düşmanlarıyla baş edebildi.
Bu dönemde yıkımın ölçeği çok fazla, silahların kapasitesi bütün değerlerin üzerine çıktı.
Liderler ve ideolojiler dünyayı ikiye bölmeye yetti.
Sonunda bir Atlantik Paktı olan NATO bu çerçevede kuruldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Avrupa, ancak NATO gibi bir örgüt marifetiyle kendini rahat hissetti.
Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı, küresel ölçekte nükleer silah tehditlerinin yeniden ortaya çıkması, iklim değişikliğinin ve Dördüncü Sanayi Devrimi ürünlerinin getirdiği yeni durumlar, dünyada Çin'in devreye girmesiyle güç mücadelesinde oluşan belirsizlik ortamı, Avrupa için özelliği olan (göç, enerji gibi) tehditlerde giderek artış, en sonunda ise Donald Trump'ın ABD odaklı baskın politikaları, birleşti ve Avrupa için büyük bir tehdidin tarifini ortaya çıkardı.
Bu şartlar, egemen Avrupa ülkelerinin savunmalarını yeniden gözden geçirmelerine sebep oldu.
Başka ifadeyle bu durum yeni bir ittifak muhasebesidir, ortak ordu kurulabilir mi, gerekli mi, gibi soruları içerir.
Seçenekler var ve halen değerlendirilmektedir.
Avrupa'nın ordu kurma yeteneği
Avrupa, askeri hiyerarşi, metotlar, silahlar, taktikler, doktrin ve strateji gibi güçlü meseleler bağlamında dünyaya çok konuda ve hatta yaşanan savaşlardaki sıkıştırılmış zaman aralıklarında, tarihe önemli örnekler veren bir coğrafyadır.
Deniz savaşları, donanma kurulması ve dünya çapında etki sağlanması, Prusya ordusu, Napolyon ordusu, Hitler'in savaş araç ve yöntemleri, halk direniş biçimleri, füzeler, atomik çalışmalar, hepsi büyük külliyat oluşturur konulardır.
Her iki dünya savaşı da Avrupa merkezli oldu veya gelişti, bu unutulmamalıdır, sebep ve sonuçlarıyla ortadadır. Bugün yine Avrupa'yı konuşuyoruz.
Avrupa, polemolojik bakımdan, neredeyse ikinci, üçüncü ve dördüncü nesil savaşların yaratıcısı olmuş ve akademilerde okutulan kitaplar bunlarla yoğrulmuştur.
Bir Avrupa ordusu kurmak esasen Avrupalılar için zor değildir, bu kültürün temelleri var ve kapsamlıdır.
Zorluklar ise az çok bellidir; koordinasyon ve işbirliği yöntemleri, bütçe paylaşımı, liderlik gibi konulardır.
Malum, Britanya, Avrupa Birliği'nden Brexit ile çıktı.
Eğer çıkmamış olsaydı bugün bu saydığım problemlerin çözümü için Avrupa genelinde dolaylı bir tecrübe de olabilirdi.
Fakat konjonktür geldi ve adeta dayatıyor, ada ile kıta Avrupası, askeri bağlamda birlik olmak ve bir Avrupa ordusu kurmak zorunda gibi duruyor.
Hani düşünülürse, bir ekonomik birlik olmak ne denli zordur, askeri birlik de öyledir, hatta daha serttir, sonuçta sert gücün kullanılmasından, çok dinamik ve sonuçları korkunç olabilecek bir konudan bahsediyoruz.
Bunun için listenin en üstüne konulacak başlıklar var.
Şöyle:
- Konvansiyonel, konvansiyonelden nükleer savaşa geçiş ve nükleer savaş prosedürleri, bu yönde sevk ve idare, koordinasyon ve işbirliği çözümleri, bu yönde gücü olan ülkeler ile olmayanların desteği, gelişimi.
- Her nesilden savaşı, ama eksiksiz “beşinci nesil” savaşı yapabilecek imkan ve kabiliyetlerin kazanılması. Bu bağlamda, hibrit savaş, siber-uzayın kullanılması, siber savaş, gibi yeniliklerde yeterli kapasitenin oluşturulması.
- Hepsi birlikte düşünülürse, lojistik, iletişim ve ulaşım, geri bölge imkanlarının geliştirilmesi.
- Operasyonel hazırlıkların yapılması, eğitim ve tatbikatlar var. Bunların caydırıcı olacak düzeyde geliştirilmesi zorunludur. Burada caydırılacak kim? (Örneğin) Rusya gibi bir büyük güç!
- Son olarak, ordular dışarıyla da ittifak kurabilir olmalılar. İttifaka açık ve bir başka sisteme hızlı bağlanabilir bir imkana sahip olmak gerekir.
Avrupa bir yerden başlayacak ve bu hiçbir zaman sıfır noktasından olmayacaktır.
Yukarıda zorluklar şeklinde ifade ettiğim gibi aralarında halledilmesi gerekenler bellidir, bir iktidar mücadelesi içinde olmamaları gerekiyor.
En kolay işleri de silahların çoğaltılması yönüyle olur; çünkü mevcut konsorsiyum kapasitesi buna imkân vermektedir.
NATO'nun hazır gücü
İlk bakışta söylenebilir, Avrupa NATO'dan çıkmaz, bütçeyi gözden geçirir.
NATO çok nedenden dolayı Avrupa için elzemdir.
Bakalım:
- Nükleer kapasite, nükleer denge ve nükleer caydırıcılık için ABD'nin NATO'ya tahsis ettiği güç vazgeçilmezdir.
- NATO-2030 vizyonu küreseldir; Arktik bölge, siber-uzay ve Çin alanlarını kapsar, usuller ve imkânlar hazır ve kullanılmaktadır.
- NATOsürekli tehdit ve vizyon dengesini geliştirme pratiğine haiz politik-askeri deneyimi güçlü haldeki gezegenin tek yapısıdır. hem tecrübelidir, Soğuk Savaş'ı bu yapısıyla kazanmıştır.
Avrupa ve Türkiye
Her şeye rağmen bir hatırlatma yapmak gerekiyor.
Eğer düşman tarifi büyük bir güç olacak ise stratejik ve jeopolitik gereklilikler açık; Türkiyesiz bir Avrupa ordusu kurulabilir, ancak sürekli önemli bir yönü açık halde kalır.
Savunma konularında hedef ve stratejik bağlam en önemli başlıktır. Avrupa bu hedef ve stratejik tanımı doğru yapmak zorundadır.
Böyle yaparsa adres bellidir; Türkiye ve onun bulunduğu yerdeki jeopolitik güç.
Kaldı ki Türklerin savaş ve ordu deneyimleri Avrupa'nınkinden daha derindir.
Avrupa'nın seçenekleri
Avrupa bugünlerde savunma konusunu, Londra ve Paris biraz daha yoğun olmak üzere, çeşitli merkezlerde ve tabii ki Avrupa Birliği kurumsal yapısı içerisinde tartışıyor.
Seçenekleri şöyle düşünebiliriz:
- (Trump'ın fikri paralelinde) NATO zaten var ve savunma bütçelerini bunun içinde arttrmak. Tehdidi ise ABD hedefleriyle belirginleşen ve Atlantik'in yeni vizyonunu içeren şekilde tanımlamak.
- (Kademeli geçiş fikri) NATO varken tedricî planla Avrupa'nın güçlü ordusunu zaman içinde oluşturmak.
- (Radikal çözüm fikri) NATO işlevsiz olarak düşünülerek acilen Avrupa için bir yeni ortak ordu kurmak. Bütçeyi tamamen buna ayırmak.
Sonuç bu 3 seçenekten birine göre ortaya çıkabilir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish