GAMOH lideri: İran rejiminin cevabının sürpriz olmayacağını düşünüyorum

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Independent Türkçe

Mesud Pezeşkiyan'ın 5 Temmuz'da İran Cumhurbaşkanı seçilmesi bu ülkedeki etnik-milli sorunların daha derinden tartışılmasına neden oldu. Bunun esas nedenlerinden biri de Pezeşkiyan'ın, Azerbaycan Türk olması ve yaklaşık çeyrek  asırdan bu yana bölgenin siyasetçisi olarak parlamentoda ve hükümette temsil edilmesidir. HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin 30 Temmuzda Pezeşkiyan'ın yemin törenine katıldıktan sonra 31 Temmuzda gece yarısı Tahran'da kaldığı konutta katledilmesi İran'ın yeni Cumhurbaşkanının sırtına çok ağır bir küfenin yüklenmesine neden oldu.

"Haniye katledilmesine İran'ın yanıtı nasıl olacak?" yönündeki sorular havada toz gibi uçuşurken bu ülkedeki ve bölgedeki gelişmeleri dışardan izleyen örgüt liderleri, insan hakları savunucuları ve yorumcular bu konuda ne düşündüğü merak ediliyor. 

Independent Türkçe'nin sorularını ABD'de ikamet eden Güney Azerbaycan Milli Uyanış Harekatı (GAMOH) lideri Mahmud Ali Çehrekani cevaplandırdı.

“Tahran rejimi Azerbaycan Türklerinin uyanışını görüyor”

“Sadece İran'da değil bölgenin tamamında tarihi nitelikteki olaylar yaşanmaktadır. Bunlardan bir tanesi İran'daki son seçime Hameney tarafından Pezeşkiyan'ın davet edilmesiydi. İsmail Haniye'nin Tahran'da katledilmesi başka bir mühim olay niteliğindedir. Pezeşkiyan konusundan başlarsak bunun, Hameney'in son şansı ve son kozu olduğunu söylemem gerekir. Cumhurbaşkanlığı seçimine katılımın rejimin açıkladığı rakamın altında olduğunu düşünüyorum. Pezeşkiyan'ın aday olmaması durumunda katılım %19 civarında kalacaktı. Yani seçmenlerin %81'i seçimi boykot edecekti. Bu, bir facia, molla rejiminin sonu ve nihayet makbuliyet ve meşruiyetini kaybetmek demek. Tahran rejimi Azerbaycan Türklerinin uyanışını görüyor. Traktör takımının maçlarında 130 bin seyirci rejimin yüzüne “Ne mutlu Türküm diyene” veya “Tebriz, Bakü, Ankara;Farslar nere biz nere?” diye haykırıyor bu haykırışlar molla rejimini titretiyor, sallıyor, sarayının orta direğini çatırdatıyor. İşte bundan dolayı Azerbaycan kozunu oynadılar ve bir miktar muvaffak da oldular. İran nüfusunun yaklaşık yarısı Türklerden ibaret olup seçimde Azerbaycan bölgelerinin %28'nin oy kullandığını söylüyorlar. Onların yarısı rejimin hizmetçileridir ve bu sayede üstdüzey yaşamları vardır. Onlar hiçbir emek vermeden büyük servet sahibi olmuşlar. Azerbaycan bölgelerinden yaklaşık 12 milyon seçmen oy kullanmıştır. Giderek perdeler yırtılmakta ve gerçekler ortaya çıkmaktadır. Pezeşkiyan bazı konuşmalarında çalışmaktan alıkoyulduğunu ifade ederken bazı konuşmalarında seçim öncesei hiçbir vaadde bulunmadığını belirtiyor. Hatta hiçbir şey yapamayacağını açık şekilde söylüyor. Pezeşkiyan'ın akıl babalarından eski Dışişleri Bakanı Cevat Zarif bir konuşmasında Fars kökenli seçmenlere “ABD'nin, AB'nin önünde eğilmemiz gerekir, aksi takdirde iki hafta sonra Türkçe konuşmak zorunda kalacaksınız” diyor. Aynı şeyi ABD ve AB Tahran rejimine söylüyor. Yani Türklerin uyanışını ülke yönetiminin onların eline geçme tehlikesi konusunda uyarıyorlar. Cevat Zarif bir faşist, bir ırkçıdır, Fars faşizmine hizmet ediyor. Pezeşkiyan onu ülkenin nasıl yönetileceğine karar verecek olan Konseyin başına getirdi. Ve otuz kişilik kabinenin yirmi sekiz üyesinin Fars olduğu anlaşıldı. Pezeşkiyan'ın etrafında herhangi bir örgüt veya parti yoktu. Kime doğru eğildi?Hatemi ve Zarif'e taraf. Onlar da bildiklerini yaptılar. Dışişlerinin ve gizli servisin başına getirilen şahısların ikisi de molla rejimine bağlı olup ikisi de Fars kökenli. Gelişmeler Mesud Pezeşkiyan'ın tamamen Fars faşizminin kontrolüne geçmesi endişesini doğurmaktadır. 1979 islam deviriminde Tebriz merkezli Doğu Azerbaycan Eyaletinde 10 Homeynici vardıysa onun bir tanesi işte bu Pezeşkiyan'dı. O vaxt rejimin emrine geçmeyenlerin hepsini işten atan komisyonun başında Pezeşkiyan duruyordu. Azerbaycan bölgelerinin servetlerini Pezeşkiyan'ın gözünün önünde talamalarına rağmen şimdiye kadar asla sesini çıkarmamıştır. O zaman nasıl milletvekilliği yapıyordu? Urmu Gölü kurutulduğunda Pezeşkiyan itiraz etti mi? Asla etmedi. Azerbaycan bölgelerinin son seçime katılmamaları durumunda rejim ne yapacağını bilemeyecekti. Doğu Azerbaycan bölgesinin valisi Abdulalizade'nin de Pezeşkiyan'ın saflarında olmasına rağmen kendisine makam verilmedi. Pezeşkiyan küskünleri sandık başına çekmek için geldiğini belirtmişti. Bunlar molla rejiminin içerde ve dışarda yerle bir olmuş itibarını az da olsa ayağa kaldırmışlar."

“Haniye'nin Tahran'da katledilmesi biraz Pezeşkiyan'ın yararına olmuştur”

“Haniye'nin Tahran'da katledilmesi biraz Pezeşkiyan'ın yararına olmuştur. Millet yemin töreninden sonra Pezeşkiyan'ın ne yapacağını  merak ediyordu. Milletin gözünün önünden perdenin azcık da olsa kaldırılmasına rağmen halihazırda Pezeşkiyan için Hatemi veya Ahmedinejad gibi bir kabine oluşturulmaktadır."

“İran rejiminin cevabının sürpriz olmayacağını düşünüyorum”

“Haniye Tahran'da katledileli dokuz gün oldu. Kasım Süleymani katledilirken nasıl tepkiler verilmiştiyse yine aynı nitelikteki tepkiler verilmekte olup “Asacağız, keseceğiz” tehditlerinden geçilmiyor. Eskiden olduğu gibi yine soba borularına benzer birşeyler fırlatacaklar. Oysa bir eylemin cevabını vermek isteyenlerin bunu 24 veya 48 saat içinde verirdi. Muhtemelen haberdarsınız, Türkiye'deki ABD heyeti oradan Tahran'a gitmiştir. Öte yandan Rusya Milli Güvenlik Kurulu Sekreteri Sergey Şoygu Tahran'da bulundu. ABD İran'a “Vereceğiniz cevap yumuşak olsun ve ekonominize sıkıntı oluşturmasın” diyor. Rusya ise sivil insanların hedef alınmasına karşı çıkıyor. Bu durumu İran'ın cevap verme yeteneğini kısıtlıyor. Bence, eskide olduğu gibi bir cevap verilecek. Dünya da İsrail de buna hazırdır. ABD'nin kendi birkaç nükleer gemisini, dronlarını, füzelerini, uçaklarını işin başından bu yana Ortadoğu'ya sevkettiğini biliyorsunuz. İran rejiminin cevabının sürpriz olmayacağını düşünüyorum. İsrail de bir devlettir ve arazisinin yüzölçümü büyük değildir. Biz bölgede barışın olmasını istiyoruz. Neden peygamberlerimizin zamanından bu yana Orta Doğu'da hep kan dökülüyor? İsrail, Filistin topraklarını işgalden vazgeçmeli ve bölgemizdeki tüm sorunlar görüşmeler yoluyla çözülmelidir."

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU