İskoç bağımsızlığı öldü... Çok şükür

İskoçya'da Birlik'ten ayrılmaktan daha acil sorunlar var, en önemlisi de hayat pahalılığı krizi. SNP'nin genel seçimlerdeki hezimetinden çıkarması gereken acı bir ders var

İskoçya Başbakanı ve SNP'nin lideri John Swinney (Reuters)

"Bu rüya asla ölmeyecek", 2014 İskoç bağımsızlık referandumundan sonra eski İskoçya Başbakanı Alex Salmond'un iddiası buydu. 10 yıl sonra, İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) genel seçimde hezimete uğramasının ardından, İskoç milliyetçilerinin hayali ölmemiş olabilir ama kesinlikle yaşam destek ünitesine bağlı.

SNP'nin 38 sandalye kaybetmesi ve Westminster delegasyonunun tek haneli sayılara düşmesiyle birlikte, bağımsızlık için seçmenlerden yetki almaya yönelik çokça övülen iddiası da sona ermiş oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İskoçya'daki milliyetçi hareketin başarısızlığı, Birleşik Krallık genelinde daha pratik, ciddi bir hükümete geçmek isteyen bizler için bir nimet. Ancak bu başarısızlık aynı zamanda en zaptedilemez siyasi güçlerin bile beklenenden daha kısa sürede alaşağı edilebileceğini hatırlatmalı.

SNP'nin şansı 10 yıldan fazla süre boyunca inanılması güç derecede yaver gitti. Sevilmeyen ve birbirine düşman Muhafazakar hükümetlerin, etkisiz muhalefetin ve tek bir partinin arkasında kenetlenmiş bir milliyetçi hareketin nimetlerinden faydalandılar. Milliyetçiler için gerçekten de daha iyi bir koşullar dizisi istenemezdi.

Ama şimdi, birlikleri ve enerjileri boşa gitti. Ne değişti?

Milliyetçiliğin düşüşünü tek bir faktöre bağlamak tehlikeli olur ancak adım adım İskoçya'daki seçmenler için giderek daha az öncelikli hale geldi. Soyut olarak bağımsızlığı destekleyen farklı kesimler olsa da pratikte halk hayat pahalılığı, Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi'nin (NHS) durumu ve sayısız diğer sorunla daha fazla ilgileniyor. Halihazırda hayatlarını etkileyen konularda harekete geçilmesini istiyorlar.

Bağımsızlık isteyenler ve bağımsızlığı her şeyden önce isteyenler her zaman olacak. Ancak bir bütün olarak seçmenler, artık işlerin doğru sıralamasında yerini alması gerektiğini beyan etti. Seçmenler daha az birbirini suçlama ve "sembolik" siyaset, daha fazla pratik eylem ve yerelcilik istiyor. Daha az kimlik, daha çok fikir.

Bu dersin SNP ve daha geniş milliyetçi hareket tarafından dikkate alınıp alınmayacağı tamamen başka bir mesele. Bağımsızlığın artık tüm soruların cevabı olmadığı bir siyasetle başa çıkabilecek donanıma sahip değiller. Elinizde sadece bir çekiç varsa, her şey çivi gibi görünür.

Bu nedenle SNP'nin eski lideri Nicola Sturgeon'ın seçim gecesi SNP'nin kampanyayı daha çok bağımsızlık üzerine kurması gerektiğini savunması beni biraz eğlendirdi ama pek de şaşırtmadı. Bu biraz "tencere dibin neden daha kara değil" demeye benziyordu.

Bağımsızlık, SNP manifestosunun 20 bin puntoyla yazılmış "birinci sayfa, birinci satır"ıydı. "Birinci sayfa, birinci satır"dı çünkü Nicola Sturgeon bunu oraya koymuştu. SNP'nin sabit fikirliliği konusunda farkındalık yaratmak için Ed Davey düzeyinde bazı gösteriler yapılmasaydı, bu konu SNP kampanyası için daha ne kadar merkezi olabilirdi emin değilim.

Elbette işin ironik yanı, Nicola Sturgeon'ın 2014'te göreve geldiğinde bağımsızlıktan vazgeçmemesinin milliyetçi hareketin yavaş yavaş dağılmasına yol açmış olması.

Nicola Sturgeon'ın Bute Evi'ne (İskoçya Başbakanı'nın resmi konutu) girdiğinde birliklerine, ne kadar istese de bağımsızlık davasının arka plana atılacağını söylediğini düşünün. Tony Blair'ın Madde IV'le (İşçi Partisi'nin 1918'de yazılan tüzüğünde partinin hedef ve değerlerini belirten madde) ilgili yaptığı gibi, buna en çok ihtiyaç duyan İskoçya halkı için daha iyi sonuçlar elde etmek amacıyla kendi partisini karşısına alabilirdi.

Bunun yerine Sturgeon kendi partisiyle karşı karşıya gelmek istemedi ve bize yıllarca sonu gelmeyen bir kampanya sunuldu. Sonuç olarak İskoçya'da iyi yönetim hasar aldı ama nihayetinde milliyetçi hareketin sağlığı da zarar gördü. Seçmenler yollarına devam ederken bile milliyetçilik 2014'te saplanıp kaldı.

Bağımsızlık halihazırda hasta yatağında ve yakın zamanda ayağa kalkması pek mümkün görünmüyor. Tüm göstergeler milliyetçileri tüketen iç çekişmelerin devam edeceği yönünde. Perşembe günü yaklaşık 40 milletvekili kaybetmesiyle birlikte, SNP liderliğine karşı her yönden atıp tutacak sesler hazır.

Bu da milliyetçi kutuplaşmayı reddeden Liberal Demokratlar ve İşçi Partisi gibi partiler için bir sonraki Holyrood seçimlerine yaklaşırken daha fazla zemin kazanma fırsatı anlamına geliyor. Öyle olsa bile, tartışmanın liberal tarafında yer alan bizler rehavete kapılamayız.

Kötü fikirler asla gerçekten ölmez. Liberal demokrasi ve bunun gerektirdiği çoğulcu ulusal topluluk, bir toplum olarak basitçe "tamamladığımız" bir şey değildir. Her nesilde yenilememiz gereken bir değerler bütünüdür. Milliyetçi bölünme ve liberal demokrasi arasındaki fikir mücadelesinde liberaller avantajlı durumda ancak yine de bu argümanlarla kafa kafaya mücadele etmemiz gerek.

Gelecek aylarda ve yıllarda hepimizin kendini adaması gereken daha büyük zorluk bu.



independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU