Denkleştirme ile işçilik maliyetlerini düşürmek mümkün

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi Okan Karagülle yazdı

Fotoğraf: AA

Çalışma hayatının esnek çalışma modellerinden biri olan denkleştirme, yoğunlaştırılmış iş haftalarında fazla çalışma yapılması gerektiğinde işvereni fazla çalışma ücreti ödemekten kurtaran bir yoldur.

Denkleştirme İş Kanunu'nda, fazla çalışma bölümünde düzenlenmiştir.

Kanuna göre işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşuluyla, bazı haftalarda toplam kırk beş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.

Bu kural çalışma sürelerinin denkleştirilmesi olarak tanımlanır.

Denkleştirme kural olarak en fazla iki ay süreyle uygulanabilir.

Ancak denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir.

Turizm sektöründe ise 4 aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz; denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile 6 aya kadar artırılabilir.

Denkleştirme niteliği itibarıyla özelikle hizmet ve üretim sektöründe, beklenmeyen, öngörülemeyen üretim veya hizmet artışı gerçekleştiğinde, normalden fazla çalışılması gereken haftalarda haftalık çalışma süresi 45 saati aşsa dahi işvereni fazla çalışma maliyetinden kurtaran bir yöntem olarak uygulamada sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Gelin denkleştirme nedir, nasıl uygulanır, denkleştirmenin maliyetlere etkisi nedir detaylı şekilde inceleyelim.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hangi alanlarda uygulanır?

Denkleştirme uygulamasına özellikle üretim, tarım ve turizm alanlarında sıklıkla rastlamak mümkün.

Bu alanlarda yoğunlaştırılmış iş haftası dediğimiz üretim veya talebe bağlı hizmet artışı yoğun olduğundan yaz aylarında turizm sektöründe, yılın belirli dönemlerinde de tarım sektöründe denkleştirme uygulamasının yaygın olduğunu görmekteyiz.

Özellikle pandemi döneminde dezenfektan, kolonya, maske ve diğer tıbbi cihazların ihtiyacından kaynaklı olarak öngörülemeyen şekilde artan talep, üretici firmaların normalden fazla üretim yapmasını zorunlu kıldığından bu şekildeki yoğun dönemlerde uygulanan denkleştirme, üretim veya hizmet artışına bağlı olarak çalışma sürelerinin de artışını beraberinde getirmektedir.

Bu nedenle denkleştirme döneminin dikkatlice analiz edilip uygulanması işveren maliyetleri açısından büyük önem arz etmektedir.


Hangi durumlarda geçerli olur?

Bir işyerinde denkleştirme esasının uygulanabilmesi için; 

  • Öngörülenin üzerinde üretim veya hizmet artışı,
  • Beklenmeyen siparişler veya hizmet talepleri,
  • Haftalık çalışma sürelerinin üzerinde çalışılmasını gerektiren ani müşteri talepleri,
  • Beklenmeyen sebeplerle üretim zorlamasını gerektiren durumlar.

Planlama önemli

Denkleştirmede öne çıkan en büyük etken üretim veya hizmet ihtiyacında artıştır.

Öngörülenin, planlananın üzerinde bir üretim veya hizmet zorunluluğu doğduğunda işverenlerin öncelikle bu artan talebi karşılamak için hızlıca bir planlama yapmaları gerekmektedir.

Öncelikle denkleştirme uygulamasında iki dönemden söz edebiliriz. 

  • Yoğunlaştırılmış iş haftası/haftaları (fazla çalışma) dönemi: Yılın belli bir döneminde aniden gelişen, daha önceden planlanmamış ve öngörülenin üzerinde bir ürün/hizmet artışı söz konusu olduğunda fazla çalışma yapılan dönemdir. Bu dönemde artan mal veya hizmet ihtiyacı karşılanana kadar işçiler haftalık 45 saatin üzerinde çalıştırılırlar.
     
  • Eksik çalışma (denkleştirme) dönemi: Yoğunlaştırılmış iş haftası/haftaları dönemi sona erdikten sonra normal çalışmaya geçilen dönemdir. Ancak bu dönemde işçiler haftalık 45 saatin altında çalıştırılarak iki aylık çalışma dönemi içerisindeki haftalık ortalama çalışma süreleri, haftalık normal çalışma süresi olan 45 saati aşmayacak şekilde denkleştirilir.

Peki, denkleştirme uygulamasını planlarken nelere dikkat edilmeli?

Öncelikle artan ürün veya hizmet ihtiyacını karşılamak için;

  • Ne kadar süreye ihtiyaç var?
  • Ne kadar işçiye ihtiyaç var?
  • Haftalık kaç saat çalışma süresine ihtiyaç var?
  • İki ay içinde ne kadar yoğunlaştırılmış iş haftasına ihtiyaç var?
  • Denkleştirmenin geçerli olabilmesi için iki aylık süre içinde kalan yoğunlaştırılmış iş haftası/haftaları sona erdiğinde haftalık çalışma süresinin ne kadar azaltılmasına ihtiyaç var? 

Bu hususların işverenler tarafından detaylıca analiz edilmesi ve ortaya çıkan üretim veya hizmet artışının karşılanabilmesi için detaylı, somut verilere dayanan bir iş planının hazırlanması gerekir.

Diğer taraftan, yoğunlaştırılmış iş haftası bitip işyerinde normal çalışmaya dönüldüğünde işverenin denkleştirme döneminde fazla çalıştırdığı işçileri normalden daha az çalıştırması gerektiğinden, bu iki aylık sürenin çok iyi planlanmış olması ve normal çalışmaya dönüldüğünde haftalık çalışma sürelerinin altında çalışılmasının üretimde veya iş akışında aksaklığa neden olmayacak şekilde planlanması ve işyerinde de ilan edilmesi gerekir.

Yani sadece fazla çalışma döneminin değil, fazla çalışma dönemi bittikten sonra eksik çalışılan dönemin de göz önünde bulundurulması gerekir, zira yoğunlaştırılmış iş haftası bittikten sonra işçiler normalin altında çalıştırılmadığı sürece denkleştirmeden söz edilemeyecektir.

Denkleştirme uygulaması aniden ortaya çıkan plansız mal veya hizmet artışını karşılayabilmek adına işletmelerin gereğinden fazla çalışma yapmasını gerektirir. Bu durumda fazla çalışma ücreti ödemek istemeyen işverenler için denkleştirmenin doğru ve eksiksiz biçimde uygulanması önem arz etmektedir.

Gelin denkleştirmenin nasıl uygulanacağına hızlıca bir göz atalım.

Örneğin, bir bilgisayar üretim atölyesinde planlanan yıllık üretim hedefini sağlamak için 100 işçinin haftada 45 saat çalışması yeterli olurken, Kovid-19 salgını nedeniyle uzaktan çalışmanın yaygınlaşması ve ülkemizde esnek çalışma modeline geçilmesi nedeniyle firmaların diz üstü bilgisayar ihtiyacında öngörülemez bir artış olduğunu düşündüğümüzde, üretici firmanın bilgisayar talebine yetişebilmesi için haftalık üretim kotasını aşarak çalışması gerekir.

Bu ancak istihdam ettiği 100 işçisini haftalık çalışma sürelerinin üzerinde çalıştırmasıyla mümkün olacağından işçiler artık haftada 45 saat değil 50 saat çalışacaklar ve bu durum aynı zamanda fazla çalışma sayılmayacaktır.

Peki, bu nasıl mümkün olur?

Haftada 100 işçi ile haftada 45 saat, ayda 180 saat çalışan bilgisayar üreticisi, 1 aylık bir sürede işçileri haftada 50 saat çalıştırarak artan üretim talebini aylık olarak karşılayabilecektir.

Bu durumda bir işçinin 4 haftadan oluşan bir aydaki çalışma süresi toplam 200 saat olacaktır.

Takip eden ayda ise 5 hafta bulunduğunu düşündüğümüzde işçileri haftalık 40 saat çalıştırarak yine bir işçi için ayda 200 saat çalışma süresine ulaşacaktır.

Bu durumda bu iki aylık toplam çalışma süresi 400 saat olacak ve çalışılan hafta sayısı da 9 olduğundan, bir işçinin haftalık ortalama çalışma süresi 400/9=44,44 saat olacaktır. 

Bu durumda iki aylık denkleştirme süresi içerisinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi (44,44 saat), haftalık normal çalışma süresini (45 saat) aşmadığından, denkleştirme geçerli olacak ve işveren işçileri fazla çalıştırdığı 1 aylık süre için fazla çalışma ücreti ödemek zorunda kalmayacaktır. 

Burada dikkat edilmesi gereken husus yoğunlaştırılmış iş dönemi bittikten sonra işçilerin takip eden haftalarda 45 saatin altında çalıştırılması ve iki aylık süre içerisinde kalmak kaydıyla fazla çalışılan sürelerin denkleştirilmesidir.

Bu durumun tek istisnası turizm sektöründeki denkleştirme sürelerinin normalden daha uzun olmasıdır. İş Kanununda kural olarak denkleştirmenin 2 aylık bir sürede uygulanması mümkünken, turizm sektöründe bu süre 4 ay olarak tanımlanmıştır.

Çünkü turizm sektöründe yaz ve kış sezonu denilen dönemler 2 aydan fazla sürmekte ve artan hizmet ihtiyacını karşılayabilmek adına belirli dönemlerde normalin üzerinde fazla çalışma gerekliliği bulunmaktadır.

Bu yönüyle denkleştirme, çalışma sürelerini düzenleyerek hem iş akışında aksaklığa sebebiyet vermeden hem de fazla çalışma sayılmadığından, doğru şekilde uygulandığında işverenler için ek fazla çalışma ücreti ödenmesini gerektirmeyen bir uygulamadır.

Sonuç: İşveren maliyetlerinde düşüş

Kural olarak işverenler işçilerini 45 saatin üzerinde çalıştırdıkları her saat için işçinin saatlik ücretinin yüzde 50 fazlası tutarında fazla çalışma ücreti ödemek zorundadır.

Bu durumda 150 işçisi olan bir işverenin fazla çalışma maliyetlerini düşündüğümüzde, işyerinde ayda iki hafta, haftalık 50 saat çalışma yapıldığında işçi başına aylık 10 saat fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekir, 150 işçinin aylık fazla çalışma maliyeti ise 1500 saat olacaktır.

Bu işyerinde bütün işçilerin asgari ücretle çalıştığını varsaydığımızda işçinin saatlik ücreti brüt ₺88,9, saatlik ücretin yüzde 50 artırımlı tutarı ise ₺133,35 olacaktır.

Yani bir işçinin fazla çalıştığı her saat karşılığında işveren saat başı ₺133,35 tutarında ödeme yapacak, bir işçinin aylık 10 saat fazla çalışması karşılığında ödeyeceği tutar ise ₺1.333,50 olacaktır. 150 işçi için ise bu tutar ₺200.025,00 olacaktır.

Bu yalnızca 150 işçi istihdam eden işverenin bir aylık fazla çalışma maliyetidir.

Bu işyerinde 365 gün içinde toplam 6 ay fazla çalışma yapıldığında ise işverenin toplam fazla çalışma maliyeti ₺1.200.150,00 olacaktır.

Bunun yerine işveren 2 aylık dönemler itibarıyla yılda 3 kez denkleştirme uygulamış olsaydı, işçilere fazla çalışma ücreti ödemeden ve fazla çalışma maliyetine katlanmadan üretim hedefini tutturmuş olacaktı. 

Kaldı ki istihdam miktarı 5 bin ve üzeri olan bir üretim işyerinde bu maliyetlerin milyonları aşacağı göz ardı edilemeyeceğinden özellikle büyük ölçekli üretim işletmelerinde denkleştirmenin başta iş sözleşmeleriyle hüküm altına alınarak temel kural olarak belirlenmesi ve beklenmeyen mal ve hizmet talebi karşısında derhal uygulanabilecek şekilde planlanması, üretim maliyetleri açısından büyük öneme sahiptir. 

Bu nedenle denkleştirme, plansız, aniden gelişen ürün veya hizmet talebiyle karşılaşıldığında çalışma sürelerinin artışından kaynaklı olarak yoğun bir çalışma dönemi gerektirmesi sebebiyle, bu dönemde işverenleri fazla çalışma ücreti maliyetine katlanmaktan koruyan bir uygulama olarak öne çıkmaktadır.
 


Yanlış denkleştirme, fazla ödeme

Denkleştirmenin geçerli sayılabilmesi için uygulamanın kanunda sayılan şartlara uygun olarak gerçekleştirilmesi ve işveren tarafından belgelenmesi önemlidir.

Aksi halde, yanlış uygulanan denkleştirme veya denkleştirme yerine geçen diğer uygulamalar yapılan fazla çalışmaların işçilere ödenmesini gerektirecektir. 

Bu nedenle, maliyetleri azaltmanın en kolay ve en önemli yöntemlerinden biri olan denkleştirmeyi yanlış uygulamak işverene çok daha fazla bir maliyetle geri döneceğinden denkleştirmenin başından itibaren doğru uygulanması gerekir.

Peki, denkleştirme hangi durumlarda kabul edilmez, denkleştirme kapsamına girmeyen çalışmalar nelerdir?


Hafta tatilinde yapılan çalışmalar

Denkleştirmenin uygulanmasıyla ilgili olarak doğru bilinen yanlışların başında denkleştirme döneminin içerisine hafta tatilinin de dâhil edilmesidir.

Bu uygulama hem Anayasa'daki işçinin dinlenme hakkına hem de İş Kanunundaki hafta tatili düzenlemesine aykırıdır.

Peki, doğrusu nasıl olmalı?

4857 sayılı İş Kanunu'nun 46'ncı maddesine göre hafta tatili "7 günlük bir zaman dilimi içerisinde kesintisiz en az 24 saat dinlenmedir." 

Denkleştirme uygulamasında da haftalık çalışma süreleri belirlenirken, işçi normalde haftada kaç gün çalışıyorsa denkleştirme döneminde de aynı gün sayısında çalışacak, sadece haftalık çalışma süresi normalden, yani 45 saatten fazla olacaktır. 

Örneğin, normalde haftanın 6 günü 45 saat çalışma yapılan bir işyerinde denkleştirme yine haftanın 6 günü uygulanacak, sadece işçiler günde 7,5 saat değil 10 saat çalıştırılarak haftalık çalışma süreleri artırılacaktır.

Böylece, denkleştirme uygulanan dönemde işçiler 45 saat değil 60 saat çalışacak, ancak yine de 1 gün hafta tatili kullanacaklardır.

Bu şekilde işçilerin dinlenme hakkına dokunulmadan uygulanan denkleştirme doğru olacaktır.

Aksi halde hafta tatilinde çalıştırılan işçilerin denkleştirme süresi sonundaki haftalık ortalama çalışma süresi 45 saati aşacağından denkleştirme geçersiz sayılacak ve bu işçilere fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekecektir.

Yargıtay da 2019 yılında verdiği kararında işçinin işyerinde 6 gün çalıştıktan sonra 7. gün dinlenmesi gerekirken çalıştığı ve bu çalışmadan sonra yeni haftada 3 gün daha çalıştıktan sonra 4 gün dinlendiği bir durumda, işçinin 14 günlük çalışma periyodunda bir defa hafta tatili kullandığını, yani işçinin hafta tatillerinin yarısında çalıştığı, yarısını kullandığını kabul ederek hafta tatillerinde geçerli olmayan denkleştirmenin öne sürülmesini hatalı bulmuş, işçinin hafta tatili ücretine hak kazandığını hüküm altına almıştır.


Yasaklı çalışmalar

Denkleştirmenin kabul edilemeyeceği bazı durumlar vardır.

Bunlar Kanunda günlük çalışmaya sınır getirilen hallerdir.

Bu nedenle günlük çalışma süresinin İş Kanunu'nda sınırlandırıldığı haller, denkleştirme kapsamına girmez.

Yargıtay'ın da yasaklı çalışmalara ilişkin verdiği kararlar bu yöndedir.

Söz konusu kararlara göre, günlük çalışma süresinin on bir saatten fazla olamayacağı kanunda emredici şekilde düzenlendiğinden, tespit edilen fazla sürelerin denkleştirmeye tabi tutulamaz.

Günde 11 saati aşan çalışmalar için işçilere zamlı olarak fazla çalışma ücreti ödenir.

Yine aynı şekilde İş Kanunu'na göre sağlık kuralları bakımından günde ancak 7,5 saat ve daha az çalışılması gereken işlerde, maden ocakları, kablo döşemesi, kanalizasyon, tünel inşaatı gibi işlerde günde 7,5 saati aşan çalışmalar fazla çalışma ücreti ödenmesini gerektirir.

En önemlisi ise gece çalışmalarında getirilen sınırlamadır.

İş Kanunu'na göre işçilerin gece çalışmaları günde yedi buçuk saati geçemez.

Kanunda belirtilen bu süre günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın bir sınırını oluşturur.

Gece çalışmaları yönünden haftalık 45 saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa dahi, günde yedi buçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir.

Özetle, kanunla günlük çalışmaya sınır getirilen hallerde, denkleştirme uygulamasının bu süreyi aşan kısımları geçerli olmayacağından bu sürelerin fazla çalışma ücreti olarak zamlı şekilde ödenmesi gerekir.


Geçerli olması için iş sözleşmesinde yer alması yeterli mi?

Özellikle matbu iş sözleşmelerinde işyerinde işverenin istediği takdirde gerekli dönemlerde denkleştirme uygulanacağına ilişkin hükümlerin yer alması, her durumda işverene denkleştirme yapma hakkı vermez.

Çünkü denkleştirme, beklenmeyen mal veya hizmet talebi, öngörülemeyen üretim artışı gibi belirli olguların gerçekleşmesi sonucunda uygulanabilen ve Kanunda da özel şartlara tabi tutulmuş bir düzenlemedir.

Sadece iş sözleşmesindeki denkleştirme uygulamasının varlığı, işverene keyfi olarak denkleştirme yapma hakkı vermediği gibi, şartları sağlamayan denkleştirme uygulaması da başından itibaren geçersiz sayılır.

Bireysel veya toplu iş sözleşmeleriyle işyerinde denkleştirme yapılabileceği düzenlenmişse bile, denkleştirme için gerekli esaslı unsurların ortaya çıktığını, denkleştirmenin nasıl planlanıp uygulandığını işveren somut verilerle ortaya koymak durumundadır.

 

Sorularınız için: [email protected]

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU