Türkiye medyasında birkaç gündür Irak'a yapılacak olan operasyon konusu yazılıp çizliyor, televizyonlarda bu konuda yorumlar yapılıyor.
Bu operasyonun PKK'ya karşı yapılacağı söyleniyor ama ayrıntılara baktığımızda durumun biraz farklı olduğunu görüyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 Mart'ta yaptığı açıklamada Irak sınırı ile ilgili şunları söylemişti.
Irak sınırlarımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz. İnşallah bu yazın Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız. Türkiye'yi, güney sınırları boyunca kuracağı bir teröristanla dize getireceğini düşünenlere yeni kabuslar yaşatacak hazırlıklarımız var.
Erdoğan'ın açıklaması, kamuoyunda Türkiye'nin Şırnak ve Hakkari sınırı bölgesinde PKK'ya karşı operasyon için girdiği Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) sınırı için yapıldığı şeklinde anlaşıldı ve çok fazla üzerinde durulmadı.
Zira Türkiye zaten o bölgeden istediğini yapıyor ve o bölgeden IKB'ye girmiş durumda.
Erdoğan açıklamasında, "güney sınırları boyunca kuracağı bir teröristan" demesi, Suriye Kürt bölgesinde Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kontrolünde bulunan bölgeyi kastettiği anlaşılıyor.
Suriye'de SDG'nin kontrolünde olan bölge Suriye sınırında, PKK ile çatışmaların yaşandığı Irak sınırında değil.
Türkiye'nin Irak Kürdistan bölgesi topraklarına Şırnak ve Hakkari bölgesinde yaptığı operasyonlara kimse karışmıyor.
Türkiye o sınırda istediği tedbiri alabilir, duvar da örebilir; bunda hiçbir engel de yok, bunun için yazı beklemeye de gerek yok.
Peki açıklamada teröristan denen SDG'nin elinde olan bölgenin Türkiye-Irak sınırı ile alakası ne?
Burada bir Kürt devletinin kurulmasının engellenmesinin Irak sınırı ile alakası nedir?
Bu açıklamada anlatılmak istenen neydi?
Bu açıklamadan 3 gün sonra 7 Mart'ta, Yeni Şafak gazetesinde konu ile ilgili çıkan ve diğer hükümet yanlısı medyanın da alıntı yaptığı bir haber, bu açıklamanın Irak sınırı ile ilgisinin ne olduğunu da açıklanmış oldu.
Haber başlığı şöyleydi:
Ovaköy ile Kalkınma Yolu Teröre Set Olacak
Haberin içeriğinde ise şunlar yazıyordu:
Irak'ın kuzeyine yönelik operasyonlarla PKK'yı bitirmeyi planlayan Türkiye, içinde Ovaköy Sınır Kapısı'nın da bulunduğu Kalkınma Yolu Projesi için çalışmalara hız verdi. PKK'nın Irak-Suriye bağlantısının kesilmesinde doğal set görevi yapacak proje, terörün bitirilmesi yanında ekonomik katkılar da sağlayacak.
Haberde ayrıca Irak Kürdistan Bölgesi'ne de tehdit gibi bir mesaj vardı:
Ovaköy Sınır Kapısı, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki Habur Sınır Kapısı'na alternatif bir kapı olması nedeniyle, Türkiye'nin elini güçlendirecek. Bölgesel yönetim, Türkiye ile ilişkilerinde daha dikkatli olacak.
Takip eden günlerde birçok medya organında konu ile ilgili yapılan haberlerde konu daha ayrıntılı yazıldı.
Türkiye, IKB'nin elinde bulunan Habur Sınır Kapısı'nın yaklaşık 10 kilometre batısında Ovaköy'de Habur Sınır Kapısı'na alternatif bir sınır kapısı açacak, bu kapı IKB yönetiminin değil Irak Merkezi Hükümetinin kontrolünde olacak ve bu yeni sınır kapısından Basra Körfezi'ne kadar yeni bir yol inşa edilecek.
Bu yolu kullanacak tırlar Irak Kürdistan bölgesi yönetimi kontrolünde olan bölgeye girmeden Basra Körfezi'ne kadar inecek ve Türkiye'nin başta körfez ülkeleri olmak üzere bölge ile yaptığı ticaret bu yol üzerinden yapılacak, mal taşıması hem daha kısa sürede olacak hem daha ucuza mal olacak.
Bu yolun güvenliği Irak'ın içine doğru sınırından 30-40 kilometre Türkiye tarafından sağlanacak ve böylece PKK'nın Suriye ile bağlantısı da kesilmiş olacak.
Bu konudaki görüşmeler de Irak Kürdistan Bölgesi yönetimi ile değil Irak Merkezi Yönetimi ile yapılıyor.
Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan ve birçok hükümet yanlısı medyanın da kullandığı bu haritada, IKB'nin elinde bulunan Habur Sınır Kapısı'nın batısı, tartışmalı bölgede gösterilmiş.
Oysa bu harita tamamen uydurulmuş bir şey. O bölge, Irak Kürdistan Bölgesi yönetimin elinde bulunuyor, Türkiye'nin, Irak Merkezi Hükümetinin elinde olan bölge ile bir metrelik bir sınırı bile yok.
IKB'nin mevcut sınırları ve talep ettiği bölgeler yukarıdaki haritada görülüyor.
Mevcut durumda Habur Sınır Kapısı'nın batısında Suriye sınırına kadar olan bölge, tartışmalı bölgelerden değil, IKB yönetiminin kontrolü altına olan bölgede bulunuyor.
Irak Anayasası'na göre Irak'taki tartışmalı bölgeler için referandum yapılacaktı ama Türkiye ve İran'ın baskısı ile bu referandum yapılamadı ve IKB yönetiminin kontrolünde olan Kerkük, Ekim 2017'de Talabani ailesine bağlı Peşmergeler tarafından Irak merkezi hükümetine bırakıldı.
Ovaköy'de yeni bir sınır kapısı açmak mümkün mü?
Ovaköy'de, IKB yönetiminin onayı olmadan yeni bir sınır kapısı açmak mümkün değil.
IKB yönetimi gümrük gelirlerini elinden alacak böyle bir kapının açılmasını kabul etmeyecektir.
Geçmişte de böyle girişimler oldu ve bu kabul edilmedi.
Öyle anlaşılıyor ki, bu bölgenin "tartışmalı bölge" olduğu iddia edip güç kullanılarak bölgeye girilmesi planları yapılıyor.
Zaten IKB ile varılan bir anlaşma ile bir sınır kapısı açılacak olsa, buna operasyon denilmezdi.
Türkiye'nin güç kullanılarak Ovaköy bölgesinden IKB'ye girmesi, IKB'nin egemenliğine müdahale anlamı taşır.
Ve bunun, IKB hükümeti tarafından kabul edilemeyeceği de açık.
Buna rağmen Türkiye bu bölgeye girerse, bu bölgede yeni gerginlikler ve çatışmalara neden olacak, IKB'deki kısmi istikrar yok olacak ve PKK, İŞİD gibi terör örgütleri de bundan yararlanmak isteyecektir.
Ovaköy'ye yeni bir sınır kapısı açmak yerine, Basra Körfezi'ne yapılacak ihracat için Habur Sınır Kapısı'nın kullanılması hem çok daha ucuz hem de çok daha güvenli olacaktır.
Irak Kürdistan Bölgesi yetkilileri de açıklamalarında bunu dile getiriyor.
Amaç, Basra Körfezi'ne kısa yoldan ve en az maliyetle ulaşmak ise, bu Habur Sınır Kapısı'ndan başlayan mevcut yol rehabilite edilerek yapılabilir.
Bugün Irak'ın en güvenli bölgesi Irak Kürdistan Bölgesi; Basra Körfezi'ne giden yolun en güvenli kısmı IKB'den giden kısmı.
Türkiye, bu yolun Basra Körfezi'ne kadar güvenli olmasını istiyorsa, mevcut yolun IKB dışındaki kısmı için Irak Merkezi hükümeti ile çalışmalar yapabilir.
Bu operasyonun amacının Irak-Suriye sınırını kontrol ederek, Kandil ile Suriye'nin bağlantısının kesilmesi olduğu söylense de bu, pratikte mümkün değil.
PKK militanları Suriye'ye geçerken Türkiye sınırından 75 kilometre mesafedeki Rabia Sınır Kapısı bölgesinden geçiyor.
Türkiye'nin sınırdan 30-40 kilometre girmesi PKK'nın geçişlerini engellemeyeceğini bu operasyon planlarını yapanlar da iyi biliyor.
Burada meselenin yolun güvenliği ve kısalığı olmadığı belli, yapılmak istenen şey, Basra Körfezi'ne gidecek tırların Habur Sınır Kapısı yerine açılacak Ovaköy Sınır Kapısı'ndan geçmesini sağlayarak, Irak Kürdistan Bölgesi'nin gümrük gelirlerini elinden almak ve IKB ile Suriye Kürt bölgesi arasında Türkiye'nin kontrolünde bir bölge oluşturarak Kürdistan bölgesinin Suriye ile olan bağlantısını kesmek ve böylece IKB'yi ekonomik ve siyasi olarak zayıflatarak orta vadede IKB'nin federal statüsünü ortadan kaldırmak.
Irak Kürdistan Bölgesi'nin federal statüsünü ortadan kaldırma çalışmaları ve PKK'nın KDP düşmanlığı
IKB'nin federal statüsünü ortadan kaldırmak yönündeki girişimler, 2017 yılında yapılan bağımsızlık referandumundan beri devam ediyor ve son birkaç aydır da bu konuda yoğun girişimlerin olduğuna şahit oluyoruz.
Geçen şubat ayında Irak Federal Mahkemesi, Irak Anayasası'nı açıkça çiğneyerek, beklenmedik şekilde IKB'ye karşı yasadışı kararlar aldı.
Federal Mahkeme, IKB seçim kanunlarına anayasaya aykırı olarak müdahale edip yerel meclisin aldığı kanunları yok saydı.
Ve IKB'de yapılacak seçimlerin Irak Merkezi hükümetine bağlı seçim kurulunun yapmasına karar verdi.
Bunun üzerine İran ve Irak Merkezi hükümeti ile birlikte hareket eden ve Celal Talabani'nin oğlu Bafel Talabani'nin lideri olduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) dışındaki hemen hemen tüm partiler, bu şartlarda yapılacak bir seçimi boykot edeceklerini açıkladılar.
Türkiye Hükümeti, PKK'nın Suriye'deki varlığından IKB'yi sorumlu tutarken, PKK ise IKB yönetimini PKK'ya karşı Türkiye ile işbirliği yapmakla suçluyor.
PKK, IKB yönetimine karşı son aylarda yoğun bir kampanya başlatmış durumda.
PKK'nın yayın organları özellikle Barzani ailesi ve KDP'ye karşı sık sık yalan haberler yapıyor ve Türkiye'deki Kürtleri KDP'ye, dolayısı ile IKB hükümetine karşı kışkırtmaya çalışıyor.
PKK yayın organlarından Yeni Yaşam'ın 24 Şubat tarihli bir haberinde, "Hewler (Erbil) ve Duhok'un (Barzani'nin kontrolünde olan bölge) Türkiye'nin ekonomik ve siyasi meydanı" olduğunu iddia etti.
Sözkonusu haber şu şekilde:
KDP, kendi varlığını AKP'nin varlığına bağladı
YNK, 4 parça Kürdistan'daki Kürt güçlerini başkaları gibi terörize etmiyor. Bunun yanında Türkiye, Süleymaniye'yi Duhok ve Hewlêr gibi kendisine askeri, siyasi ve ekonomi meydanına çevirmek istiyor. Yani Talabani'yi de kendi çizgisine getirmek istiyorlar. Bunun için tehdit ediyorlar.
Suriye Kürt bölgesinde yönetimde olan PKK'nın Suriye'deki siyasi uzantısı PYD de, KDP'nin PKK'nın IKB'den Suriye'ye geçmesine izin vermediği için KDP'ye büyük bir düşmanlık besliyor.
PKK militanları, Sülyemaniye'deki KYP'nin yardımı ile IKB yönetimin kontrolü dışında olan bölgelerden Suriye'ye geçiyorlar.
Irak Kürdistan bağımsızlık referandumda Türkiye hükümetinin tavrı ve sonucu
Gelecekte Irak Kürdistan bölgesinin devletleşmesini önlemek için önce yasal federal statüsü yok edilmek isteniyor, 2017'de yapılmak istenen şey şimdi tamamlanmak isteniyor.
Eylül 2017'de IIKB'de yapılan bağımsızlık referandumu sonrası Türkiye, IKB'ye olan uçuşları durdurmuş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sınırları kapatırız, yiyecek, giyecek bulamazsınız" demişti.
Türkiye, Irak'tan asker getirip Silopi'deki Habur Sınır Kapısı karşısında Türkiye askerleri ile birlikte tatbikat yaptırmıştı; hatta Türkiye basını Habur Sınır Kapısı'nın Kürtlerden alındığını iddia etmişti.
IKB yönetimi, Türkiye'nin kapının devredilmesi ısrarını kabul etmemiş ve yaklaşık iki ay sınır kapısının karşısında tatbikat yaptırılan Irak askerleri Irak'a geri gitmişti.
O dönemde, Türkiye hükümeti yetkilileri, Irak Kürdistan'ın bağımsızlığını İsrail destekliyor diyerek karşı çıkıyorlardı.
O gün IKB'ye yaptırım uygulayanlar, aç kalırsınız diyenler, bugün İsrail'in öldürdüğü 32 bin Gazzeli Müslümanın katledilmesine rağmen İsrail'e ticari yaptırım uygulamıyor.
Bugün Suriye'deki durum bir kangrene dönüşmüş ise Türkiye bunun en önemli sorumlularından biridir.
Türkiye'nin Suriye sorununa barışçıl bir çözüm bulmak yerine, IKB'ye müdahale etmesi, bölgedeki durumu çok daha kötüleştireceği aşikâr.
PKK'nın hem Irak Kürdistan Bölgesi hem KYB hem de Şii Haşdi Şabi güçleri ile ilişkileri gayet iyi, Şengal'de PKK militanlarının maaşları hala Irak Merkezi hükümeti tarafından ödeniyor.
IKB'nin istikrarsızlaştırılması, KDP'nin zayıflatılması en başta PKK'nın işine gelecektir.
PKK, IKB'de bir numaralı düşman olarak KDP'yi görüyor çünkü Irak'ta sadece KDP, PKK'nın hareketini kısıtlıyor ve PKK terörüne karşı çıkıyor.
Türkiye'nin yabancı sermaye getirmek için kapı kapı dolaştığı bu günlerde,IKB'ye bırakın bir operasyon yapılması, bu konudaki açıklamalar bile yabancı yatırımcıları kaçırmak için yeterlidir, böyle bir operasyonun hiçbir getirisi olmayacağı gibi çok fazla götürüsü olacaktır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish