ABD, geçen çarşamba günü, Yemen'deki Husilerin bazı üyelerinin yanı sıra, İran Devrim Muhafızları'nın kimi vekillerine yönelik yaptırım kararı aldı.
Bu, ABD ve Birleşik Krallık'ın Husilere uyguladığı ilk yaptırım değil.
Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz'de Husilerin gerçekleştirdiği geniş çaplı saldırıların Gazze halkını stratejik destekleme eylemleri olarak kabul görürken, ABD ve müttefikleri Husilerin etkin askeri hareketlerini hesaba katmadan 2021 yılından bu yana, hareketin mali ve iletişim faaliyetlerine karşı yaptırımları sıkılaştırmıştırdı.
Son yaptırım kararlarında Husi üst düzey temsilcilerinin yanı sıra, İran Devrim Muhafızları'nın bazı isimleri dikkati çekerken, aralarında en gizemlisi Said Muhammed Ahmed el-Cemal isimli şahıs.
Ki el-Cemal'in adı, ABD Hazine Bakanlığı'nın teröre karşı mücadele ve yaptırımlar listesinde geçiyordu.
Gelişmelere ışık tutma açısından Cemal veya Rami Abu Ahmed isimli gizemli kişilerin durumuna kısaca göz atmanın faydalı olacağını düşünüyoruz.
Son birkaç ayda gerek Sana'daki Husi gruplar ve gerekse İran ve Said Cemal arasında mevcut olan anlaşmazlıklara ilişkin bilgiler su yüzüne çıkarken, bir Yemenli tüccar Cemal'in, İran Devrim Muhafızları tarafından göreve getirilmesi sorgulandı.
Amaç, Husilere mali desteğin sağlanması amacıyla sınırlardan geçerek paraların yerlerine ulaştırılmasıydı ve bu doğrultuda çok karışık ilişkiler ağı oluşturulmuştu.
Ancak İran'ın Husilere mali destek trafiğinde yaşanan uzun süreli duraklama, haliyle bir dizi sorunun gündeme gelmesine neden oldu:
Paralar nereye gitti?
Said el-Cemal neden İran Devrim Muhafızları için bu kadar önemli?
İranlılar, Cemal ile hâlâ işbirliği içinde mi?
Said Cemal Husi gruplarının kurulduğu 2000-2001 yıllarında "Gençlik Organizasyonu" isimli bir örgütün önde gelen üyelerinden biri olarak tanındı.
Ardından Hüseyin Al Houthi, Husilerin siyasi yapılarına paralel bir askeri-finansal yapı oluşturması için Cemal'e gizli görev verdi.
2021 yılında, adı ABD Hazine Bakanlığı'nın teröristler listesine eklenen Cemal, İran lehinde bölgede savaş veren güçlere mali kaynak sağlayan bir aracı şahıs olarak biliniyor.
İran petrollerini kaçak yollardan piyasaya süren Cemal, eline geçen parayı Yemen'deki Husilere ve Lübnan'daki Hizbullah'a gönderiyor.
Çeşitli ülkelerin pasaportlarına sahip Cemal'in, Rami Abu Ahmed adına düzenlenen İran İslam Cumhuriyeti pasaportu da bulunuyor.
İran'ın yanı sıra, Türkiye, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ta 20'nin üzerinde ticari şirketleri bulunan Cemal'in ciddi yatırımları da söz konusu.
Bunların arasında "Garanti Evrak" döviz bürosu ve deniz taşımacılığı şirketi bilinen ticari kurumlar.
Uluslararası hukuk uzmanı ve Mali Suçlar ve Güvenlik Çalışmaları Merkezi yöneticisi Thomas Kitting, Cemal ile ilgili olarak şu tespitte bulundu:
Onun sistemi İran İslam Cumhuriyeti, Rusya ve onlarca uydu silahlı grupların yanı sıra, IŞİD'in de para aklama operasyonlarını sürdürüyor ve İran petrolünün satışı ve takası üzerinde büyük güce sahip.
Sana'daki Husilere yakın, isminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak, basına yaptığı açıklamada, son yıllarda Cemal ile İran İslam Cumhuriyeti arasında bir dizi anlaşmazlığın gerçekleştiğini ifade etti.
Bu olaydan sonra Husilerin siyasi ve askeri yapısında değişiklikler yaşandı.
Bu olaylar ve anlaşmazlıklar, ağın (Swift Exchange) ve (Alhadha Company) kara para aklamaya katılımı ve İran'dan Husilere para transferi konusunda medyada yer almasıyla daha da şiddetlendi.
Bu şirketler, ABD'nin terör listesinde yer alan Said Jamal'in Yemen'deki çeşitli kanallarından biri.
İlave etmek lazım ki bu şirketin ABD Hazine Bakanlığı'nın yaptırımlar listesinde yer almasına rağmen, şirketin (Always Smooth Ltd.) Jamal aracılığıyla Birleşik Krallık'ta kurulduğu ve bu süreçte etkili olduğu da söyleniyor.
Jamal'e yönelik yaptırımların devam ettiği ve izlemeye devam edildiği bu süreçte, Jamal'e ait olan ve Gabon bayrağı altında faaliyet gösteren "TripleSucces" gemisine ABD Dış Varlıklar Kontrol Dairesi tarafından el konuldu.
Ayrıca, bazı tanınmış Arap ve Yemenli tüccarların Said Cemal'in karmaşık mali ve lojistik ağı içinde olduğu söylüyorlar.
Bunlardan biri, Türkiye'de ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) bulunan "Adon General Trading" şirketinin CEO'su olan Abdi Nasser Ali Mahmoud isimli şahıs.
Bir Hintli vatandaşı olan Manoj Sab Harwal ile birlikte, petrol aklama, gemi yönetimi ve İran petrolünün Cemal ile işbirliği içinde taşınması konusunda çalışmışlar.
Cemal'in mali ve muhasebe işlerini Yemen vatandaşı ve Türkiye'de ikamet eden Abdulmajid Mohammed Assad adlı bir kişi yönetiyor.
2017 yılından itibaren Somalili tüccar Jama Mohamed Ali, petrol taşımacılığı ve gemi satın alımında Said Cemal ile sürekli bir işbirliği içindeydi ve ona yardımcı oldu.
Ayrıca, Suriye vatandaşı Taleb Ali Hussein Al-Rawi, Türkiye'de ikamet ederken ve Suriye vatandaşı ve Yunanistan'da ikamet eden Abduljalil Al-Mallah, Yemenli döviz bürosu "Swift and Sons" ile Husilere bağlı olduğu söylenen milyonlarca dolarlık işlemi kolaylaştırdılar.
Ancak Al-Rawi, Esad'a bağlı Katırcı Petrol Alım-Satım Şirketi aracılığıyla petrol alım satım işlemlerini, Cemal'in koordinasyonu ve kolaylığı ile yapıyor.
Ayrıca, ABD Hazine Bakanlığı belgeleri, Cemal'in Avrupa'daki mali faaliyetlerini kolaylaştırmak için "Deniz Capital Maritime" adlı başka bir şirketin çok geniş bir rolü olduğuna işaret ediyor.
ABD Hazine Bakanlığı'na göre, Cemal'in ağları, özellikle Abdullah Daiel Ahmed Yemenli adlı Uluslararası tüccar, Al-Folk şirketin sahibi ve "Konstantinos Stavridis" adlı Yunan tüccarın yardımıyla farklı malların ticaretinden gelir elde etti ve yaklaşık 10 milyon dolar kazandı.
"Al-Khalasah" haber sitesinin raporuna göre, ABD'nin uyguladığı yaptırımlar, "FaniOil" adlı bir petrol şirketini de etkiledi ve bu şirket, Cemal'e milyonlarca dolarlık benzin satışını kolaylaştırmak için sahte taşıma belgeleri düzenleme konusunda rol oynadı.
ABD'nin yaptırımları açıkça Cemal'in kaynaklarını ve aracılarını sınırlamış ve bu kısıtlamalar veya daha iyisi engellemeler, lojistik, savunma yetenekleri ve Husilerin finansmanını temin etmek için etkisini gösterecektir.
Tahran'da Cemal'in bulunduğuna dair raporlar olmasına rağmen, şimdiye kadar onun İran'da bulunduğunu doğrulayan bir kaynak bulunmadı.
Görünüşe göre Said el-Cemal'in, Sepah (İran Devrim Muhafızları) komutanlarıyla olan ciddi mali anlaşmazlıkları, onu hala para biriktirme şansından mahrum bıraktı.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish