Ortaçağ şairi Geoffrey Chaucer'ın Rahibe'nin Yanındaki Papaz'ın Hikayesi'ni (The Nun's Priest's Tale) 1960'larda ve 70'lerde sınıflarında okuyan, lisenin son iki yılındaki Britanyalı öğrenciler sadece yabancı bir dilde gibi görünen bir metinle uğraşmanın sıkıntısını yaşamakla kalmadı. Aynı zamanda bir horozla bir tavuk arasındaki seks sahnelerinin çıkarıldığı sinyalini veren yıldız işaretleriyle yer yer kesilmiş bir metinle de uğraşıyorlardı.
Daha sonraki akademik kariyerimi, bu sansürlü pasajları keşfetmek için sınıfta verdiğim mücadeleye dayandırmasam da bu çaba kesinlikle bazı temel akademik becerileri öğretti. Öte yandan bu pasajlar gizlenmeye değmezdi bile. ABD'nin en büyük 7. okul bölgesi olan Florida Hillsborough County'deki eyalet liselerinde Shakespeare'in, metinlerin belirli kısımlarının çıkarılmış halinin öğretilmesi planı (söylendiği üzere Eyalet Valisi Ron DeSantis'in Eğitimde Ebeveyn Hakları Yasası'yla uyumlu bir hamle) da ilk bakışta aynı derecede anlamsız görünüyor.
Hamlet, Romeo ve Juliet ve Macbeth, Florida'daki eğitim hedefleri doğrultusunda "müstehcen" denen seks sahnelerinden (muhtemelen şiddet daha az rahatsız edici) arındırılacak. Bu kararı verenlerin, oyunlardaki müstehcen denen şeylerin dışındaki kısımları okumadığını varsayıyorum; eğer okusalardı, biraz bile müstehcen bir tavır sergileyen hiç kimsenin sonunda iyi bir sonla karşılaşmadığını bilirlerdi (spoiler uyarısı: Hepsi ölüyor!).
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Florida projesi için yapılan özellikle anlaşılması güç savunmalardan biri, metinlerlerden alıntılar verilerek öğretilenlerin kapsamının genişletileceğinin söylenmesi. Bu mantığa göre bu durum öğrencilerin düşünme yetilerinde mükemmelliği teşvik edecek; görünüşe göre sansür ve bakış açılarını daraltmanın, titiz bir sorgulama ve sağlıklı muhakemeye götüren yollar olduğu kanıtlanmış.
Ancak elbette bu plan anlamsız olmaktan çok uzak. Bu, siyasi bölünmenin hem sağında hem de solunda yer alan bazı çevrelerde düşünce ve eylemleri körelten paradoksal bir gündemle örtüşüyor. Böylece çoğulculuğa ve çeşitliliğe saygı duyulması ve bunların kutlanması katı bir dogmatizme dönüşüyor ve daha fazlası için yapılan çağrılar, daha azı lehine yasalarla ve dar görüşlerin ve önyargıların katılaşmasıyla sonuçlanıyor.
Britanya'da klasik ve çağdaş edebiyatın daha geniş çaplı kültür savaşlarına karışmasıyla, halk kütüphanesi koleksiyonlarındaki ve üniversite okuma listelerindeki kitapların sansürlenmesi talep ediliyor. Edebiyatın savunulması her zaman zor olan geçerliliği, artık şaşırtıcı anlam nüansları kazanıyor.
Yazarın hayatına adanmış bir müze olan Jane Austen'ın Evi, Nisan 2021'de "duyarcı çılgınlığı"yla suçlanmıştı. Müzenin, Austen ailesinin kölelikle olan karmaşık ilişkisiyle bağ kurma girişimleri, sağcı basında "çay içmenin" "tarihsel açıdan sorgulaması" denerek kasten yanlış yorumlanmıştı.
Kamusal bilgiyi sansürlemekten tiksinen Lisanslı Kütüphane ve Bilgi İşlem Uzmanları Enstitüsü'nün, Britanya'nın sömürgecilik mirası ve LBGT+ karakterler ve hikayelerle ilgili materyallerin kaldırılması için yapılan talepleri raporlamasının daha adil bir hareket olduğu düşünülebilir.
Öğrencilerin okuma listelerine rahatsız edici içeriğe ilişkin tetikleyici uyarılar eklendi. Bir kaynakta, Aberdeen Üniversitesi'nin bir listesindeki uyarılardan bahsediliyor: Wordsworth ve Coleridge'in Lirik Baladlar'ı sosyal ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine ve engelliliğe atıfta bulunma, Vergilius'un Aeneis'i savaşı konu alma, Muriel Spark'ın Bayan Jean Brodie'nin Baharı adlı romanı "seks, ölüm ve psikolojik manipülasyona atıfta bulunma" ve Shakespeare'in Bir Yaz Gecesi Rüyası "sınıfçılık" içerme, Robert Louis Stevenson'ın Kaçırılan Çocuk adlı romanıysa söylenene göre (şoke edici) "adam kaçırma" uyarısı içeriyor!
Aberdeen 2022'de kesinlikle yalnız değildi. Öğrencilerin incinmesine yol açacağı korkusuyla "zorlayıcı" (intihar ve kölelik tasvirlerinden bahsediliyor) materyallerin kaldırıldığı veya isteğe bağlı hale getirildiği bildiriliyor. Essex ve Sussex üniversitelerine değinilmişti.
8 üniversite daha (Russell Group üyeleri de dahil) benzer gerekçelerle metinleri isteğe bağlı hale getirdiğini kabul etti. İptal kültürü aptalca görünebilir; aynı zamanda derin zararlar da verebilir. Kitaplara düşmanlık, hatta şüphe, okuyuculara ve kütüphanecilere de yönelebilir.
18. yüzyılda kadınların ve gençlerin romanlar karşısında özel bir tehlike altında olduğuna inanılıyordu. Bu kişilerin hayal gücü ve ahlakının, romantizmin ve duygusal aşırılık örneklerinin sinsi etkisiyle çok kolay bir şekilde zehirlenebileceği düşünülüyordu. Florida programında buna benzer bir durumun yeniden ortaya çıktığı anlaşılıyor.
Bilişsel nörobilimci Maryanne Wolf, Proust ve Mürekkepbalığı: Okuyan Beynin Bilimi ve Hikayesi'nde (2007) okumayı öğrenmenin insanlar için ne anlama geldiğini inceliyor. Okumaya programlanmayan beyin, okurken orijinal tasarımının ötesine geçer. Wolf'un okuyucunun metinle etkileşimine yansıdığını gördüğü bu kapasite sayesinde beynin yeni düşünceler geliştirme yeteneği, bizim katkılarımızla metinleri zenginleştirir. Romeo ve Juliet, romantik aşkın ilk kıpırtılarına anlam vermenin yanı sıra ondan anlam da çıkarır. Bu da Shakespeare'i ergen beynini eğitmede, internette rastlayabilecekleri her şeyden daha iyi bir seçenek haline getirebilir.
Son zamanlardaki hem okumaya hem de genç olmaya karşı tetikleyici uyarılardan, sağlık uyarılarından bazıları, Kovid yıllarının izole edici etkilerine yanıt niteliğinde. Fakat bunlar zor, tartışmalı, rahatsız edici şeylerden ve diğerlerinin bakış açısından kaçınmaya yönelik sinsice yükselen bir eğilimi hızlandırıyor. Bunlar çok da uzun olmayan bir süre önce, anlamamıza ve gerektiğinde de kabul etmemize ya da kovmamıza yardım etmesi için edebiyata başvurduğumuz şeylerin ta kendisi.
İlginçtir ki içsel zenginleşmenin bu şekilde geri çekilmesi, eskiden edebiyatta aranan türden bir vekaleten deneyim olan empati yeteneğinin alenen sergilenmesine yönelik bir hücumla birlikte gerçekleşiyor. Görünüşe göre artık bazı empati türleri bizi yanlış yöne, yanlış kişinin konumuna götürebilir. Rahatsız edici farklılıkları, kaygıları veya benzerlikleri ortaya çıkarabilirler; bizi kızdırabilir ve huzursuz edebilirler.
Bunun karşısında ve sansürsüz kitaplarla bazı bölümleri çıkarılmamış metinlerin tarafında, çeşitli şekillerde alıntılanan şu sözleri hatırlamamız gerekir:
Zihinler paraşüt gibidir; yalnızca açılınca iş görürler.
Kathryn Sutherland, Oxford Üniversitesi'ne bağlu St. Anne's College'da Emeritus Profesördür.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Meltem Ergin
© The Independent