Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un bakanlıktaki görüşmesi başladı. DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sezai Temelli ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan ile gerçekleşecek görüşmede yer alıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Görüşme sonrası açıklama
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından önemli açıklamalarda bulundu. Görüşme, özellikle İmralı süreci ve cezaevlerindeki insan hakları ihlallerine odaklanan gündemiyle dikkat çekti. Koçyiğit, yapılan toplantının, Cumhurbaşkanı ile daha önce gerçekleştirilen İmralı görüşmesinin ardından planlandığını ancak Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu nedeniyle ertelendiğini belirtti.
“Sayın Öcalan’ın koşulları derhal düzeltilmeli”
Koçyiğit, görüşmenin temel gündemlerinden birinin Abdullah Öcalan'ın tecrit koşulları olduğunu vurgulayarak, “Bu konuda Sayın Bakan’a, tecrit koşullarında Sayın Öcalan’ın sürece katkı sunamayacağını ve sürecin ilerlemesi için Öcalan’ın koşullarının amasız fakatsız iyileştirilmesi gerektiğini net bir biçimde ifade ettik” dedi.
Koçyiğit ayrıca, İmralı’ya sadece DEM Parti heyetinin değil, aydın, gazeteci ve yazarların da gidebilmesinin önemine dikkat çekti:
Sayın Öcalan’ın görmek istediği isimlerle temasta bulunması sürecin selameti açısından çok önemli.
Cezaevlerindeki hasta tutuklular gündemdeydi
Görüşmede, hasta tutukluların durumu da kapsamlı biçimde ele alındı. Koçyiğit, “Gerçek anlamda ne insani, ne vicdani ne de hukuki olmayan bu durumun bir an önce düzenlenmesi gerektiğini belirttik. Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alanlar derhal serbest bırakılmalı” diye konuştu.
Eşitsizlik yaratan infaz yasaları yeniden masada
Koçyiğit, pandemi döneminde çıkarılan ve “COVID yasası” olarak bilinen infaz yasasının örgütlü suçları dışarıda bırakmasının eşitliğe aykırı olduğunu söyledi. “Bu hakkaniyetsizlik kabul edilemez. Bu yasanın herkesi kapsayacak biçimde yeniden düzenlenmesi gerekiyor” dedi.
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ama yeniden pakete sokulan “örgüt adına suç işleme” maddesini de eleştiren Koçyiğit, “Bunun pakette yer alması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
İdari Gözlem Kurulları: ‘İkinci cezalandırma’ mekanizması
Görüşmenin bir diğer başlığı ise, cezasını tamamlamış mahpusların keyfi biçimde içeride tutulmasına neden olan İdari Gözlem Kurulları oldu. Koçyiğit bu durumu “ikinci bir cezalandırma mekanizması” olarak tanımlayarak, “Bu kurullar reform edilmeli, kararlar objektif kriterlere göre verilmeli” dedi.
“Disiplin cezaları şartlı tahliyeyi etkilememeli”
Cezaevlerindeki tutukluların hak arama çabalarının bile disiplin cezasına dönüştürüldüğünü belirten Koçyiğit, “Bu eylemlerin disiplin suçu kapsamına alınması kabul edilemez. Şartlı tahliye koşullarında bu cezaların etkili olması büyük bir adaletsizliktir” dedi.
Bakan’dan not ve değerlendirme sözü
Koçyiğit, görüşmenin karşılıklı anlayışla geçtiğini ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un tüm notları aldığını söyledi:
Sayın Bakan da birçok düzenlemenin hakkaniyetsiz olduğunu kabul etti. Bu konularla ilgili çalışacaklarını ve sürecin devamında yeniden bir araya gelineceğini teyit ettik.
Yeni ziyaretler gündemde
İmralı’ya yeni ziyaretlerin planlandığını belirten Koçyiğit, “Heyetimiz dışında da farklı isimlerin adaya gitmesi yönünde önerimizi ilettik. Bu konuda da bazı gelişmeler olacağını düşünüyoruz. Hep birlikte göreceğiz” dedi.
Yeni yasal düzenlemeler yolda olabilir
Son olarak, Koçyiğit, infaz yasalarında yapılacak değişikliklerle ilgili olarak “Gelecek ilk yasal pakette tüm bu taleplerimizin dikkate alınmasını bekliyoruz. Özellikle hasta mahpuslar, İdari Gözlem Kurulları ve infaz adaleti konularında toplumun beklentisi nettir” mesajını verdi.
Koçyiğit'in konuşmasının tamamı şöyle:
Bu görüşme, İmralı heyetimizin Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmenin ardından planlanmıştı. Ancak Meclis Başkanvekilimiz ve İmralı Heyeti üyemiz Sayın Sırrı Süreyya Önder’in hastalığı nedeniyle ertelenmişti. Bugün, heyet üyelerimiz olmadan bu görüşmeyi gerçekleştirdik. Bu vesileyle hastalığına direnen Sayın Önder’e bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Görüşmemizde, 1 Ekim’den bu yana süren tartışmalar ışığında, sürecin ilerlemesine katkı sunabilecek yasal düzenlemeleri kapsamlı bir şekilde değerlendirme fırsatı bulduk. Öncelikli gündem maddemiz, İmralı’da bulunan ve 27 Şubat çağrısıyla demokratik çözümde yeni bir eşik oluşturan Sayın Abdullah Öcalan’ın sağlık ve çalışma koşullarıydı. Tecrit koşullarında Sayın Öcalan’ın sürece katkı sunmasının mümkün olmadığını ve bu koşulların amasız, fakatsız bir biçimde düzeltilmesi gerektiğini Sayın Bakana açıkça ifade ettik.
Bu konuda önümüzdeki dönemde bazı gelişmeler yaşanabileceğini umuyoruz. İmralı heyetinin dışında, farklı milletvekilleri, siyasi partilerden isimler, aydınlar ve gazetecilerin Sayın Öcalan’la görüşebilmesinin önemli olduğunu vurguladık.
Cezaevlerindeki hasta tutuklular konusunu da gündeme taşıdık. Bu durumun ne insani, ne vicdani, ne de hukuki olmadığını ifade ettik. Adli Tıp Kurumu raporu bulunan tutukluların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini dile getirdik.
COVID-19 pandemisinde çıkarılan ve örgütlü suçları istisna tutan infaz yasasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirttik. Herkesi kapsayan eşitlikçi bir düzenleme gerektiğini söyledik. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği “örgüt adına suç işleme” maddesinin yeniden pakete eklenmesinin kabul edilemez olduğunu belirttik.
Cezaevinde cezasını tamamlamış mahpusların, idari gözlem kurulları tarafından keyfi gerekçelerle içeride tutulmasının da son bulması gerektiğini vurguladık. Bu kurulların objektif kriterlere göre yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade ettik.
Disiplin cezalarının, şartlı tahliye kriteri olarak kullanılması da ayrı bir sorun olarak gündeme geldi. Cezaevi koşullarının düzeltilmesi için yapılan eylemlerin disiplin suçu sayılması ve tahliye süreçlerine olumsuz etkisinin kabul edilemez olduğunu belirttik.
Sayın Bakan, tüm taleplerimizi dikkatle not etti. Bazı yasal düzenlemelerde ortak tespitlerimiz olduğunu ve bu konularda çalışacaklarını ifade etti. Örneğin COVID yasasının örgütlü suçları kapsam dışı bırakmasının eşitsizlik doğurduğunu kabul etti.
İmralı’ya farklı heyetlerin gitmesi yönünde de olumlu sinyaller aldık. Bu ziyaretlerin yalnızca DEM Parti heyetiyle sınırlı kalmaması gerektiğini, farklı kesimlerin de Sayın Öcalan’la temasta bulunmasının önemli olduğunu belirttik.
Sayın Öcalan’ın koşulları, yalnızca bireysel bir mesele değil, Türkiye’nin demokratikleşme süreci açısından da belirleyicidir. Önümüzdeki dönemde bu konuda gelişmeler yaşanabileceğini öngörüyoruz.
Görüşmemiz karşılıklı anlayış ve çözüm odaklı bir yaklaşımla gerçekleşti. Taleplerimizin takipçisi olacağız. Gerektiğinde tekrar bir araya gelmek konusunda da mutabık kaldık.
Kobani Davası ve diğer davalar hakkında değerlendirmeler yaptık.
Adalet Bakanından açıklama
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEM Parti heyetiyle bugün yaptıkları görüşmede "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunduklarını bildirdi. Adalet Bakanı Tunç, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan’la bakanlıkta bugün gerçekleştirdikleri görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Tunç açıklamasında, "Görüşmede ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunduk" ifadesini kullandı.
DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan’la Bakanlığımızda bir araya geldik.
— Yılmaz TUNÇ (@yilmaztunc) April 24, 2025
Görüşmede ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunduk. pic.twitter.com/NzkRgpUGs9
Independent Türkçe