Gazeteci Özlem Gürses hakkında, YouTube kanalındaki programda Suriye'deki gelişmeleri değerlendirirken söylediği sözler gerekçesiyle "devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamak" iddiasıyla açılan davanın karar duruşması İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme, Gazeteci Özlem Gürses’i 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Hükmün açıklanması geri bırakıldı. Mahkeme, Gürses’in yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı.
Duruşma sonrası ANKA’ya konuşan Özlem Gürses, kararı şu şekilde değerlendirdi:
Şaşırmadım çünkü, son dönemde çeşitli hukuk dışı kararın haberini yapmak durumunda kaldım. Öte yandan da çok şaşırdım ve hayal kırıklığına uğradım. Çünkü, insan her seferinde belki bu sefer daha hakkaniyetli bir karar çıkar umuduyla bakıyor. Bunlar sadece kamuoyunun adalete olan inancını yaralayacak süreçler. İnanıyorum ki yarın öbür gün bu kararları veren savcılar ve hakimler dönüp baktıklarında onlar da üzüntü duyacaklardır. Genç hukukçu ve genç gazetecilerin kanatlarını kırıyoruz aslında böyle yaparak.
Mahkemenin kararını ANKA’ya değerlendiren Gürses’in avukatı Hüseyin Ersöz ise süreci istinafa taşıyacaklarını söyledi. Ersöz, duruşma sonrası şunları aktardı:
Benim haksız olarak nitelendirebileceğim ve çok da hukuka uygun bulmadığım bu karara itiraz edeceğiz. Yasal süreci sonuna kadar götüreceğiz. Umuyorum ki bu mahkeme tarafından verilmiş olan hatalı karar istinaf mahkemesi tarafından düzeltilir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Tüm bu süreç güzelim memleketin gazetecilik ve yargı tarihine kaydedildi”
Özlem Gürses, mütalaa öncesi verdiği sözlü savunmada ise şunları söyledi:
Sayın Hakim, 21 Aralık 2024 akşamı Ankara'da bir otel odasında annemin yanından gözaltına alınarak başlayan süreç, aylar sonra bugün karşısınızda bulunduğum karar duruşmam ile devam ediyor. 55 yıllık ömrümde aklımın ucundan dahi geçmeyen bu günlerin hala şaşkınlığı içindeyim... Neredeyse bütün fertleri askeriyede, emniyette, istihbaratta, bürokraside ve akademide kamu görevi yapmış, Türkiye Cumhuriyetine kalpten bağlı bir ailenin kızıyım... 75 dakikalık bir canlı yayının içinden seçilmiş 8 saniyelik bir videonun troller ve isimsiz sosyal medya hesapları üzerinden yaygınlaştırılması ile Türk Silahlı Kuvvetleri'ni aşağıladığım ya da hakaret ettiğim iddia ediliyor... 30 yıldır süren gazetecilik meslek hayatımda yazılı basında yaptığım tüm röportajlar, ekranda yaptığım canlı yayınlar ve son olarak kendi Youtube kanalımda paylaştığım içeriklerden birinde dahi, değil hakaret bunu ima edecek tek bir kelime dahi bulamazsınız, yoktur. Benzer biçimde ne bir tekzip davasının muhatabı oldum, ne tek bir kişiye ya da kuruma tazminat ödemek durumunda kaldım...
"Ellerime kelepçeler takıldı, itibar suikastı için cep telefonu ile kaydedilen bu görüntüler servis edildi"
Adli Sicil kaydım önünüzde, tümünü siz de biliyorsunuz zaten... mesleğimin her saniyesini hayattaki tek evladım olan oğlum Uzay'ın asla utanmayacağı bir çizgide yapmaya azami özen gösterdim... Her zaman haktan, hukuktan, mazlumdan, mağdurdan, özgürlüklerimizden, anlı şanlı Cumhuriyetimiz ve değerlerimizden yana bir çizgidir bu... Son 4 aydır ekranda bir haritayı anlatırken söylediğim 2 cümlenin birlikte montajlanmasından oluşan bir kabusu yaşıyorum... Bu kurguyla 4 aydır yurtdışı çıkış yasağım var, iki uluslararası konferansta konuşmacıydım, katılamadım... Ellerime kelepçeler takıldı, itibar suikastı için cep telefonu ile kaydedilen bu görüntüler servis edildi, kararlar daha biz görmeden basına sızdırıldı... 52 gün ayağımda bir elektronik kelepçe ile asla kabul etmediğim, söylemediğim, ima dahi etmediğim bir kelime için evimde hapsedildim !
Şüphesiz ki tüm bu süreçler biz istesek de istemesek de güzelim memleketin gazetecilik ve yargı tarihine kaydedildi... Ne ben unutabilirim, ne de tarih... Son olarak, hem hayatımı hem de mesleğimi inandığım değerlerle ve hepsinden önce oğluma bırakacağım onurlu bir miras hayaliyle yaptım, yapıyorum, yapacağım... Sonuçta benim meslekte yapıp ettiklerim bütün dijital arşivlerde duruyor, tek birini dahi silmedim, engellemedim... Hepsi orada. Eminim ki bir gün Uzay geçmişe dönüp bakacak ve annesinin nelerle mücadele vermek durumunda kaldığını herkes gibi görecektir... Tehditler, hakaretler, tek bir gün yatarı dahi olmayan bir iddiadan bileklere geçirilen soğuk kelepçeler... Hepsi geçer, sonuçta yaşamda bıraktığımız iz kalır. Umuruyorum ki ve ülkesini içten seven bir Türk kadını olarak inanıyorum ki mahkemenizin vereceği karar da bu kapsamda hukuk tarihinde bir iz bırakacaktır. Kendimi Türk Adaletine teslim ediyorum... ”
Mahkemede “iddianameden kopya yapıştır” mütalaa gerginliği
Hem yazılı hem sözlü savunmalara karşın, esas hakkında mütalaanın iddianame ile aynı nitelikte olması Gürses ve avukatları tarafından tepki ile karşılandı. Özlem Gürses mütalaaya ilişkin beyanda bulunurken de “Süreçle ilgili şaşkınlığımı bu salonda devam ettiriyorum. 78 yaşında duruşmanızı izleyen annem ve meslektaşlarım da şaşkınlıkla izliyordur. Keşke mahkeme heyeti ve cumhuriyet savcısı da bu yayını izleseydi. Bu mütalaadan anlıyorum ki bir dakikasını bile izlememişsiniz. Ben oğlumun özgür, adalete güveninin tam olarak tesis edildiği bir ülkede yaşaması hayalini kuruyorum. Meslek hayatım da bu çizgide devam edecek” dedi
Özlem Gürses’in avukatlarından Enes Hikmet Ermaner ise mütalaaya şu şekilde itiraz etti:
Hem müvekkil hem bizim savunmalarımız dinlenilmeden kopyala yapıştır yapılmak suretiyle duruşma öncesi hazırlanmış bir esas hakkında mütalaa sunulmuştur. Bunun ne hukuken ne de vicdanen kabul edilmesi mümkün değildir. Sayın mahkeme huzurunda yargılanmakta olan kişi değerli bir gazetecidir. Buna rağmen duruşma savcısı tarafından müvekkilimizin savunmasının değersiz görülmesini kabul etmiyoruz. Müvekkilimizin suçu işleme kastı yoktur. Esas hakkındaki mütalaada da bu kast gösterilemedi. Bu mütalaa doğrultusunda cezalandırılma gerçekleşmesi hukuken mümkün değildir.
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Gazeteci Özlem Gürses’i 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Hükmün açıklanması geri bırakıldı. Mahkeme, Gürses’in yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı.
ANKA