Andy Show: Geleceğin turizm trendi olan "deneyim"i gördüm, anlatacağım

Prof. Dr. Uğur Batı Independent Türkçe için yazdı

Andy Show, 50 Performas Sanatçısı, 275 Kişilik EKip, Müzik, Dans ve Tiyatro

Ben Profesör Doktor Uğur Batı. Daha sorulurken cevaplanamayan soruların köşesine hoş geldiniz.


Önemli bir görüş olduğunu düşündüğüm bir yazı olacak bu. Geçen hafta izlediğim harika bir gösteriden yola çıkarak çok ilginç bir konuda, ekonomimiz, zenginliğimiz, toplumsal refahımız açısından kritik bir konuda kalem oynatacağım.

İzlediğim gösteri, fütürist bir sahne performansı. Kurgusal bir gelecek masalı. 50'den fazla üst düzey dansçı ve gösteri sanatçısından oluşan "Andy Show", bir Phantom of the Opera, bir Alice, bir Sefiller, bir Mathilda, bir Mamma Mia, bir Frozen, bir Geleceğe Dönüş olma iddiasında.

Bütüncül, estetik zarafet, üstün teknoloji, etkileşimli 3D oyunları, eşsiz kostümler, özgün besteleri ile performans sanatları türleri ve teknolojinin bir araya geldiği müzikli bir tiyatro gösterisi.

Lakin bizim yazımız için asıl önemini söylüyorum. Sıkı durun! Andy Show'un dünya prömiyeri 15 Haziran'da Antalya'nın yeni nesil gösteri merkezi Cosmos Theatre'da gerçekleştirildi.
 

Andy Show, Sinematografik Bir Anlatım, Kurgusal Bir Masal.jpg
Andy Show, Sinematografik Bir Anlatım, Kurgusal Bir Masal

 

Evet, dünya prömiyeri. Prömiyer ne demek? Bir tiyatro oyunun, sahne çalışmalarından ve kesin biçimini aldıktan sonra, seyirci önünde oynanışının ilk gecesi.

Evet, bu çapta bir gösterinin ilk kez Türkiye'de prömiyerinin yapılması bir iddia, turizm için bir yol, toplumsal refaha giden bir araç.

Kilit Grup'un, yani Türkiye'nin vizyonunu koyduğu, sonra da finanse ettiği bir gösteri olduğunu düşünürsek bu işin, ülkemizdeki "ekonomi ve turizm" felsefesi için de bir açılım.

Yeni bir turizm biçimi, yeni bir içerik ekonomisi. Türkiye turizmi için uzun yıllardır aradığımız yola bir ışık olduğunu düşünüyorum bu yaklaşımın. Anlatmaya çalışayım. 
 

Andy Show, Antalya Cosmo Theatre'da Bir Uzay Yolculuğu, Bir Gelecek Masalı.jpg
Andy Show, Antalya Cosmo Theatre'da Bir Uzay Yolculuğu, Bir Gelecek Masalı

 

Turizm, ülkemiz için ne anlama geliyor, rakamlar konuşsun!

Turizm, bugün tüm dünyada döviz girdisini dengeleyici ve istihdam sağlayıcı özellikleriyle ulusal ekonomilerin en önemli bileşenlerinden olması yanında, uluslararası kültürel ve toplumsal iletişimi sağlayıcı ve bütünleştirici etkisi ile dünya entegrasyonunun artırılmasında en büyük payı olan bir piyasadır.  

Ülkemiz turizmiyle ilgili hızlıca gireceğim konuya. Türkiye, tarih, doğa, deniz, kültür, gastronomi ve diğer açılardan çok potansiyelli bir ülke olmasına rağmen, turizmde hak ettiği yere gelmesi için daha yolu var.

"Destinasyon" markalaması, "katma değerli turizm", "deneyim", "ilk akla gelen" gibi konularda ilerlemeliyiz.

"Her şey dahil" sisteminin getirdiğinin ötesine geçmeliyiz. "Sağlık turizmi", "inanç turizmi" gibi alt unsurları kaldıraç etkisi olarak kullanmalıyız.

Mesela diğer Akdenizli ülkelerin turizmine baktığımızda İspanya ve İtalya'nın planlamaya dayalı uzun bir tarihi var. Planlama, karar alma onlar için çok önemli ve bu ülkeler turizm modeli olarak görülüyor.

Destinasyon olarak Türkiye'nin yerini bulması gerekiyor. İşte bu noktada planlama önemli ve tanıtımın etkisini artıracak bir unsur.

Destinasyonda konaklama, seyahat, ziyaret, yeme-içme, alışveriş, güvenlik, anlam ve duygu gibi unsurlar var ve bunlara yatırım yapmak gerekiyor.

Bunların tamamını bütünsel bir yaklaşımla "tek bir ürün" gibi ele almak gerekiyor. 

Turizmin global ekonomideki payı; yüzde 10. İstihdam payı inanılmaz; 320 milyon. Küresel turizm ekonomisinin yıllık toplam değeri; 9,5 trilyon dolar.

Gelecek beklentisini sorarsanız; 2029'da küresel turizm istihdamının 420 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. Toplam yatırımların 1,45 trilyon dolar daha artması bekleniyor. Uluslararası turist sayısı; yıllık 2,4 milyar.

Peki Türkiye'nin turizmdeki karnesi nasıl?

Ülkemiz 2019'da 51,7 milyon turist ağırlamış. Gelirimiz 35 milyar dolar. Turist ağırlamada Türkiye dünya altıncısı.

2020'de bu rakamın çok artması beklenmesine rağmen, turist sayısı 15 milyona düştü. 2021'de ise 30 milyona çıktı. 2022'de ise bu rakam son yıla göre yüzde 75 artarak 51 milyon 369 bin 26 kişi oldu.

Ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 32,4 arttı. Ziyaretçiler ülkemizi yüzde 63 ile en çok "gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler" amacıyla ziyaret etti (TÜİK datası).

Rakamlar bu. Bi rumut da var rakamlarda.  Bu verdiğim verilerden son cümleye dikkat çekip bir kavramı dile getireceğim:

Ziyaretçiler ülkemizi yüzde 63 ile en çok 'gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler' amacıyla ziyaret etti. Soralım, nasıl bir gezi, nasıl bir sportif, nasıl bir kültürel faaliyet?


Geleceğin turizmi, "deneyim"de gizli!

"Gelecekçi bir turizm trendi" olarak önemli bir kavramı dile getireceğim: Deneyim.

Çok önemli bir kavram bu. Deneyim, bir insanın belli bir zaman içinde ya da yaşamı süresince edindiği bilgilerin, gördüğü, geçirdiği durum ve olaylardan elde ettiği görgü ve kılgının tümüdür.

Kavram, kişinin doğrudan algıları ve etkinlikleriyle kazandığı bilgi, beceri ve tavırların bütünüdür.

Bugün tüm dünyada "deneyim"in oluşturduğu bir ekonominin çatısında. Buna deneyim ekonomisi deniyor.

Deneyim ekonomisi, ürün ve hizmet ekonomisinin bir devamı olarak yer aldı. Şimdilerde deneyimin üstün olduğu bir durumu yaşıyoruz.

Ekonomik sistem bugün bir tiyatro sahnesini andırıyor. Tüm şirketler sahneye yeni bir şey koy-maya çalışıyorlar. Hem de sürekli.

Zaten bunu yapabilenler ayakta kalıyor. Rekabette ön plana çıkabiliyor. Bu paralelde deneyim ekonomisinde şirketler de tüketiciler için deneyimler yaratmayı amaçlıyorlar.

Böyle olunca, hayal gücü ve yaratıcı düşünce bilginin önüne geçmiş durumda. Bu biraz da bilginin yayılımıyla ilgili.

Yeni teknolojilerle birlikte bilgiye herkes az biraz kavuşabiliyor. Böyle olunca da özgünlük, estetik değer, tasarım, stil ve samimiyet önem kazanıyor. Herkeste olmayan şey ise bu.

Bunlar tüketici hayatında zamanla estetik ölçüler belirliyor. Tüm küresel ticaret, kurum kültürleri ve toplumsal bilinç de bunun üzerinden şekilleniyor. Zaten buna deneyim ekonomisi diyoruz.

Deneyim ekonomisinde yaşanılan, maruz kalınan ve karşılaşılan şeyler temeldir. Deneyim ekonomisinde deneyimler eşsiz ve kişiseldir.

Örneğin arkadaşınızla aynı sitede ev alırsınız ancak o evle ilgili deneyimleriniz tamamen farklılık gösterebilir.

Mesela kızınız o evde doğmuş olabilir. Onun ilk yürüdüğü oda, ilk konuştuğu an hep bu evdedir. Bu nedenle deneyim eşsizdir. Öyle de olması gerekir.

Markalar da bu deneyimi her bir müşterisi için tasarlamanın zorluğunu yaşarlar. Belki de heyecanını.

Bir markanın değerini, yarattığı deneyimlerin bütünü oluşturur…Her markanın bir kimliği var. Burası açık.

Bu markalar tüketicisine mutlaka en az bir vaat sunuyor. Her markanın algılanmak ve kendini konumlamak istediği bir noktadan da bahsedebiliriz.

Oysa bugün asıl olan, marka ile müşteri buluştuğu anda yaşanan deneyimin ta kendisidir. Yani gerçek olan tek şey müşterinin deneyimidir...

Deneyimler, hatırlanabilir bir yolla tüketicisiyle ilişki kurma eğilimde olurlar. Tüketicilerin söz konusu ilişkiye katılımını gerçekleştirebilmek için ek değerler yaratmaya çalışırlar. Ürün ve hizmetlerin deneyimlerle bütünleştirilmesi, sonuç için elzemdir.

Deneyimi örnekleyelim. Sir Winston Tea'yi düşünün. Bir "çay evi" zinciri. Marka İngiliz olmak nispetiyle konumlandırılıyor.

İngiliz asillerinin geleneği olan çay içmeyi, bir kültür olarak tüketicilerine deneyimletiyor. Bistro hizmetleri var.

Mağazada yerli ve yabancı otantik çay lezzetlerini deneyebiliyorsunuz. Marka, geleneksel çay kültürünü 21'inci yüzyılın yaşam tarzıyla birleştirmeyi amaçlıyor.

Mekân buna uygun düzenlenmiş. Servis de buna uygun tasarlanmış. Müşterileri için zaman zaman küçük sürprizler gerçekleştiriyorlar.

Düşünsenize, Sir Winston Tea'nin sattığı ana hammadde sadece bir emtia, bir mal. Başlangıç maliyeti de muhtemelen çok ucuz. En azından mağaza fiyatlarıyla karşılaştırıldığında.

Bir kategorizasyon yapalım. Tarladaki çay emtiadır. Ambalajlı ya da paket çay, markalı ticari üründür.

Sir Winston Tea House'ta satılan çay, hizmet ve bu çayın 7 TL'ye alıcı bulması ise deneyimin kendisidir. Sir Winston Tea House bu durumda deneyim ekonomisinin sahnesinde olandır.
 

Andy Show, Işık Oyunları, Video Mapping ve Etkileşimli Görüntüler.jpg
Andy Show, Işık Oyunları, Video Mapping ve Etkileşimli Görüntüler

 

Cosmos Theatre'daki sanat ve gastronomi şöleni Andy Show neden önemli? Neden deneyim?

"Exclusive Dinner Show" konseptli Andy Show ülkemiz turizmi ve refahı için niçin önemli?

Bu bir model ve bu model bize ne sunuyor?

Çünkü bu gösteri bir deneyim olma iddiasında. Yıllardır turizmdeki "kıskacımız"; "her şey dahil" sisteminin kilidi.

"O meseleyi" çözeceğimiz bir araç. Bir vizyon. Neden mi? Madde madde sayacağım.

  1. ANDY SHOW çünkü evrensel bir kültür gösterisi. Sanat yönetimi, sanat direktörü, festival yöneticisi, genel yönetimi, finans yönetimi, marka yönetimi, Türk, Rus, Ukraynalı, İngiliz ve dünyanın her yerinden teşkil, sahnede birçok milletten dansçıların zarif/akrobatik gösterisi bu.
     
  2. ANDY SHOW çünkü hibrit bir gösteri. Sanat, teknoloji, gastronomi ve eğlencenin bir arada olduğu yeni nesil müzikli bir gösteri bu. 
     
  3. ANDY SHOW çünkü "dünya markası" olmaya aday. Michelin yıldızlı restoranların şeflerinden muhteşem yemekler var gösteride. Michelin yıldızlı restoranların gediklisi dünyaca ünlü şefler Nicolas Maugard ve Fabrice Canelle, yemeklerin patronu gösteride.
     
  4. ANDY SHOW çünkü "fütürist" bir gösteri. Show adeta gelecekten geliyor gibi. Yüksek lümenli onlarca projeksiyon makinesi, 3D efektler, video mappingler, etkileşimli oyunlar, olağanüstü koreografisi, muhteşem dekorasyonu, sıra dışı kostümleri ve teknolojik etkisiyle izleyicileri adeta gösterinin bir parçasıymış gibi hissettirerek eşsiz bir deneyim.
     
  5. ANDY SHOW çünkü "uluslararası yaratıcıların" işi. Görsel efektleriyle izleyenleri interaktif bir uzay yolculuğuyla birleştiren Andy Show'un yaratıcısı ve yönetmeni, dünyaca ünlü yaratıcı yönetmen Igor Rudnik. Müzikleri ise global müzik ödülleri adayı besteci Ryan Otter tarafından yapılmış. Alexey Karpenko ise efsanevi bir koreograf ve yönetmen. Kostüm tasarımı Alina German, ışık tasarımı Toma, tarafından hazırlandı. Bu bir iddiayı ortaya koyuyor.
     
  6. ANDY SHOW çünkü prömiyeri ilk kez Türkiye'de yapılan bir gösteri. Bu bir uluslararası gösteride ilk.
     
  7. ANDY SHOW çünkü "Antalya Bölgesi" turizm anlayışı değiştirebilecek, çeşitlendirebilecek bir anlayış, bir felsefe değişikliği.
     
  8. ANDY SHOW çünkü bir "yumuşak güç" unsuru. Kaynağı ülkemiz olan "evrensel bir bakış".
     
  9. ANDY SHOW çünkü "katma değerli" turizm unsuru.
     
  10. ANDY SHOW çünkü tek bir kez olup bitecek bir gösteri değil, başlayıp devam edecek. Ülkemizden çıkıp dünyayı dolaşıp yine gelecek.

"Deneyim turizm" felsefesi

İnsanları toplayıp sorsak bundan 20 yıl önce tatil sizin için nedir diye, cevap şu olurdu: Plaj, güneş ve şezlong.

Bugün de bu cevabı alabilirsiniz ağırlıklı olarak, kabul. Ama siz de bazı şeylerin değiştiğini kabul edin. Nesiller değil, insanların arzuları, beklentileri de değişiyor.

İnsanlar, hayatın rutinini kırmak ve yeni deneyimlere yelken açmak istiyor. Hatırlamak istiyor, hatırlanmak istiyor. İnsanlar "o an"ların peşinde koşuyor.

İşte tam bu noktada, deneyim turizmi ya da deneyim turları dediğimiz konseptle birlikte çalışan "ANDY SHOW" gibi işler anlam kazanıyor.

Dünyadaki değişimler ve gelişen teknoloji, insan sosyolojisindeki kaymalarla birlikte insanların seyahat-tatil algısı da değişti.

"Her yerin görünür" olmasıyla yeni yerler ve yeni kültürler keşfetmek, turizmin ortalaması oldu.

Önceki on yıllarda aile yazlığı, pansiyon ya da otel olarak düşünülen tatil zamanı, artık deneyimin kendisi.

Kapadokya sadece bir yer değil, destinasyon da değil, bir deneyim. Bodrum öyle değil mi? İbiza? Ölüler Festivali, Meksika? Rio Karnavalı, Brezilya?  Oktoberfest, Münih, Almanya? Harbin Buz Festivali, Harbin, Çin? Loykrathong Festivali, Sukhothai, Tayland?

Bu gibi örnekler sadece bir yeri değil, destinasyonu değil, "kusursuz bir deneyimi" adlandırıyor. Deneyim turizmi açıkça özelleşmiştir.

Örneğin Ovid yaylasında, Kaçkarlarda meditasyon ve yoga turu, Antalya Kanyonlarında rafting, Kapadokya'da balon turu, Efes'te gizemlerin de anlatıldığı/canlandırıldığı antik gezi turu, trenle Trans Sibirya Turu… Bunların hepsi "özelleştirilmiş", "yaşamsal" ve gerçek değeri olan deneyimler.
 

Andy Show, Igor Rudnik, Ryan Otter ve Alina Germen.jpg
Andy Show, Igor Rudnik, Ryan Otter ve Alina Germen

 

Bitirirken;

Sevgi, merhamet, acı ve hatta aşk dâhil tüm insani duygularımızın birer deneyim öğesine dönüştüğü 21'inci yüzyılda insanoğlu, hikayelere duyarlı. En çok da kendine anlattığı!

Bir özel anekdot ile yazının sonuna yaklaşalım:

"ABD Colorado'da yaşayan 20 yaşındaki George Selking deliler gibi âşık olmuştu. Yalnız bir kadına veya bir erkeğe değil. Selking otomobillere âşık görülmemiş bir fetişistti.

Austin Metro model arabası vardı, ayrıca Vauxshall Nova, Fiat Uno ve Ford Fiesta marka arabalarından da vazgeçemiyordu.

Austin'e günlerce biniyor, mecburiyet dışında hiç inmiyor, saatler boyunca arabasında tek başına oturuyor ve kadınlarla hiç ilgilenmiyordu.

George psikiyatrik tedaviye alındı. Aylar süren tedaviler sonrasında Austin'inden vazgeçerek normal yaşama döndü ve sonunda bir kıza âşık olmayı başardı.

Evlenme teklif ettiği kızın adı ise Mercedes'ti!"


Hikayelere dayalı deneyimler önemli. ABD'li devlet adamı, felsefeci ve yazar Benjamin Franklin'in yaklaşık 200 yıl önce söylediği sözler, o farkında olmasa bile, bugün bize pazarlamayı kökten değiştirecek bir yaklaşım sunuyordu:

Anlatırsan, unuturum. Gösterirsen, anımsamayabilirim. Beni de katarsan, o zaman anlarım!

Franklin, burada istemeden de olsa deneyimsel olmaya ilişkin önemli bir vizyonu ortaya koyuyordu:

Önemli olan ne yaşadığındır, bunu yaşamak istiyorsun, gerisi detaydır. 
 

Andy Show deneyimi

Ne diyelim, insanların arzusu artık sadece dinlence ve tembellik değil. Ruhlarımız arayışta.

Zihinlimizde kalıcı hikayelere yer açıp, yeni ve eşsiz bir mutluluk noktasına arayışındayız.

ANDY gibi işler bu nedenle "geçirilen zamanı" ve "harcanan parayı", günümüzün modern insan bilincine daha uygun bir şekle sokuyor.

Bir ya da fazla deneyim ile birleştirilen her tatil konsepti, deneyim turu kategorisine girer.

Örnek verdiğimiz konseptler, daha çok basit ve temel fikirleri kapsıyor. Bir deneyim turu çok daha kapsamlı olabilir.

Örneğin Aborjinlerin yanına 1 ay boyunca onlar gibi yaşamak için gitmek de bir deneyim turudur. Ya da Artvin'deki Fırtına Vadisi'nde bir yayla kampı planlayıp ayrıca Çoruh Nehri'nde rafting yapmayı bu tatile eklemek, daha kapsamlı bir deneyim turu olur.

Andy karakterinin bilinmeyeni keşfetmek üzere çıktığı uzay yolculuğunun ve yaşadıklarının anlatıldığı hikaye, performans sanatları ve gösteri dünyası adına atılan büyük bir adım olma önemini taşıyor.

Bu gösteri, her yaşa gebe. Y ve Z kuşağının özgürlükçü ruhu ve keşif odaklı seyahat tercihlerime uygun, teknolojinin bu kitledeki baskınlığında uygun.

ANDY SHOW, deneyim odaklı seyahatin de bir odağı. Bu gösteri ile onu izleyenler hem yeni tecrübeler kazanıp hem geleceğe uzanıp hem de kendi içsel yolculuğa çıkabilir.  

ANDY SHOW, tek başında bir deneyim seyahati olabilir. Sonuçta, insanların gastronomik tatları, kültürü, doğası ve tarihi ile bir ülkeyi, şehri ya da sadece bir yöreyi deneyimlemeye, kısaca keşfetmeye yönelik yapılan seyahat türünde özel bir durak bu gösteri.

Böylesi "exclusive" konseptli ANDY SHOW, 20 Haziran'dan itibaren her hafta salı, çarşamba ve perşembe günleri Türkiye'nin yeni nesil gösteri merkezi Cosmos Theatre'da seyirci ile buluşuyor, bu yazdıklarım kapsamında izlemenizi öneririm.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU