Okyanusun derinliklerinden gökyüzünün yüksekliklerine... Başbakan Modi'nin 3 günlük ABD ziyareti

Dr. Duygu Çağla Bayram Independent Türkçe için yazdı

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, 22 Haziran Perşembe Günü, ABD Başkanı Joe Biden ile Beyaz Saray'da görüştü / Fotoğraf: Reuters

İkili ilişkileri "okyanusun derinliklerinden gökyüzünün yüksekliklerine" şeklinde karakterize eden Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin 21-23 Haziran tarihlerinde Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) 2014'ten bu yana yaptığı "ilk resmi devlet" ziyaretinin bir dönüm noktası olduğu söyleniyor.

Başbakan son 9 yılda ABD'yi birkaç kez ziyaret etti ama bu, ABD Başkanı Joe Biden'ın "özel daveti" üzerine ülkeye yaptığı ilk resmi ziyaret.

Bu açıdan Modi'nin bu ziyaretinin bir anlamda benzersiz ve sembolik nitelikler taşıdığı düşünülüyor ve bu ziyaret diğerlerine nazaran oldukça gösterişli sergileniyor.

Başbakan Modi'nin BM Genel Merkezi'nde 9. Uluslararası Yoga Günü kutlamaları, ABD Kongresi'ne konuşması gibi çok sayıda program, ikili toplantı ve üst düzey şirketlerin CEO'ları ile görüşmeleri içeren, önce New York ardından Washington DC olmak üzere, ABD ziyareti, Yeni Delhi-Washington ortaklığının derinliğini ve çeşitliliğini zenginleştirmeye ve iki ülke arasındaki ticaret ve yatırım ilişkisini ilerletmeye odaklanıyor.

Peki, Modi'nin bu ziyareti neden önemli?

Tarafların beklentileri neler?
 

Reuters (2).jpg
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Başkan Biden'ın "özel daveti" üzerine ABD'ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdi ​​​​​​​/ Fotoğraf: Reuters

 

Bunu, genel hatlarıyla savunma işbirliği, teknoloji transferi ve Hint-Amerikalılar çerçevelerinden ele almak mümkün.

İki ülke arasında savunma sanayi üretimi noktasında ortak üretme, ortak geliştirme, daha yakın tedarik hattı ile üretim bağlantılarına dayalı bir yol haritası masada. Bu, önemli savunma anlaşmalarını beraberinde getiriyor.

Buradan ziyaretin bir başka önemi de teknoloji, telekom, uzay ve üretim anlaşmaları konusunun masaya yatırılması noktasında ortaya çıkıyor.

İki ülkenin savaş uçağı motorlarının ortak üretimi için anlaşmaya vardığı görülüyor ve bu anlaşmayla büyük miktarda (kabaca yüzde 80 oranında) teknoloji transferinin söz konusu olması bekleniyor.

Bu, Yeni Delhi'ye savunma teknolojilerinin transferi noktasında görece muhafazakâr davranan Washington'ın Hindistan'a yaklaşımını her geçen gün daha da esnetiyor olduğunun bir işareti. 

Ayrıca, 31 adet Predator Drone için de bir anlaşma masada. Bu, ABD'nin bu teknolojiyi ilk kez Hindistan'a vermesi demek.

Öncesinde, Hindistan'ın üç kuvvetinin de (Hint Ordusu, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri) bu jetleri satın almakla ilgilendikleri ifade edilmişti.

ABD, bu dronları Afganistan'da başarıyla konuşlandırdı ve bunu 2000'lerin sonlarından beri kullanıyor. 

Modi'nin ABD ziyareti kapsamında ayrıca uzay araştırmaları için Ay'da kalıcı üs kurmayı da kapsayan Artemis anlaşmasının imzalanması söz konusu.

Bu, uzayda birlikte çalışabilirlik, güvenlik ve bilimsel araştırma adına Yeni Delhi için çok önemli bir adım.

İlk kez resmi olarak 5 Mayıs 2020'de gündeme gelen Artemis programı, NASA liderliğinde Avrupa, Japonya ve Kanada gibi 20'den fazla ülkenin uzay ajansları tarafından yönetilen robotik ve insanlı Ay keşif görevidir.

İki ülke arasında güçlü bir ticaret ve yatırım ortaklığı da söz konusu. Ticari ortaklığın, Başbakan Modi'nin New York ve Washington'daki CEO'larla görüşmesi sırasında genişletilmesi öngörülüyor.

Modi, aralarında Nobel ödüllülerin, ekonomistlerin, sanatçıların, bilim insanlarının, akademisyenlerin, (Tesla ve Twitter sahibi Elon Musk'ın da yer aldığı) girişimcilerin ve sağlık sektörü uzmanlarının da bulunduğu çeşitli kesimlerden iki düzineden fazla düşünce lideriyle de bir araya geliyor.

Elon Musk'ın Hindistan'a yatırım yapmak istediğini açıklamasının ardından Modi'nin Musk ile görüşmesi dikkati çeken gelişmeler arasında.
 

Reuters (3).jpg
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, New York ziyareti sırasında Tesla CEO'su Elon Musk ile görüştü, 20 Haziran 2023 ​​​​​​​/ Fotoğraf: Reuters

 

ABD'deki temasları kapsamında Başbakan Modi, Amerikalı çip üreticisi Micron Technology'yi Hindistan'daki yarı iletken üretimini artırmaya ve ayrıca süreç teknolojisinin ve gelişmiş paketleme yeteneklerinin geliştirilmesi için Applied Materials'ı Hindistan'a davet etti.

Ziyaret kapsamında ayrıca Hint diasporasının 5 bin üyesi Beyaz Saray tarafından davet edildi.

Peki, Hindistan diasporası ya da Hint-Amerikalılar neden önemli?

Başbakan Modi'nin ziyaret sırasında Başkan Biden'a ifade ettiği gibi, "Hindistan-ABD bağlarının gerçek lokomotifi insanlar arası bağlardır."

Her şeyden önce Hint-Amerikalılar, ABD'deki en büyük ikinci göçmen grubu oldukları için önem taşıyor.

Kabaca, 2,6 milyonu ABD vatandaşı, 1,4 milyonu sonradan vatandaşlığa kabul edilen ve 1,2 milyonu ABD'de doğmuş olan 4 milyonun üzerindeki Hint diasporası ABD nüfusunun yaklaşık yüzde 1,2'sini oluşturuyor.

ABD'deki medyan hane halkı kazancı 123.700 doları bulan Hint-Amerikalıların, 2020 ABD nüfus sayımı verilerine göre, yüzde 9'u doktor, yüzde 10'u teknoloji çalışanı, yüzde 8'i teknoloji şirketi kurucusu.

Hindistan'ın denizaşırı ülkelerdeki nüfusunun etkinliği yadsınamaz bir gerçek.

Hint diasporasının ABD ile ilişkiler çerçevesinde etkinliğinin belki de en belirgin ve en güçlü göstergesi, ikili ilişkilere bir anlamda milat da getiren, iki ülke arasındaki tarihi sivil nükleer anlaşmanın vücuda gelmesindeki Hint-Amerikalıların baskın ama aynı zamamda ironik olarak çok da farkedilmeyen ya da çok da üstünde durulmayan rolü.
 

Reuters.jpg
Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile ABD Başkanı Joe Biden ​​​​​​​/ Fotoğraf: Reuters

 

Başbakan Modi'nin ABD ziyaretinin bir başka çıktısı da Başkan Biden'ın H1B vize kuralını esnetme planının gündemde olması.

Hindistan vatandaşları, ABD H1B programının en aktif kullanıcılarından ve 2022 mali yılında yaklaşık 442 bin H1B çalışanının yüzde 73'ünü oluşturuyor.

İlerleyen yıllarda genişletilebilecek bir pilot program olarak masada olan yeni H1B vize kuralı ile vasıflı Hint işçilerin ABD'de yaşaması ve çalışmasının kolaylaştırılması planlanıyor.

ABD hükümeti, her yıl vasıflı yabancı işçi arayan şirketlere 65 bin H1B vizesi ve ileri düzey işçiler için ek 20 bin vize vermekte. Vizeler üç yıl sürüyor ve üç yıl daha yenilenebiliyor.

ABD hükümet verilerine göre, son yıllarda en çok H1B çalışanı kullanan şirketler arasında Hindistan merkezli Infosys ve Tata Danışmanlık Hizmetleri ile ABD'de Amazon, Alphabet ve Meta yer alıyor.

Hindistan, teknoloji endüstrisi çalışanları da dahil olmak üzere vatandaşlarının ABD'de yaşamak için vize almada karşılaştıkları zorluklarla ilgili uzun süredir kaygı duyuyordu.

ABD vize hizmetlerinin, Washington'ın Kovid-19 salgını nedeniyle Mart 2020'de dünya çapında neredeyse tüm vize işlemlerini durdurmasının ardından bu kaygılar daha da artmıştı.

Biden, kısmen Çin ile daha iyi rekabet edebilmek için dünyanın en büyük iki demokrasisini bir araya getirmek ve her alanda bu iki büyük demokrasiyi daha da yakın tutmak istiyor.

ABD, 194 milyar doları aşan mal ve hizmetlerle Hindistan'ın en büyük ticaret ortağı. Aynı zamanda önemli bir savunma ekipmanı tedarikçisi olarak ortaya çıktı.

Kritik teknolojiler için ABD alfa kaynağı olmaya devam ediyor. Son zamanlarda Kritik ve Gelişen Teknolojiler (ICET) girişimi veya tercihli ortak statüsünün Yeni Delhi ve Washington arasında imzalanmış olması gerçeği, iki ülke arasında daha fazla güven yarattığı gerçeğini doğuruyor.

Demokrasi, ekonomik ve teknolojik işbirliğinin derinleştirilmesi, siber ve uzay dahil olmak üzere savunma ve güvenlik, Çin hegemonyası ve güç farklılığından kaynaklanan değişimler, bu ortaklığın söz konusu değişimlerden kaynaklanacak potansiyel tehlikelere karşı caydırıcılığı ve son derece başarılı ve etkili olan 4 milyonun üzerindeki Hint diasporası, son zamanlarda Çin'in etkisiyle git gide yakınlaşan Hindistan-ABD ortaklığının ana hatlarını ve izleyeceği yolu tanımlıyor.

Washington, Çin hâkimiyetini dengelemek için Yeni Delhi ile daha iyi ilişkiler istiyor.

Ancak, Washington'ın, Hindistan'ın kazan-kazan temelinde veya karşılıklı fayda sağlayan bir işbirliği istediğini ve ABD'nin çok alışkın olduğu ittifak mimarisinin bir parçası olmadığını ve olmayı istemediğini ve de istemeyeceğini kabul etmesi gerekiyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU