Sinan Oğan seçmeni kimdir?

Dr. Onur Alp Yılmaz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

"Siyasetname"nin bugünkü bölümünde Sinan Oğan seçmeninin kim olduğundan biraz bahsetmek yerinde olacaktır. 

Bilindiği üzere, Sayın Oğan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turu ardından ikinci turda Sayın Erdoğan'ı destekleme kararını açıkladı ve bu andan sonra bir soru gündeme geldi:

Acaba Sayın Oğan gittiği yerde başarılı olabilecek bir kapasiteye sahip mi? 

Ya da bu anlamda oturmuş, kendisiyle beraber blok halinde hareket edebilecek bir seçmene sahip mi?
 


Şimdi bu soruların temel cevaplarını verebilmek açısından elbette elimizde kapsamlı bir araştırma olması çok daha faydalı olurdu. Ancak henüz bu konuda yapılmış bir araştırma elimizde yok.

Fakat buna rağmen biz Sayın Oğan seçmeninin kim olduğunu hem seçim sonuçlarından çıkartabiliyoruz hem de diğer taraftan Sayın İnce seçmeninin
büyük bir çoğunluğunun Sayın Oğan'a yönelmesinden anlayabiliyoruz. 

Tabii Sayın İnce seçmeninin yönelmesinden derken Sayın İnce'nin mart ayında yaşanan altılı masa krizinin ardından edindiği bütün seçmenden değil,
seçimlerden çekilme kararını açıkladığı andan itibaren kendisinde bulunan seçmenden bahsediyoruz. 

Şimdi öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Sayın İnce seçmeni 18-34 yaş arasındaki, ağırlıklı olarak erkeklerden oluşan, yaklaşık yüzde 80’inin erkeklerden oluştuğu bir seçmen grubuna sahip. 

"Peki bu ayrım noktalarının dışında, fikirsel olarak bu seçmenlerin ortaklaştıkları, bütünleştikleri, beraber düşündükleri belli şeyler var mı?" diye sorulacak olursak, elbette var. 

Bu insanlar bir kere her şeyden önce yeni bir lider arayışı içindeler.

Yani bu seçmenler özellikle yaş gruplarında düşündüğümüzde hem Sayın Erdoğan hem de Sayın Kılıçdaroğlu arasında sıkışmış bir siyasetten rahatsızlık duyuyorlar. 

Ve dolayısıyla az önce de ifade ettiğim gibi, yeni bir lider arayışı içindeler. 

İşte bu noktada bu isimlerin ya da bu seçmenlerin rahatsız oldukları temel meselelerde şu şekilde cereyan ediyor: 

Bir, göçmen meselesi. Türkiye'nin sınırlarının bir elek haline gelmesinden rahatsızlar.

Göçmenlerin Türkiye'nin yaşadığı siyasal, sosyal, iktisadi krizlerin tamamının başat aktörlerinden biri olduğunu düşünüyorlar. 

İki, Türkiye'nin geldiği iktisadi durumdan ve kendilerini daha ziyade ulusalcı siyasetle adlandırmayı seviyorlar. 

Dolayısıyla Atatürk'ün bu seçmen grubu için bir kırmızı çizgi olduğunu belirtmemiz mümkün. 

Bir diğer boyutu ise, özellikle Kürt meselesinde daha güvenlikçi bir perspektiften bu olaya baktıklarını söylememiz mümkün. 

İşte özellikle bu saydığım son maddeler, yani "Atatürkçülükte uzlaşma" ama elbette daha lümpen bir Atatürkçülükten bahsediyorum. Yani iktisadi, sosyal, siyasal olarak Atatürk'ün ne dediğinden daha bağımsız onu bir sembol olarak benimseme eğilimi yüksek bir seçmen grubu.

İkincisi mülteci meselesinden rahatsızlık ve üçüncüsü Kürt meselesine daha ziyade güvenlik perspektiften yaklaşma. 

Bu aslında Oğan seçmeninde de gördüğümüz genel bir eğilim.

Bunu nereden anlıyoruz? 

Özellikle 14 Mayıs 2023’te yapılan hem milletvekilliği genel seçimleri hem de cumhurbaşkanlığı seçimleri arasında oluşan oy farkları bize bunu gösterir nitelikte. 

Birincisi İYİ Parti seçmeninden ciddi sayılabilecek bir oyun Sayın Oğan'a geçtiğini gözlemleyebiliyoruz. 

Şimdi İYİ Parti'nin tabanının Sayın Kılıçdaroğlu'nun liderliğiyle ilgili başlayan tartışma üzerinden aslında bu iki lider arasında sıkışan liderlik yarışından ya da siyaset yarışından sıkılmış bir seçmen grubu olduğunu söylememiz mümkün. 

Yani bu da aslında Memleket Partisi'yle uzlaşan bir nokta.

Diğer taraftan e tabii ki Cumhur ve Millet ittifakları arasındaki ayrışmaların en temel yanlarından biri ya da MHP ve İYİ Parti arasındaki ayrışmanın en temel yanlarından biri, cumhuriyet değerlerine karşı bir partiyle Milliyetçi Hareket Partisi'nin yan yana gelmesi üzerinden aslında İYİ Parti'nin ortaya çıkışıydı. 

Dolayısıyla cumhuriyet ve Atatürk'ün yine lümpen bir anlayışla da olsa bu tabanın temel çizgilerinden biri olduğunu söylememiz mümkün. 

Sayın Oğan seçmeniyle alakalı güvenlikçilik ve mülteci meselesine gelecek olursak, burada da şunu gözlemleyebiliyoruz;

Özellikle Sayın Oğan, Doğu ve Güneydoğu'da Cumhur İttifakı'nın oylarından kendisine oy çekmeyi başarmış. 

Yani bunu nereden gözlemleyebiliyoruz? Örneğin Cumhur İttifakı'nın milletvekilliği seçimlerinde oy oranı bir bölgede 60, ama bir bakıyoruz ki Sayın Erdoğan oyu yüzde 50, Sayın Oğan'ın oyu ise yüzde 10. 

Burada ağırlıklı olarak güvenlik güçlerinin, bu bölgede ikamet eden asker ve polislerin ve öbür taraftan memurların Sayın Oğan'a ağırlıkla yöneldiğini söylememiz mümkün. 

Dolayısıyla bu seçmenleri eğer ki Millet İttifakı ikna etmek istiyorsa, az önce de ifade ettiğim gibi, blok olarak tabii bu seçmenini Sayın Oğan'ın aslında Cumhur İttifakı'na götürme şansı yok.

Ama özellikle Cumhur İttifakı'na oy vermiş ve cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Oğan'a yönelmiş, az önce bahsettiğim kitleyi Millet İttifakı'nın ikna edebilmesi ya da en azından kafalarında soru işareti oluşturabilmesi ve belki sandığa gitmelerinin önüne geçme için yapması gereken temel şeylerden biri, İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı gibi aslında güvenliği ilgilendiren konulardaki bakanları, seçimden önce muhakkak açıklamak elbette ekonomi yönetimiyle beraber. 

Şimdi milli savunma bakanının özellikle Sayın İlker Başbuğ gibi, bu insanların komutanı konumunda bulunmuş ve FETÖ'nün mağduru olmuş, öbür taraftan tabii ki PKK’yla da mücadele etmiş, bugünkü kuvvet komutanlarının tamamının da komutanı olan bir ismin olması epeyce önemli olacaktır. 

Diğer taraftan içişleri bakanının özellikle göç konusunda göçmenlerin geri gönderilmeleri perspektifinde bu insanları inandırabilecek bir profil çizmesi de yine son derece önemli başlıklardan biri. 

Dolayısıyla bunların yapılmasının yanında Doğu ve Güneydoğu'da görev yapan güvenlik kuvvetlerine, memurlara dönük özlük hakları iyileştirilmelerinin de gündeme getirilmesi yine bu seçmen grubunun zihninde soru işareti yaratacak bir diğer mesele olarak karşımızda duruyor. 

Hem Oğan seçmenini anlamak hem de Millet İttifakı'nın bu seçmenleri nasıl ikna edebileceğini aslında tariflemek açısından ilk aşamada bunların yapılmasının önemli olduğunu ifade etmek mümkün.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU