1950'lerden bu yana, nükleer füzyona ulaşma ihtimali boşa umutlandıracak kadar yakın fakat erişilemez kaldı.
Füzyon zehirli atık içermeyen, sıfır karbonlu, istikrarlı ve hızlı bir enerji akımı vaat ediyor. Bu vaat, görünüşe göre sadece birkaç on yıl uzaklıkta kalsa da hiçbir zaman meyve vermeye başlamadı.
Öte yandan, bilim insanlarının Güneş'e güç veren süreci kopyalamaya çalışarak geçirdiği son 70 yılda, dünyamız iklimi değiştiren fosil yakıt yanmasına olan bağımlılığını istikrarlı şekilde sağlamlaştırdı ve bu da artık doğal yaşam ve kendi türümüz üzerinde yıkıcı bir etki yaratıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Fakat bu durum mümkün olduğu düşünülenden daha hızlı değişmek üzere olabilir mi? ABD'li bilim insanlarının nükleer füzyon yoluyla enerji üretiminde bir atılımı duyurmanın eşiğinde olduklarına inanılıyor*.
Henüz yayımlanmış araştırmalarla desteklenmeyen haberlere göre, son iki hafta içinde Kaliforniya'daki federal Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı'ndaki bir süreç, "eylemsizlik sınırlamalı füzyon" adı verilen bir işlemle net enerji kazanımı sağladı.
Süreç, çok az miktardaki hidrojen plazmasını bombardıman ederek hidrojen atomlarını elektronlarından arındırmak için altın kaplamalı bir hazne içinde dünyanın en büyük lazerinin kullanılmasını içeriyor. Bu elektronsuz hidrojen çekirdeklerinin aşırı ısınması, onların kaynaşmasına yol açıyor ve ortaya çıkan bağlı çekirdekler reaksiyon öncesine göre daha az kütleye sahip olarak enerji açığa çıkarıyor.
Bu yeterince hızlı gerçekleşirse, bu süreçten elde edilen enerji çıkışı, lazerler aracılığıyla verilen ısı enerjisini aşabilir. Bu, "ateşleme" olarak biliniyor.
Araştırma ekibi tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmamakla birlikte Financial Times'a konuşan, "sonuçlar hakkında bilgi sahibi iki kişiye" göre reaktörden çıkan enerji girdiden daha yüksekti ve hatta beklenenden daha fazlaydı. Bu da bazı kritik ölçüm ekipmanlarının hasar görmesine neden oldu ve ekibin reaksiyonu analiz etme çabalarını zorlaştırdı.
Yine de, ABD Enerji Bakanlığı, Enerji Bakanı Jennifer Granholm'un salı günü "büyük bir bilimsel atılımı" duyuracağını açıkladı ve dünyanın gerçek nükleer füzyonu görmenin eşiğinde olabileceği spekülasyonlarına yol açtı.
Nükleer füzyonun uzun zamandır vaat ettiği şey, diğer tüm enerji türlerinin yerini etkili şekilde alacak kadar bol miktarda enerji sağlayabileceği, dünyanın dört bir yanındaki insanlara ücretsiz, sınırsız enerji getireceği, toplumlarımızda devrim yaratacağı ve iklim krizine yol açan salımların kontrol altına alınmasını sağlayacağı.
Bilim insanları şu anda enerji alanını kökten değiştirme potansiyeline sahip büyük bir atılıma tanık olabileceğimize dair ihtiyatlı bir iyimserlik içinde.
Imperial College London'dan Profesör Sör Robin Grimes pazartesi günü şunları söyledi:
Bu, füzyonun ticari hale getirilmesine giden olası yolda kritik bir adım. Fiziğe ilişkin temel anlayışımızı ortaya koyarak destekliyor ve aynı zamanda büyük bir mühendislik başarısı.
Bununla birlikte, bu enerjiyi kontrol altına alıp kullanılabilecek şekilde elde etmek ve sürekli çalışmaya dayanabilecek malzemeleri geliştirmek muazzam zorluklar teşkil ediyor. Hiç şüphe yok ki ödül, bu çabaya değecek. Başarı, ne kadar uzun sürerse sürsün, bir dönüşüme yol açacak.
Anlaşılan o ki profesörün yorumları, alkışlanması gereken son başarıya rağmen, füzyondan kullanılabilir enerji üretilmesinin hâlâ bir hayli uzakta olduğuna ve bu süreçte atmosfere giden salımların artmayı sürdüreceğine işaret ediyor.
Sınırsız bedava enerji ihtimaline ilişkin ihtiyatsız iyimserliğin yarattığı risk, enerji sektörünü ve büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı diğer endüstrileri karbondan arındırmak için halihazırda atılmış küçük adımları geçersiz kılabilecek olmasıdır.
Nasıl ki çevreyi kirleten endüstriler kendi net sıfır hedeflerine ulaşmak için yetersiz karbon yakalama teknolojisini halihazırda hesaba katıyorlarsa, füzyon da iklim krizinin "hapisten bedava çıkma" kartı olarak görülmemeli.
Bu teknoloji, devletlerin halihazırda yerine getiremediği iklim hedeflerini karşılamak için gereken zaman aralığında hazır olamaz. Toplumumuzun önceliği sera gazı salımlarının hızla azaltılması olmaya devam etmeli.
O kadar seksi olmayabilir ama enerji verimliliği, yalıtım, ısı pompaları ve yenilenebilir enerji kaynaklarının daha geniş şekilde yaygınlaştırılmasının kombinasyonu, iklim kriziyle mücadele etmek ve daha fazla enerji güvenliği oluşturmak için hâlâ en iyi şansımız.
Cockburn'ın 14 Aralık tarihli bu yazısını, yazıda ifade edilen görüşler güncelliğini koruduğu için yayımlıyoruz.
https://www.independent.co.uk/climate-change
Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar
© The Independent