Rusya-Ukrayna savaşı, Latin Amerika'yı gübre krizine soktu

Hüsamettin Aslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Jean-Francois Monier/AFP

Ukrayna'daki savaşın etkisi ile Latin Amerika ve Karayipler'de gıda güvensizliği, enflasyonist baskılar, yükselen enerji ve yakıt fiyatları, küresel pandemiden kaynaklanan aksamalar, iklim değişikliğinin ve aşırı hava koşullarının etkileri artıyor. 

Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından 2021 Şubat ayından itibaren gübre fiyatları arttı.

Gıda ithalatına önemli ölçüde bağımlı olan ülkeler, artan gıda maliyetlerine karşı özellikle savunmasız kaldı. Bölgedeki çoğu ülke, yüksek enflasyon ve gıda fiyatlarında artış yaşıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Türkiye'de 'tahıl koridoru' olarak bilinen Rusya ve Ukrayna arasında varılan mutabakatla tarım ihracatı yeniden başladı. Böylelikle fiyatlarda kısmen de olsa bir gevşeme gerçekleşti.

Ancak gübre fiyatları ve arzında 2021'de oluşmaya başlayan kriz, Ukrayna savaşı nedeniyle ciddi dengesizliklere yol açtı. 

Uzmanlar, en büyük zorluğun pirinç ve şeker kamışı gibi ürünlerde yaşanacağı konusunda uyarıyor.

Küresel gübre krizinin Latin Amerika'daki tüketici ve çiftçiler üzerindeki etkisi ve bunun hükümetler için maliyeti oldukça yıkıcı gözüküyor. Nitekim birçok ülkede gıda fiyatları arttı bile.

Latin Amerika ve Karayip ülkelerinin, gübre ithalatına olan güçlü bağımlılıkları bulunuyor. Ukrayna-Rusya savaşı yüzünden gübre fiyatları yüksek kalmaya devam ediyor ve şimdiden 2008 krizinin rekor seviyesini aştı. 

Buna ek olarak, özellikle Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya'dan büyük ölçüde ithalata bağımlı olan Latin Amerika ve Karayip ülkelerini etkileyen ciddi küresel stok sorunları var.

Uzmanlar, kimyasal gübrelerin yerini alacak veya tamamlayacak ürün rotasyonu ve baklagil bitkileri gibi teknikleri tartışıyor.

Bunun için sentetik gübreler, yüksek fiyat sorununu gidermek için öneriliyor. Ancak ne kadar işe yarayacağı henüz belirsiz.

Bitki ve besin kaynaklarının çeşitlendirilmesi, daha dayanıklı bir tarım için gerekli olan bir husus iken; sentetik gübrenin çare olarak sunulması gıda güvenliği ve insan sağlığı açısından yeni sorunları beraberinde getirebilir.
 

Luis Flores World Bank.JPG
Brezilya, tahıl ürünleri için ihtiyaç duyduğu gübrenin yüzde 85'ini ithal ediyor. 2021 yılında toplam 9 milyon ton olan ithalatının 5'te 1'inden fazlası Rusya'dan geliyordu / Fotoğraf: Luis Flores (World Bank)

 

Gübre krizi en çok Brezilya'yı etkiledi

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, bir yılı aşkın süredir çeşitli olaylarla dövülen tarım ve gıda endüstrisine büyük bir darbe oldu.

Rusya dünyadaki azotlu gübrelerin yaklaşık yüzde 20'sini ihraç ediyor ve yaptırıma tabi komşusu Belarus ile birlikte dünyanın ihraç ettiği potasyumun yüzde 40'ını oluşturuyor.

Brezilya, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne yaptığı teklifte Rusya'ya yönelik yaptırılmalarda "gübrenin hariç tutulması" için Arjantin, Bolivya, Şili, Paraguay ve Uruguay'ın desteğini aradı.

Çünkü Brezilya bir tarımsal güç merkezi, keza dünyanın en büyük gübre ithalatçısı ve gıda gibi mahsul besinlerinin yaptırımlarla hedef alınmaması gerektiğini savunuyor. 

Brezilya, tahıl ürünleri için ihtiyaç duyduğu gübrenin yüzde 85'ini ithal ediyor. 2021 yılında toplam 9 milyon ton olan ithalatının 5'te 1'inden fazlası Rusya'dan geliyordu.

Bu yüzden de gübre kıtlığının gıda enflasyonuna neden olacağı ve potansiyel olarak gıda güvenliğini zayıflatacağına yönelik endişelere sahip.

Hollandalı bankacılık ve finansal hizmetler şirketi Rabobank'a göre, Latin Amerika ve Hindistan, yüksek fiyatlar ve gübre arzı sıkıntısı nedeniyle mahsul yetiştiren riskli bölgeler.

Savaşın gıda fiyatları ve gıda üretimi üzerinde hemen bir etkisi olmayacak olsa da birkaç ay içinde ciddi bozulmalar olabilir.

Çünkü Latin Amerika pazarlarının eylül ayına kadar tarlalarında gübreye ihtiyacı yok. Ancak 2023 hasat sezonunun dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekiyor.

Latin çiftçiler, gübreleri azaltır ve verimleri düşürürse, küresel gıda kaynakları üzerinde önemli bir etkisi olabilir.

Brezilya, soya fasulyesi, mısır ve şekerin yanı sıra sığır eti, tavuk ve domuz eti ihracatında dünyanın en büyük üç ihracatçısı arasında yer alıyor.

Dolayısıyla yükselen fiyatlar ve artan maliyetler kaliteyi düşürebilir. İnsan sağlığından gıda güvenliğine kadar ciddi bir alanı olumsuz etkileyebilir.

Güney Yarımküre'de büyük ekim mevsimi eylülde başlıyor ve Brezilya hükümeti yeni gübre kaynakları bulmak için çabalıyor.

Hatta bu yılın başlarında İran'la, mısır ve soya fasulyesi karşılığında Brezilya'ya 400 bin ton üre göndereceği, o ülkeye ABD yaptırımları etrafında çalışan bir takas anlaşması yaptı bile.

Rusya'nın Brezilya'ya verdiği gübreler ve dünya gıda arzı o kadar kritik ki, Biden yönetimi mart ayı sonlarında Rus yaptırımları paketinde onlar için bir boşluk açtı. 
 

Andressa Anholete Bloomberg.jpg
Fotoğraf: Andressa Anholete/Bloomberg

 

Alternatif çareler: Peru, kuş gübresine yöneldi

Latin Amerika'nın tamamı, özellikle iki tarım devi Brezilya ve Arjantin aynı sorunla karşı karşıya kaldı.

Geçen yıl Brezilya, kullandığı 40,5 milyon ton gübrenin yaklaşık yüzde 81'ini ithal etti ve hükümete göre bunun yüzde 20'si Rusya'dan geldi.

Arjantin, yüzde 15'i Rusya'dan olmak üzere 6,6 milyon tonunun yüzde 60'ını ithal etti.

Karayipler'de ülkeler, gübre kullanım verimliliğini artırmak için yerli mikropları kullandı ve organik karbon içeriğini artırarak topraklarını daha sağlıklı ve daha verimli hale getirdi.

Meksika, Ekvador, Kolombiya ve Peru da az ya da çok Rus gübrelerine bağımlı. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali nedeniyle dünyanın dört bir yanındaki ülkeler ithal gübre kıtlığıyla boğuşurken, Peru denenmiş ve test edilmiş bir alternatife yöneldi: Bu alternatifin adı kuş kakası oldu.

19'uncu yüzyılda, Afrika'dan getirilen köleler ve sözleşmeli yerli ve Çinli işçiler tarafından hasat edilen balık yiyen deniz kuşlarının güçlü dışkısı olan guano üzerinde servet yaptı.

Bitkinin büyümesi için gerekli tüm temel besinler olan son derece yüksek nitrojen, fosfat ve potasyum içeriği içeren mükemmel bir organik gübre. 

Guano o kadar değerli bir meta ki, 1880'lerde Şili'nin Peru ve Bolivya'ya karşı giriştiği savaşın nedenleri biri bakır, diğeri de gübreydi. 

Peru'da BIOEM şirketi, toprak verimliliğini artırmak ve zirai kimyasalların kullanımını azaltmak için mantar, bakteri ve maya karışımı ile oluşturulan biyogübrelerin kullanımını teşvik ediyor.

Brezilya'da, Brezilya Tarımsal Araştırma Kurumu (EMBRAPA) tarafından yapılan araştırmalar, bakterilerle biyolojik nitrojen fiksasyonunun, üretkenliği düşürmeden, kimyasal nitrojen gübrelerini tamamen değiştirerek ülkenin soya fasulyesi ekiminde yılda 14 milyar ABD doları tasarruf etmesini sağladı.

Şili'de, Instituto de Investigaciones Agropecuarias (INIA), tavuk ve süt gübresi, kompost ve solucan humusu gibi mahsullerde ve meyve ağaçlarında hayvansal ve bitkisel kaynaklı organik maddelerin uygulanmasını destekledi. 

Bunların gübreleme maliyetlerini azaltabileceği ve üretim verimini yüzde 5 ila 20 oranında artırabileceğini düşünüyorlar.

Venezuela'nın petrol endüstrisinin çöküşü, geçmişte iç gübre talebini karşılayan petrokimya endüstrisini etkiledi.

Çiftçiler, hükümetten, 2017'den beri yarı felç olan kuzey Carabobo eyaletindeki petrokimya kompleksini yeniden etkinleştirmesini istedi.

Devlet petrol şirketi PDVSA, yılda 150 bin metrik ton azotlu ve fosfatlı gübre üretme kapasitesine sahip.

Ekvador Devlet Başkanı Guillermo Lasso, hükümetinin uluslararası krizin yol açtığı "tarım malzemeleri fiyatlarındaki artış" nedeniyle gübre ithalatını sübvanse edeceğini söyledi.

Dominik Cumhuriyeti, granül gübre şirketlerine sabit perakende fiyatlarını korumaları için tazminat verirken, Honduras ve Guatemala, ücretsiz poşet sertifikalı tohum ve gübre dağıtarak savunmasız çiftçiler için ulusal programlarını genişletti. 

Organik gübrelerin üretimi ve kullanımına yönelik yaygın bir ilgi de sağlandı.
 

AP.jpeg
Fotoğraf: AP

 

Gübre ve gıda fiyatları ilişkisi

Çiftçilerin mahsulün büyümesini sağlamak için uygulaması gereken 3 tür gübre var: Azot (N), fosfat (P) ve potasyum (K). 

Bu gübrelerin üçü de küresel pazarlarda satılıyor, üretimleri coğrafi olarak yoğunlaşıyor ve bir avuç üretici (P ve K) ve biraz daha büyük bir kimya şirketi grubu (N) tarafından yönetiliyor.

Rusya ve Beyaz Rusya, potas için önemli bir madencilik ve üretim bölgesi. Özellikle Rusya, bir azot kaynağı. 

Rusya, bu iki gübrenin ana üreticisi olma rolüne ek olarak, azotlu gübre için ana hammadde olan doğalgazın da önemli bir tedarikçisidir.

Yerli nitrojen üretimi büyük ölçüde ithal doğalgaza bağlı olduğundan, bu esas olarak AB ve Hindistan için geçerli.

Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı ve müteakip yaptırımlar, küresel pazarları Rus ve Ukraynalı azot ve potas gübrelerinden anında kesti.

Bunun, fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskıya ve artan fiyat oynaklığına yol açan küresel N ve K arzlarının sıkılaşmasıyla birlikte arz ve talep dengesizliği ile sonuçlandı.

Azot bazlı gübrelerin üretimindeki önemli doğalgaz bileşeni nedeniyle (gaz, üre'nin üretim maliyetlerinin yaklaşık yüzde 80'ini temsil eder), küresel gübre fiyatları, küresel doğal gaz fiyatlarına bağlı. 

Küresel gübre fiyatları 2020'nin sonundan beri artıyor, lojistik zincirlerinde Kovid-19 kaynaklı kesintilerin ve yüksek enerji fiyatlarının bir sonucu olarak, bunu 2021'de Meksika Körfezi'ndeki doğalgaz fabrikalarını tahrip eden tropikal Ida fırtınası izledi.

Akaryakıt ve doğalgaz fiyatlarının yükselmesiyle üre ve fosfat fiyatları Eylül 2020'de değerlerinin sırasıyla yüzde 300 ve yüzde 200'üne fırladı. 

Rusya-Ukrayna ihtilafından önce Orta Amerika, Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna'dan gübre ithal etti.

Bu durum, yerel gübre fiyatlarını doğrudan etkiledi. Yerel fiyatlar, limandan çiftliğe yerel gübre tedarik zincirinde bazı Orta Amerika ülkelerinde ikiye katlanan yakıt ve lojistik maliyetlerinden de etkilendi. 

Granüler (katı) gübreler, Latin Amerika'daki küçük ve orta ölçekli çiftçiler tarafından en çok kullanılan kimyasal gübreler (yüzde 80-90'ı kullanır). Çünkü daha ucuzdurlar ve sulamanın varlığına bağlı değiller. 

Küresel gübre üretimi, farklı karışımlarda birleştirilen 3 ana besin maddesi (azot, potasyum, fosfor) etrafında dönüyor. 

Üre ve fosfat gibi azot bazlı granül gübreler, küresel gübre üretiminin kabaca üçte ikisini oluşturuyor. 

Azot bazlı gübre üretimi için temel hammadde girdileri hava ve doğal gazdır (sırasıyla bir azot ve enerji kaynağı). 

Dolayısıyla Rusya, Kanada, Beyaz Rusya ve Çin gibi doğalgaza erişimi olan ülkeler, azot bazlı gübrenin ana üreticisi ve ihracatçısı. Hindistan ve Rusya üre üretiminin yüzde 46'sını oluşturuyor.
 

Luis Sanchez fao.jpg
Fotoğraf: Luis Sanchez/FAO

 

Sonuç olarak, Ukrayna savaşı, Rusya'ya yönelik yaptırımlar, kötü hava koşulları ve ihracat kesintileri, ciddi bir gübre kıtlığına neden oldu. Artık bir gıda krizinden kaçınmak mümkün değil.

Ünlü Kanadalı enerji araştırmacısı Vaclav Smil'e göre, insanlığın 5'te 2'si (3 milyardan fazla insan) azotlu gübre sayesinde hayatta.

Azot, fosfor ve potasyum gibi küresel tahıl üretimini üç katına çıkaran kimyasal gübre üçlüsü, büyük insan nüfus artışını mümkün kıldı.

Şimdi, arz sıkıntısı var ve dünyanın dört bir yanındaki çiftçiler, gübre şirketleri ve hükümetler, mahsul veriminin kaçınılmaz düşüşünü önlemek için çabalıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU