İslam Cumhuriyeti 43 yıldır iktidarda olmasına rağmen neredeyse tüm hedeflerinde başarısız oldu. Bugün İranlılar, ülkeye dini yönetimi getiren 1979 devrimi öncesine kıyasla daha az müreffeh, daha az özgür ve muhtemelen daha da az dindar.
Rejimin tek başarısı, kendisine güçlük çıkaran herkesi ya da her oluşumu öldürmesi, kapatması, hapse atması ya da sürgüne göndermesi oldu. Bunu öyle bir seviyede yaptı ki çok az kişi mevcut rejime bir alternatif hayal edebiliyor.
Tahran'daki bir siyaset bilimi öğrencisi "İslam Cumhuriyeti'nin düşüşünü düşünmek bile zor" diyor.
İslam Cumhuriyeti ideolojik bir yapı. Dinle bağlantılı. Alternatifi düşünülemez bile. Bu rejimin çöküşünü düşünmek gerçekçi olmanın ötesinde; gerçeküstü bir şey bu.
İslam Cumhuriyeti karşıtları özellikle diasporada uzun zamandır bölünmüş, iç çekişme ve güvensizlikle lanetlenmiş durumda. Ama 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin öldürülmesiyle başlayan ülke çapındaki tarihi ayaklanmaya katılıp katılmamayı düşünen bazı İranlılar, yaygın protestolarla geçen gürültülü bir gün de dahil çaba ve fedakarlıklarının sonuca ulaşması için bir plan istiyor. Bir protestocu sohbet sırasında "Sürgündeki hükümetimiz nerede?" diye soruyor.
Belki de mollalardan sonraki İran'ı düşünmeye başlamanın zamanı gelmiştir. Viyana Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü'nden İran uzmanı Mahdi Ghodsi, "Liderlerin bir tür liderlik göstermesine ihtiyaç var" diyor.
Bu liderlerin bir an önce devreye girmesine ihtiyacımız var.
Çeşitli uzmanlarla yapılan görüşmelerde, hem ülke içinde hem de dışında güvenilirliği, dürüstlüğü, halk desteği temeli ve belki de bir geçiş hükümetine liderlik edebilecek veya bir parçası olabilecek becerileriyle bir dizi İranlı isim ortaya çıktı.
Kadınların öncülük ettiği ve zorunlu başörtüsü karşıtlığıyla ateşlenen hareketin önde gelen isimleri arasında, yıllardır kadın hakları için cesurca kampanya yürüten hapisteki insan hakları avukatları ve kadın hakları aktivistleri Nesrin Sutude ve Nergis Muhammedi de yer alıyor. Ayrıca şu anda sürgünde yaşayan İranlı avukat ve Nobel Barış Ödülü sahibi Şirin Ebadi ve kadınlara başörtülerini çıkarma çağrısıyla kadın hakları ve bireysel özgürlükler konusunda farkındalık yaratılmasında kilit rol oynayan New Yorklu gazeteci Masih Alinejad da var.
İran içindeyse yazar Ahmed Zeydabadi, ifade özgürlüğü aktivisti Hüseyin Ronaghi, idam cezası karşıtı Emadeddin Baghi, öğrenci lideri Majid Tavakoli, insan hakları avukatı Abdülfettah Sultani, otobüs şoförleri sendikası lideri Reza Şahabi ve işçi temsilcisi İsmail Bahşi gibi önde gelen siyasi stratejistler de bulunuyor.
Hepsi de dürüst ve yaygın güvenilirliğe sahip aktivistler olsa da güçlü halk desteğine sahip gerçek politikacılar değiller. Hepsi inançlarını ve başkalarının haklarını savundukları için hapse girip çıkmış, aynı zamanda itidal, olgunluk, liderlik ve örgütsel beceriler göstermiş kişiler.
Bir İran uzmanı "Aktivistlerin kendiliğinden iyi liderler olacağını sanmıyorum" diyor.
Teknokratik bilgiye sahip, bürokrasiden ve demokratik uzlaşmadan anlayan insanlar gerekli.
Rejimin, İran'ın en çok gelecek vaat eden muhalif liderlerinin hepsini sürekli gözetim altında tutması, onları uydurma suçlamalarla defalarca mahkemelere ve sorgu yargıçlarının karşısına çağırması ve hapishaneye sokup çıkarması, tesirlerinin ölçüsü.
Önerilen geçiş hükümetinin İran'ın zengin dokusunu yansıtması hayati önem taşıyor. Bu, İran'ın zor durumdaki Kürt, Arap ve Beluç etnik azınlık gruplarının temsilci ya da liderlerinin yanı sıra Azerice konuşan ve Türk dilli nüfusun savunucularıyla Bahailik, Hıristiyanlık, Zerdüştçülük ve Yahudilik inançlarının ve İslam'ın Sünnilik ve Tasavvuf kollarının mensupları da dahil, azınlık dini grupların temsilcilerini de içermesi gerektiği anlamına geliyor.
Önceki hükümdarın Virginia'da yaşayan oğlu Rıza Pehlevi, diaspora ve İran'daki İranlılar arasında destek üssüne sahip. Her ne kadar mevcut protestolarda protestocular tarafından nadiren anılsa da monarşi yanlılarını temsil edebilir.
Dindar İranlıların endişeleri, bazıları protestoları desteklediğini açıkça ortaya koymuş muhalif din adamlarının ve ortaklarının dahil edilmesiyle yansıtılabilir. İran'ın devrimci kurucusunun reformist torunu Hasan Humeyni ve reform yanlısı din adamı Fazıl Meybodi'nin yanı sıra eski cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani'nin kızı Faize Rafsancani ve muhalif din öğretmeni Fatma Sepehri gibi isimler de var. Bu kişiler, İran'ın geniş dindar nüfusuna, endişelerinin geçiş dönemi yönetimine yansıtılacağına dair güvence vermek için sembol görevi görebilir.
Herhangi bir geçiş hükümetinde rol oynayabilecek dünya genelinde saygı duyulan isimler var. Bunlar arasında, Amini'nin öldürülmesiyle kızışan protestoculara yönelik baskıları eleştirmesinin ardından gıyabında ulusal güvenlik suçları isnat edilen eski futbol yıldızı ve antrenör Ali Karimi de bulunuyor.
Rejimin, 2020'de Ukrayna Havayolları'na ait bir uçağı pervasız bir füze saldırısıyla düşürmesi sonucunda ailesini trajik bir şekilde kaybeden Toronto'lu diş hekimi Hamed Esmaeilion, Devrim Muhafızları'nın (DMO) terör örgütü olarak listelenmesi için Kanadalı yetkililerle başarılı bir lobi faaliyeti yürütmüş, soğukkanlı, bilgili bir lider ve örgütleyici gibi görünüyor.
Muhammed Hatemi'nin reformist hükümeti döneminde içişleri bakan yardımcılığı yapmış ve sürekli demokratik reformdan yana tavır almış Mustafa Taczade, sallantılı bir geçiş sürecini yönetmek için gereken teknokratik becerilere de sahip olabilir.
Mümkün olduğunca geniş bir yelpazeyi temsil eden güçlü bir muhalefet sesi, İran'ın geleceğinde payı olan uluslararası aktörlere, yüce lider Ali Hamaney devrildikten sonra bile çıkarlarının korunacağına dair güvence vermek açısından ciddi önem taşıyor.
Ghodsi, "Sadece Birleşik Devletler ve Avrupa Birliği'yle değil, Rusya ve Çin'le de müzakere etmek için mümkün olan en kısa sürede güç toplamalılar" diyor.
Rusya ve Çin'i, sadece Batıyla değil, kendileriyle de yeniden işbirliği yapacaklarına ikna etmeliler. Bu tür teminatlar geçişi kolaylaştıracaktır.
Şu ana kadar rejimden kopma yönünde çok az işaret gösteren silahlı kuvvetler, İran'daki en öngörülemeyen taraflardan biri. Tuğamiral Habibullah Seyyari gibi birkaç askeri isim, son yıllarda dürüstlük ve bağımsızlık anları sergilese de çoğu yalakalık yaptı. Washington'daki Arab Gulf States Institute'den (Arap Körfez Devletleri Enstitüsü) İran uzmanı Ali Alfoneh, İslam Cumhuriyeti'nin ardından en olası senaryonun, kendilerini zenginleştirmeye hevesli Devrim Muhafızları figürleri tarafından yönetilen bir askeri cunta olduğunu söylüyor.
Alfoneh, "DMO cuntası bazı din adamlarını, belki de Hamaney'i feda eder, başörtüsünü kaldırır, içki ve dans kulüplerini yasallaştırırsa DMO diktatörlüğü en azından 10 yıl iktidarda kalabilir" diyor.
DMO, Irak Kürdistanı'ndan İran'a içki sokan baş kaçakçı. Onlar kazanca inanıyor, yalvaca değil!
https://www.independent.co.uk/independentpremium
Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar
© The Independent