Müslüman ülkeler, din ve şiddetin iç içe geçtiği coğrafyalar olarak olarak sürekli olarak gündemde.
Barış anlamına gelen silm kökünden geldiği söylenen İslam, Müslüman toplumların baskın dini olmasına rağmen, bu coğrafyalar barış (silm) coğrafyası değiller.
İsmi silm (barış) kökünden türeyen bir dine mensup olmak, barışçıl insanlar olunacağı anlamına gelmediği gibi, onların yaşadığı coğrafyaların Dar'üsselam (barış yurdu) olacağı anlamına da gelmez.
Müslüman ülkeler kanlı coğrafyalar oldukları gibi, bu coğrafyalar kanlı sınırlarını sınırsız olarak sürekli olarak genişletiyorlar.
Selefizmin ve cihadizmin, kanlı sınırları yoktur, kanlı sınırsızlıkları vardır.
Filistin sorunu, 1979 İran Devrimi, Afganistan'ın Sovyetler Birliği tarafından 1979 yılında işgali gibi gelişmeler, uzun süreden beri cihat kavramının modern dünyaya baş kaldırı ve Batı'yı yıkmak şeklinde militarist ve militan bir anlam ve pratikle yeniden üretilmesine neden oldu.
Suriye savaşı, el Kaide ve IŞİD başta olmak üzere militarist cihadçı grupların iman, cihad, kaleşnikof, savaş ve zafer kavramları etrafında kendilerine dini ideolojiler üretmelerine sebebiyet verdi.
Sünni ve Şii dünyanın ortak karakteristiği, cihat adı altında şiddeti kutsallaştırmaları, organize etmeleri ve yaygınlaştırmaları.
Hayatın tamamını cihat olarak yorumlayan Cihadizm, hayatın tamamını şiddete dönüştürebiliyor.
En büyük ibadetin cihat olduğunu söyleyen Cihadizm, aslında en büyük ibadetin şiddet olduğunu insanlara ve toplumlara dayatıyor.
Cihat adı altında şiddetin ibadetleştirilmesi ve dinleştirilmesi, Cihadizmin ve Selefiliğin başını, ortasını ve sonunu oluşturuyor.
Cihadizm ve Selefilik arasında özdeşlik düzeyinde bir ilişki söz konusudur.
Selefizm, radikal dini hareketlerin militan ve savaşçı kazanma ideolojisidir.
Cihadizmle bütünleşen militan Selefist ideoloji, dinin saf olarak yaşanması, saf dini kaynaklara dönmek, İslam'ı Kur'an'da motomot anlatıldığı gibi yaşamak, Hz. Peygamber'in, sahabenin, Tabiinin ve onlardan sonra gelenlerin birebir yaşadığı gibi yaşamak anlamına gelmiyor.
Selefizm, modern dünyayı bütün değerleriyle ve kurumlarıyla küfr olarak ilan edip, onlara karşı din adına cihat etmeyi bütün coğrafyalardaki Müslümanların tek görevi haline getiriyor.
Selefizm ve Cihadizm, Allah'ın dünyasına Allah'ın düzenini hakim kılmak için modern küfür düzeniyle mücadele etmeyi dinin özü halinde sunuyor.
Cihadizmin ve Selefizmin coğrafyası yoktur. Modern dünyaya ve Batı'ya karşı olan karşıtlıkları, öfkeleri, nefretleri ve düşmanlıkları kolaylıkla kullanabilen Cihadizm ve Selefizm, dini söylemlerle her coğrafyaya sızabilir.
Selefizm ve Cihadizm, kolaylıkla bütün Müslüman ülkelere yerleşebilir ve her yerden kendisine militan devşirebilir.
Hiçbir Müslüman toplum, Cihadizmden ve Selefizmden etkilenmeme, "Bu bizde tutmaz" deme ayrıcalığına sahip değildir.
Müslüman toplumlar, modernleşmenin dışında kalan toplumlardır. Müslüman toplumlar, demokrasi, bilim, felsefe, insan hakları, akılcılık ve kadın-erkek eşitliği gibi modern değerlere yabancıdırlar.
Modern dönemde İslam'ın demokrasiyle, bilimle, kadın haklarıyla bağdaşıp bağdaşmadığı soruları sürekli olarak tartışılıyor.
Müslüman dünyasında birkaç istisna denemeyi dışarıda tutacak olursak istikrarlı, sürekli ve sistemli bir demokrasi tecrübesi bulunmuyor.
Müslüman coğrafyası, modern dünyanın dışında kaldıkça ona düşman olmuş ve ona yabancılaşmıştır.
Modern dünyaya yabancı ve düşman olan Müslüman toplumlarda modern ve Batılı olana düşmanlık din haline getirildi.
Moderniteye karşı Müslüman toplumlar, kendilerini güçlü ve dayanıklı kılmak için dine sarıldılar.
Modern olana karşı olmak için dine sarılmayı ve dönmeyi savunan yaklaşımın hiçbir entelektüel derinliği bulunmuyor.
Entelektüel, teolojik, felsefi ve manevi derinlikten yoksun bir şekilde moderniteye karşı olmak için dine sarılmak ideolojisi, yüzeysel ve yapay nitelikte Cihadizmin ve selefizmin üretilmesine neden oldu.
Cihadizm ve selefizm, İslam'ın düşmanı olarak modernizmi ve Batı medeniyetini kurgulamaktadır.
Modernizme ve Batıya tavizsiz düşmanlık ve bunlara karşı cihadla mücadele etme fikri, Selefizmi, cihadizmi ve İslam'ı ideolojik, dini ve politik açılardan katışlaştırmakta, sertleştirmekte ve şiddetin cihadlaştırıldığı bir militarizm üretmektedir.
Din Allah'ın oluncaya kafirlerle savaşmayı ve yeryüzünde küfür (fitne) ortadan kalkıncaya kadar cihat etmeyi asli dini amaç ve görev haline getiren Cihadizm ve Selefilik, Sünnilikten, Hanbeli-Vehhabilikten, kısacası dini kültürün tamamından beslenebilmektedir.
Selefizm ve Cihadizmi, salt bir mezheple sınırlamayız. Selefizm ve cihadizm, dini kültürün tamamına sızabilen ve onlardan beslenebilen akışkan bir ideolojidir.
Selefi gruplar ve tarikatların dini anlama ve yaşama biçimleri birçok açıdan birbiriyle ortaktır.
Selefilik ve tarikatlar, dini şekli olarak yaşarlar, dinin lafzi-literal yorumlarını benimserler.
Selefiler ve tarikatlar, felsefeden, akıldan, eleştirel düşünceden nefret ederler, bunlara din adına karşı çıkarlar. Selefiler ve tarikatlar, toplumlarda sosyal, siyasal ve ekonomik hakimiyet alanlarını sürdürmek ve genişletmek için birbirleriyle sonu gelmeyen bir mücadelenin içindedirler.
Tarikatlar ve Selefileri karşı karşıya getiren temel faktör, aralarındaki sosyal, siyasal ve ekonomik iktidar mücadelesidir.
Felsefeye, bilime, akla, eleştirel düşünceye karşı çıkan Selefi örgütler, silaha, şiddete ve başvurmanın dini gerekçesini kolaylıkla cihat düşüncesinde bulabiliyorlar.
Selefilik ve Cihadizm, sadece Suudi Arabistan'la, Mısır'la, Irak'la Afganistan'la veya Çeçenistan'la sınırlı olabilecek bir ideoloji değildir.
Selefilik ve Cihadizm, Müslümanların olduğu bütün coğrafyalarda kendisine militanlar ve müritler devşirebilir.
Dini kültürün en eski kaynaklarından kendisine referanslar bulan Selefilik ve Cihadizm, Müslüman toplumlardaki katılığı ve kapalılılığı Batı ve modern dünyaya öfke ve düşmanlık olarak yöneltebilen, organize eden ve bunu şiddet ilahiyatı eşliğinde silahlandırabilen etkili ve tehlikeli bir yönelim olarak var olmayı sürdürüyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish