Fransa'nın batısında bir kulüp, gerçekleştirdiği sessiz devrim ve Avrupa'nın devlerine gönderdiği oyuncular ile futbolun seçkinleri arasında yerini almaya başladı.
İki yıl önce, ilk defa katıldığı Şampiyonlar Ligi ile rekabetçi de olmayı başaran kulüp, Fransa'da Paris St Germain, Monaco, Lille ve Marsilya gibi kulüplere, meydan okuyabiliyor artık.
Kulübün bugünkü başarısı ise 22 yıl önce yaşanan, milyon euroluk bir transfer başarısızlığı ile başlıyor.
Avrupa'nın futbolcu fabrikasına dönüşen; Stade Rennais.
1901 yılında kurulan Stade Rennais, içinde başarı olmayan bir tarihe sahipti.
Hatta zaman zaman alt liglerin de havasını almış olan kulüp, Fransa'nın uyurgezer kulüplerinden biri olarak tanınıyordu.
1998 yılında milyarder iş adamı Francois Pinault, kulübü satın aldığında doğal olarak pahalı transferler bekleniyordu.
Dönem, futbol tarihinin en iyi oyuncularından bir olan, fenomen Ronaldo'nun dönemiydi ve herkes Ronaldo'ya alternatif yıldızlar bulma peşindeydi.
Rennes'in zengin sahibi de yeni Ronaldo olarak gösterilen Lucas Severino'yu, o dönem için büyük bir rakam olan 21 milyon euroya transfer etti.
Rennes için tarihin en pahalı transferi olan Lucas Severino, 84 maçta 11 gol atınca, büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Bu pahalı transfer başarısızlığı, Rennes için büyük bir tecrübe olmuştu ve bir daha böyle transferler yapılmayacaktı.
Yeni Ronaldo Severino da bir daha Avrupa yüzü göremedi.
2000 yılında açılan Henri-Guérin Eğitim Merkezi ile Rennes, 2002 yılında Pierre Dréossi'yi genel menajerliğe getirdi ve gözünü gençlere dikti.
Rennes, 2005 yılında Ligue 1'deki en iyi derecesini elde ederken, sezonu 4.olarak bitirdi.
Öncelikle finansal dengeyi sağlamayı hedefleyen kulüp, bütün enerjisini futbolcu eğitimine verdi.
2006 yılında arka arkaya 4 yıl, Fransa'nın en iyi eğitimi merkezi seçilen akademisi ile dünya çapında oyuncular yetiştiren bir merkeze dönüştü.
Rennes kaşesi oyuncuların değerini yükseltiyor
Yoann Gourcuff, Stephane Mbia ve Yann M'Vila, yarattıkları gelirler ile akademinin tüm maliyetleri çıkarmışlardı bile.
İlerleyen yıllarda bu sefer üretimden, Eduardo Camavinga, Ousman Dembele, İsmaila Sarr gibi yüksek gelir getiren oyuncular çıktı.
Aslında Rennes'in, akademiden genç oyuncular yetiştirmek kadar yaptığı bir başka en önemli iş de potansiyeli yüksek oyuncuların, kulübü basamak olarak kullanmalarına olanak sağlamasıydı.
Yatırımlarını 30 yaş üstüne yapmayan kulüp, gelişime açık oyuncuları belli bir sistem içinde yıldız olmaya aday oyunculara dönüştürüyor.
Rennes'e gelen oyuncular da biliyorlar ki CV'lerinde Rennes yazması, oyuncuya değer kazandırıyor.
Chelsea'ye giden Edourd Mendy, şimdi Barselona'nın oyuncusu olan ve Leeds United'a sattıkları Raphinha, 4 milyon euroya alıp West Ham'a 35 milyon euroya sattıkları Nayef Aguerd, Rennes sisteminin en önemli satışları olarak dikkat çekiyor.
Lens'den 17 milyon euroya Loic Bade, FC Nordsjælland'den 15 milyon euroya Kamaldeen Sulemana, Anderlecht'den 26 milyon euroya Jeremy Doku, Lyon'dan 12 milyon euroya aldıkları Martin Terrier ve Dinamo Zagreb'den aldıkları Lovro Majer, kulübün önümüzdeki yıllarda yüksek bedeller ile satmayı planladığı oyuncular arasında.
Hatta Robert Lewandowski'yi Barcelona'ya kaptıran Bayern Münih'in, Rennes'in yıldız adayı 17 yaşındaki Mathys Tel için girişimlere başladı bile.
2014-2020 arası Ligue 1'de 34 oyuncu, Rennes akademisinden
Rennes futbol takımının kadrosunda, en az 7-8 oyuncu kulübün kendi altyapısından geliyor.
Bununla beraber 30 yaş üstünde transferi sayısı, yok denecek kadar az.
2014-2020 yılları arasında, Ligue 1'de top koşturan oyuncuların 34 tanesi, Rennes orjinli.
2015'te Red and Black Academy'iyi kurarak yeni bir organizasyona başlayan Rennes, Futbol Okulu, Antrenman Merkezi ve Amatör Bölümü'nü, aynı çatı altında bir araya getirdi.
Bu şekilde 11 takım 180 oyuncu ile aynı merkezde eğitim alıyor.
Ve şimdi Avrupa'nın birçok kulübü, bu futbolcu fabrikasından yeni oyuncular gözlüyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
