KONDA'nın birkaç gün evvel medyaya sız(dırıl)an siyasi partilerin oy oranlarına ilişkin mayıs ayı raporu, siyasi çevrelerde ve sosyal medyada oldukça ses getirdi.
Kamuoyu araştırma şirketleri arasında oldukça saygın bir yere sahip olan KONDA, aylık anket çalışmalarını yalnızca aboneleri ile paylaşıyor.
Kamuoyuna duyurduğu tek anket çalışmasını ise genel seçime birkaç gün kala açıklıyor.
Ancak, geçen senenin ekim ayında ve bu yılın mayıs ayında olduğu gibi bazı anketler zaman zaman medyaya sızabiliyor.
KONDA'nın mayıs ayı anketi, üzerinde dikkatle durulması gereken veriler içeriyor. Ankete göre AKP oyları yüzde 30'un altına gerilerken, İYİ Parti'nin oyları yüzde 20'yi aşmış görünüyor.
Mevcut ekonomik koşullar altında iktidar partisine yönelik seçmen desteğinin günden güne erimesi normal karşılanırken, İYİ Parti'nin yükselişinin sebepleri siyasi çevrelerde sıkça tartışılıyor.
İYİ Parti, MHP içinde yaşanan parti içi güç mücadelelerinin sonunda 25 Ekim 2017'de kuruldu.
Mahkemeye taşınan MHP'nin kurultay sürecinde genel başkanlık adaylığı engellenen ve partiden ihraç edilen Meral Akşener başta olmak üzere, Koray Aydın ve Ümit Özdağ gibi MHP'nin önde gelen isimleri güç birliği yaparak yeni bir parti kurma arayışına giriştiler.
Kuruluşundan yaklaşık 7 ay sonrasında CHP'nin milletvekili desteğiyle Meclis'te grup kurarak seçimlere katılan İYİ Parti yüzde 9,96 oy oranı ile seçimlerden beşinci parti olarak çıktı.
Millet İttifakı çatısı altında seçimlere girmesi sayesinde ülke barajına takılmayan İYİ Parti 43 milletvekili çıkardı.
2018 seçimlerinden bu yana geçen yaklaşık 4 yıllık sürede oylarını iki katına çıkaran İYİ Parti'nin yükselişinin ardındaki temel sebepler nelerdir?
Bu soruya cevaben üç temel etkenden söz edilebilir:
- Topluma yeni bir hikâye sunabilmesi
- Kurumsal kimlik dönüşümünü sağlayabilmesi
- Rakiplerinin beklenen çıkışı yapamaması
Türkiye'de iktidarda yer alabilmiş partilerin en belirgin ortak özelliklerinden biri topluma yeni bir hikâye sunabilmeleridir.
Yeni bir gelecek tasavvuruna dayanan siyasi hayata ilişkin bu "hikâye" toplumda yeni bir umut ve heyecan yaratabildiği ölçüde, partilerin toplumsal karşılıklarını büyütmektedir.
Bu noktada "eski olandan" kopuşun samimi olması ve "yeni olanın" toplumda güven duygusu oluşturabilecek nitelikler taşıması son derece önemli hale gelmektedir.
Bu bağlamda İYİ Parti'nin "eski partilerinden kopanların oluşturduğu küskünler partisi" dar kalıbından sıyrılarak, yeni bir hikâye yazabilecek yepyeni bir parti olduğu algısını öne çıkarmaya gayret ettiği açıktır.
İkinci olarak İYİ Parti'nin kurumsal dönüşümü sağlamadaki başarısının altı çizilmelidir.
MHP'de genel başkan adaylığı iddiası olan isimlerin bir araya gelerek kurdukları ve kurulmasının ardından kendi içinde ciddi seviyede kopmalar yaşayan bir parti olan İYİ Parti'nin kurumsal kimliğini oluşturmada sorunlar yaşaması kuvvetle muhtemeldi.
Ancak İYİ Parti, milliyetçi kimliğinin darlığından sıyrılarak, merkez sağ seçmene ulaşmanın, iktidara giden yolda ön şart olduğunun kısa sürede farkına vardı ve bu dönüşümü sağlamak için özel çaba sarf etti.
Geçtiğimiz aylarda başkanlık divanında yapılan revizyonda milliyetçi görüşleriyle tanınan bazı isimlerin yerine merkez sağa yakın isimlerin tercih edilmesi ve sonraki aylarda merkez sağda siyaset yapmış eski vekil ve bakanlarla fikir teatisinde bulunulması, bu çabalara örnektir.
Üçüncü olarak, merkez sağın birinci partisi olmayı hedefleyen İYİ Parti'nin muhtemel rakipleri olarak öne çıkan DEVA ve Gelecek Partilerinin beklenen çıkışı yapamamaları, İYİ Parti'nin yükselişini kolaylaştırdı.
Keza "merkez siyasetin değerlerini öne çıkartmak ve merkezde konumlanan seçmene hitap etmek yerine, hikayesi sona ermekte olan AKP'nin eski seçmenlerine yönelik siyaset yapmayı -büyük oranda- tercih eden" bu iki partinin ciddi ölçüde bir vizyon sorunu yaşadıkları söylenebilir.
Özellikle makro ekonomik koşulların siyasette belirleyici olduğu bu dönemde DEVA Partisi'nin yıldızının çok daha fazla parlaması beklenebilirdi.
Bu noktada, DEVA Partisi'nin ekonomi konusunda anlatageldiği makro ekonomik hikâyeye temelden karşı çıkan savlar dillendiren Bilge Yılmaz'ın İYİ Parti'de ekonominin başına getirilmiş olması tesadüf değildir.
Bu minvalde, oyuna talip olduğu seçmen kitlesinin ilgisini celbedebilecek rakiplerinin tezlerini çürütmek suretiyle onu zayıflatmanın şu ana kadar işletilen bir strateji olduğu söylenebilir.
Son analizde, İYİ Parti'nin 2019 yılının başından beri konuşulmakta olan merkez sağda var olan boşluğu doldurmak konusunda "kendini olduğundan daha fazla merkeze yakın bir parti olarak lanse ederek" oldukça mahir işler başardığı ve toplumsal karşılığını önemli ölçüde arttırdığı bir gerçek.
Bu bağlamda seçimlere kadar bu başarısını sürdürebilmesi durumunda AKP sonrası dönemde, sistemin başat oyuncularından biri olacağını tahmin etmek zor değil.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish