Beşar Esad'ın Suriye'den nasıl kaçtığına ilişkin şu ana dek ortaya çıkmayan bazı ayrıntıları içeren bir yazı hazırladım.
Ancak bilgileri birkaç kaynaktan teyit etmem gerektiği düşünerek, yazıyı bekletmeye karar verdim.
Bu nedenle 19 Aralık'ta yayınlamak üzere hazırladığım yazıyı şimdi paylaşıyorum.
Mondros Ateşkes Anlaşması'nın (30 Ekim 1918) ardından Anadolu'nun dört bir yanında başlayan düşman işgaline karşı ilk direniş, ilk ayaklanma Hatay'ın Dörtyol ilçesinin Karakese köyünde olmuştur.
Fransızlar, İskenderun'a asker çıkarmalarının ardından 11 Aralık 1918'de Dörtyol'u işgal ettiler.
Sonrasında Urfa, Antep, Maraş, Adana, Mersin'i kapsayan, Niğde sınırındaki Pozantı'ya uzanan bir bölgede hâkimiyet kurdular.
Mersin'e 17 Aralık 1918'de gemilerle 1500 asker getirdiler.
Ardından 18 Aralık 1918'de bir Fransız Yarbayı ve yanındaki 10 asker trenle Adana'ya gitti.
Yarbay George Dupont, kentte gerekli incelemeleri yaparak durumu telgrafla Mersin'e bildirmiş, ardından 2 süvari bölüğü ve
412. Piyade alayı Adana'ya gelmiştir. Fransız işgal güçleri, Mersin, Tarsus, Yenice, Adana, Pozantı, Ceyhan, Toprakkale, Bahçe, Islahiye, Kilis ve İskenderun'a yerleşmiştir.
Daha sonra bölgeye, General Dufieux komutasındaki 1. Doğu Tümeni getirilmiştir.
Söz konusu tümenin 17. ve 18. Alayları ise Adana'yı işgal etmiştir.
Dörtyol'un işgalini gerçekleştiren Fransız gücü ise 400 Ermeni askerden oluşan bir taburdur.
Fransa ordusu içinde kurulan Ermeni Lejyonundaki (alayı) bazı birlikler de daha sonra ilçeye gönderilmiştir. Fransızların, bölgede Ermeni askerleri kullanmalarının özel bir nedeni vardır.
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı yönetiminin 24 Nisan 1915'te aldığı "tehcir" yani "zorunlu göç ve iskân" kararından sonra Suriye ve Lübnan'a gönderilen Ermeniler, Fransız işgali sayesinde bölgeye hızla dönmeye başladılar.
Öyle ki, çok kısa bir sürede Dörtyol ve köylerine yaklaşık 13 bin Ermeni döndü.
Fransızlardan büyük destek alan Ermeniler ise halka baskı yapmaya, saldırmaya ve savunmasız insanları öldürmeye başladılar.
Durumun giderek dayanılmaz hale gelmesi üzerine Türkler, İskenderun'daki İngiliz işgal komutanlığına bir heyet göndererek, olayların önüne geçilmesi için yardım istedi.
İngilizler, 15 Aralık 1918'de Dörtyol'a Hint askerlerden oluşan bir birlik gönderip, düzeni sağlamaya çalıştı. Ancak gelen kısmi huzur fazla sürmedi.
Dörtyol'un yakın köylerinden Özerli'de, Ermeni ve Fransız askerler Türklere saldırmakla kalmayıp, mallarını yağmaladılar.
Kendilerini korumaya çalışan 2 Türk süngülenerek öldürüldü.
Bu cinayetlere tepki gösteren Hocaoğlu Mehmet adlı bir Türk ise 2 Ermeni askeri vurarak köyden kaçtı.
Özerli köyünde yaşananlar Anadolu'daki ilk direnişin fitilini de ateşlemiştir.
Hocaoğlu Mehmet'in, Karakese köyüne gittiğini öğrenen Fransızlar, 19 Aralık 1918'de bölgeye asker göndermiştir.
Köye saldırı başlatan işgal güçlerine karşı köylüler, barikatlar kurmuş, yolları taşlarla kapatmış ve savunma düzenine geçmiştir.
Karakese halkı, sınırlı sayıdaki silah ve cephane olmasına rağmen büyük bir direniş göstermiştir.
Ermeni ve Fransızların birçok saldırısı püskürtülmüş, gün boyu süren çatışmalarda 17 düşman askeri öldürülmüştür.
Fransızlar ise daha fazla kayıp vermemek için Dörtyol'a çekilmiştir.
İşte 19 Aralık 1918, Anadolu insanının işgalcilere karşı ilk direnişi ve ilk zaferi olarak tarihe geçmiştir.
Bu olaydan sonra bölge halkına yönelik tavrını daha da sertleştiren Fransızlara karşı ilk direniş gücü de oluşmaya başlamıştır.
Kara Hasan'ın 1919 yılı ocak ayında kurduğu milis grubu Dörtyol merkeze kadar inerek baskınlar düzenlemeye başlamış, Ermeni ve Fransızlara büyük kayıplar verdirmiştir.
Kara Hasan'ın başarıları duyuldukça çevreden gruba katılımlar hızla artmış, Fransızlar da giderek güçlenen direnişçileri yok etmek için harekete geçmiştir.
Buraya kadar aktardıklarım, Genelkurmay arşivlerinde ve konuya ilişkin yayınlanmış kitaplarda tüm ayrıntılarını bulabileceğiniz özet bilgileri içermektedir.
Şimdi konuyu, Fransa Kara Kuvvetleri arşivlerinden birkaç belge paylaşarak, somutlaştıralım.
Karakese köyündeki direnişten 1 hafta sonra, 25 Aralık 1918 tarihli, A.M, TD 19/18-125 sayılı raporda Yüzbaşı Eugene Blanchard önemli tespitlerde bulunuyordu.
Dörtyol yakınındaki köyde hiç ummadığımız bir isyanla karşılaştık. İki Ermeni askeri vuran bir kişinin kaçtığı köye giremedik. Yollara taş yığan Türklerin açtığı ateşte, 17 askerimiz öldü. Bu köyü ve aradığımız kişiyi alamadan dönmek zorunda kalışımız, Fransız üniforması içindeki Ermeniler nedeniyle Fransız ordusuna iyi gözle bakmayan Türkler için bir zafere dönüştü. Bu moralin büyümesi direnişçilerin çoğalmasını sağlar ki, bunun önüne hemen geçmeliyiz.
Bu rapordan kısa bir süre sonra Yüzbaşı Eugene Blanchard, Adana'daki Fransız karargâhına çağrılmış, ardından da yeni görev yeri Tarsus'a gönderilmiştir.
Kara Hasan'ın direnişçi grubunun giderek güçlenmesi üzerine Fransız komutanlar, sorunu daha da büyümeden çözmek için takviye kuvvetler istediler.
Bununla da yetinmeyip, bölgedeki İngiliz güçlerinden de destek almaya başladılar.
Adana'dan incelemelerde bulunmak için Dörtyol'a gönderilen Binbaşı Pierre Lagrange, 14 Şubat 1919 tarihli, A.M, TD 19/19-149 sayılı raporunda bölgedeki duruma ilişkin anlamlı tespitler yapıyordu.
Lagrange özetle şöyle diyordu:
Dörtyol'da, çoğunluğu Ermenilerden oluşan iyi silahlanmış kuvvetlerimizin, eski silahları ve yetersiz cephaneleri olan köylüler ile girdikleri çatışmada büyük sayılabilecek kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalması kabul edilemez. Ermenilerin intikam alma duyguları ile hareket etmesinin önüne geçilmediği, hatta göz yumulduğu görülüyor. Türklere karşı çok acımasızca davranan, cinayet ve yağmalama olaylarına karıştıkları söylenen Ermenileri kontrol edemediğimiz ortada. Fransız üniforması içinde olan her askerin disipline uymasını sağlamalıyız. Aksi takdirde memnuniyetsizliklerin bize karşı direnişe dönüşmesine yol açarız.
Nitekim Binbaşı Lagrange'ın uyarılarında haklı çıktığı daha sonra anlaşılacaktır.
Kara Hasan'ın kurduğu küçük müfreze, sürekli katılımlarla büyüyerek 300 kişilik bir güce ulaşmıştır.
Baskınlar ve pusularla Fransızlara büyük kayıplar verdiren Kara Hasan, halk arasında Paşa olarak anılmaya başlanmıştır.
Sorunun giderek daha büyük boyutlara ulaştığını gören Fransız ve İngilizler, 2 tabur asker ve topçu desteğiyle Nur Dağlarında bulunan Kara Hasan güçlerine karşı 5 Eylül 1919'da büyük bir operasyon başlattılar.
Kara Hasan'ın güçleri, düşmanın yoğun top atışı ve makineli tüfek ateşine rağmen büyük bir özveriyle direnmiş ardından karşı saldırıya geçmiştir.
Bu da işgalcilerin geri çekilmesine ve Dörtyol'a dönmesine neden olmuştur.
Fransızların işgal ettiği bölgelerdeki direnişi yazmayı sürdüreceğim.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish