Ümmü Gülsüm'ün hayali: İstanbul'da hür ve başı boş gezebilmek

Ömercan Kaçar Independent Türkçe için yazdı

Ümmü Gülsüm İle Baş Başa, Yeni Mecmua, 23 Şubat 1940

Doğu'nun Yıldızı, Mısır'ın 4. Piramidi, sesiyle milyonları büyüleyen Mısır'ın milli sembollerinden sanatçı Ümmü Gülsüm'ün (1904- 1975) tüm İslam coğrafyasında olduğu gibi, Türkiye'de de çok sayıda hayranı bulunmaktaydı.

Çok sevilmesine ve hayranlarının çokluğuna rağmen hiçbir zaman Türkiye'de bir konser veremedi. Bununla birlikte Türkiye'de dönem dergileri ve gazetelerinde röportajları yayımladı. Bu röportajlardan biri de o yıllarda Ortadoğu'ya dair yazılarıyla bilinen Kandemir'e ait.
 

1.jpg
Ümmü Gülsüm kedisi ile / Fotoğraf: Twitter/NsnaOmKalthom

 

Kahire'de Ümmü Gülsüm'le buluşan Kandemir'in röportajı Yeni Mecmua dergisinin 23 Şubat 1940 tarihinde çıkan sayısında yayımlandı.

O tarihte konserler, filmler ve çıkardığı plaklarla şöhretinin zirvesine ulaşan Ümmü Gülsüm, Türkiye ve Türklerle ilgili samimi açıklamalarda bulunuyor.
 

2.JPG
Ümmü Gülsüm, Yeni Mecmua, 23 Şubat 1940 / Kolaj: Independent Türkçe

 

Türkiye'ye neden gelmedi?

Kandemir'in ilk sorularından biri Ümmü Gülsüm'ün İstanbul'a neden gelmediği oluyor. Ümmü Gülsüm bu soruyu "Ne zaman karar versem bir mani çıkıyor" diye cevaplıyor.

Ardından o sene günlerinin konserler, angajmanlar ve filmlerle dolu olduğunu ekliyor. Özellikle film çekimlerinin yoruculuğundan dem vuruyor.


İstanbul'da konser teklifine cevabı

Ümmü Gülsüm, İstanbul'a bir konser vermek için değil, bir "seyyah" gibi sessizce gelip "haftalarca semt semt, sokak sokak gezmek" için gelmek istediğini belirtiyor.

Türkiye'de, Türkler arasında kayıtsız şartsız, işsiz güçsüz, hür ve başı boş rahat rahat gezebilmek...


Akabinde şu sözleri sarfediyor:

Uzaktan hayranı olduğumuz eşsiz, muazzam inkilâbınızın yarattığı ferah hava içinde mesut olacağımı şimdiden biliyorum. Hele Türk kadınının kavuştuğu; garplıları bile kıskandıran, imrendiren hürriyet...
 

3.jpg
Ümmü Gülsüm İle Baş Başa, Yeni Mecmua, 23 Şubat 1940

 

Ümmü Gülsüm'ün Türkiye'de konser vermek için gelmek istememesinin altında yatan neden sadece onun sessizce İstanbul'u gezmek istemesi olmayabilir. 

Bilindiği üzere o dönem Türkiye'de Doğulu şarkılara ve müzik formlarına bakış pek olumlu değildi. Batı tarzı müziğin karşısında yer alan müzik formalarının "geri, ilkel" görüldüğü de bir gerçekti.

Bu atmosferde tüm ağırlığıyla "eski dünyanın" müziğini temsil eden Ümmü Gülsüm'ün İstanbul'da kolayca konser verebilmesi pek mümkün görülmüyordu.

Ümmü Gülsüm'ün röportajda verdiği tevazu içerikli bazı cevaplar da bu endişeye işaret ediyordu:

Teganni edince ne âleme rahat veriyoruz, ne de kendimiz rahat ediyoruz. Türkleri bir an bile rahatsız etmeği aklımdan geçiremeyecek derecede çok severim...
 

4.JPG
Ümmü Gülsüm'ün renklendirilmiş bir fotoğrafı / Fotoğraf: Twitter/BenelAmer

 

Türkiye'de beğenildiği ve dinlendiğinin farkında olan Ümmü Gülsüm, kendisine Türkiye'den her gün kucak dolusu mektuplar geldiğini ifade ediyor.

Röportajda Ümmü Gülsüm'ün fakir bir köylü kızı olmasına rağmen büyüleyici sesi sayesinde nasıl Kahire'de saraylarda konser verir duruma geldiğinin de hikayesi anlatılıyor:

İlahi okuyarak geçiminin sağlayan babası bir gece arkadaşlarıyla evde fasıl düzenler. Bu fasıl sırasında diğer odadan Ümmü Gülsüm berrak sesisyle ilahi söylemeye başlayınca herkes şaşırır ve onu dinlemeye başlar.

O geceden sonra çeşitli vesilelerle ilahiler söylemeye başlayan Ümmü Gülsüm, daha sonra Kahire'ye gelerek müzik eğitimi almış ve kendisini müzik çevrelerine kabul ettirmiştir.

Kandemir'in belirttiğine göre bir diğer ziyarette Türk milletvekillerine Ümmü Gülsüm konser vermiş ve dönemin milletvekillerinden Sadettin Ferid ve Muhittin Baha da Ümmü Gülsüm'ün sesine hayran olmuşlardır.

Türkiye'deki hayranları, Mısır'a kendisine dinlemeye gidenler ve yoğun isteklere rağmen Ümmü Gülsüm İstanbul'da bir konser vermedi. Yine de insan kendini Ümmü Gülsüm'ün günlerden bir gün hayalini gerçekleştirip sessiz ve habersizce İstanbul'a gelip hür ve doyasıya gezmiş olabileceğini düşünmekten alıkoyamıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU