11-16 Nisan tarihleri arasında Cape Town'da Afrika'da Afrika Çalışmaları Derneği [African Studies Association of Africa] ve Cape Town Üniversitesi iş birliği ile gerçekleşen Afrika Çalışmaları Konferansı kapsayıcı soruları ve düşündürdükleriyle kıta üzerine yeniden düşünmemiz gerektiğini salık veriyor.
Şüphesiz konferansın temasının "Afrika ve İnsan: Eski Sorular, Yeni Tahayyüller" olması, içeriği ve tartışma konusu hakkında bize ipuçları veriyor.
Dünyanın dört bir yanından katılan genç ve dinamik akademisyenlerin sadece geçmiş soruları değil; aynı zamanda geleceği de kapsayan yeni bir dil arayışlarını görmek sadece kıta değil insanlık adına gönendirici bir durum olsa gerek.
Afrika'nın yükselişte olduğunu söylemek birkaç açıdan hem doğru bir önerme hem de tartışmalıdır.
Uluslararası Afrika Çalışmaları Konferansı Gala Gecesi'nden, 15 Nisan 2022, Waterfront, Cape Town / ASAA 2022
Afrika Çalışmaları Konferansı bize, Global Kuzey ile Global Güney arasındaki parametrelerin derin yarıklar açtığını göstermesinin yanında bu hegemonik bilgi üretimlerinin de krizden muaf olmadığını ve kırılmaya karşı dayanaklığının ebedi olmadığını da hatırlatıyor.
Uluslararası Afrika Çalışmaları Konferansının gündeme getirdiği sorunları ve çıkarımları şu başlıklar altında toplayabilirim:
- İnsanlıktan bağımsız olarak gündemde var olan Afrika'da insan olmak, "ırksal ve cinsiyetçi" olarak belirlenen global hümanist değerlerle hesaplaşmak demektir.
- Bilginin sömürgesizlestirilmesi elzemdir.
- Afrika, dışarda bırakıldığı disiplinler ve paradigmaların ötesinde bilgiyi yeniden üretecek kapasiteye sahiptir ve kıtanın global bilgi üretimine katkısını görmezden gelemeyiz.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bugün dünyada Küresel Kuzey paradigmasına en büyük karşı çıkışın Afrika ve Afrika Diasporası'ndan geldiğini unutmayalım.
Kolonyal sistemler kıtadan ayrılırken, sadece bürokrasileri ve devlet mekanizmasını çökertmediler, gerek yönetim mekanizması gerekse kültürel ve toplumsal formasyonların bir daha eski haline gelmemesi için kötürüm bıraktılar.
Afrika'daki Afrika Çalışmaları Derneği (ASAA) başkanı Profesör Akosua Adomako Ampofo konferansın temasına dair şunları dile getiriyor:
Kovid-19 salgını dolayısıyla insanlığı nasıl deneyimliyoruz sorusunu sorgulamaya başladık. Bu sadece Kovid aşıları paylaşılmadığı için zor durumdayız gibi bir şey değil. Nijerya'daki polis şiddeti ve bazı devletlerin vatandaşlarına karşı uygulamaları vesaire… çok şey oluyor kıtada, o yüzden acaba insanlık üzerine bir diyalog kurabilir miyiz, diye düşündük.
Bilginin sömürgesizleştirilmesinin imkânı konusunda ise Ampofo bilgiyi, ders müfredatlarını sömürgesizleştirmenin tüm dünya için gerekli olduğunu hatırlatarak, şunları ifade ediyor:
Sömürgesizleştirmek zorundayız, bu sadece bizim hikâyelerimiz anlatılmadığı için değil, bu herkes için geçerlidir, sadece Afrikalılar değil, bilginin sömürgesizlestirilmesi nerede olursan ol, siyah ya da beyaz, Avrupalı, Asyalı, Afrikalı fark etmez, herkes için olmalıdır. Hatta Avrupa'da eğitim müfredatı sömürgeleştirilmiştir. Dünyanın öte yanındaki öğrenciler de bütün hikâyeyi duyamıyorlar. Sömürgeleştirilen çok yapı var dünyada. Hepimiz bunun ceremesi çekiyoruz. Sözgelimi, tıbbi bilgi tarihten silinmiştir.
Siyaset Bilimci Lauren Paremoer ise sömürgesizleştirmenin kıtayı ve diasporayı merkeze alarak bilgi toplumunun oluşmasındaki engelleri, sınırları kaldırmakla mümkün olduğunu söylüyor.
Ganalı sosyolog ve öğretim üyesi Faisal Garba ise konferansın temasının Afrika bağlamında Kovid salgınını yaşadığımız şu günlerde çok anlamlı olduğunu belirterek, "Eşitsizlik, kıta genelindeki yapısal dezavantajlardan dolayı insan olma fikrinin ne olduğu pek çok kişi için halen tartışmalıdır. Herkese insanlık onurunu atfederek insanlığı farklı biçimlerde nasıl yeniden tahayyül edebiliriz, sanırım bu çok önemli" diyor.
Garba, bilginin sömürgesizleştirilmesi sorusunun kendimizi konumlandırmamızla ilgili olduğunu ifade ediyor.
Garba, "Sömürgesizleştirmeyi düşündüğümde coğrafi bilgimizi genişletmeyi düşünüyorum. Entelektüel tarih üzerine çok çalıştım. Sömürgecilik öncesi Batı Afrika, İran ve Körfez ülkeleri arasındaki bağlantılar ve bilgi akışını düşünürüm" şeklinde konuşuyor.
Afrika'nın dünyadan soyutlanmasının sömürgecilik paradigmasıyla gerçekleştiğini dile getiren Gabra, "Afrika'nın her zaman için dünyayla iç içe olduğunu düşünmemiz gerektiğini" savunuyor.
Konferansın katılımcılarından antropolog Minga Kongo, konferansın "Afrika ve Afrika Diasporası birikimlerini entelektüel araştırmanın merkezine getirmeyi teklif etiğini" söylüyor.
"Konferansa katıldığım için mutluyum çünkü konferans, Afrika ve Afrika Diasporası birikimlerini, modern özne anlatılarının üretimi için bilginin ve çağdaş iktidar konfigürasyonlarının birleştiği arenada konumlandırmayı hedefliyor" diyen Kongo, Afrika Çalışmalarından beslenen konferansın, "modern söylemin pedagojik kanonlarına olduğu kadar onları çevreleyen disipliner ve söylemsel sınırlara da meydan okuduğunu" da ekliyor.
Cape Town Üniversitesi'nde doktora sonrası araştırmalarını sürdüren Itai Makone ise konferansı "Afrika kıtasında bilgi üretimi üzerine kafa yoranların bir araya geldiği alan" olarak tarif ediyor.
Makone konferansın Afrika'yı düşünenler için bir fırsat yarattığını da söylüyor:
Konferansın, bilgiyi üretenlerin karşılaştığı sorunlara potansiyel çözümleri tartışmak ve kıta içinde ve dışında Afrika'yı çalışan akademisyenlerle bir araya gelmek için bir imkân sunduğu da düşünüyorum.
Kenya'dan, Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Afrika Üniversitesi'nden konferansa katılan Njoki Wamai, "Afrika'da insan olmak, Afrika'yı Afrika penceresinden okumaktır" diyor.
Wamai, şöyle devam ediyor:
Daha öncesinde Afrika çalışmaları Afrika dışındaki insanlar tarafından yapılırdı, bu da Afrika'yı Avrupa-merkezci okuma sorununu doğurdu. Neredeyse Afrika bilgisini yanlış bir paradigma üzerine kuracaktık. Afrika'yı Afromerkezci yaklaşımlar ve kıta gerçeği üzerinden sahiplenerek ancak Afrika'da insan sorusuna yaklaşabiliriz. Bunun cevabı hâlihazırda pek çok Afrika toplumlarında var.
Bu sorunun yanıtı için Afrika'nın farklı toplumlarına bakmanın yeterli olduğunu düşünen Wamai, "Bırakalım Afrika'nın değerleri küresel dünyaya nüfuz etsin, inanıyorum ki eğer bu Afrika-merkezci insan yaklaşımını dünyaya adapte edebilirsek bugün ırkçılığı ve eşitsizliği körükleyen küresel kapitalizmin zorluklarıyla uğraşıyor olmayız" ifadelerini ekliyor.
Bilginin sömürgesizleştirilmesi meselesi görüldüğü üzere sadece Afrika kıtasındaki bir mesele değil, Profesör Ampofo'nun dediği gibi, aslında tüm dünyanın önemli bir sorunudur.
Bu nedenle genel geçer kabul edilen tarihsel ve bilimsel gerçekleri sorgulamadan bilginin özgürleşmesini sağlayamayız.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish