Kadrajdakiler: Oynamanın her halini seven bir oyuncu; Nezaket Erden

Mehmet Erduğan Independent Türkçe için 'Yıldız Sineması'nda bu hafta Nezaket Erden'i ve filmografisini yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Kendisini sadece birkaç senedir tanıyor olsak da o hem tiyatro hem sinema kariyerine sığdırdığı başarılarla, son yılların en heyecan verici yeteneklerinden biri.

2018'de, Tiyatro Hemhal'in "Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit" oyunundaki performansıyla övgüler toplayarak dikkatleri üzerine çekmişti.

Tiyatro sahnesi, onun hayatta en rahat olduğu yer olsa da geçen sene Tunç Şahin'in "İnsanlar İkiye Ayrılır", bu sene ise Selman Nacar'ın "İki Şafak Arasında" filmleriyle Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü alarak adını yıldızı parlayan oyuncular arasına yazdırmayı başardı.

Hayatta en mutlu olduğu şeyin oynamak olduğunu söyleyen Nezaket Erden, insanlarla belirli karakterler aracılığıyla karşılaşmak için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor ve büyük zorluklarla aldığı eğitimlerden sonra hayal ettiği birçok şeyi gerçekleştirmeye başlamış gibi görünüyor.


Oynamanın her halini seven bir oyuncu; Nezaket Erden
 

 

Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu olan Nezaket Erden, 16 Temmuz 1990 yılında, Mersin'de doğdu.

Sanat dünyasından uzak, korumacı bir aile içinde, diğer üç kız kardeşi ile birlikte büyüyen oyuncunun çocukluğu çoğunlukla aile büyüklerinin yanında, köyde geçti.

Yazları camiye giden, akşamları dışarı çıkmak gibi bir serbestliği olmayan oyuncu, görüştüğü insanlarla ilgili de ailesinin kontrolü altındaydı.
 

 

Bu yüzden büyüdükçe içine kapanık birisi olmasına rağmen o yıllarda çok yaramaz bir çocuk olduğunu söyleyen Nezaket Erden'in daha o yıllarda içinde hep tarif edemediği bir coşku vardı.

İçindeki bu coşkuyu ve enerjiyi nerede nasıl kullanacağını bilemeyen Nezaket, bu enerjisini başlarda kan ter içinde, çığlık çığlığa oynadığı sokak oyunlarında kullandı.
 

 

O yıllarda düğünlerde oynamaktan tutun da evcilik oynamaya varıncaya kadar herhangi bir şey oynamaktan çok keyif alıyordu.

Ayrıca küçükken yorulana kadar dans etmekten ve çevresindekilerin onu izlemesinden oldukça hoşlanan, hatta çok iyi dans ettiğini düşünerek dansöz olmak isteyen Nezaket, dedesinin kahvehanesine gelen müzisyenleri dinlemekten de çok keyif alırdı.
 

 

Ortaokul yıllarında dansöz olma hevesi geçtikten sonra voleybol ile tanışan Nezaket, oyun içindeki heyecanı tattıkça bu onun çocukluğundan beri var olan coşkusunu daha da artırdı.

Ama turnuvalar, maçlar derken dersleri kötüye gitmeye başlayınca annesi bu duruma el koydu ve voleybol macerası da bu şekilde son buldu.
 

 

Lisede bu kez radyocu olmak gibi bir hevese kapılan Nezaket bir sürü program dinleyerek kendi kendine kayıtlar yapmaya başladı.

Ancak bu alanda da insanlar için sadece sesiyle var olduğu ve bu yüzden de kendisini görünmez hissettiği için bu hevesi de çok uzun sürmedi.
 

 

Sahne tozu

İzlenmek, bir şeyler yapmak ve bunu da insanlara göstermek isteyen Nezaket bu amaçla ne yapmak istediği konusunda bir arayış içindeyken, bir gün belediye tiyatrosunun kurs ilanıyla bir afiş gördükten sonra bu kursa başladı.

Çoğunlukla doğaçlama üzerine çalışmalar yapıldığı ve Nezaket de o yıllarda çok utangaç ve çekingen olduğu için her ne kadar gittiği bu kursta son derece mutsuz olduysa da o artık sahne tozunu yutmuş biriydi.
 

 

Bu kurs sayesinde oyunculuğun, içindeki o coşkuya denk düşecek bir ifade biçimi olabileceğini sezen ama onun içindeki cevheri açığa çıkaracak insanlarla bir arada olmadığı için daha da içine kapanan Nezaket'in yine de içindeki bir ses, bir oyuncu olabileceği ama doğru yerin bu kurs olmadığı konusunda ona sürekli fısıldıyordu.

Bu sezgi çok kuvvetliydi ve bu yüzden de Nezaket bu sezgisinin peşinden gitmeye karar verdi.

Böylelikle Mersin'de yaşamak istemediğini anlayan Nezaket, nerede iyi eğitim alabileceği üzerine araştırmalara başladı.

Elde ettiği sonuçlar onun bu hayaline kavuşması için çok çalışması gerektiğine işaret ediyordu.
 

 

Bu yüzden uzun bir süre yoğun bir şekilde kendisini derslerine adadı, kızlarının iyi bir geleceği olmasını isteyen annesi ve babası maddi açıdan kısıtlı imkanları olmasına karşın Nezaket'i dershanelere gönderdi.

Anne ve babasının yaptığı fedakarlıkların farkında olan Nezaket onların çabalarını boşa çıkartmamaya kararlıydı.

Tam da o sıralarda Haluk Bilginer'in oyuncu olmak isteyen gençlere felsefe ya da sosyoloji okumalarını tavsiye ettiği bir röportajını okuyan Nezaket böylelikle üniversite için İstanbul'a gitmeye karar verdi.
 

 

Yeni bir hayat

Konservatuar okumak Nezaket Erden için seçenekler arasında görünmüyordu, hatta öyle ki konservatuara nasıl başvurulacağını dahi bilmiyordu, bu yüzden üniversite seçerken tiyatro kulüpleri iyi olan bir okul olmasını tercih etti.

Nihayetinde, onun için bu arayış, insanlarla bir şeyler paylaşmak için kabul gören alanlar yaratma üzerine bir arayıştı.

Tüm zorluklara rağmen kızlarının okuması için seferber olan fedakâr anne ve babasının desteğiyle ablası öğretmen, bir kardeşi psikolog olup diğer kardeşi de görsel tasarım üzerine kendine bir kariyer çizerken, Nezaket Erden de felsefe alanında bir eğitim alma imkânı buldu.
 

 

Böylelikle ilkokul, ortaokul ve lise öğrenimini Mersin'de tamamladıktan sonra Galatasaray Üniversitesi'nde felsefe okumak üzere İstanbul'a yerleşti.

Nezaket büyük kentteki hareketliliği, fırsat çokluğunu sevmişti ama diğer taraftan hem maddi hem de manevi anlamda zorlu bir hayatı vardı, bu yüzden bu yeni hayatında tutunabilmek için büyük bir mücadele verdi.

Üniversiteye başladığında da adaptasyonda çok zorlanmıştı, ilerleyen süreçte kulüpte arkadaşlar edinince kendini iyi hissetti ve oyunculukla ilgili bir şeyler yapıyordu ama hala her şey onun için çok belirsizdi.
 

 

Hayaller ve kaygılar

Mersin'deyken denemek için pek fırsatı olmadığı için tiyatroya tam anlamıyla üniversite yıllarında başlayan Nezaket Erden, üniversite öğrenimi süresince tiyatro eğitimlerine katıldı.

Kulüpte olmak Nezaket Erden'in çok hoşuna gitti, kendisini sahnede nasıl ifade edeceğini ve bunun da ne kadar iyi hissettirdiğini deneyimleyerek bu merakını aralıksız sürdürdü.
 

 

Bu topluluk içinde bazı oyunlar çıkardı ve üniversiteyi bitirdikten sonra nasıl profesyonel olacağını araştırmaya başlayan Nezaket Erden nihayetinde yüksek lisans yapmaya karar vererek Kadir Has Üniversitesi Film ve Drama Bölümü'nde oyunculuk yüksek lisansı yaptı.

Bu dönemde Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm adlı romanı okuyan ve kitaptaki Dirmit karakteriyle kendini özdeşleştiren Nezaket Erden, onun "vazgeçme" mesajıyla güç kazandı.

Hayatının her noktasında yer alan Dirmit'i Kadir Has Üniversitesi'nde bitirme projesi olarak seçti ve sonrasında yazar Latife Tekin ile görüşüp oyunun sahnelenmesi için gerekli izinleri aldı.
 

 

Ardından Akademi 35.5 Sanat Evi'nde burslu olarak eğitim aldı; burada Uğur Demirpehlivan ve Vahide Perçin ile çalıştı.

Seyirci ile aynı hisler içinde olmayı çok önemsediği için mezun olduktan sonra üniversitede tanıştığı ve sonrasında da hayatını birleştirdiği Hakan Emre Ünal ve arkadaşları Ayşe Draz ile Tiyatro Hemhal'i kurdu.
 

 

Oyuncu olarak artık ne yapmak isteyip ne yapmak istemediğini çok daha iyi bilen Nezaket Erden oyunculuk kariyerinde güzel karşılaşmalar yaşayıp güzel şeyler üretebileceğini hissediyor, umuyor, hayal ediyor ve heyecanlanıyor.

Eskiden daha çekingen olan Nezaket Erden şimdi kendini biraz daha iyi ifade edebildiğini söylüyor.
 

 

Her ne kadar zaman zaman hayal kırıklıkları yaşayıp bu iş için uygun olup olmadığı konusunda şüpheye düşse de eskisine kıyasla birtakım şeylere başlama ve insanlardan ilham alarak ilerleme konusunda kendisini artık daha cesur hissettiğini belirtiyor.

Piyasada çok fazla oyuncu olduğu için öne çıkmanın ve görünür olmanın çok zor olduğunu düşünen Nezaket Erden ilham aldığı kadınlar gibi yılmadan ilerleme cesaretini gösterebilmek istiyor.
 

 

Nezaket Erden zor olsa bile, kadınlar için özellikle baş etmenin yolunun kendine acımamak ve istediği şeyin peşinden koşmak olduğunu dile getiriyor.

Ama herkes gibi onun da hayaller gibi kaygıları da bitmiyor; dünyanın haline dair herkes gibi bir sürü endişesi var, dünya dertlerinden vakit kaldığında üstüne kafa yorduğu mesleki kaygıları da var.
 

 

Sektörde yerleşmiş olan pek çok kalıp olduğunu söyleyen oyuncu bu kalıplardan ve önyargılardan çok sıkıldığını, bu yüzden bunları yıkmak için mücadele edeceğini belirtiyor ve her şeye rağmen o kalıpları bir gün yıkılabileceğine inanıyor.

Bunun dışında pandemi dönemindeki belirsizliklerin de onu sık sık kaygılandırdığının altını çiziyor.
 

 

Nezaket Erden'in kariyerinde en çok deneyimlediği şey tiyatro sahnesinde olmak; seyirci ile o an orada birlikte olmayı, o ânı paylaşmayı çok büyülü buluyor ve çocukken sahip olduğu o kontrol edilemez coşkusunu en çok tiyatroda yaşadığını söylüyor.

Tiyatronun her yerde ekonomik sıkıntılar, mekân bulma, her oyunu sergileyememe ve dil üzerindeki baskılar gibi sorunlarla karşı karşıya kaldığını ifade eden Nezaket Erden, bütün bu zorluklara karşın direncin ve dayanışmanın geliştirilmesinin de umudu beslediğini belirtiyor.

2022'nin cesaretini ve eyleme geçme gücünü artıracak bir sene olmasını umut eden Nezaket Erden, toplumsal olarak ekonomik zorlukların içinde olduğumuz şu zamanlarda heyecanını öldürmeden işlerini sürdürmeye gayret ettiğini söylüyor.
 

 

Nezaket Erden'in oyunculukla ilgili birçok hedefi var; daha evvel hep tiyatro formunda kendi işlerini üreten oyuncu şimdi başka formlarda neler yapabileceğini araştırıyor ve radarını açarak karşısına çıkan fırsatları denemek istiyor.

Arzu oldukça hayallerin durmadığını düşünen oyuncu kafasında bir sürü hikâyenin olduğunu söylüyor.

Kariyerinde bir sürü oyun üretip, oyunlarıyla tüm şehirlerde insanlara ulaşmak, birilerinin hayatlarına dokunabilmek, özellikle çocuklar ve gençlerle ilgili bir şeyler yapmak isteyen Nezaket Erden aynı şeyi sinema aracılığıyla da yapabilmeyi ümit ediyor.
 

 

Filmografisi

Nezaket Erden tiyatro çalışmalarının yanı sıra 2015 yılında ekranlara Komedi Türkiye programı ile merhaba dedi, 2019 yılından itibaren de çeşitli film ve dizilerde rol aldı.

Yeni projelerde yer almaya devam eden ve özellikle bağımsız sinemayı çok sevdiğini belirten oyuncu, profesyonel kariyerinde herhangi bir rol ayırt etmiyor ve iyi yazıldığı sürece her rolü oynayabileceğini belirtiyor.
 

 

Bu motivasyonla Nezaket, en küçük rolleri dahi bitmeyen coşkusu, enerjisi ve heyecanıyla dikkat çekici bir performansla oynuyor.

Şimdiye kadar Nezaket Erden için yazılan roller eleştirel açıdan derinlemesine yapılacak bir değerlendirmeden uzak olsa da üstlendiği roller ile güçlü, baş etme gücü olan kadınları oynamaya devam ediyor.

 

Küçük Şeyler

Yönetmen: Kıvanç Sezer / Oyuncular: Nezaket Erden, Alican Yücesoy, Başak Özcan, Bülent Emrah Parlak, Seda Türkmen, Müfit Kayacan, Tuğçe Altuğ, Nihal Koldaş, Ece Dizdar, Zeynep Dinsel, Kubilay Tuncer, Jaki Baruh, Barış Gönenen, Kürşat Karaman, Serhan Süsler, Nihan Aypolat, Yelda Baskın, Doğancan Taşpınar, Ertürk Erkek, Yasin Keskin, Bilal Ersoy, Özcan Geçer, Güçlü Balat, Umut Armağan, Süleyman Arda Eminçe, Kaan Songun / Süre: 94 dakika
 

 

Kıvanç Sezer'in bir üçlemenin ikinci bölümü olarak yönetmenliğini üstlendiği Küçük Şeyler adlı bu film; bir anda işsiz kalması ile hayatları değişen bir çiftin yaşamına odaklanıyor ve orta sınıf mensubu Onur ile Bahar çiftinin ev ve iş hayatları üzerinden, günümüz beyaz yaka yaşantısına absürt mizah sularında gezerek bir bakış atıyor.
 


İstanbul'da yaşayan çift, şehrin uzak bir semtinden ev almaya karar verir ancak bu düşüncelerini hayata geçirdikten bir süre sonra Onur'un işten çıkarılması çiftin hayatını derinden etkiler.

Onur, birçok iş görüşmesine gitse de istediği sonucu bir türlü alamaz, genç adamın işsiz kalması bir süre sonra evliliklerinin de tehlikeye girmesine neden olur.

Modern Türkiye'nin yeni orta sınıf, beyaz yaka yaşantılarını, değişen mevsimler ve bölümlerde ele alan filmde, hayatlarında yeni bir noktanın eşiğine gelen Onur ve Bahar çifti kaçınılmaz kavgalarla, kabuslarla, absürt durumlarla, bedensel ve ruhsal değişimlerle büyük bir mücadele içine girer.
 


Çekimleri bir buçuk ay aralıklarla toplamda üç haftada tamamlanan ve üç ayrı kısa film gibi çekilen Küçük Şeyler, mizah unsurunun eksik olmadığı, trajikomik bir anlatım diline sahiptir.

Nezaket Erden ilk uzun metrajlı sinema filmi oyunculuk deneyimini 2019 yılına ait bu filmdeki Meryem karakteriyle yaşamıştır.

 

Nasipse Adayız

Yönetmen: Ercan Kesal / Oyuncular: Nezaket Erden, Ercan Kesal, Selin Yeninci, İnanç Konukçu, Muttalip Müjdeci, Serhat Midyat, Vedat Erincin, Kemal Burak Alper, Zafer Diper, Aslıhan Kapanşahin, Hüseyin Taş, Mustafa Kırantepe, Tarhan Karagöz, Nazan Kesal, Valeriu Andriuta, Hasan Pek, Eren Can Hakkı, Eray Yasin Işık, Yücel Yüksel, Başak Koyuncuoğlu, Özgür Sevki Öztürk, Sarp Aydınoğlu, Erol Babaoğlu, Mustafa Barış Taşkın, Hasan Erdem, Haluk Yüksel, Can Tarakçı, İlyas Özçakır, Enver Arcak, Ergun Kuyucu, Nihat Alptekin, İlhan Algün, Fikret Karol, Öykü Çatalpınarlar, Fatih Akkaya, Çetin Yüksel, Ali Baba Şanlı, Gürsel Fırat, Alaz Türkmen, Başar Bora Keleş, Lütfi Yalın Keleş, Bilen Bilmen, Baran Seyhan, Saki Çimen / Süre: 105 dakika
 

 

Ercan Kesal'in aynı adlı romanından uyarlanan Nasipse Adayız, İstanbul'da bir belediyenin başkan aday adayı olan Doktor Kemal Güner'in bir günde geçen trajikomik hikayesini konu ediniyor.

Başkan adayı olmak için çalışmalarına devam eden Kemal, Bir Numara'nın adaylığını anons edeceği geceye heyecanla hazırlanmaktadır.
 


Pazarlıklar, imaj operasyonları, anket dümenleri… Bağlamalar, ayarlamalar, gecelere katılmalar, "yukarıya" ulaşmaya çalışmalar… Oy ve ilişki peşinde delidolu bir uğraş… İnsana aklını yediren bir takıntı… Arada, hayat ve anlam muhasebesi ve kırık bir aşkın tamirine dair solgun bir ümit…

Eski eşi dahil Kemal'in etrafındaki herkes bu delice koşturmaya şahit olur.

Bir Numara'nın gözüne girip aday olabilmek için her yolu deneyen Kemal, adaylığının açıklanacağı önemli gecede beklenmedik olaylarla karşılaşır.
 


Bir adayın gözünden, siyasetin farklı yüzünü, yapılan pazarlıkları, politik stratejileri ve insanın karanlık yüzünü gerçekçi bir üslupla anlatan Nasipse Adayız, Ercan Kesal'in hem senaryosunu yazdığı hem yönetmen koltuğuna oturduğu hem de başrolünü üstlendiği ilk uzun metraj filmi.

Bu film ile ikinci kez bir sinema filmi için kamera karşısına geçen Nezaket Erden bu filmde Pınar Hemşire karakterine hayat vermiştir.

 

İnsanlar İkiye Ayrılır

Yönetmen: Tunç Şahin / Oyuncular: Nezaket Erden, Burcu Biricik, Pınar Deniz, Aras Aydın, Başak Daşman, Erdem Akakçe, Gökay Müftüoğlu, Sabahattin Yakut / Süre: 102 dakika
 

 

2021'in dikkat çeken yerli filmlerinden olan İnsanlar İkiye Ayrılır adlı bu film; bankaların çeşitli sebeplerden peşine düşemedikleri borçları satın alıp, her ne pahasına olursa olsun tahsil etmeyi kendine misyon edinmiş bir şirkette çalışan Duygu ve Bahadır'ın yollarının Ceren'le kesişmesiyle değişen hikâyelerini anlatıyor.
 


Uzun zamandır iş bulamayan genç bir kadın olan Duygu, son çare olarak bankalar adına telefonla borç tahsilatı yapan şirketlerden birisinde çalışmaya başlar.

Borçlular üzerinde psikolojik baskı kurma metotları öğretilen Duygu, kısa zaman içinde çalıştığı şirketin en başarılı elemanlarından birine dönüşür.
 


En yüksek tahsilatı yapan çalışanın ek prim kazandığı firmada, başka bir dişli çalışan olan Bahadır'la, Duygu arasında kıyasıya bir rekabet başlar.

Görevleri, borçlu insanları psikolojik baskı ile köşeye sıkıştırarak, yapabilecekleri en yüksek tahsilatı yapmak olan Duygu ve Bahadır, Ceren adlı bir borçlunun dosyasını takip etmeye başlar.

Duygu ve Bahadır arasındaki çekişme, Ceren adlı genç bir kadının dosyası üzerinde çalışmaya başlamalarıyla içinden çıkılmaz bir hal alır.
 


İkili bir yandan genç kadını sıkıştırmak için akıl oyunları oynarken, öte yandan da dosyanın sonunda alınacak prim için birbirlerine karşı amansız bir mücadele içine girer, her ikisi de Ceren'i manipüle ederek kendi tarafına çekmeye çalışır.

Ceren başlangıçta Duygu ile birlikte hareket etmeyi seçse de Bahadır'ın çekimine karşı koyamaz ve zamanla genç adamın etki alanına girer.

Ancak Ceren'in dosyası göründüğünden çok daha büyük bir sürpriz içermektedir.
 


Sert bir sistem eleştirisi olan filmde Tilbe karakterine hayat veren ve bu film vesilesiyle ilk kez bir film festivalinde aday gösterilen Nezaket Erden, performansıyla dikkatleri üzerine çeker.

Duygu'nun şirketteki yakın arkadaşı olan Tilbe, iş yerindeki olaylardan dolayı çok mutsuzdur, çünkü çok iyi ve vicdanlıdır, bu yüzden bu ortama ayak uydurmakta zorlanır.
 

 

Aykut Enişte 2

Yönetmen: Onur Bilgetay / Oyuncular: Nezaket Erden, Cem Gelinoğlu, Melis Babadağ, Hakan Yılmaz, Müfit Kayacan, Lale Başar, Selen Domaç, Mekin Sezer, Ecrin Moğultay, Güler Ökten, Ahmet Ak, Ali İpin, Ali Çelik, Oğuz Kara, Kerim Ertekin / Süre: 119 dakika
 

 

Aykut Enişte 2 adlı bu devam film; Gülşah ile evlenme arifesinde olan Aykut'un, ailenin eski eniştesinin ortaya çıkmasıyla başından geçenleri konu ediniyor.
Atabeyoğlu Ailesi'ne damat olup sevdiği kadınla evleneceği için mutluluktan havalara uçan Aykut, işler yolunda giderse bu kez Gülşah'ı elinden kaçırmamaya kararlıdır, ancak beklenmedik bir gelişme yine planlarını alt üst eder.
 


Ailenin hayırsız damadı, önceki eski enişte Talat ortaya çıkar ve Aykut ile Gülşah'ın düğününe sayılı günler kala işleri karıştırır.

Aykut, Gülşah ile evlenmek üzereyken, Gülşah'ın ablasının dolandırıcı kocası çıkagelir ve Aykut'u dolandırır.

Aykut iyi niyeti ve saflığı yüzünden başına açılan belalardan kurtulmak için mücadele ederken yine her şeyi eline yüzüne bulaştırır.
 

 

Bu filmde bir Azerbaycan Türkü'nü canlandıran ve performansıyla izleyicisinin hem gönlünü fetheden hem de eğlendiren Nezaket Erden kadrodaki varlığıyla filmin çıtasını yukarıya çıkarmıştır.

 

İki Şafak Arasında

Yönetmen: Selman Nacar / Oyuncular: Nezaket Erden, Mücahit Koçak, Burcu Gölgedar, Bedir Bedir, Ünal Silver, Erdem Şenocak, Mustafa Sönmez, Cihat Süvarioğlu, Ali Seçkiner Alıcı, Yıldırım Şimşek, Banu Fotocan, Cemalettin Çekmece, Gülçin Kültür Şahin, Güneş Hanagasi, Buket Gülbeyaz, Doruk Özkan, Merve Ceyhan, Züleyha Nacar / Süre: 91 dakika
 

 

Selman Nacar'ın dünya prömiyerini San Sebastián'da gerçekleştiren, Torino'da En İyi Film seçilen, Altın Portakal'dan 4 ödülle dönen ve 22 Ocak'tan itibaren ilk kez ve sadece MUBI izleyicileriyle buluşacak olan İki Şafak Arasında adlı bu film; ailesinin fabrikasında yöneticilik yapan Kadir'in dünyasının altüst oluşunu, soluk soluğa bir kurguyla, kesintisiz uzun planlar eşliğinde aktarıyor.
 

 

Fabrikada bir işçinin yaralanmasının ardından Kadir, tek bir gün içinde tanık olduklarıyla, ailesi, yaşadığı çevre ve kendine dair bakışını değiştirmek, ahlaki bir ikilem karşısında dönüşü olmayan bir seçim yapmak durumunda kalıyor.

Akşam sevdiği kızın ailesiyle tanışma planları yapan Kadir'in günü, babasının tekstil fabrikasında yaşanan iş kazasının ardından hiç beklemediği şekilde gelişir.
 

 

Kazayı işçinin ailesine haber verme görevini üstlenerek çözümün bir parçası olmak isteyen Kadir, işçinin ailesi için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır, ama saatler ilerledikçe o güne kadar hayatını üstüne kurduğu tüm değerlerin teker teker sarsıldığını hisseder.

Evlenmek istediği kızın ailesiyle tanışmaya gittiğinde zihni hâlâ gün içinde yaşanan olaydadır.
 

 

Kadir bu süre içinde hayatına eskisi gibi devam edemeyeceğini anlamıştır ama iki şafak arasında yaşayacakları henüz bitmemiştir.

İlk filminde iyi niyetli, yardımsever bir ana karakter üzerinden sadece sınıf ilişkilerini değil, çelişkiler ve çatışmalar içindeki insan ruhunu da inceleyen Selman Nacar ayrıca olay örgüsünde vicdan duygusunun sınırlarını sorguluyor.
 

 

Uşak'ta, dört haftada çekimleri tamamlanan bu filmde Nezaket Erden kazazedenin eşi Serpil'e hayat vermiştir.


Diğer çalışmaları

2015 yılında tv8'de yayımlanan Komedi Türkiye adlı yarışmada boy gösteren ve yarışmayı dördüncü olarak bitiren Nezaket Erden kendisini bir anda bu yarışmanın içinde bulduğunu, bunu neden yaptığını hala bilmediğini ve bunun isteyerek içerisinde bulunduğu bir iş olmadığını belirtiyor.

Bu yüzden isimlere güvenerek girdiği ama aradığını bulamadığı bu iş onu mutsuz eden anılarında yer alıyor ve Nezaket Erden bazen insanın sevdiği mesleğe tutabilmek için yanlış tercihler yapabildiğini söylüyor.

Şimdilerde televizyon dizilerinde de yavaş yavaş görmeye başladığımız tiyatro oyuncularından olan Nezaket Erden'in sinema kariyeri dışında yer aldığı diğer çalışmaları ise şöyle;

  • Ücret Artışı Talebinde Bulunmak İçin Servis Şefine Yanaşma Sanatı ve Biçimi (2014, Tiyatro oyunu)
  • Güneşin Sofrasında - Nazım ile Brecht (2016, Tiyatro oyunu)
  • Sevgili Doktor (2016, Tiyatro oyunu)
  • Uçuruma Doğru Lezzet Lokantası (2016, Tiyatro oyunu)
  • Performans: Ellipsis (2017, Tiyatro oyunu)
  • Performans: İki (2017, Tiyatro oyunu)
  • Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit (2017, Tiyatro oyunu)
  • Tırnak İçinde Hizmetçiler (2018, Tiyatro oyunu)
  • İklim Değişikliği (Climate Change, 2020, Kısa film)
  • Baraj (2020, Televizyon dizisi)
  • Siz Biraz Uzak Kaldınız (I'll Leave You Two Alone, 2021, Kısa film)
  • Misafir (2021, Televizyon dizisi)
  • Gece Kuşağı (The Night Generation, 2021, Kısa film)

Ödüller

Birçok tiyatroda sahne alan ve sergilediği performanslarla ödüllere aday gösterilen Nezaket Erden'in henüz kariyerinin başında sahip olduğu ödüller şöyle;

  • 2018 Direklerarası Tiyatro Ödülleri: Tek Kişilik Prodüksiyon (Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit)
  • 2018 2. Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri: Yılın Kadın Oyuncusu (Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit)
  • 2018 23. Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri: Üstün Akmen Genç Oyuncu Ödülü (Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit)
  • 2018 27. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB) Ödülleri: Yılın Kadın Oyuncusu (Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit)
  • 2019 12. Savaş Dinçel Ödülleri: En İyi Kadın Oyuncu
  • 2020 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (İnsanlar İkiye Ayrılır)
  • 2021 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (İki Şafak Arasında)

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU