Siyaset uzaktan kumanda ile çalışmaz. Çıkıp, insanları tanıyıp, onlarla konuşmalısın. Kitlelere 'powerpoint' ile ulaşamazsın. 1
Bu siyasi anlayış, eski bir gerilla savaşçısı José Mujica'ya ait.
O, hayatı boyunca yaptıkları ve geride bıraktıklarıyla bir siyasetçi ve savaşçı olmanın çok ötesinde izler bıraktı.
Düşünceleri uğruna 12 yıl hapis yatan, ağır bedeller ödemesine rağmen inandığı doğrular uğruna mücadelesini sürdüren Mujica, aslında tam bir devrimcidir. Halk ona "Pepe" diye hitap ederdi.
Öyle ki sorunu sadece mevcut düzenle değildi. Bazı kavramların var olan anlamlarını da kafayı takmıştı. "İktidar" kavramını, "yozlaşma" ve "çürümüşlük" ile eş değerde tutardı.
Özgürlüğe giden yolun anarşizmden geçtiğine inanıyordu. Anarşistti, Bu sebeple "düzen", hiçbir zaman onun niteliği olmadı.
Marksist düşünce yapısını benimsemiş, mücadelesinde ise Fidel Castro ve Che Guevara gibi devrimcilerin izini takip etmişti.
Özellikle Che, onun kahramanıydı. Kütüphanesinde onun bir büstünü bulundururdu.
Mujica, Che için şunları söylemişti:
Unutulmaz bir kalıp kırıcıydı. Tüm gençliğimizi etkiledi.
Nitekim o da kahramanı gibi kalıp kırıcıydı, cesurdu, pragmatistti. Macera ve risk onun tutkusuydu.
Sol hareketi, tahmin edemeyeceği bir seviyeye getirdi.
Sol hareket, ülkenin iç kesimlerine ulaşabilmeyi bana borçlu. Daha önceleri iç, kırsal kesime önem vermiyorlar, oralara gitmeye çekiniyorlardı. 2
Mahatma Gandhi, Qazi Muhammed, Deli Petro gibi Mujica da karakteri ve fikirleriyle halkının kalbinde taht kurdu.
Yönetime gelmesi; bazı kesimlerde deprem etkisi yarattı, büyük bir felaket olarak görüldü.
Bazı iş insanları yönetime gelmesi halinde ülkeyi terk edeceklerini dahi söylediler.
Sevmeyeni olduğu gibi sevenleri de çoktu. Antropolog Daniel Vidart'in "Tarihteki yerini alacaktır" dediği José Mujica'nın fikirleri, davası, özel hayatı ve bıraktığı mirası bilinmeye değer.
José Mujica, 1935 yılında başkent Montevideo'da dünyaya geldi.
İspanya göçmeni, çiftçi bir baba ve İtalyan göçmeni bir annenin oğludur.
Henüz 7 yaşındayken babasını kaybetti. Kız kardeşiyle birlikte güçlü, iradeli ve siyasetten anlayan annesi Dona Lucy tarafından büyütüldü.
Ailesinin bütçesine katkıda bulunmak isteyen Mujica, Paso de Arena'da bir fırında çalıştı, dereden topladığı Arum zambaklarını sattı.
Annesi, komşularına oğlunun büyüdüğünde başkan olacağını söyleyerek hava atardı
Yıllar sonra annesinin kehaneti gerçekleşti.
Pepe'de şeytan tüyü var; bir gün başkan bile olur. 3
Gençlik yılları kendisini yetiştirdiği dönemdi. Yüksek bir tahsil görmedi ama günde 6 saate aşkın zamanı okumaya ayırarak kendini yüksek bir tahsille yetiştirdi.
Sosyal adalet ve eşitlik konularına merak saldı. Sosyalizm, kapitalizm gibi kavramlara kafa yordu.
Klasik yazarları, Yunan mitolojisini, Konfüçyosu, Niccolo Machiavelli, Carl Von Clausewitz'i okudu.
İdeolojik olarak etkilendiği Bebe Sandic, ona Rosa Luksemburg'u okumasını tavsiye etti.
O kadın tam bir cadıydı. Demokrasiyi savunuyordu. Sosyal demokratlar ve Lenin ile tartışıyordu. 4
1960'larda, avukat ve politikacı Raul Sendic ile birlikte sosyoekonomik eşitsizlikleri ortadan kaldırmak, kapitalizmin ve ABD'nin Urugay'daki etkisini kırmak için silahlı bir grup olan "Tupamaros Hareketi"ni kurdu ve yer altına çekildiler.
Geniş bir koalisyon olan Tupamaros; Sosyalist, Kömünist ve Solcu Hıristiyan Demokrat parti fraksiyonlarının bir araya gelmesiyle oluştu.
Küba Devrimi'ni örnek aldılar. İsimlerini 18.yüzyılda Perulu bir isyancı olan Túpac Amaru II 'den aldı.
Bu hareketin büyük bir kısmı bir rahibin denetimindeydi. Tarihlerinde ve düşüncelerinde dogmalara yer olmadı. "Robin Hood Gerillaları" ismiyle bilindiler.
Banka soygunları, konsolosluk baskınları, rehin alma, marketlerden çalınan gıdaların halka dağıtılması gibi eylemlerde bulundular.
Yenilikleri denemek ve deneme-yanılma yöntemi uygulamak, örgütlerinin temel özelliğiydi.
Bir gece baskın düzenledikleri lüks gece kulübünün duvarlarına "Ya herkes dans edecek ya da hiç kimse!" cümlesiyle hareket anlayışlarını deklare ettiler.
Montevideo'daki telefon santrallerini ele geçirme baskını ile orduyla çatışmaya girdi Ve hiçbir aksilik yaşamadan stratejik noktaları ele geçiren tek kişi oldu, Mujica.
Barda bir polis tarafından fark edildi. Teslim olmadı, tutuklanmaya direnirken 6 kurşunla vuruldu, iki polisi yaraladı. Hastaneye kaldırıldı, orada ölüme terk edildi.
Nöbetçi doktor tarafından kurtarılır. Daha sonra kendisini kurtaran doktorun gizli bir Tupamaros üyesi olduğunu ve bu sebeple hayatını kurtardığını söyledi. Örgüt, akademik olarak incelendi.
Siyaset bilimci Adolfo Garce, Tupamaros üzerine önemli bilimsel çalışmalar yaptı.
Bu, her zaman sular altında kalmaya ve gizli kalmaya hazır bir örgüt olarak tanımlanabilir.
Mujica, 4 kez tutuklandı, iki kez kaçmayı başardı. Toplamda 12 yıl hapis yattı.
Bir keresinde Punta Carretas Hapishanesinde 100'den fazla anarşist Tupamaros üyesiyle beraber hapishanenin altına kazıdıkları tünellerden kaçtı.
Bu büyük firar "El Abuso" adıyla büyük bir yankı uyandırdı. Yakalandıklarında özel gözetim altında tutuldu.
Buradaki bir anısını hiç unutmadı;
Ara sıra benimle birkaç laf eden bir gardiyanı hiç unutmuyorum. Bir keresinde …gayet ciddi bir tavırla 'ileride aranızda kaç bakan çıkacak bakalım?' diye zihnimi kurcalayan bir soru sordu. 5
Uzun bir dönem, eski bir at su yalağının altında ağır tecritte kaldı. Aklını kaybetmemek için karıncalarla dertleşti, kendi kendine konuştu.
Durumu kötüye gidince hastaneye kaldırıldı. Tedaviler sonuç vermedi. Onu iyileştiren kitaplar oldu.
Başımı kaldırmadan, durmaksızın tüm gün okuyordum. Ve zihnimi sağaltan da bu daldığım bilim dünyası oldu. 6
Arkadaşlarıyla hapiste zorluklar yaşadı ve işkenceler gördü.
Gördükleri insanlık dışı muamele "A Twelve Year Night" (12 Yıllık Gece, 2018) ismiyle sinemaya aktarıldı.
1985'te ülkesinin demokrasiye kavuşmasıyla serbest kaldı. Şair Rosencof ile aynı koğuşta kaldı.
Koğuş arkadaşı, Mujica'nın hapisten çıkarken lazımlığını gururla taşıdığını, hayranlarının salladığı bayraklar arasında kaybolmasını izlediğini söyledi.
Kendisi ve hareketi için yeni bir dönem başladı. Örgütlenme faaliyetlerini durdurdu, silah arkadaşlarıyla birlikte silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı aldı ve legal siyasete atıldı.
Sol görüşlü Geniş Cephe (Frente Amplio) partisine katıldı. Senatörlük, milletvekilliği, bakanlık ve ardından başkanlık görevlerinde bulundu.
Başkanlık görevine başladığında yüzyıllık başkanlık malikânesine taşınmadı.
3 katlı, çamurlu yollara sahip eski evinde yaşamaya devam etti. Evlerinin bahçesinde krizantem bitkisi yetiştirdi.
Yemek pişirdi, tarlasını sürdü, temizlik yaptı, çamaşırlarını dışarıya astı…Burada kendisi gibi eski bir gerilla olan karısı Lucía Topolansky ve 3 ayaklı Manuella isimli köpeğiyle beraber kaldı.
Kulübeyi andıran evi karısının üzerine tapuladı. Hareketlerine miras kalacak ileride.
…40 yıl önce olduğu gibi aynı mahallede, aynı insanlarla ve aynı şeylerle yaşıyoruz. Başkan olduğunuz için sıradan bir adam olmaktan çıkmazsınız.
İktidarında eşcinsel evliliğin ve esrarın kişisel kullanımının yasallaşmasını destekledi. Asgari ücreti iki katına çıkardı.
İşçi sendikalarını güçlendirdi. En düşük yoksulluk oranına ve en yüksek kişi başına düşen milli gelire sahip oldu. Maaşının(12 bin dolar) yüzde doksanını yoksullara dağıttı.
Parlamentoya girdiğimde, en uzaktakine ulaşabilmeyi bir strateji olarak belirledim ve bunu hep sürdürdüm. 7
Makam aracı ve koruma istemedi. En çok eğitime önem verdi.
Eğitim, eğitim, eğitim! 8
Eğitime ayrılan bütçe savunma bütçesinin 20 katı. Eğitim parasız ve laik.
Öğrencilere bilgisayar dağıttı. Eğitim anlayışı, insanlara boyun eğmeyi değil.
Tam aksine hakkını aramasını, haksızlıklara karşı dik durmayı öğretti.
Diğer solcu liderlerden farklı olarak ideolojik söylemler yerine pratik çözümlere öncelik verdi.
Ona göre ideolojik saplantılar, düşünmenin önündeki engellerdir.
Bu politikalarla ülkesini bölgenin en istikrarlı ülkesine haline getirdi.
En liberal ve en demokrat ülkelerinden biri sıfatını hak eden Urugay, Latin Amerika siyasetinde benzersiz bir konuma sahip oldu.
Öte yandan başkanlıktan ayrıldıktan sonra da siyasi arenadan tamamen çekilmedi.
Sosyal projeler, çevreyi koruma, sürdürülebilir yaşam konularında aktif roller üstlendi.
Bilhassa; suyun özelleştirilmesine karşı kampanyalar yürüttü.
Başkanlıktan sonraki hayali evinin yanındaki boş arazide gençler için bir tarım okulu açmaktı.
Ve gençlere şu tavsiyede bulundu:
Genç insanlara bunu aktarmak istedim. Düştüğün zaman kalkmasını bilmelisin. Hayat pek çok kez seni yere serebilir. Önemli olan tekrar ayağa kalkmak ve devam etmek ve yine devam etmektir. 9
José Mujica, kişiliğiyle, geçmişiyle, yaşamıyla, siyasetiyle sıra dışı biriydi.
Devlet başkan olduktan sonra da sade yaşam tarzından hiç ödün vermedi.
Eski bir gerilla olduğunu, başkanlık döneminde bile saklama gereği duymadı.
Gerilla saflarında savaşırken şiddeti en aza indirmeye çalıştı.
İleri teknoloji ile desteklenen modern savaşlardan nefret etti. Ancak; şiddet dolu gerillalık geçmişinden hiç pişmanlık duymadı.
Tek pişmanlığının yapabiliyorken yapamadığı şeyler olduğunu söyledi.
Onu hapse atan, ona işkence edenleri affetti.
Onları, başkalarının elindeki bir araç olarak gördü.
İktidara geldiğinde ilk icraatlarından biri, devletin şiddet aygıtları olan yetkilileri, gardiyanları koruyan yasalar çıkartmak oldu.
Kısacası; dünya halklarının sevgili Pepe'si, siyasetin rengini almadı, "Pepe tarzı yönetim" ile kendi rengini siyasete verdi.
Bu Maceralı hayatım bir suç değildir. Sadece diğer devlet başkanlarınkinden farklı bir hikâyem var ve yaşadıklarım önüme çıkanların bir sonucudur. 10
Kendisini diğer insanlardan farklı görmedi.
"Ben etten, kemikten yapılmış biriyim" dedi.
Köylü ağzıyla konuşması meşhurdu.
Hele hapisteyken öğrendiği küfürleri kullanmadaki becerisi, halkı mest ederdi.
"Es la joda" (Ne oluyor!) dediğinde insanlar sevinç çığlıkları atardı.
Halkının ne istediğini bilirdi. İnsanlarla beraber grevlere, gösterilere katılırdı.
İnsanımızın nasıl olduğunu biliyorum.
Dünya zengini devlet başkanlarına, halkı yoksulluk çekerken lüks içinde yaşayan dünya siyasetçilerine; mal mülk, para ve şatafat müptelası zenginlere örnek birisiydi.
40 yıldır kullanmakta olduğu 1987 model kaplumbağaya benzeyen Vosvos'uyla işine gider gelirdi.
1 milyon dolar teklif ettiler aracına, "ben bu arabamla köpeğimi veterinere götürüyorum, satmıyorum" dedi.
Ülkesini değiştirmişti, düzeni oturtmuştu. Herkes için de bir şeyler değişmişti.
"Demokrasi", ülkede zirveye ulaştı. Urugay; huzur, refah, düzen kavramlarıyla birlikte anılır oldu.
İcraatlarıyla ve sınırları aşan şöhretiyle pek çok sanatsal çalışmaya konu oldu.
Sade hayatı "El Pepe, Yüce Bir Yaşam" ismiyle de belgesele çekildi.
Habeşistan günümüz ismiyle Etiyopya Kralı Necaşi Ashame, tarihte adaletiyle nam salmıştır.
Habeşistan sınırlarının içine ayak basan birisi; dili, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun emniyette olduğunu bilirdi.
Necaşi'nin adaletin simgesi olduğunu duymayan kalmamıştı çünkü.
Üzerinde yüzyıllar geçmesine rağmen konu adaletten açıldı mı bilenler Necaşi'yi örnek gösterir.
Kimse onun inancını, siyah derisini konu edinmez.
İnsanların kalbini mutmain eden onun adalet anlayışı ve dürüstlüğüdür.
José Mujica'nın dini inancı yoktu ama adildi ve vicdanlıydı.
Kimsenin inancına ibadetine karışmazdı. Herkese insanlık penceresinden baktı.
Onun için önemli olan insandı.
…demokrasinin temeli farklı düşünenlere saygı duymayı öğrenmektir.
Ona günümüzün Necaşi'si demek yanlış olmaz elbette.
Çünkü; o, anarşistliğiyle, militanlığıyla, ateistliğiyle değil; alçakgönüllülüğüyle, adil oluşuyla, hakka, hukuka riayet etmesiyle, dürüstlüğüyle, sade yaşamıyla biliniyor ve büyük bir saygı görüyor.
Ömrünü adadığı idealleri ve halkına olan sadakati, ona bir devrimciye yakışır nam yarattı.
Evet yoksuldu ama onurlu bir şekilde yaşadı. Yoksulluk tanımı Filozof Seneca'nın görüşüne dayanırdı.
Çok az şeye sahip olan adam değil, daha fazlasını isteyen adam fakirdir.
Ve siyasetçiler için "siyasetçiler parayı seviyorsa ticaret yapsın, siyaset zengin olmak için değil halka hizmet için yapılır" derdi.
Mujica, hayattaki tecrübelerinden ve okuduklarından kendince bazı dersler çıkardı.
"Tarih okumayan anlayamaz." 11
"Politikayı anlamak için tarihi kişilikleri okumak gerekir." 12
"Saf ırk, iğrenç bir düşüncedir." 13
"Konuşmalarına biraz içerik kat…" 14
"Çocuk sahibi olmalısın. Benim olmadı çünkü başka şeylerle uğraştım." 15
"Ve senden geriye bir şeyler kalsın. Hep böyle düşünülmeli." 16
Andrés Danza ve Ernesto Tulbovitz, yirmi yıl boyunca onunla irtibatlarını hiç koparmayan iki gazeteci olarak, onun hikâyesini inceledi.
Kendini her zaman sürünün "kara koyunu" gibi hissetmiş bir adamın siyasi yaşamını, iktidar anlayışını ve yönetim tarzını kaleme aldılar.
Mujica'nın Barack Obama, Fidel Castro, Vladimir Putin, Hugo Chávez, Cristina Fernández de Kirchneri, Şi Cinping gibi dünya liderleriyle yaptığı görüşmeleri, onun evinde gerçekleştirdikleri 100 saati aşkın sohbetlerden ve röportajlardan yola çıkarak aktardılar.
Bu kapsamlı çalışma, "İktidarda Bir Karakoyun, Saraysız Başkan: José Mujica" başlığıyla okuyucularla buluştu.
Mujica'nın biyografisini içeren iyi bir kaynak.
Efsanevi başkan boğaz kanseri illetine yakalanmıştı, kanser karaciğerine sıçrayınca artık tedavi olmak istemediğini belirtti.
Belli ki mücadeleci ruhu ve yaşlı bedeni artık tedaviyi kaldıramıyor.
Ve vasiyetinde, şöyle dedi:
Dürüst olmak gerekirse artık ölüyorum, bir savaşçının dinlenmeye hakkı var. Vatandaşlarımla vedalaşmak istiyorum. Beni Sakoya ağacının altında, köpeğimin yanına gömün
Pepe'nin sözleriyle bitirelim:
İnsanların daha iyi yaşaması için mücadele etmeliyim, bunu yapmamak ahlaksızlıktır. 17
Onurlu bir yaşam diliyorum. Pepe'ninki gibi!
1. A.g.e,19
2. A.g.e,35
3. A.g.e,31
4. A.g.e,98
5. A.g.e,30
6. A.g.e,31
7. A.g.e,34
8. A.g.e,55
9. A.g.e,22
10. A.g.e,19
11. A.g.e,114
12. A.g.e,200
13. A.g.e,115
14. A.g.e,167
15. A.g.e,220
16. A.g.e,248
17. A.g.e,60
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish