Kıymetlimiz Gökçer Tahincioğlu gerçeğin ve adaletin sahici bir takipçisi...
Tahincioğlu, haksız ve hukuksuz biçimde gözaltına alınan, sorgulanan, tutuklanıp Ankara Kadın Kapalı Cezaevi'ne konulan Nimet Tanrıkulu'nu yazdı.
Okuyalım...
Tanrıkulu yeniden cezaevinde, bu ülkeyi sevmenin yeniden bedelini ödüyorGökçer Tahincioğlu
Nimet Tanrıkulu, bütün ömrü boyunca hak mücadelesi vermiş insanlardan biri.
Şimdi yeniden tutuklandı. 4 gün gözaltında kaldıktan sonra, 18 saat süren savcılık ve hakimlik sorgusunun ardından…
Ne soruldu peki?
Tanrıkulu'nun açık seçik yaptığı Süleymaniye ve Erbil seyahatleri…
İtirafçılar, bu seyahatlere yönelik yine benzer iddialarla dosyayı zenginleştirmişlerdi!
Tanrıkulu cezaevinde.
Şaşırmıyoruz değil mi?
Nasıl gazetecilerin tutuklanmasına, yazarların, öğrencilerin, sivil toplum örgütü temsilcilerinin tutuklanmalarına şaşırmıyorsak, buna da şaşırmıyoruz elbette.
O insanın ömrüne ne olduğunu, o insanın sadece hak mücadelesi yaptığı için yaşamı boyunca ödemek zorunda kaldığı bedellerin neler olduğunu düşünmeden, aklımıza bile getirmeden, şaşırmadan geçiyoruz üzerinden.
Bir ülkeyi içten içe kemiren, yok eden en büyük sorun adalet sorunudur.
Suriye'de olanlara bakalım.
Artık adaletin sağlanması mümkün mü bu ülkede?
Kim adaletli olabilir ve kim bugünün geçmişten, geçmişin de farklı örneklerden iyi olduğunu söyleyebilir, düşünelim.
Hak savunucusu diye üzerinden geçilip gidilen insanlar, hiçbir karşılığı olmadan o ütopik adaletin peşinden koşuyorlar.
Ülkelerin bir gün adaletsizlikten bu hallere düşmemesi için.
İnsanların üzerinde herkesin kişisel adaletini sağlamaması için.
Ve adaletli bir ülke için…
Bedeli işkence, bedeli davalar, bedeli cezaevi oluyor…
Tanrıkulu yeniden cezaevinde, bu ülkeyi sevmenin yeniden bedelini ödüyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish