Demokrasi yalnızca bir yönetim biçimi değildir

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Twitter

Demokrasiyi yalnızca bir yönetim biçimi olarak tanımlayabilir miyiz?  

Demokrasinin kültürle nasıl bir ilişkisi var? Demokrasi kültürünün egemen olmadığı bir toplumda bir yönetim biçimi olan demokrasi ne düzeyde egemen olabilir?

Evet, ülkemizde demokrasi üzerine yürütülen tartışmaların ağırlıklı olarak siyasal sistem bağlamında, yani yönetim biçimi olarak demokrasi üzerine olduğu ileri sürülebilir.

Böyle olunca da demokrasi konusu hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı, temel hak ve özgürlükler, seçim sistemleri ve benzeri başlıklar etrafında tartışılıyor.

Söz konusu başlıklar elbette önemli fakat demokrasi üzerine yürüttüğümüz tartışmaları bu başlıklarla sınırlayabilir miyiz?

Belki de demokrasiye yönetim biçimi olmasının ötesinde bir kültür meselesi olarak da bakmalıyız.

Böyle baktığımızda ülkemizde demokrasi kültürünün varlığından söz edebilir miyiz?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Evet, demokrasi üzerine yürüttüğümüz tartışmalarda siyasileri sürekli eleştiriyoruz ama unutmayalım ki siyaset insanlarımız da bu kültür içinde doğup büyüyorlar.

Gündelik yaşam içindeki -vakıflar, dermekler, sivil toplum kurumları, spor kulüpleri, üniversiteler, şirketler, sendikalar, siyasal partiler, özetle tüm kurumsal yapılarımız diyelim- ilişkilerimize şöyle bir dönüp baktığımızda demokrasi kültürünün ülkemizde çok da egemen olmadığı rahatlıkla söylenebilir.

Bizde gücü ele geçiren hiç vakit kaybetmeden diğerlerine hükmetmeye soyunuyor. İstisnalar vardır elbet; ama adı üstünde istisna.

Sivil toplum kurumlarımıza bakalım; bir koltuğu deyim yerindeyse kapan -elinden gelse 30-40 yıl- oturduğu koltuğu bırakmak istemiyor.

Peki ya kamusal alanda, sosyal medyada "yürütülen tartışmalara" ne demeli?

Aslında ortada yürütülen bir tartışmanın olduğu da şüpheli. Kimse kimseyi dinlemiyor. Herkes belirli bir pozisyon almış.

Her pozisyonun yaslandığı bir söylem var ve bu söylemler üzerinden birbirimize saldırıyoruz. Karşımızdakinin ne dediği ya da ne düşündüğü umurumuzda bile değil.

Böylesi yaklaşımlardan bir demokrasi kültürünün ortaya çıkması ve toplumuzda egemen olması ne kadar olanaklı?

Kanımca demokrasi kültürü önce ailede başlar. Oysa aile yapımız ne kadar demokrat? Böylesi bir toplumsal yapıda demokrasi kültürü gelişebilir mi?

Evet, demokrasi beş yılda bir sandığa gidip oy vermek ve bizi kimin yöneteceğini belirlemek değildir.

Bir yönetim biçimi olan demokrasiyi ülkemizde egemen kılacaksak işe önce demokrasi kültürümüzü geliştirmekle başlayabiliriz.

Kamusal alanda özgürce konuşmayı, ikna etmeye ve ikna olmaya hazır olmayı, konuşabilmeyi, doğru bir iletişim kurmayı, ortak aklı işletmeyi, birbirinden farklı dünya görüşlerinin olduğunu, insanların farklı dünya görüşüne sahip olmasının aslında kötü bir şey olmadığını; hatta tam da tersi iyi bir şey olduğunu savunduğumuzda demokrasi kültürümüzün gelişmesi adına önemli bir yolu kat etmiş olacağımızı düşünüyorum.

Öyle görünüyor ki demokrasi sadece siyasilere bırakılacak -bir yönetim biçimi- değildir.

Demokrasi kültürünün egemen olmadığı bir toplumda, bir yönetim biçimi olan demokrasinin sağlıklı işlemesi de beklenmemelidir.

Özetle, demokrasi kültüründen beslenmeyen bir demokrasinin şablon olarak kalmaya mahkûm olacağı ileri sürülebilir.

Sonuçta ülkemizde demokrasi kültürünün gelişmesi adına hepimize sorumluluk düşmektedir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU