Türkiye artık lig atlamalı

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Pinterest

Türkiye artık gerek ekonomik gerekse de siyasi bağlamda deyim yerindeyse birinci ligde yer almalıdır.

'Birinci lig' ifadesiyle ekonomik büyüklük, sosyal adalet ve demokrasi gibi başlıklarda dünyanın ilk on ülkesi arasında yer almamızı kastediyorum.

Birinci ligde yer alan bir Türkiye'nin aynı zamanda yüksek bir refah seviyesine kavuşmuş olacağı aşikâr.

Malum bir ülkenin refah seviyesini yalnızca ekonomik parametrelerle açıklamak doğru olmaz. Refah kavramını demokrasi, adalet, insan hakları ve özgürlükleri, bilim, sanat ve felsefe gibi başlıklarla birlikte düşünmemiz yerinde olacaktır.

Bu yazıda birinci ligde yer almamızın siyasi bağlamına değineceğim. Standartları yüksek bir demokrasiye kavuşan Türkiye'de aynı zamanda ortak aklın da etkin bir şekilde kullanılacağını varsayabilir ve güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine son günlerde yapılan tartışmalara bir de bu perspektiften bakabiliriz.

Güçlü parlamento, tarafsız cumhurbaşkanı, bağımsız ve tarafsız yargı temelinde inşa edilmesi planlanan güçlendirilmiş parlamenter sistem, TBMM'nin hükümeti denetleme yollarının işler ve etkili hale getirilmesi için genel görüşme, meclis araştırması, meclis soruşturması ve gensoru yollarının etkin kılınması, kamu ihale kanunu, yönetimde şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkesi, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, asgari ücretin vergiden muaf tutulması, halkın da TBMM'ye kanun önerisi verebilmesi ve sivil toplumun güçlendirilmesi gibi çeşitli başlıkları içeriyor.

Bu düzenlemeler yaşama geçerse eğer Türkiye'de ortak aklın kullanılmasının da önü açılacaktır.

Yalnız kanımca öteden beri Türk demokrasisinin en önemli sorunlarından biri siyasi partilerimizin yapısı, diğeri ise seçim sistemimizdir.

Demokrasimizi güçlendirmek istiyor ve bu alanda lig atlamayı hedefliyorsak işe önce siyasi partilerden başlamalıyız.

Yani demokratik olması gereken kurumlarımızın başında siyasi partilerimiz gelmelidir. O halde güçlendirilmiş parlamenter sistemde, siyasi partiler kanununda yapılacak değişikliklerle parti içi demokrasiyi güçlendirecek düzenlemelere yer verilmesi yerinde olacaktır.

Seçim sistemi konusuna gelince, Türkiye'de öteden beri uygulanan nispi temsile dayalı seçim sisteminde halk oyunu seçim bölgesindeki milletvekili adayına değil, partiye vermektedir.

Böyle olunca da siyasi partilerin milletvekili adayları dar bir kadro tarafından belirlenmekte ve pek çok seçim bölgesinde seçmen milletvekilini tanımamaktadır.

Zaten seçilen milletvekili de bunu bildiği için seçildiği yerden çok liderinin taleplerini göz önünde bulundurmaktadır.

Oysa -idealde- milletvekili ile seçmen arasında güçlü bir bağın kurulmuş olması ve milletvekilinin gücünü liderden değil, halktan almış olması gerekir.

Öyle görünüyor ki güçlendirilmiş parlamenter sistemin en önemli başlıklarından biri budur, yani seçim sistemi.

Nispi temsile dayalı seçim sistemi yerine dar bölge çoğunluk (daraltılmış bölge ile karıştırılmamalıdır) esasına dayalı seçim sisteminin yaşama geçirilmesi ile milletvekilleri gerçek anlamda seçildikleri seçim bölgelerinin temsilcileri haline geleceklerdir.

Bu sistemde dar bölgeden seçilecek milletvekili çoğunluk esasına göre belirleneceği için her bölgeden en yüksek oyu alan aday seçilebilecektir.

Dolayısıyla dar bölge sisteminde yerelde tanınan ve tabanı olan adayla yarışan partilerin seçimi kazanma olasılıkları yüksektir.

Yalnız seçimi kazanıp iktidara gelen partinin liderinin yakın çalışacağı hatta kabinede görev vereceği bir grup milletvekilinin de olması kaçınılmazdır.

O halde dar bölge çoğunluk esasına dayalı seçim sistemiyle birlikte belirli bir sayıda -Türkiye Milletvekilliği gibi- bir kontenjan oluşturulabilir.

Sonuçta parlamento güçlendirilecek ise işe önce o parlamentoda yer alacak milletvekillerinin güçlendirilmesinden başlamak mantıksal olarak da doğru olandır.


Evet, Türkiye artık lig atlamalıdır.

Bunun için de ortak aklı işletmeli, bütün bir sistem ortak aklın işletilmesini olanaklı kılacak şekilde düzenlenmelidir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU