İklim değişikliğiyle mücadelenin ahlaki tarafı su götürmez, ekonomik yönü de tartışılmaz. İklim hedeflerimize ulaşmada sağlık tarafının da eşit derecede güçlü olduğunu iddia ediyorum.
Görünüşe göre DSÖ aynı fikirde. DSÖ, COP26 öncesinde, sağlığın iklim değişikliği gündeminin ön sıralarında yer aldığından emin olma gerekliliğini vurgulayan özel bir rapor yayımladı. Nedeni çok açık.
2030 ile 2050 arasında iklim değişikliğinin dünya genelinde her yıl yaklaşık 250 bin ilave ölüme neden olması bekleniyor.
Ekstrem hava olaylarından kaynaklanan sel ve yükselen deniz seviyeleri, su kaynaklı hastalıkları da beraberinde getiriyor ve etkilenenlerin akıl sağlığına büyük zarar veriyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Aşırı sıcak hava dehidrasyona, sıcak çarpmasına neden oluyor ve kardiyovasküler hastalıkları ağırlaştırıyor.
Hava kirliliği kanser, bunama dahil nörolojik hastalıklar ve astımla solunum yolu hastalıklarına karşı yatkınlığın artmasıyla ilişkilendiriliyor.
İnsanın doğal yaşamı yok etmesi de gelecekteki pandemi tehditlerini artırıyor.
Her dakika 35 futbol sahası büyüklüğünde orman yok oluyor. Şu anda Dünya'nın kara parçalarının yüzde 10'undan daha azının "doğal" olduğu söylenebilir ve 1970'ten bu yana dünyadaki vahşi kara hayvanlarının çoğu yok edildi.
Konak türlerde yaşanan çarpıcı kayıp, birçok paraziti alternatif konaklar (çiftlik hayvanları ya da insanlar) aramaya zorladı. Ormansızlaştırma ve yoğun tarım da insanlarla hayvanların daha fazla temas etmesine ve patojenlerin ikisi arasındaki geçişini kolaylaştırarak hastalık "yayılması" hadiselerine yol açıyor. Sıcaklıkların ve yıllık yağışların iklim değişikliğinden dolayı artması sıtma sivrisinekleri gibi hastalık taşıyan hayvanların dağılımını da genişletiyor. Artan şehirleşme ve uluslararası seyahatse sadece enfeksiyonların yayılma hızını artırmaya yarıyor.
Şu an, insan popülasyonlarında ortaya çıkan enfeksiyonların yüzde 75'i hayvan kaynaklı ve gelecekte yeni hastalıkların salgınlarının yaşanması da muhtemel. Kovid-19'dan bile daha ölümcül veya bulaşıcı virüsler bu sıçramayı yapabilir.
Biyoçeşitlilik kaybı aynı zamanda gıda güvenliğini baltalıyor ve keşfedilmemiş ilaçları barındıran bitki yaşamının habitatını yok ediyor.
Burada, Birleşik Krallık'ta (BK), iklim krizinin etkilerine karşı savunmasız olduğumuz çok açık. Sıcaklıkta 20 santigrat derecenin üzerindeki her 1 santigrat derecelik artış için, Ulusal Sağlık Hizmeti'ne (NHS) yapılan ambulans çağrıları yüzde 1 artıyor. BK'de 2020 sıcak hava dalgalarının 2 bin 500'ün üzerinde ölüme yol açtığı tahmin ediliyor. Aşırı sıcak kaynaklı ölümlerin 2050'lerde ikiye katlanacağı öngörülüyor.
Britanya'daki 1 milyon 800 bin kişi önemli ölçüde sel riski altındaki bölgelerde yaşıyor. Hava kirliliği yılda 40 bin ölüme neden oluyor.
Kuşkusuz, iklim değişikliğiyle mücadele, Kovid-19'a verilen yanıtın aciliyetini taşıyan bir öncelik olmalı. Süregelen ihmal hepimizi tehlikeye atıyor.
Bir sonraki pandemiye karşı önlem almak için, nüfusun sağlığını iyileştirmek ve eşitsizliklerin artmasıyla mücadele etmek için uygun biçimde finanse edilmiş halk sağlığı hizmetleriyle hükümet çapında "tüm politikalarda sağlık" yaklaşımını benimsememiz gerekiyor. Düzenli pandemi planlaması yapıp küresel hastalık gözetimi ve Ar-Ge'ye öncülük ederek buna destek çıkmamız hazırlıklı olmamızı sağlayacaktır.
İklim değişikliğinin artan zorluğu karşısında direnç göstermesinin yanı sıra çözümün aktif bir parçası olan bir sağlık sistemine ihtiyaç duyacağız. NHS şu anda BK'nin toplam sera gazı salımının yüzde 4'ünden sorumlu. Küresel bakımdan, sağlık hizmetleri kendi başına bir ülke olsaydı, gezegendeki en büyük 5. salımcı olurdu.
NHS İngiltere'nin 2040'a kadar net sıfıra ulaşma taahhüdünü memnuniyetle karşılıyorum. Fakat 9,2 milyar sterline (yaklaşık 122 milyar TL) mal olacak gecikmiş bir onarıma ihtiyaç duyan mevcut sistem parçalanmış haldeyken, Kovid sonrası toparlanmanın yeşil olmasını sağlamak yalnızca birkaç hastaneyi karbon nötr şekilde inşa etmekle ilgili değil.
Sürdürülebilirlik, hizmet sunumundan enerji tüketimine kadar sistemin işleyişinin her alanında merkezi hale gelmeli. Devamlı daha da azıyla daha fazlasını yapması istenen NHS personeli, değişikliklerin kendileri için işe yaramasını sağlamak adına bütünüyle sürece dahil olmalı.
Sadece NHS arazilerine ağaç dikerek bile karbon yakalayabilir ve hastalarla personel için çevreyi iyileştirebiliriz. Buna karşılık Muhafazakarlar ağaç dikme hedeflerini yüzde 50'den fazla oranda tutturamadı ve şimdi her 7 yerli Britanya türünden biri yok olma riskiyle karşı karşıya.
Burada, kendi evimizde örnek olmanın yanı sıra, kıyılarımızın da ötesine ulaşmak ve dünyanın en savunmasızlarını korumak gibi bir görevimiz de var. Muhtemelen iklim krizinden en çok onlar etkilenecek. Fakat hükümetin yurtdışı yardımlarını kesme kararının, dünyanın en yoksulları arasında yer alan ve iklim acil durumunun ön saflarında bulunan birçok ülke üzerinde feci bir etkisi olacak. Bu durum, COP26'nın ev sahibi rolümüzün yanı sıra uluslararası konumumuzu ve ahlaki otoritemizi de baltalıyor.
Dünyayı gelecekte daha güvenli bir yer haline getirmek için dışa bakmalı ve uluslararası ittifaklar kurmalıyız. Birlikte çalışarak, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi girişimler üzerinden ortak tehditleri ele alabilir, insanlar, hayvanlar ve çevremiz için en iyi sağlık durumuna erişebiliriz.
Basitçe söylemek gerekirse gezegene iyi bakarak Dünya'nın da bize iyi bakmayı sürdürmesini sağlayacağız. COP26 zirvesi, dünyaya liderlik etmek ve zorluğun üstesinden gelmek için eşsiz bir anı temsil ediyor. Hükümeti bunu sahiplenmeye çağırıyorum.
Jonathan Ashworth, İşçi Partisi (Kooperatif) Güney Leicester Parlamenteri, Sağlık ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Gölge Bakanıdır
https://www.independent.co.uk/climate-change/opinion
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent