Bugünkü yazı ile beraber çatışma sürecine dair teorik arka planı vermeyi amaçlayan ve dünyada yaşanan çeşitli çatışmaları da bu teorik arka planla açıklamaya çalışan bir yazı dizisine başlıyorum.
İlk olarak da kavramsal bir analiz ile başlayarak çatışmanın ne olduğunu ve çatışma yönetiminin ne olduğunu aktarmaya çalışacağım.
Çatışma yönetimi kavramı üzerinde genel bir uzlaşmanın olmadığı bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Öncelikle çatışmayı tanımlamamız gerekmektedir.
Bu kavramda da belli bir ortak tanım olduğunu söyleyemeyiz. Birçok tanımlaması olmasına rağmen çatışma; siyasi, ekonomik, kültürel, inanç ve felsefi bir hedefe ulaşmak için karşılıklı bağımlı olan örgütlü taraflarca kişi, grup ve devletler gibi içsel ve çevresel potansiyel, algısal ya da gerçek tehdit ya da engellere karşı verilen yoğunluk derecesi ve şiddet düzeyi farklılık arz eden, gizli ya da açık bir mücadeleden oluşan geçici bir süreçtir. 1
Bu tanımda farklı olan çatışmanın geçiciliğine yapılan vurgudur. Çatışma deyince ilk olarak negatif çağrışımlar yaptığını ama çatışmanın doğal bir eylem olduğunu, pozitif ya da negatif olarak tanımlanamayacağını belirtilir. 2
Başka çatışma tanımlamaları da mevcuttur. Sözgelimi, W. Wilmot ve J. Hocker ise tanımlarında, kıt kaynaklar ve hedefler konusunda birbiriyle uyumlu olmayan ya da zıt algılar taşıyan ve hedeflerine ulaşmada karşı tarafın müdahalesi ile karşılaşan fakat birbirine bağımlı en az iki taraf olmalıdır demektedirler. 3
Bu tanımda dikkat çeken unsur ise müdahalenin ya da tehdidin açık ve gerçek olması gerekmiyor. Algılanması çatışma için yeterli görülmektedir. 4
Heidelberg Institute for International Conflict Research'ün (HIIK) yoğunluğa göre çatışma türleri tablosu da bize bir çerçeve sunmaktadır. Çatışma yoğunluğa ve yoğunluğun farklı evrelerine göre çatışma türleri mevcuttur.
Şiddet içeren ve şiddet içermeyen çatışmalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Gizli ve görünür çatışmada şiddet yokken; kriz, şiddetli kriz ve savaş durumlarında ise şiddet içeren çatışmalar mevcuttur.
Algılar ve davranışlar yoksa gizli çatışma mevcuttur. Algılar davranışları etkiler. Görünür çatışmada ise gerginlik vardır ama şiddete başvurulmaz. Görünmez çatışmadan farkı gerginlik ve çatışma dilidir.
Sözlü baskı, şiddetle tehdit etmek, ekonomik yaptırımlar sıkça tekrarlanır. Kriz boyutu çatışmanın en kritik safhasıdır. Bu süreçte çatışma bölgesel ve uluslararası boyut kazanır. Dış aktörlerin daha da etkili olduğu bir döneme girilir.
Şiddetli kriz safhasında ise şiddet belirleyici ve etkindir. Bir şiddetin şiddetli kriz olarak tanımlanabilmesi için düzenli şiddetin olması gerekir. (HIIK) Siyasilere göre askerlerin daha ön planda olduğu çözümünde daha zor olduğu bir süreçtir. Çünkü asker dışlayıcı, kavgacı ve çözümü güvenlikte araya bir anlayışa sahiptir.
Savaş ise çatışmanın en yoğun olduğu şiddet türüdür. Savaşta ölü sayısı ve yoğunluk derecesi belirleyicidir. Bir çatışmanın savaş olabilmesi için düzenli ve sistematik silahlı güçlerin olması gerekir. (HIIK, 5)
Çatışmayı genel hatlarıyla tanımladıktan sonra çatışma yönetimi kavramını da açıklayabiliriz. Çatışma gibi çatışma yönetimi kavramında da belli bir mutabakat yoktur.
Bazı teorisyenler çatışma yönetimini kullanırken bazıları çatışmayı çözme olarak bu kavramı ele alırlar, 6 ayrıca her ikisini barış kurma sürecinin iki ayrı safhası olarak görenlerde mevcuttur. 7 Bunu barış çalışmaları ve çatışmayı çözme olarak Page nitelendirmektedir. 8
Çatışmaların çözümünde ve dünya barışının sağlanmasında çatışma yönetiminin, başta arabuluculuk olmak üzere çoğu unsuru insanlık tarihi kadar eski olmasına karşın etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenle etkinlik derecesi zamana ve mekana göre değişiklik gösterse bile tarihte hep var olmayı başarmış temel siyasi kavramlardan biri olarak kabul edilmektedir. 9
Çatışma yönetimi yöntemlerinin uluslararası politikada kullanılması eski Yunan ve Roma imparatorluğuna kadar götürülmekte olduğu da görülmektedir. 10
Çatışma yönetimi, son yıllarda giderek popülerlik kazanan, iç ve dış siyasetin moda kavramlarından biri olmuştur. Geleneksel hukukla çözülemeyen sorunlara, hukuk dışında alternatif çözüm metotları sunabilen bu alan, aslında kavramsal çatışma, teorik fukaralık, entelektüel brikim eksikliği, metodolojik sıkıntılar gibi eksiklerden dolayı daha kuluçka safhasında olduğu kabul edilmektedir. 11
Ulus devletin aşınması, küreselleşmenin ön plana çıkması, devletlerin kendi çözümlerini dayatamadığı bir ortamın oluşmasıyla, Wesfelya düzeninin sarsılması sonucunda çatışma yönetimi ortaya çıkmış bu da mutlak devlet gücünün gerilediğinin kanıtı olarak görülmektedir. 12
Barış liberal teorinin bir kavramı iken, güvenlik ise realist teorinin ön plana çıkardığı kavramlardandır. Realizm bu alanda olanı ele alırken liberal teori ise olması gerekeni ön plana çıkarmaktadır. 13
Barış ve güvenlik kavramlarının teori ve yöntemleri farklı olsa da hedefleri insana güvenli ve huzurlu bir ortam sağlamaktır. 14
Yukarıda belirtildiği üzere çatışma yönetimi kavramında hatta kavramsallaştırılmasında da bir ortaklık yoktur. Kimilerine göre çatışmayı çözemeyenler çatışmayı yönetmeyi tercih etmektedir. 15
Tanım olarak da açıklayacak olursak çatışma yönetimi, potansiyel veya gerçek bir çatışma durumunu azaltmak ya da çözmek amacıyla örgütlü, diyalog temelli ve partizan olmayan bir üçüncü tarafın müdahalesi olarak görülmektedir. 16
Nezir Akyeşilmen buna dönüştürmeyi de eklemekte ve üçüncü tarafın müdahalesini çatışmayı çözme ve dönüştürme için çok önemli olarak görmektedir. 17
Çatışma yönetimi safhaları aktör önlem ilişkisi grafiğinde çatışma safhaları; çatışmayı yatıştırma, çatışmayı çözme ve çatışma dönüştürme olarak sıralanmıştır.
Aktörlerde birinci düzey aktörler (sivil ve askeri elitler), ikincil aktörler (ulusal, uluslararası STK'lar) üçüncül aktörler (yerel STK'lar) olarak teorize edilmiştir. 18
Bir sonraki yazıda "Çatışma Analizi" üzerinde duracağım.
Kaynaklar:
- Akyeşilmen, Nezir. "Çatışma Yönetimi: Kavramsal ve Kuramsal Bir Analiz." Barışı Konuşmak: Teorik ve Pratikte Çatışma Yönetimi (2013).
- Kenton, Barbara, and Suzanne Penn. Change, Conflict and Community: Challenging Thought and Action. Routledge, 2009.
- Wilmot, William W., and Joyce L. Hocker. Interpersonal conflict. New York: McGraw-Hill, 2001.
- Akyeşilmen, a.g.e s.21
- www.hiik.de/en/konfliktbarometer/pdf/ConflictBaromete_2009.pdf (21.10.2011)
- Posthuma. Richard, A, ‘' The Need for More Influencial International Conflict management research'', 1999
- Fatherston, Betts, Peacekeeping, Conflict Resolution and Peace Building: A Reconsideration of Theoretical framework
- Page,Mıtchel V.T. The Birth of a Discipline? Peace and Conflict studies in New Milennium
- Bağcı, Hüseyin. "Önsöz Yerine Çatışma Analiz." içinde Barışı Konuşmak, Nezir Akyeşilmen (Ed.), Ankara: ODTÜ Yayımcılık (2013).
- Siver, Stanford, A Process Oriented View of Conflict resolition, 2005, http://stanfordsiver.net/wpcontent/themes/twentyten/pdf/ConflictResolution.pdf (28.11.2011)
- Bağcı, a.g.e s.4
- Bağcı. a.g.e s.4
- Brown, Mitchel, Theories of war and Peace: An ınternational Security, Oxford, 1988
- Bağcı, a.g.e s.4
- Lachman, Judith. A Theory of Conflict, Cambridge: Massachussets Institute of Technology, 1997
- Axt, Heinz-Jürgen, Antonio Milososki, and Oliver Schwarz. "Conflict–a literature review." Duisburg, Universitat Duisburg-Essen (2006).
- Akyeşilmen, a.g.e s.3
- FNST, international Academy for Leadership, 01-08 Şubat 200. ‘'Conflict Prevention and Conflict Management (CPCM)-2 Program Notları
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish