Önceden daha fazla iş başvurusu alan hizmet sektöründe ne oldu da başvuru sayıları azalmaya, nitelikli personel krizi yaşanmaya başladı?
Sorun sadece hizmet sektörüyle ya da son günlerde konuşulduğu üzere garsonlarla mı ilgili? Yoksa birçok sektörde ve meslekte benzer bir durum var mı?
Hatta yalnızca Türkiye'de değil dünyada da benzer bir sorun yaşanmakta mı?
Önce restoranlarla başlayalım. Bu sorunun Türkiye'ye özgü olmadığıyla, dünyada restoran çalışanlarının rekor oranlarda istifalarını sunmasıyla…
Pandemide en uzun süre kapalı kalan yerler restoranlardı. Koronavirüs nedeniyle ilk kapanan ve en son açılan restoranlarda çalışanlar, istikrarlı bir işe sahip olamadı.
Karantinada geçen zaman, birçok insanın daha düzenli bir yaşam tarzının faydalarını keşfetmesine olanak tanıdı. Artık hızlı tempolu ve anormal çalışma saatlerine tabi olmak istemeyen çalışanlar, geceleri veya hafta sonları çalışmak istememeye başladı.
Çünkü çok sayıda çalışan uzayan mesailerinin ücret olarak karşılığını alamamıştı. Ya geçimini sağlamaya yetecek kadar maaş alamayan ya da bahşişlerle düşük maaşını telafi etmek istemeyen insanlar, birilerinin kendilerine kötü ve kaba davranmasından da bunalmıştı.
Aynı zamanda çoğunlukla sigortasız, yüksek stresli ve yorucu olan işlerinde yükselme şansları da pek yoktu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Çalışma koşullarını gözden geçiren çalışanlar, sektörün artık strese ve dalgalanmaya değmediğini düşündüklerini söyleyerek işlerini bıraktı. Sektöre geri dönmek istemeyenlerin sayısı arttı.
Pandeminin başlarında çalışmayı bırakan veya başka işler aramak zorunda kalanların çoğu, başka seçeneklerinin olduğunu fark etti. Bu nedenle ya iş ya da şehir değiştirdi.
Restoranlarda, barlarda ve otellerde çalışanlar, son yılların en yüksek oranında işlerinden ayrılıyor. Personel sorunu aslında bu değişken sektörün Covid öncesi de içinde bulunduğu koşullarla ilgiliydi. Özellikle de istikrarsız çalışma saatleriyle ve düşük ücretlerle…
Pandemi öncesi de restoran işletmecileri için en büyük stres faktörlerinden biri çalışanları işe almak, işe almak ve elde tutmaktı. Daralan bir yetenek havuzu oluşmuştu. Pandemi adeta bir uyanış...
Bugün eğer restoran endüstrisinde rekor sayıda iş ilanı yayımlanıyorsa, çalıştıracak insan krizi yaşanıyorsa sektörün eksikliklerine yönelik sorumlu olması ve bu insanları sektöre kazandırmak için birçok yönden gelişmeye başlaması gerekiyor. İşverenlerin işgücünü çekmek ve elde tutmak için daha fazla çalışması da…
Manpower: İşverenlerin yüzde 69'u işçi bulmakta zorlanıyor
ManpowerGroup tarafından küresel ölçekte 45 bin işvereni kapsayacak şekilde yapılan araştırmaya göre ikinci çeyrekte işletmelerin yüzde 69'u yeni işe alınacak işçi bulmakta zorluk çektiklerini belirtiyor. Oran, üst üste ikinci çeyrekte de 15 yılın en yüksek seviyelerinde bulunuyor.
Başta ABD ve Birleşik Krallık olmak üzere birçok ülkede açık işlerde rekor sayılara ulaşılırken, şirketler kendilerine uygun yetenek bulmakta zorlandıklarını ifade ediyor.
Yetenek açığı yeni bir sorun değil
Bugün Türkiye dahil birçok ülkede çeşitli sektörlerdeki her büyüklükteki işletmede nitelikli personel bulmak giderek zorlaşıyor.
Gerçek şu ki, nitelikli işgücü eksikliği yeni bir sorun değil. Pandemi öncesinde de, işsiz bireylerden daha fazla nitelikli personel açığı vardı.
Peki, işverenler, politika yapıcılar ülkenin büyüyen işgücü krizini nasıl ele alabilir?
Yetenek eksikliğini gidermeye yönelik öneriler
- En çok hangi sektör ve mesleklerde nitelikli personel açığı olduğunun tespit edilmesi, işgücünün özel beceriler geliştirmeleri ve doğru eğitimden geçmeleri için kaynak ayrılması,
- Türkiye'nin nitelikli insan kaynağı sorununun aşılması için politika yapıcılar, sivil toplum kuruluşları, iş dünyası ve akademi taraflarının birlikte hareket etmesi,
- Ara eleman açığı ve meslek eğitimi boşluklarını doldurmak için liseler, üniversiteler ve şirketler arasındaki bağlantının güçlendirilmesi,
- Yeni mezunların pratik beceriler kazanmasının sağlanması,
- İnsan kaynakları alanında değerli yetenekleri işe almak ve onları elde tutmak için şirketlerin insan kaynakları stratejilerini dönüştürmesi,
- İnsan kaynaklarının yetenek havuzunu ve yetenek yönetimini büyütmesi,
- Yetenekli işgücünü işe almanın yanı sıra iş tatmini sağlanması,
- Adaletli bir ödeme sistemi kapsamında ücretlendirme yapılması,
- Kazanılmış yeteneklerin geliştirebilmesi,
- İşletmelerin her zamankinden çok daha fazla yenilikçi olması,
- Şirketlerin eski varsayımlar ve modası geçmiş uygulamalardan en kısa zamanda kurtulması,
- İş başında eğitim ve çıraklık eğitimleri de dahil olmak üzere beceri eğitimi için kaynaklar sağlanması,
- Kaliteli ve uygun fiyatlı çocuk bakımının yaygınlaştırılması,
- En yeni teknolojilerin kullanılması,
İş dünyası yetenekleri bulma ve elde tutma yeteneğini kaybediyor. Bu nedenle şirketlerin sadece yetenek edinme sürecini değil, yetenek edinme zihniyetini de yeniden ele alması gerekiyor.
Maalesef Türk şirketlerinin birçoğu kısa vadeli ve kâr odaklı bir bakış açısına sahipler. Teknoloji yatırımı ile rekabette öne geçilebileceklerini düşünüyorlar.
Oysaki günümüzde sadece teknoloji transfer ederek uzun soluklu bir rekabet yarışına girmek mümkün değil. İnsan yeteneklerine dayalı bir şirket stratejisi ve kurum kültürü geliştirmek gerekiyor.
Artık insan kaynağını değil, bilgiyi ve insan yeteneklerini yönetmek, insanların işleriyle ilişkisinin değiştiğini kabullenerek "insan dönüşümü"ne odaklanmak gerekiyor.
Ofislerin ve sınırların ötesindeki yeteneklerle çalışmada artış olacak
Artık şirketler artık aradığı yeteneklerle aynı ülkede olmak zorunda değil. Çünkü coğrafi sınırlar kalkıyor ve esnek çalışma koşulları ile daha geniş bir küresel yetenek havuzundan yararlanma imkânı doğuyor.
Ofislerin ve sınırların ötesindeki yeteneklerle çalışmada artış bekleniyor. Yetenek yönetimini "yetenek özgürlüğü" olarak yeniden ele almak gerekiyor.
Uzaktan çalışma yetenek pazarını genişletiyor. Yetenek küreselleşiyor ve çok boyutlu oluyor. Bu nedenle şirketler gelecekte yeteneklerden yararlanma şeklini değiştirecek ve küresel bir yetenek stratejisi oluşturacak. Ofislerin ve sınırların ötesindeki yeteneklerle çalışmada artış olacak.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish