Avrupa'ya stratejik savunma soruları

Gürsel Tokmakoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Frederick Florin/AFP 

Donald Trump'ın transatlantikte yarattığı güvensizliğin neticesinde Avrupa ülkeleri kara kara düşünmeye başladılar; acaba güvenlik için yeni bir oluşuma mı ihtiyaç var diye. 

Daha önce "Avrupa ordusu" başlıklı yazımda savunma konusunu ele almıştım. 

Avrupalıların aradığı tam olarak ne?

Sanırım bu konuda hemfikir değiller.

Her bir ülke için beklentiler farklılık gösterebiliyor. 

 
Ortak ordu veya NATO

Her şeyden önce Avrupalıların NATO için bir karar vermeleri gerekiyor.

Ortak kararlarla; NATO politik manada tekrar düzenlenebilir; askeri hazırlıkları belli bir şekle sokulabilir; varsa bazı ülkelerin ittifaka katkısında eksiklikler, bunlar düzenlenebilir; caydıcılık için gerekli yöntemler gözden geçirilebilir; üyeler arasında her boyutta eşitsizlikler çözülebilir ve bir formül geliştirilebilir…

Bunlar için NATO çalışma prosedürleri bellidir ve bunlar yapılabilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Soru şu, her şey hazır olduğu halde NATO'da bazı ileri adımlar atılamıyorken, Britanya ve kıta Avrupası'nın patronlarından Almanya ve Fransa için herhangi bir tartışma yaşanmayacak mı dersiniz?

Bir "ortak ordu" gibi yeni oluşuma gidilsin, Avrupalılar'ın karşısına neler çıkacak, göreceğiz. 

Şu an konuşuluyor, ama bu Batılı politikacıların en kolay yaptığı bir şey…

Strateji ve savunma konuları pek de kolay olacak işler değildir.

Avrupa, ABD ile ilişkilerini muhakeme ederken, şunları soruyorlar:

ABD'ye ne kadar bağımlı olalım?

Ne kadar yükümlülük altına girelim?

Savunma konusunda ABD'ye bağımlı mı olalım, bağlı mı? 

Aynı patern ile Avrupa ülkelerinin kendi arasındaki ilişkilerini de sormak mümkündür.

Bundan dolayı stratejik paylaşım ve denge konuları oldukça zordur.
 

Tehdidi belirlemek

Hatta ülkelerin tehdidi belirlemeleri bile fazlasıyla güç bir konudur.

Öncelikle "düşman kim" olacak sorusunu cevaplandırmak gerekiyor.

Mesela Almanya ile İtalya veya Fransa ile İspanya için düşman belirlemede çok derin farklılıklar görülebilir.

Bugün hemen her Avrupalı şunu söyleyebiliyor; Rusya büyük tehdit.

Özellikle Ukrayna'yı işgal girişimi ile bugün gelinen noktada dünyayı tehdit etmekten kaçınmayan Vladimir Putin'in politikaları hiç de hafife alınır cinsten değil.

Taktik nükleer silahlar Polonya sınırındayken, Baltık'ta tehdit artmışken, Kaliningrad'da füzeler ateşlenmeye hazırken, Arktik bölgede onlarca kıtalararası balistik nükleer füze yüklü denizaltı tatbikat yapıyorken, Avrupalılar kime güvenecek? 

Bir ortak Avrupa ordusu Rusya'yı caydırmak için yeterli olabilecek mi?

Daha şimdiden Putin söyledi, Ukrayna'ya asker gönderirseniz bu bir savaş sebebidir, diye. Avrupa doğrudan bir savaşı göze alabilecek mi?

 
Caydırıcılık zordur

Askeri manada "caydırmak" konusunu biraz açalım.

Bunun içerisinde; stratejik caydırma, nükleer silahlara karşı caydırma, ani müdahale gücüyle caydırma, gibi konular bulunur. 

NATO'nun varlığı bir stratejik caydırıcılık manasına gelmektedir.

Rusya'nın nükleer silahlarına ve atma vasıtalarına karşı NATO için bile muhakeme ediyor olsak, ABD'nin varlığı en büyük caydırıcı kapasitededir, Avrupa buna yetmeyecektir. 


Gelelim ani müdahale gücüne, başka şekilde söylersek, bir hazır güç bulundurma konusuna.

NATO, her ne kadar planladı ve çeşitli dönemlerde buna kuvvet ayırdı ise de şurası gerçek; örneğin 60 bin askeri, ani müdahale için hazır tutmak istiyor, fakat müttefikler buna katkıda bulunurken pek samimi olamıyor. 

Ama böyle bir güç var.

Miktarı hedeflenen kadar olmasa da krizlerde müdahaleye hazır birliklerin olması hali yeterince caydırıcıdır.


Stratejik konular

Avrupalılar tartışırken en büyük soru, kendilerinde stratejik bağımsızlık yeteneğinin var olup olmaması üzerinedir.

Şu an durum belli, transatlantikte sağlam bir savunma isteniyorsa Avrupalılar, Amerika Birleşik Devletleri'nin askeri kapasitesinin güvencesindedir.

Eğer bugün Trump yönetimi gerçeğiyle bu güvence Avrupalılara pahalıya patlayacak gibi görünüyor.

Ama açık bir konu var, bir ortak Avrupa ordusu hem yetersiz olacak hem daha pahalıya malolacak.

Diğer konu ne?

Avrupalılar NATO için üzerlerine düşen miktarlardaki payları ayırsalar bile, Trump'ın kendisi güvenilir bir lider olabilecek mi?

Trump ile Putin aralarında neleri konuşuyorlar?

Avrupa'nın da çıkarına olacak stratejik konuları mı, yoksa sadece ABD'nin çıkarına olacaklar mı?

Bu tür konular neler olabilir?

Bugün için ilk akla gelen stratejik konular:

Çin ile ilişkiler, Arktik bölge ve küresel enerji piyasaları, uzay çalışmaları, siber-uzay.

NATO-2030 vizyonuna göre; Çin, Arktik bölge ve siber-uzay üzerine planlar var.

Ancak uygulamalar nasıl olacak?

Trump bu başlıklarda, Avrupalılar için düşünün, yeterince güvenilir mi?

Avrupa için NATO'dan istenenler neler?

Avrupa'ya Rusya'nın tehdidi belli diyelim. Başka neler için NATO görevleri olmalı?

Eğer NATO olmayacak ise Avrupa kendine ait ne tür tehditler için bir ortak ordu kurmalı?

Örneğin Avrupa, Afrika'dan ve Ortadoğu'dan gelen göçmenleri önlemek için NATO ne tür görevler alabilir?

 
Mobilizasyon ihtiyacı

Bir ortak Avrupa ordusu için Rusya'nın tehdidine ne kadar asker hazır tutmalıdır?  

Çeşitli simülasyonlardan çıkan sonuçlara bakılırsa en az 120 bin askere ihtiyaç vardır.

Bunu ülkelerin kendi orduları bağlamında değil, göreve hazır tahsis edilecek askeri kuvvetler için ifade ediyorum. 

Ortak müdahale birlikleri için özel askeri üslerin tahsisi gerekmektedir.

Bunlar nerede olabilir?

Eğer belli noktalarda ortak ordu gücü bulunmayacak ise intikale hazır güçlerin olması gerekecektir.

Büyük miktarlardaki intikallerin nasıl ve hangi tür vasıtalarla (kara, deniz ve hava vasıtası olarak) yapılacağına bakılırsa, Avrupa bunu etkinlikle gerçekleştirebilecek mi?
 

 
NATO'nun ortaklık ve misyon konuları

Eğer NATO kritik edilecekse, Barış İçin Ortaklık görevleri kapsamında neler yapıldı, diye sorulması gerekir.

Bunun yanında, Akdeniz Diyaloğu konusu var. Madem böyle bir NATO misyonu var, ilgili bölgede bugüne kadar ne tür sorunlar çözülebildi?

Hatta İsrail, bu diyalog misyonunda yer alıyorken, Filistin, Suriye, Lübnan gibi çeşitli yerlerde NATO neyi başardı? 

Acaba bu ortaklıklar ve misyonlar belli politik kazanımlar için belli ülkelere avantaj mı sağlıyor?

Bu soruları Avrupa için tekrar soralım:

ABD oldukça uzakta ama istediği çıkarları politikası gereği yerine getirebiliyorken, Avrupa hemen yanıbaşındaki sorunlara nasıl yaklaşıyor? 
 

Bölgesel ve küresel görevler ile istekler

Avrupa'nın sömürgecilik geçmişi var.

Özellikle İngiltere ve Fransa'nın Afrika'daki eski sömürgelerinde bugün için etkisi nasıl gelişecek?

Avrupa kendini savunurken, çıkarları için Afrika'daki ülkelere çeşitli misyonlar için asker gönderecek mi?

Örneğin Fransa, Afrika'da bazı ülkelere müdahale ediyorken, İtalya veya Almanya buna asker göndermeyi kabul edecek mi?

Eğer ABD ve Rusya bu bölgedeki çıkarları için ortak hareket edecekler ise Avrupa, Arktik bölgede ne yapabilir?

Bölgede çeşitli yeni kaynaklar işletilecek, buraların savunması nasıl gerçekleştirilecek?

Bu itibarla bakıldığında yeni zamanlar için Baltık ve İskandinav ülkeleri bir hayli yorulacağa benziyor.

Bu bakımdan nasıl hareket etmeyi düşünecekler, ortak Avrupa oluşumuyla mı, mevcut NATO ile mi?


Gelelim Çin konusuna.

En karmaşık konu bu olsa gerekir. Hatta henüz gelecekte ne tür sorunlar ortaya çıkacak, bunu kimse bilmiyor.

Ama burada söyleyeceğim şu, ABD gibi başat güçler (veya hegemonik güçler), kendi amaçları bağlamında olmasını istediklerini zaman içinde çeşitli müdahalelerle sahaya adeta ekerler, sonra süreçleri yönetirler.

Avrupa böyle bir güç olabilecek mi?

ABD, Rusya ile Çin gibi başat güçlerin birbirleri arasındaki mücadelelerde varlık gösterebilecek mi?

Hatta bir dördüncü güç olarak varlık gösterebilecek mi?

Bu durumda Avrupa, ABD'nin politikaları gereği (amaçları doğrultusunda), eğer ona bağımlı olmayı istemiyor ise kendi politikaları gereği (kendi amaçlarınca) bir küresel çaba gösterebilecek mi?

Eğer Avrupa için "stratejik savunma" konuları gündeme getiriliyor ise böylesi soruların cevaplanması gerekir.

Zira tehditler var, tehdit olması istenenler var; düşmanlar var, düşman ilan edilmesi istenenler var… 

 
Silahlanma

Stratejik savunma içinde bir de silahlanma konusu tartışma yaratacaktır.

Başat güçler kendi silahlarının kullanılmasını isterler.

ABD bugüne kadar NATO ülkelerine bu bağlamda etki etti.

Ama işin tabiatı da böyle bir şeydir.

Hatta II. Dünya Savaşı sonrasında kurulan dünya düzeninin tarihi gelişiminde bazı gelişmeler bu mimariyi etaplar halinde inşa etti, yani her şey birden olmadı. 

Gelinen noktada dünya yeni ve tehlikeli bir silahlanma sürecine girdi.

Kimin silahlarıyla ve kullanma usulleriyle bölgesel ve küresel savunma yapılacak?

Bu önemli bir sorudur.

 
Sonuç

Avrupalılar'a sorulacak soru çok.

Bugün Ukrayna'ya gönderilmesi düşünülen bir barış görevi için bile ne tür güçlükler var, bunları dahi çözmekte güçlük içindeler. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU