Biden Doktrini'nin ilk testi (2): İsrail'in jeopolitik derinliği ve psikolojik kapasitesi

Dr. Gökhan Çınkara Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

ABD Başkanı Joe Biden'in İsrail'in Gazze'ye yönelik askeri operasyonlarının coğrafi derinliği (Gazze ile sınırlı) ve eylem niteliği (belli noktaların hava kuvvetleri eliyle nokta atışı yok edilmesi, geniş çaplı kara operasyonlarının reddi) konusunda net olduğunu gördük.

Biden'ın İsrail ve Hamas/Filistin İslami Cihadı arasındaki gerginlikte İsrail'e yönelik yaklaşımı onu kontrol altında tutmaya dönüktü.

Bu ise iki yılda dördüncü kez seçime giden ve net bir galibiyet elde edemeyen iktidar partisi Likud lideri ve Başbakan Binyamin Netanyahu için büyük bir kayıptı.

Kriz anlarında aldığı kararlarla olumsuz tabloyu lehine çevirmeyi başaran ve böylece sihirbaz olarak adlandırılan Netanyahu bu son olaylarda West Wing'den (Beyaz Saray) eli boş döndü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çoğu İsrailli analist İsrail'in son Gazze operasyonlarının medya ayağını hezimet olarak niteledi. Özellikle ABD'de kitlesel yürüyüşlerin İsrail'e karşısında söylem birliği içinde olması hem ABD'li Yahudilerde hem de İsrail kamuoyunda alarm zillerinin çalmasına neden oldu.

İsraillilerin sordukları soru ise "ne oldu da İsrail'in politikaları dış kamuoyu tarafından bu derece tepki topladı?" oldu.

Bu esasında İsrailli karar vericilerin askeri operasyonlarda kullandıkları icranın ötesine geçen bir durumu işaret ediyor, o da küresel siyasetin aldığı yeni rota. 


Donald J. Trump'un ABD Başkanlık seçimlerinde yarışı kaybetmesi ve sonrasında yaşanan Capitol Baskını ile Trumpizm'in ABD genel toplumunda yarattığı temel psikoloji: ona duyulan yaygın öfke oldu.

Trumpizm ne kadar katı ve belirgin bir toplumsal tabana sahipse onun karşısında Anti-Trumpizm benzer ölçekte ve şiddette bir siyasal pozisyonu ifade ediyor.

Trump'un İsrail'in başbakanı Netanyahu ile diplomatik ilişki standartlarını aşan yakınlığı ABD'deki sol ve ilerici kamuoyunu Anti-Netanyahu bir kampa itti.

Trump ve Netanyahu arasındaki bu özdeşlik, ABD'de yaşanmış birçok olay İsrail'deki güncel olayları açıklamak için kullanıldı.

İsrail'de Bibi Trump; Filistinliler Siyahi; Şeyh Cerrah Protestoları Black Lives Matter'dı. ABD'de siyasetin sıcaklığı ve toplumsal hoşnutsuzluk İsrail'in son operasyonunda destekleyici pozisyonunu STK'lar, siyasetçiler ve elitler için maliyetli hale getirdi.


Binyamin Netanyahu dış politikada kazandığı mevzileri iç siyasete sermaye katmasını bilen bir siyasetçi. Seçim kampanyalarında Trump ile olan kişisel yakınlığını rakiplerini alt etmek için öne çıkarmasıyla biliniyor.

İsrail'in en işlek caddelerinde yer alan binalara Trump ile olan fotoğraflarını (2019 Seçimleri) astı. Netanyahu'nun seçmene mesajı Trump ile en uyumlu çalışabilecek siyasetçinin kendisi olduğuydu.

Bu başlarda İsrailli sağ seçmende Likud'a ve Netanyahu'ya dönük yönelimi kuvvetlendirse de iki lider arasındaki eşleştirme gün geçtikçe zihinlere daha fazla kazınır oldu. Trump'un seçimleri kaybetmesiyle iki lider arasındaki özel ilişki de bitti.


ABD ve İsrail arasındaki ilişkiler iki ülkenin birbirlerine olan jeopolitik ihtiyaçlarından kaynaklandığı gibi Diaspora ABD'li Yahudilerin de bunda etkisi olduğu gözüküyor.

ABD'li Yahudilerin siyasi yönelimlerini ise Pew'in yayınlamış olduğu son rapordan öğreniyoruz. Amerikan Yahudi nüfusunun yaklaşık yüzde 70'i Demokrat Parti'yi destekliyor.

Bu gerçeğin farkında olanlar da yok değil. İsrail'in eski ABD Büyükelçisi Ron Dermer, İsrail'in, İsrail'i giderek daha fazla eleştiren Amerikan Yahudilerinden destek almayı bırakmasını ve bunun yerine "İsrail'in ABD'deki desteğinin bel kemiği" olarak adlandırdığı evanjeliklere odaklanmasını önermesi güncel ve açık bir örnek olarak görülüyor. 


Başkan Biden'ın seçilmesi Demokrat Parti içerisindeki bir dizi alt koalisyonun işbirliği ile de oldu denilebilir. Her ne kadar bir partinin adayı olsa da Biden yeni yükselen siyasal eğilimleri ve bunları besleyen toplumsal desteği de arkasına alması gerekiyordu.

Son yıllarda oldukça görünür olan ve hatta Demokrat Parti'nin bir nevi yüzleri haline gelen Senatör Bernie Sanders, Alexandaria Ocasio-Cortez, Rashida Tlaib, Ilhan Omar, Cori Bush, Jamaal Bowman gibi siyasetçilerin iç politikaya yönelik tutumları kadar dış siyasete dair yaklaşımları da öne çıkıyor.

Şu söylenebilir ki bu siyasetçiler arasında verilen mesaj ve güdülen taktiksel hamleler arasında ittifak yok. Squad veya Tayfa olarak adlandırılan bu grup Forward yazarı Abe Silberstein'a göre İsrail'i Demokrat Parti'nin ana akımından çok daha fazla eleştiriyor.

Silberstein şunu ekliyor:

Ancak kendisi de Filistinli geçmişe sahip olan ve tek devletli çözümü destekleyen Rashida Tlaib dışında, Batı'daki tipik sosyal demokrat partilerin solundaki görüşlere sahip değiller bu açıdan. AOC, Ilhan Omar, Ayanna Pressley ve Jamaal Bowman ise iki devletli çözümü destekliyor.
 

Abe Silberstein.jpg
Abe Silberstein / Fotoğraf: Twitter - @abesilbe

 

İsrail ve Gazze arasında süregiden çatışmalarda Demokrat Partili bu siyasetçilerin çıkışları Biden yönetimi üzerinde politikanın sınırlanmasına ve mesajın çerçevelenmesine neden olduğu söylenebilir.

Başkan Biden'ın İsrail ile uzunca bir süre mesaisi olması onun bu konuya ilişkin yaklaşımının konjonktürel olmadığını bize anlatıyor. Biden'ın kafasında İsrail'e yaklaşım konusunda belirli kalıplar ve yapılandırılmış stratejiler var.

Demokrat Parti'nin yeni yüzleri ise İsrail'e ABD hükümeti tarafından verilen yardımın kısıtlanmasından tutun da silah satışlarına blokaj getirilmesine varan bir dizi sert önlemler sunuyorlar.

Bazılarının İsrail'e boykot ve yaptırım yanlısı olduğu da söylenebilir. İki devletli çözümü savunan da var tek devletli çözümün en ideal çözüm olduğunu.

Kısacası Demokrat Parti içerisinde İsrail'e yönelik eleştirinin tonajının arttığı doğru fakat mesajın bir politika önerisinde dönüşmesi ise farklı fikir ve yaklaşım ayrılıkları nedeniyle güç görünüyor. 


ABD'nin önemli Yahudi STK'larından ADL'in eski başkanı Abraham Foxman'ın Times of Israel editörü David Horovitz'e verdiği mülakat dikkat çekiciydi.

Foxman ABD'de siyasetin ibresi sosyal demokrasiye (progressive) çevrilirken İsrail'de ise sürecin tam tersi istikamete (sağa) meyletmesi iki ülke arasındaki gerginliğe ideolojik içerik kattığının altını çiziyor.

Bu sadece ABD siyasetinde görülen toplumsal ve siyasal kültürel bir değişim değil elbet. Aynı durum İsrail'in en stratejik varlığı olan ABD'li Yahudilerde de görülüyor. 


ABD Yahudi toplumunu ve İsrail siyasetini yakından takip eden Abe Silberstein'a da bu konuda fikirlerini sordum:

ABD'de bugün karşımızda duran Filistin yanlısı toplumsal hareketlilik, siyasal destek ve yükselen anti-semitimizm benzer dinamiklerden mi besleniyor yoksa bu süreçleri ayırmak mı gerekiyor?

"Amerika Birleşik Devletleri'nde her zaman var olan anti-semitizmin tabanı vardır. Ortadoğu'da gerilimler olduğunda, özellikle de İsrail'in Gazze'deki operasyonlarında, çatışmanın canlı görüntüleri genellikle örtülü antisemitizmi yüzeye çıkarıyor" şeklinde cevapladı.

Aslında haklı. Bu tür toplumsal tabanı geniş olduğu görülen olaylarda tepkiye neden olan duygunun bugün oluştuğunu söylemek mantıklı gelmiyor.


İsrail'i bir fikir olarak kodlayanlar onu genellikle politik otonomiyle, kendi kaderini tayin etmenin hak olduğuyla, dışlanmış ve zulme uğramış dini bir cemaatten eşit bir ulusun özgürleşmesi ile eşleştirdiler.

Şimdi ise 2009'dan bu yana iyice ihmal edilmiş iki devletli çözüm ve İsrail'de yaşayan 2 milyon Arap'a yönelik kamusal kaynakların eşit dağıtılmaması İsrail iç siyasetinin çözüme kavuşması gereken sorunlar olsa da küresel siyasetin de bölgeye dönük gündeminde yer alan konular arasında.

2022'de ara seçimlere gidecek olan Amerika Birleşik Devletleri'nde siyasetin dengelerini korumak hiç olmadığı kadar stratejik değere sahip.

Biden yönetimi işte bu iç politik gerçeklikleri sürekli hatırda tutarak İsrail'in merkezde olduğu yeni bir politik çatallanmayı Demokrat Parti'de görmek istemiyor.

Hem İsrail'e mesafeli yaklaşan yeni siyasal eğilimlerin kontrollü tepkilerini gözlemliyor öte yandan göz ardı edemeyeceği Yahudi seçmene dönük antisemitik saldırıların sınırlandırılmasını hedefliyor. 


Biden yönetimi karşısında yükselen yeni toplumsal dinamiklerin farkında olarak İsrail hükümetinden politik söylem ve eylem konusunda ABD ile uyumluluk bekliyor.

Lapid-Bennett arasında kurulması beklenen koalisyon hükümetinin bu açıdan elini güçlendireceği söylenebilir.

En nihayetinde Biden yönetimi İsrail'in çok kültürlü ve çok dinli bir ülke görüntüsü vermesini ve bu özelliklerini siyasi düzlemde de gerçekleştirmesini arzuluyor. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU