1- A Separation (Bir Ayrılık) - Asgar Farhadi
Orijinal adı: Codayi-I Nadir Ez Simin
Yapım yılı: 2011
İran'da boşanmak üzere olan orta sınıf bir çiftin yaşamlarını ele alan sıradışı, modernist filmdir.
Film, Onlarca uluslararası film festivalinden büyük övgüler alarak ayrılmıştır. 61.Berlin Film Festivali'nde, Altın Ayı ödülünü kazanan ilk İran filmidir. Ayrıca Yabancı dilde En İyi Film Akademi Ödülü'nü de kazanmıştır.
Bir çiftin ayrılığı üzerinden gerçekçi bir İran portresi sunan oldukça başarılı bir dile sahip dram.
Sinema tarihindeki adalet ve vicdan kavramlarını işleyen en başarılı filmlerdendir.
İzlemeye başlayanlar 123 dakika boyunca gözünü filmden alamıyorlar.
2- Close-Up (Yakın Plan) - Abbas Kiyarüstemi
Orijinal adı: Nema-ye Nazdik
Yapım yılı: 1990
Filmin original adı "Nema-ye Nazdik"dir. Sinema otoritelerinin bir kısmı filmi belgesel olarakta görmektedir. Bunun nedeni yönetmen Kiyarüstemi'nin gündelik yaşamı en yalın haliyle gözler önüne sermesidir.
Abbas Kiyarüstemi'nin gerçek ve kurguyu harmanlayan bu sıra dışı yapımı, British Film Institute tarafından yayıMlanan "Tüm Zamanların En İyi 50 Filmi" arasında yer almıştır.
Yönetmen "Close-Up" filmini tanımlarken "gözbebeğim" kavramını kullanır. Film, alışılagelmiş sinema filmlerine tepki niteliğindedir.
Ayrıca film, Dünyaca ünlü Quentin Tarantino, Martin Scorsese, Werner Herzog, Jean-Luc Godard, Lars Von Trier gibi yönetmenler tarafından övüldü.
Filmin Avrupa'da başta olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinde gösterimi yapıldı. Filmin efsane haline gelen final sahnesi, imkansızlıklar yüzünden sadece bir kere çekilmiştir.
Çekilen sahnenin yarısında mikrofon arıza yapmıştır. Seslerin sadece yarısı kullanılabilmiş olmasına karşın filmin final sahnesi, sinema tarihine geçmiştir.
3- The Mirror (Ayna) - Cafer Penahi
Orijinal adı: Ayneh
Yapım yılı: 1997
Kurmaca ile gerçeklik arasında gidip gelen kaliteli bir yapım. Başrol oyuncusu küçük kız yani Mina, yönetmenin "kameraya bakma Mina!" uyarısına sinirlenir.
Önce kolundaki alçıyı çıkartır. Sonra kaldırım kenarına gidip oturur. Bütün film ekibi, paniğe kapılır.
Mina'nın tepkisinden sonar büyük kamera olan 35 mm kameradan vazgeçilir. Filmin çekimine handy cam ile devam edilir.
Kameranın değişmesiyle birlikte kamera ve ışık kullanımı ile ilgili tüm bilinen kurallar yerle bir olur. Tutarsız kamera ölçekleri, stabil olmayan görüntüler, baş boşlukları, aks kırılmaları ne derseniz hepsi filmed mevcut.
Filmi izleyenler Tahran'a gitmiş sayılır. Film boyunca Tahran'nın caddeleri ve sokakları gösterilmektedir.
Filmin İstanbul Film Festivali'nde ve Lacorno Film Festivali'nde gösterimleri yapıldı. Cnbc kanalında defalarca kez yayınlanmıştır.
4- Baran - Majid Majidi
Orijinal adı: Persian
Yapım yılı: 2001
Baran, minimal bir hikayenin nasıl sürükleyici uluslararası bir filme dönüşebileceğinin kanıtı niteliğindedir.
Yönetmenin film boyunca Afganistan'dan İran topraklarına göç eden, olumsuz çalışma koşullarında çalışmak zorunda bırakılan göçmenlerin yaşamsal sorunları ele alırken diğer yandan da tertemiz saf bir aşkı gözler önüne serdiği başarılı bir film.
Yönetmenin filmlerinin doğallığı izleyiciler tarafından hep beğenilmiştir. Hollywood filmlerindeki o yakışıklı erkekler, çok bakımlı kadınların tersine hayatın içindeki sıradanlık vardır.
Filmdeki oyuncularlar yoldan geçerken sanki kollarından tutulup sete getirilmiş gibi sıradan ve doğal; oyunculukları ise olağanüstüdür diyebiliriz. Filmi evrensel kılan ise bu özelliğidir diyebiliriz.
Ayrıca Baran filmi 1999 yılında Montreal Film Festivalinde En İyi Film ödülü almıştır. Yönetmen Majidi, 9 uluslararası, 9 da ulusal toplam 18 ödül almıştır.
Filme adını veren "Baran" isimli karakterin film boyunca hiç diyalogunun olmaması oldukça manidardır.
5- About Elly - Asgar Ferhadi
Orijinal adı: Darbareye Elly
Yapım yılı: 2009
About Elly filmi yönetmen Asgar Ferhadi'ye, Uluslararası Berlin Film Festivali'nde Gümüş Ayı (En İyi Yönetmen) ödülü kazandırmıştır.
Film, oldukça düşük bütçelerle çekilmiştir. Filmin original adı Darbareye Elly'dir. Ayrıca oldukça minimal bir hikayeden yola çıkarak hikayeleştirilmiş bir senaryoya sahiptir.
Yönetmen, kamerasını aktüel olarak kullanmakla beraber yer yer filmi belgesel tarzına dönüştürmeyi başarmıştır.
İzleyicilerin hikayeyi tarafsız şekilde gözlemlemesini başarılı bir şekilde sağlamıştır.
Filmin başından sonuna kadar hiç müzik kullanılmamıştır (Son sahne hariç).
Film boyunca sıkça dalga sesleri duyulmaktadır. Yönetmen dalga sesini bir metafor olarak kullanmıştır.
6- Children Of Heaven - Majid Majidi
Orijinal adı: Bacheha –Ye Aseman
Yapım yılı: 1997
İran Sineması'nın kült filmlerinden Children Of Heaven, insanı film çekmeye heves ettiriyor diyebiliriz.
Filmin en büyük özelliklerinden birisi de yabancı dalda Oscar'a aday olan ilk İran filmi olmasıdır.
İzleyenleri oldukları yerde once dondurup sonra da silkeleyen tam bir dram filmidir.
Film, hem hikaye olarak hemde sinematografik açıdan oldukça güçlüdür.
Film Amerika'da gösterime girmiş ve gişe rekorları kırmıştır.
Çekimlerinin tamamı İran'ın Tahran şehrinde gerçekleştirilmiş ve sadece 190 bin Amerikan doları harcanmıştır.
7- A Time For Drunken Horse - Bahman Ghobadi
Orijinal adı: Zamani Baraye Masti Asbha
Yapım yılı: 2000
Yönetmen Bahman Ghobadi'nin ilk uzun metraj filmidir. Filmin çekimlerini yönetmen kendi doğduğu köyde gerçekleştirmiştir.
Aynı zamanda oyuncularda aynı köyde yaşayanlar arasından seçilmiştir.
Film, İran, Irak ve Türkiye sınırına yakın olan Kürt köyü Bane'de yetim kalan çocukların, yoksulluk, kimsesizlik ve çaresizlikle olan mücadelesini çarpıcı bir dile anlatmaktadır.
Film, çekildiği yıl Cannes Film Festivali'nde Altın Kamera ödülüne layık görülmüş ve birden fazla uluslararası festivalde ödül almıştır.
8- The Color of Paradise - Majid Majidi
Orijinal adı: Rang-e Khoda
Yapım yılı: 1999
Majidi, devrim sonrasında din kavramını sorgulamaya başlayan İran toplumunu, gözleri görmeyen bir çocuk olan Muhammed'in tanrıyı bulma çabasıyla izliyoruz.
Aynı zamanda film baba-çocuk ilişkisine de değinmektedir.
''The Color Of Paradise'' gözleri görmeyen çocuğun ses ve dokunuşlardan ibaret olan hayatınıut başarılı bir oyunculuk ve sinematografiyle yansıtmış bir filmdir.
Ayrıca filmdeki Muhammed isimli çocuk oyuncu, normal hayatta da görme engellidir.
9- Taste Of Cherry - Abbas Kiyarüstemi
Orijinal adı: Ta'm e Guilass
Yapım yılı: 1997
Yönetmen 1997 yılında, Taste of Cherry filmiyle Palme d'Or (Altın Palmiye) ödülünü almıştır.
Cannes Film Festivali yetkilileri filmi tanıtırken "umut ile umutsuzluğun çarpıştığı bir sanat eseri" yorumunu yapmışlardır.
Cnbc-e ve Trt 3 de yayınlanmıştır. Filmin içerisinde yer alan fıkra bizler için ayrı bir öneme sahiptir diyebiliriz.
Bir Türk, doktora gider ve ona der ki:
Doktor Bey, vücuduma parmağımla dokunduğumda, acıyor, karnıma, elime dokunsam acıyor.
Doktor onu muayene eder ve der ki: "Vücudun sağlam ama parmağın kırık!"
10- Half Moon - Bahman Ghobadi
Orijinal adı: Niwemang
Yapım yılı: 2006
Bir dönem filmin İran'da gösterimi yasaklanmıştır. Filmin müzikleri filmin önüne geçecek kadar büyüleyicidir.
Filmin ilk bölümlerinde çocuk şarkıcıların akordeon ve tef ile söyledikleri şarkıyı dinleyince Emir Kusturica filmi akıllara geliyor.
Ayrıca filmin ilk sahnesi horoz dövüşüyle başlıyor ve filmin zihninizi nereye sürükleyeceğini anlayamıyorsunuz.
Film Türkiye'de İstanbul Film Festivali'nde gösterilmiş ve ödüllendirilmiştir.
Filmin müziklerini efsanevi İranlı müzisyen Hüseyin Alizade yapmıştır.
Sinefil olmasanız bile filmi izlerken birbirinden kopuk halde farklı minik hikayelerle örüldüğünü anlayabilirsiniz.
Half Moon filmi doğru mudur bilinmez ama Mozart ile de ilişkilendirilmektedir.
İzleyenleri zaman zaman güldürsede; önce hüzünlendirip sonra da umutsuzluğa itmektedir diyebilirim.
Film boyunca farklı karakterler görmek mümkündür.
Kimi zaman insanı ürküten, kimi zaman düşündüren kimi zamanda güldüren yüzler görülmektedir.
11- Le Passe - Asgar Farhadi
Orijinal adı: Le Passe
Yapım yılı: 2013
66. Cannes Film Festivali'nde gösterimi yapılmış bir İran, Fransa yapımı filmdir.
Altın Palmiye için yarıştı fakat sadece "En İyi Kadın Oyuncu Ödülü" alabilmiştir.
Gönül rahatlığı ile yönetmenin muhteşem kaleminin deydiği ve olağanüstü oyunculuklarla süslenmiş bir film.
Le Passe/The Past Oscar yarışında İran'ı temsil etmiştir. Asgar Farhadi'nin tam bir auteur yönetmen olduğunu kanıtladığı filmlerdendir.
Günlük hayatta sokakta gördüğümüz sıradan bir insanın yaşadığı acı, çoşku, mutluluk, hüzün gibi duyguların en doğal haliyle sinema perdesine yansıtılabileceğini yönetmen gözümüzün içine kadar sokmaktadır.
Filmin herhangi bir bölümünde abartılı tiradlar ne de abartılı bir oyunculuk görmediğiniz gibi gerçek dışı bir kamera kullanımına da rastlamıyorsunuz.
Her şey günlük hayatın içinden karakterler ve saçma olmayan gerçekçi bir kurgu diyebiliriz.
12- The Blackboard - Samira Mahmelbaf
Orijinal adı: Takhte Siah
Yapım yılı: 2000
Yönetmen Bahman Ghobadi'nin oyuncu olarak karşımıza çıktığı bir İran filmidir.
Filmin İran kırsalında geçtiği ve belgeselvari bir hali vardır.
Film, adını film boyunca karşımıza çıkan öğretmenlerin sırtlarında taşıdıkları kara tahtalardan almaktadır.
Tahtaların tek işlevi; öğretmenler, öğrencilere ders verilirken günyüzüne çıkıyor.
Zaman zaman bu kara tahtalar, kimi zaman birer kalkan kimi zaman ise birer sığınak görevi görmektedir.
Filmin İranlı yönetmeni Samira Makhmalbaf, 2000 yılında Cannes Film Festivali'nde büyük jüri ödülüne layık görülmüştür.
Yönetmen ödülü aldığında henüz 20 yaşındaydı. Ayrıca yönetmen ünlü İranlı yönetmen Mohsen Makmalbaf'ın kızıdır.
Zalim Saddam rejiminin altında zulme uğrayan halkın dramını anlatan realist bir filmdir.
Son olarak film boyunca bu coğrafyada yaşanan savaşların izlerini görmek mümkün.
13- The Salesman - Asgar Farhadi
Orijinal adı: Forushande
Yapım yılı: 2016
Cannes Film Festivali'nde yarışma bölümünde yer alıp en iyi erkek oyuncu ve en iyi senaryo ödüllerine layık görüldü.
Film boyunca yönetmen kadın-erkek ilişkisi üzerine kurulmuş bazı sırlar üretiyor ve sırların ortaya çıkışını ahlaki değerler üzerinden işliyor.
Filmin senaryosunun ilerleyişi filmde yer alan karakterler ve bazı nesneler arasındaki paralellikle olağan şekilde ilerlemektedir.
Filmdeki diyalogların doğallığı harikadır. Fakat filmin ana hikayesi minik düğümlerle ince bir şekilde süslenmiştir.
İzleyici zihninde bu düğümleri çözerken hemen ardından bir başka düğüm ile karşılaşmaktadır.
Yönetmenin anlatım gücü ne kadar mükemmel bir hikayeci olduğunun göstergesi niteliğindedir.
Olaylar birbirlerine iyi bir balıkçı düğümü gibi karmaşık fakat ince bir şekilde bağlıdır.
İzleyiciler farkında olmadan kendini filmin içerisinde bulabildiği ve ahlaki olarak kendi vicdanını sorgulayabildiği bir filmdir.
14- The Stonin of Soraya - Cyrus Nowrasteh
Orijinal adı: The Stoning of Soraya M.
Yapım yılı: 2008
Fransız-İranlı gazeteci Freidoune Sahebjam'ın La Femme Lapidee adlı eserinden uyarlanan, bir sinema filmidir.
İzleyenleri kısa süreliğine de olsa sarsan bir film, etkisinden hemen çıkamayabilirsiniz.
Humeyni'nin devrimi sonrasında kadının ne derece değersizleştiğini gözler önüne sermektedir.
Ayrıca filmi İslam'da kadının yeri olarak değil de, cehaletin ve vicdansızlığın sonucu olarak görmek gerekir.
Ne İslam dininde ne de insanlık anlayışında böyle bir şey vardır, demek doğrudur.
15- Turtles Can Fly - Bahman Ghobadi
Orijinal adı: Lakpoşt-ha Hem Pervaz mi-Konend
Yapım yılı: 2004
Bahman Ghobadi'nin yürek parçalayan harika dram filmlerindendir.
Film, Amerika'nın işgalinden sonra Irak-Suriye sınırındaki mülteci kampında mayın toplayarak hayatlarını sürdürmeye çalışan çocukları anlatmaktadır.
Dört ana karakter üzerinden tüm hikaye oluşturulmuştur. Yönetmen kamerasıyla yalan bir anlatım dili oluşturmuştur.
Uluslararası Berlin Film Festivali'nde "Glass Bear" ve en iyi barış film ödülüne layık görülmüştür.
Bahman Ghobadi'nin vazgeçilmezleri haline gelen engebeli dağlar, kayalıklar, geniş ve çorak araziler gibi motifler bolca filmde yer almaktadır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish