Türkiye'de iktidarda muhafazakârlar var.
Bunlar kendilerini muhafazakâr demokrat olarak tanımlıyorlar.
Kendisini muhafazakâr demokrat olarak tanımlayan iktidardaki AKP'nin lideri Tayyip Erdoğan'ın geçmişi ise muhafazakâr demokratlığı da aşan siyasal İslamcılığa dayanıyor.
Necmettin Erbakan'ın kurduğu siyasal İslamcı partilerde Tayyip Erdoğan'ın gençlik yıllarından beri yer alıp çeşitli görevler yaptığı biliniyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Tayyip Erdoğan, kendisini başbakanlığa, cumhurbaşkanlığına götüren siyaset yürüyüşünün ilk adımını Necmettin Erbakan'ın Refah Partisi'nde atmıştı.
Refah Partisi'nin adayı olarak gösterildiği İstanbul Belediye Başkanlığı seçimini kazanması, onu başbakanlığa, cumhurbaşkanlığına götüren siyaset yürüyüşünün ilk adımıydı.
Tayyip Erdoğan daha sonra Necmettin Erbakan'dan ayrılıp AK Parti'yi kurarak siyasal İslamcılıktan muhafazakâr demokratlığa geçiş yapmıştı.
Evet, 2002 yılından beri Türkiye'de iktidarda Tayyip Erdoğan'ın liderliğini yaptığı muhafazakâr demokrat AKP var.
Cumhur İttifakı'nın kurulmasıyla iktidar ortağı olan MHP'nin siyasi kimliği ise milliyetçi muhafazakâr.
Muhafazakâr Cumhur İttifakı'nın muhalifi olan Millet İttifakı'nı oluşturan partiler de muhafazakâr.
Millet İttifakı'nı oluşturan partilerden İYİ Parti milliyetçi muhafazakâr bir parti.
Zaten İYİ Parti MHP'den ayrılanların kurduğu bir parti.
Millet İttifakı'nın diğer partisi Demokrat Parti ise muhafazakâr demokrat bir parti.
Millet İttifakı'nı dışarıdan destekleyen Saadet Partisi ise siyasal İslamcı bir parti.
Ya da şöyle söyleyelim; Saadet Partisi radikal muhafazakâr bir parti.
Millet İttifakı'na yakın olan Gelecek Partisi milliyetçi muhafazakâr bir parti.
Millet İttifakı'na yakın olan DEVA Partisi muhafazakâr demokrat bir parti.
Görülüyor ki iktidardaki Cumhur İttifakı'nı oluşturan partiler de, iktidara aday olan muhalefetteki Millet İttifakı'nı oluşturan partiler de özünde muhafazakârlar.
Kimi muhafazakâr demokrat, kimi milliyetçi muhafazakâr, kimi radikal muhafazakâr, ama hepsi sonuçta muhafazakâr.
Bu saptamaları yaptıktan sonra şimdi ana muhalefet partisi CHP'ye gelelim.
CHP'nin gelecekteki cumhurbaşkanı adaylarından ve şu anda Türkiye'nin en büyük ili İstanbul'u yöneten Ekrem İmamoğlu'nun siyasi çizgisinden bahsedelim.
Ekrem İmamoğlu'nun dededen, babadan ailecek muhafazakâr olduğu biliniyor.
Ekrem İmamoğlu'nun, CHP'den önce muhafazakâr demokrat ANAP'la ilişkisinin olduğu da biliniyor.
Ekrem İmamoğlu, dün olduğu gibi bugün de muhafazakâr demokrat bir siyasi kişiliğe sahip olduğunu her haliyle gösteriyor.
CHP'nin gelecekteki cumhurbaşkanı adaylarından bir diğeri olan ve şu anda Türkiye'nin başkenti Ankara'yı yöneten Mansur Yavaş da milliyetçi muhafazakâr bir siyasi kişiliğe sahiptir.
Mansur Yavaş daha önce MHP'den belediye başkanı seçilmiştir.
Bu arada CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak adı geçen Ekrem İmamoğlu'nun, bazen Tayyip Erdoğan'ın bile ötesinde muhafazakâr tavırlar sergilediği unutulmamalı.
Örneğin Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı görevine makamında Kur'an okutup toplu dua töreniyle başlamamıştı.
Oysa Ekrem İmamoğlu, İstanbul Belediye Başkanlığı görevine makamında Kur'an okutup toplu dua töreniyle başladı.
Bütün bunlar ve daha fazlası gösteriyor ki CHP de muhafazakârlaştı.
Kısacası, sağım muhafazakâr solum muhafazakâr!
İktidarda olanlar da muhafazakâr; iktidara gelecek olanlar da muhafazakâr!
Sonuçta seçimler Türkiye'yi muhafazakâr Cumhur İttifakı mı, muhafazakâr Millet İttifakı mı yönetsin diye yapılacak.
Seçimlerde muhafazakârlıktan başka seçenek olmayacak.
Türkiye tek sesli, tek renkli, tek seçenekli, tek bacaklı demokrasi olarak kalacak.
Tek bacaklı demokrasi, defolu demokrasidir.
Benim deyimimle, defokrasidir!
Oysa ülke her çeşit fikrin yarıştığı, her renkten çiçeğin açtığı demokrasi bahçesi haline gelmelidir.
Farklı fikirler, farklı seçenekler olmazsa ülke yeşermez, çölleşir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish