Kaç yaşındasınız?

Prof. Dr. Mehmet Çelik Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Pixabay

Yaşlanan yıllardır, gönül değil... Gönül aynasında pus olmaz. Suretini gözle değil duygularla yansıtır gönül aynası...

'Ayinesi saf olmayana (ehli dil) gönül ehli denemez' diyor şair...Öyle değil mi ama?

Bedenin biyolojik yaşına ömür denmiştir. Ruhumuzun ise yaşı yoktur; o her zaman genç ve tazedir. Bundandır ki Yunus şöyle der:

Her gün yeniden doğarız  
Bizden kim usanası

Hayatının bütün günlerini ölüm için biriktiren bir canlıdır insan, ama ruhumuzun günleri ölümsüzdür.

Her şeyi tazeleyen bir iksirdir sevgi... Üzerine düştüğü şeyi yeniden yeniden ilk günkü parlaklığına kavuşturur. Sevince, hiç bir çetele kapkara görünmez insan gözüne...

Sevgi adeta üzerine üzerine döküldüğü her madeni altına çeviren bir gizli formül gibi, gönlün güllerini tazeler... Bitimsiz bir bahar bahçesine çevirir ömrü...

Bülbülün bir yaşı yoktur. Gül açıldıkça ve kırmızı dudaklarıyla tebessüm ettikçe bülbüle, bülbülün ömrü bir şarkıya dönüşür.

Her bülbülün ömrü bir bitimsiz şarkı kadardır... Kış gelince solunca gül bahçesi, bülbül nefeslenir, bir daha ki gül mevsiminde tazelenecek olan güle yeni melodiler hazırlamak adına...

İçinde biriktirdiği, sözler, söyleyecek şarkılar vardır da ondan... Yunus’un dediği gibi:

Sevdiğimi söylemezsem 
Sevmek derdi beni boğar


Bunun farkındadır bülbül, gül tazelendikçe aşkı tazelenir bülbülün, her gün yeniden âşık olanın hayatı her gün yeniden başlamaz mı?

Her aşk yeni bir milattır, sevene, aşkın yeni yılını kutlamakla geçer ömrünün günleri, ruhunu süsleyen aşk ile ölümsüzlüğün sırrına erer.

Bu doyumsuz zevk âleminin başlangıcı da sonu da birdir, çünkü ezelidir ve ebedidir aşk... Zamansız olanın faniliği olmaz ki... 

Sen bana yeni yılsın her dakika 
Her dakika bir yaşıma daha giriyorum

der, Sezai Karakoç... Çünkü sevmenin her dakikası bir yıl yoğunluğu içerisinde geçer... Yıllar geçer ama taze durdukça tortular bırakmaz içimizde...


Güneş hergün doğar; ama yaşlanmaz... Her günkü tazeliğiyle çıkar karşımıza... Çünkü ışığı ve ısısı kendindendir onun...

Kendini ve kendi dışında kalanları aydınlatarak, kendini ve muhattaplarını da hep taze tutar. Bir bilgenin dediği gibi “Gül yetiştirmek istiyorsan toprağın nazını çekmelisin”...

Toprak ancak içinde yetiştirdikleriyle toprak olur. Toprağı, yani gönlünü taze tutmak senin elinde...

Ya gül yeşertecek bir gülistana döndürürsün içini ya da mayın tarlası olmak için kin ve ölüm, nefret ve haset ekeceksin gönül yurduna...

Unutma ki mayınlar çiçek açmaz! 


Ömürden yakınanlar genelde onu boşa harcayanlardır. Sana verilmiş bir maden ocağı gibi olan ömrünü, altın çıkaracak şekilde işlemezsen ya da çıkardığın mücheferleri çakıl taşları gibi saçarsan elbette ki: Ah gençlik! diye feryat edeceksin... 

Ömrünü boşa harcayanlara eskiler “harmen- suhte” (harmanı yanık) demişlerdir. Bütün ömrünü boşa geçirmiş birisi, tarlasının bütün hasadını yangında kaybetmiş çiftçiden gayrı nedir ki?

Yaş otuz beş yolun yarısı eder 
Dante gibi ortasındayız ömrün

diyor Cahit Sıtkı Tarancı...

Merhumun bu sözüne iyice nazar kılınsa görülür ki, korkulan şey yolun biteceğidir.

Oysa yol seni bir yere götürmek içindir. Bu yüzden yol amaç değil vasıtadır.

Ömür denilen yol, elbet bitecek, ama biten ömürdür, varlık değil; biten yıllardır hayat değil; biten yolculuktur, varılan yer bitimsizdir.

Hangi resmime baksam ben değilim 

Doğru ama dünkü beni bugunküne eklesem, her gün tazelenen ömrümün günlerini ucuca eklesem, hasadıma, gün be gün yeniden başlasam kutsal emanet olan bu hayat şenliğine, yaşım geçer mi?

Yaşlanır mıyım acaba? Ölüm yıllarımı alsa da hayatımı alabilir mi benim?

Mevlânâ’nın dediği gibi;

Yoksa eğer senden sonra bıraktığım bir eser 
Gün gelir senin de yerinde yeller eser


Her yeni bir yılın başlangıcında bir ömür muhasebesi yapmak istedim. Hesabımı yanlış yapıp yapmadığımı test etmek isterim.

Görürüm ki, her gün yeniden başlıyorsa hayat ömrünün yaşı elliyi geçmiş olsa da, gönlümün bir yaşı yokmuş... 

Her doğan gün yenilesin bizi…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU