“Virüsün yarattığı kaosun ardından sınav tarihlerinin değişmesi öğrencileri örneği olmayan bir sürece itti”

Tükenmez Haber'e konuşan Psikolog Kaan Güntürk, “Bu sene sınava girecek öğrenciler çok zorlu bir süreçten geçiyor. Virüsün varlığı ve yarattığı kaos, üzerine değişen sınav tarihleri onları örneği olmayan bir sürece itti” dedi

Fotoğraf: AFP (Arşiv)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın temmuzda planlanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) 27-28 Haziran tarihlerine çekildiğini açıklamasıyla yaklaşık 2,5 milyon öğrenci, üniversite sınavına 54 gün kaldığını 84 gün kala öğrenmiş oldu. 

Esasında Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) açıkladığı ilk sınav takviminde YKS'nin 20-21 Haziran’da gerçekleşeceği belirtilmişti. Ancak koronavirüs salgınına karşı alınan önlemler kapsamında sınav, 26 Mart’ta alınan kararla 25-26 Temmuz tarihlerine ertelenmişti. 

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç, bu seneye mahsus olmak üzere Temel Yetenek Testi (TYT) sınavının 135 dakikadan 165 dakikaya çıkarıldığını ve lisans programları için uygulanan 180 baraj puanının 170'e çekildiğini açıkladı.

Psikolog Kaan Güntürk’e göre sınav süresinin uzatılması ve baraj puanının düşürülmesi gibi kararlar, öğrenciler üzerinde sınav tarihini değiştirmek kadar stres yaratan faktörler. 

"Virüsün varlığı ve yarattığı kaos, üzerine değişen sınav tarihleri onları örneği olmayan bir sürece itti" diyen Güntürk, öğrencilerin geçtiği süreci ve yapılması gerekenleri Tükenmez Haber’e anlattı

- Koronavirüsün psikolojik etkileri bir yana sınav tarihlerinin değişmesi öğrenciler üzerinde nasıl bir etkiye neden oldu?

Hâlihazırda sınavın kaygısını yaşayan öğrenciler ilk olarak virüs nedeniyle okulların kapanmasından dolayı kendilerini bir bilinmezin içinde buldular. Bu bilinmezlik zaten sınav kaygısı yaşayan öğrencilerde ekstra bir kaygı yarattı. Daha önce görmedikleri şekilde belirsizlik yaşayan, yakın geçmişte rastlanmayan bir salgın sürecinden geçiyorlar.

Bu yaşananların üstüne rutinleri bozulmuş öğrenciler, son olarak dün sınav tarihlerinin de öne çekildiği haberini aldılar. Bunların hepsi ayrı ayrı ciddi stres faktörleriyken sınav dönemindeki öğrenciler ve aileleri için zorlu bir süreç başladı.

Öğrenciler, yıllardır bilinen sisteme göre hazırlandı ve sınava az bir süre kala gelen değişiklikler farklı kaygılara neden oluyor. 

Sınav kaygısının doğru seviyede olduğunda motive edici olabildiğini biliyoruz. Ancak tüm bu başa çıkma yöntemleri, ailenin desteği ve öğrencinin kaygıyı kontrol altına alma çabası da sonuç vermiyorsa bir uzmana danışılmalı.

Sınav kaygısının üç belirtisi 

- Sınav kaygısı nedir?

Kaygı; herkesin hayatının içinde olan, hepimizin tanıdığı yaşanması gayet normal bir duygu. 

Bizim için soruna dönüştüğü ve kaygı bozukluklarının başladığı yer, kaygıyı kontrol edemediğimiz nokta. Kaygının bulaşıcı olduğunu düşünürsek asıl konumuz olan sınav kaygısı önlem alınmadığında öğrenciler arasında üzücü boyutlara ulaşabilir.

Sınav kaygısı, sınava yüklenen anlamlar, başarısız olma korkusu, çevrenin beklentilerini karşılayamama gibi nedenlerle dikkat kaybı, zamanı doğru kullanamama, unutkanlık gibi etkiler yaratarak sınav esnasında öğrencinin sahip olduğu bilgiyi kullanmasına engel olur. Bu durum öğrencinin başarısında gözle görülür bir düşmeye neden olur.

- Sınav kaygısının belirtileri nelerdir?

Sınav kaygısının belirtilerini üç grupta toplayabiliriz;

1- Kalp çarpıntısı, terleme, karın ağrısı, mide bulantısı gibi fizyolojik belirtiler,

2- Gerginlik, bıkkınlık, karamsarlık ve öfke gibi duygusal belirtiler,

3- Ders çalışmayı sürekli erteleme ya da yarım bırakma, öfke patlamaları ve sınavı yarım bırakma gibi davranışsal belirtiler görülebilir.

“Başaramayacağım” değil “Elimden geleni yapıyorum”

- Sınav kaygısı ile baş etmenin yolları nelerdir?

Yoğun sınav kaygısı yaşayan öğrencilerde genelde 'başaramayacağım', 'bu konuları asla anlayamam', 'bu konuları anlamıyorum çünkü bende sorun var' gibi olumsuz düşünceler görülür. 

Bu gerçekçi olmayan düşünceler akla geldiğinde 'elimden geleni yapıyorum', 'bu sınav dünyanın sonu değil, telafisi var' gibi olumlu alternatifleriyle değiştirmek öğrencinin bir süre sonra kaygı yaratan düşüncelerle daha rahat mücadele etmesine yol açar.

Başarı için rutinler de önemlidir. Günlük ve haftalık çalışma programları öğrenciyi hangi dersi ve konuyu ne zaman çalışacağı konusunda rahatlatır. Ders çalışma alışkanlığı ve rutini oturmuş bir öğrenci için sınav kaygısıyla baş etmek daha kolaydır.

Bunun yanında düzenli uyku, düzenli beslenme ve nefes egzersizleri de kaygıyla mücadelede yardımcı olacak etkenlerdir.

“Sınavın ölüm kalım meselesi olmadığı anlatılmalı”

- Sınav kaygısına karşı aileye düşen görevler neler?

Aileler bu dönemde destekleyici ve empatik bir rolde olmalı. Durumun ve kaygı düzeyinin farkında olup sınavı çocuğun gözünde telafisi olmayan bir hale getirmemeliler. Özellikle çevreyle, arkadaşlarıyla kıyaslama ve karşılaştırmalardan uzak durulmalı, bu tarz özgüveni zedeleyecek ortamlar yaratılmamalı.

Sınav senesi ailede oluşacak majör değişiklikler öğrenciyi baskı altına alıp 'olağan dışı' bir sene olacak imajı yaratılmamalı. Hayatın işleyişi diğer senelere göre büyük farklar barındırmamalı, gündelik akış sürmelidir.

Çocuğa yüreklendirici tavırlar gösterip, güven ve sorumluluk verilmelidir. Olumlu geri bildirimlerde bulunulmalı, çok yüksek beklentilerden uzak durulmalıdır.

Özet olarak çocuğa sınavın geleceği inşa etmek için bir araç olduğu hissi verilmelidir. Bunun telafi edilebilir bir durum olduğu, bir ölüm kalım meselesi olmadığı aktarılmalıdır. Aile tarafından verilecek güven ve destek çok önemli.


Tükenmez Haber

DAHA FAZLA HABER OKU