Orta Amerika ülkesi El Salvador’da Cumhurbaşkanı Nayib Bukele ve otomatik silahlarla donatılmış bir grup asker; pazar günü El Salvador Kongresi'ni işgal ederek, milletvekillerini ‘suçla mücadele planını’ desteklemeleri için askeri baskı başlattı.
Başkan Bukele, milletvekillerinden asker ve polislerin ihtiyaçlarını karşılamak için 109 milyon dolarlık bir bütçeyi onaylamasını istedi.
Meclise sunulan planın reddedilmesinden sonra muhalefetin kontrolündeki yasama meclisinden milletvekillerini zorla çıkarmakla tehdit ederek; asker ve polisler arasında dua ettikten sonra destekçilerinden ‘sabır’ istedi ve milletvekillerinin tasarıyı onaylaması için bir haftalık süre verdi.
Salvador polisi ve ordusunun üst düzey komutanları, askerlerin meclisi bastığı sırada cumhurbaşkanına bağlılıklarını ifade ederken, ağır silahlı güvenlik güçlerini yasama binasının etrafında ve içinde konumlandırdı.
Cumhurbaşkanı Bukele 'nin milletvekillerine baskı yapması, savunma bakanı René Merino Monroy ve polis direktörü Mauricio Arriaza Chicas tarafından da desteklendi.
Askerler aynı zamanda bazı muhalefet milletvekillerinin evinde arama yaptı.
Milletvekillerinin 5 saat kadar kongrede tutulması, El Salvador'da askeri yönetim altında onlarca yıl ve 1980-1992 iç savaş yılları sırasında bile görülmemiş bir olay olduğundan ülke de şok etkisi yarattı.
Bukele yönetimi, 109 milyon dolarlık bütçeyi bir helikopter, polis arabaları, üniformalar, gece görüş gözlüğü, uyuşturucu çeteleri ve yüksek suç oranların yaşandığı bölgelerde; video kayıt sistemi de dahil olmak üzere diğer teknolojik ekipmanları satın almak için kullanacağını açıkladı.
Muhalefet milletvekilleri, oylamaya çağrılmadan önce harcama planı hakkında daha fazla ayrıntı istediklerini söyledi.
Muhalefetteki solcu FMLN partisi, Bukele'yi milletvekillerini korkutmak ve bütçeyi zorla onaylatmaya çalıştığı için “diktatörlük” yapmakla suçladı.
El Salvador’da gelecek yıl belediye ve yasama seçimleri yapılacak.
2024’de Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşecek; dolayısıyla Bukele’nin bu agresif çıkışının olumsuz bir geri dönüşü kaçınılmaz olacaktır.
Yasama meclisi 84 milletvekilinden oluşuyor, meclis çoğunluğu muhalefet partileri elinde tutuyor.
Milliyetçi Cumhuriyet İttifakı (ARENA)'nın 37, solcu FMLN'nin 23 sandalyesi bulunuyor. Bukele’nin partisi Nuevas Ideas (Yeni İttifaklar), seçime girmediği için kongrede sandalyesi yok.
Seçime birlikte katıldığı muhafazakar (GANA)’nın ise 10 milletvekili bulunuyor. Dolayısıyla Parlamento üstünlüğü arayan Bukele’yi mevcut durum çaresiz bırakıyor.
Cumhurbaşkanı Bukele, ülke anayasasının 167'nci maddesine atıf yaparak, cumhurbaşkanının "ulusal çıkarları talep ettiğinde" olağanüstü toplayabileceğini söyledi.
Ancak El Salvador’daki ABD ve AB Büyükelçilikleri dahil, uluslararası örgütler, Meclisin kendisi ve Anayasa Mahkemesi Bukele’nin bu eylemini kınadı.
Aslında Bukele’yi, meclisi silahlı askerlerle basacak boyut; sadece bir ek bütçenin meclis tarafından onaylanmaması gerekçe gösterilmiyor.
Nihayetinde bütçenin onaylanmayacağını Bukele’nin kendisi de biliyordu. Ancak bu agresif tavrı gerekçelendirecek husus başkaydı.
Bukele, kısa bir süre önce Japonya, Katar ve Çin’i de kapsayan bir Asya turu yaptı. Özellikle Çin ile birçok ikili anlaşma gerçekleştirdi.
Çin, Salvadar’un El Union limanıyla ilgilendi. Ayrıca Salvador’da altyapı inşaatları, köprü, havaalanı, stadyum vs. Salvador’u ayağa kaldırabilecek birçok proje üzerinde çalışıldı.
Bukele, büyük bir özgüvenle cumhurbaşkanı olmuştu ki (Anketlere göre kamuoyunda yüzde 90’lara varan bir güven); bu gücün verdiği başına buyruk ve denge gözetmeyen tavrı ABD’yi kızdırdı.
Zira Çin’le daha önce bu tip görüşmeleri, solcu FMLN hükümeti yapmış. Ancak Çin ile fazla ilerleme kaydedememişti.
Bukele, evanjelik toplumunun desteğiyle ARENA ve FMLN gibi onlarca yıllık statüko partilerini geride bıraktı.
fazla oku
Aynı desteği ABD’de vermişti. Dolayısıyla 190 milyon dolarlık bir savunma bütçesini evanjelik ve ABD şirketlerine ihale etmek istedi.
Çünkü oluşabilecek tepkiyi, gündemi başka bir yere odaklandırarak, hedef olmaktan sakındı. Kongre’de üstünlüğü olmadığı halde; meclise tasarıyı getirdi.
Nitekim muhalefetçe engellendi. El Salvador meclisine bu silahlı müdahale, tipik bir Ortadoğulu devlet başkanının, zoru/tepkiyi hissedince, daha fazla tepki almamak için egemen koalisyona ‘şirin görünme çabasından’ başka bir şey değildi.
Dolayısıyla El Salvador’da Bukele’nin bundan sonra yapacağı/yapabileceği illegal/radikal reaksiyon, kendisini cumhurbaşkanı yapan irade olan ABD/evanjelik koalisyonuna yaranmaktan/bağlılık göstermekten öteye gitmeyecektir.
Yasser Arafat Plaza’dan, İsrail Plaza’ya Bukele: Havalı Cumhurbaşkanı
Nayib Bukele, Başkent San Salvador’un 38 yaşında belediye başkanı oldu.
Twitter’a gösterdiği ilgi, kravat takmaması ve sıradışı kişiliğinden ötürü uluslararası basında “Bin yılın Cumhurbaşkanı” olarak kabul edilir.
Kimilerince "El Salvador'ın Donald Trump’ı" olarak isimlendirilir. Ancak evanjeliklerin desteği, Twitter'da zaman geçirmesi ve iş adamı kimliği dışında Trump’la benzeşen bir yönü bulunmamaktadır.
Ortadoğu kökenli bir Filistinli olan Bukele, Müslüman baba ve Hıristiyan annenin çocuğudur. Eşi ise bir Sefarad Yahudilerindendir.
Siyasetteki yükselişini popülizmi iyi yapmasına ve Salvador evanjeliklerin gücüne borçludur.
Bu birbirine benzemez olgular, Bukele’nin siyasi git-geller ve zikzakların oluşumunda da önemli bir etki teşkil ediyor.
Bukele, siyasete solcu FLMN partisinde başladı. Babasının parti finansörü olmasından ötürü Salvador’un belediye başkanı oldu.
Bukele gibi yeni bir karakterin siyasette hızla yükselişi, reklamcı olması hasebiyle beraberinde güçlü ve popüler görünmesine neden oldu.
Başına buyruk tavrı yüzünden FMLN’den 2017’de kovuldu. Seküler yaşam biçimi GANA gibi muhafazakar parti de sorun teşkil edilmeyerek 2019’da cumhurbaşkanlığı seçiminde aday gösterildi.
Başta evanjelikler olmak üzere geniş bir koalisyonla ARENA (yüzde 31,8) ve FMLN (yüzde 14,4) gibi iki statüko partiyi geçerek Cumhurbaşkanı seçildi (yüzde 53).
Kadın düşmanı otoriter üslubu ve serbest piyasa ekonomik gündemi söz konusu.
Dünyanın en yüksek cinayet oranına sahip ülkelerinden biri olan El Salvador’da göreve başladığından beri resmi cinayet oranında ciddi düşüş yaşandı. Bu durum popülaritesini artırdı.
Nitekim Kongreye sunduğu 109 milyon dolarlık ek bütçeyi, bu amaç doğrultusunda kullanacağını açıkladı.
Haziran 2019'da göreve başladıktan kısa bir süre sonra, Bukele, sokak çetelerinin noktalarını hedefleyerek, bu alanlarda askeri varlığını arttıran ‘Kontrollü Bölge Planını’ hayata geçirdi.
Ülke de, 2018 ile karşılaştırıldığında 2019 sonuna kadar cinayetlerde yüzde 28'lik bir düşüş yaşandı.
Salvador Ulusal Sivil Polis rakamlarına göre, ortalama günlük cinayetler, Bukele'nin göreve başlamadan önceki ay olan Mayıs 2019'da 9,2'den, Ocak 2020'de 3,8'e düştü.
El Salvador, geçtiğimiz yıl 100 bin kişi başına 35,6 ortalama cinayetle (silahlı çatışmaya maruz kalanlar hariç) dünyanın en tehlikeli ülkelerinden biridir.
Bukele, Ekim ayında sadece 112 kayıtlı cinayet ile El Salvador'un yıllık cinayet oranını 100binde 21'e düşürdü.
Ancak Bukele’nin olumsuz giden icraatları da oldu. Örneğin, görev süresinin yaklaşık dokuzuncu ayında 14 vali bile atayamadı.
Salvador’da vali, idarenin bölgeye ilk bağlantısıdır. Ancak Bukele, valilere ihtiyacı olmadığını söyleyip, her şeyi doğrudan sosyal medyada yapabileceğini açıkladı.
Ayrıca büyük medya şirketleriyle kurduğu ittifak sayesinde, kontrol ettiği bilgi matrisi aracılığıyla insanları etkilemeye çalışıyor. Kamu reklamlarının yaklaşık yüzde 70'ini bu medyaya kanalize ediyor.
Bu bağlamda köktendinci evanjelik kiliselere siyaset ve bürokraside de alan açıyor. Dolayısıyla bu ittifak, Katolik Kilisesi'nin üstünde yer alıyordu.
Bukele ilk icraatlarına, ülkeyi ABD'nin hizmetine çevirerek başladı. Trump ile görüştükten El Salvador, ‘Güvenli Ülke anlaşması’ imzaladı.
Yani El Salvador Sudan, Suriye, Yemen ve Kongo gibi ülkeler sınıfından çıkmış oldu. ABD’nin talebiyle Venezuela diplomatik misyonunu ülkeden kovdu ve Juan Guaidó'nun kendi kendine ilan ettiği başkanlığını tanıdı.
Ancak Aralık ayında Bukele Çin’e gitti ve büyük bir yardım paketi sağladı. Çin’in Tayvan politikasını tanıdı. Bukele'nin bu ekonomi temelli dış politikası, kendisini destekleyen koalisyonda beklenen bir durum değildi.
Aslında Bukele’nin sürprizi, Çin seyahatine çıktığında geldi. Mesele şu ki, hedefi jeopolitik veya diplomatik bile değil, temelde ekonomikti.
Çünkü ABD'nin Bukele’ye veremeyeceği desteğe, Bukele’nin ihtiyacı var. O da yatırım. Zira Kosta Rika, Panama, Latin Amerika veya Afrika ülkelerin de olduğu gibi, Çin'in havaalanı, köprü, liman, stadyum ve köprü inşaatları gibi hızlı kamu yatırımlarına El Salvador’un ihtiyacı vardı.
Bukele, ABD ile yakın ilişkisini sürdürmek istiyor, çünkü tehditlerin hedefi olmak istemiyor. Ancak Salvador’un ihtiyaçları ve hükümetin icrasını sürdürebilmesi için ciddi bir finansa da ihtiyaç duyuyor.
Elbette kendi şirketlerinin de bir beklentisi yok değil. Ancak yatırım ABD'den gelmeyen bir şey; El Salvador’da ABD şirketleri var; Amerikalılar, Salvador veya yabancı şirketleri satın almak ve özelleştirmek için geliyor. Altyapıya ve kalkınmaya yatırım yapmıyordu.
Aslında Bukele’nin bu tarz pragmatik siyaset tarzını Arjantin eski Cumhurbaşkanı Macri’de yapmış. Hem ABD ve New York Finansörlerin desteğini almış, hem evanjelik toplum tarafından desteklenmiş; hem de Çin ile altyapı başta olmak üzere birçok ikili anlaşma imzalamıştı.
Bu yüzden Nayib Bukele Cumhurbaşkanlığı seçimi ne sol, ne de sağ ideolojik söylemle kazanmadı.
Zira Solcu-Komünist parti FMLN'deyken kendisini solcu olduğunu; partiden kovulduktan sonra ne solcu ne sağcı olduğunu; ABD’de Heritage Vakfı’nı ziyaret ettiğinde kendisini sağcı liberal; Cumhurbaşkanı adayı olduğu muhafazakar parti GANA ile girdiği ittifakta da kendisini sağcı olarak tanımlamıştı.
Yani Bukele ‘ultra-pragmatik popülist’ bir politika izlemeye çalışıyor.
Bukele kısa sürede kamu güvenliği alanında ciddi bir başarı sağlasa da; kamusal kayırmacılık karşıtı seçim vaadine rağmen, yeni yönetimde kendi akrabalarına yer verdi.
Bukele, amcasını Ticaret ve Yatırım Sekreteri, kardeşini Ulusal Spor Enstitüsü'ne, kayınbiraderi ve kuzeni de yeni hükümette yer verdi.
Bunun dışında eski hükümetin FMLN politikacılarıyla aile bağları iddiası yüzünden, yüzlerce kişiyi kovdu. Binlerce işçiyi çıkardığı için toplu iş davaları açıldı.
Bukele hükümetini, belirli bir ideolojik yönelimi olmadığı için açık ve karmaşık bir görüntü verse de; evanjeliklerin ve ABD’nin desteğini aldığı apaçık.
Seçim kampanyası sırasında Bukele, ABD'nin El Salvador'un ana müttefiki olması nedeniyle Çin ile ilişkileri gözden geçirdiğini açıklamıştı. Ancak Çin’le bir finans anlaşması yaptı.
Salvador’a döndüğünden 1.5 ay sonra Kongre’ye silahlı müdahale de bulundu. 28 Şubat 2021, ülkede yapılacak bir sonraki parlamento seçimleri planlandığında; Bukele evanjeliklerin dolayısıyla ABD’nin desteğini arayacaktır.
Ayrıca Bukele yönetiminin, hangi sınıf politikaları izleyeceği açık değil. Bukele, seçim kampanyasında destekçisi GANA’nın kürtaj ve evlilik eşitliğine karşı çıktı; su özelleştirmesini ve ölüm cezasını destekledi.
Bukele maskeyi Çin’de düşürdü. Salvador’da Meclise yaptığı silahlı müdahale ile yeniden taktı.
Şuan tüm dinamikler ölü taklidi yapıyor. Bukele ise maskeyi Çin’de taktığına inandırmak için Meclisi bastı. Muhataplarını eğer inandırmışsa, bununla yetinecektir.
Eğer inandırıcılığı sorgulanırsa daha fazlasını yapması kaçınılmaz bir gerçek olarak duruyor. Bu bağlamda Bukele çok tehlikeli bir oyun oynuyor.
Yasama ve Yürütme arasında bir kuvvetler ayrılığı yaratarak Meclis’i ele geçirmek istiyor.
El Salvador'un dış politikasını sağa doğru yönlendireceğini ve başkanlığını daha da pekiştirmek isteyeceği için agresifleşmesi kaçınılmaz gözüküyor.
* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish