fazla oku
Geçtiğimiz günlerde Independent Türkçe için yazdığım makalede termik santrallere dair, en kötü, iyi ve en iyi senaryoları yazmıştım. 1 Ocak 2019’da senaryolardan iyi olan uygulamaya girdi…
Yılın ilk günü akşam saatlerinde Çevre ve Şehircilik Bakanı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın ortak basın toplantısı ile özelleştirilen 13 kömürlü termik santralin 5 tanesinin faaliyetinin durdurulduğu 1 tanesinin de evlerdeki ısınmayı sağlaması nedeniyle kısmı ile olarak çalıştırıldığı duyuruldu.
31 Aralık 2019 tarihine kadar çevre mevzuatına uyum için süre tanınan, kirletme muafiyeti verilen santrallere dair 2019 yılı içerisinde 2 defa muafiyet uzatma çabası olmuştu.
2019 Şubat ayında TBMM’de oylamaya sunulmadan partilerin ortak kararı ile geri çekilen düzenleme, geçtiğimiz haftalarda TBMM’de onaylanmıştı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın vetosu ile düzenleme yürürlüğe girmemişti.
2013’de ilk defa kanun ile tanınan bu muafiyetin olumsuzluklarını ilk günden bu yana dile getiriyor, karar vericilere, topluma bilimsel bilgi ile görüşlerimizi aktarıyorduk.
2018 yılında Zonguldak Çatalağzı’nda düzenlediğimiz basın toplantısı ile bölgede yaptığımız hava kalitesi ölçüm sonuçlarını dile getirerek tehlikeye dikkat çekmiştik. (Rapora bu adresten ulaşabilirsiniz)
Benzer şekilde Muğla’da, Soma’da, Kütahya’da, Kangal’da, Afşin’de, Çanakkale’de görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmış, hukuki süreçlerin yürütülmesini sağlamıştık.
Bilim insanları, sivil toplum kuruluşları, meslek odalarının çabaları ve basının konuyu takip etmesi ile toplumsal bilinç ve talepler daha da netleşerek siyaset alanını dönüştürme noktasına geldi.
Özetle, çabalarımız, emeklerimiz sonuç verdi.
Hiç kuşkusuz, bazı yönetmelik düzenlemeleri ile uygun olmayan atık sahalarına da bir düzeltme, rehabilitasyon süreci yaratmak adına süre tanındığı görülüyor.
Birkaç hafta önce 2,5 yıl daha tümüne muafiyet süreci planlanırken bugün gelinen noktada sağlığımızı riske atan, doğamızı kirleten bu tesislerden 5’inin birden durdurulmuş olmasının büyük bir adım olduğu gözardı edilemez.
Bu noktada, emek veren sivil toplum kuruluşlarını, kişileri, siyasetçileri, bürokratları, kamu kurumlarında doğayı dert ederek çaba harcayan tüm kamu çalışanlarını kutlarım.
Bundan sonraki süreç
Bundan sonraki süreçte, çevre izni ve geçici faaliyet belgesi aldığı belirtilen tesislerin durumlarına dair takibi asla bırakmamak gerekiyor.
Bu tesislerin çeperinde yaşayan yurttaşların, bu alanda emek veren kişi ve kurumların süreci takip etmesi ve uygun olmayan durumları mutlaka ilgili kurumlara bildirerek hukuki süreçleri yürütmeleri oldukça önemli.
Not edelim; durdurulan tesisler; Kangal, Çatalağzı ÇATES, Seyitömer, Afşin Elbistan A, Tunçbilek…
Soma’daki vatandaşların atık ısıyla ısınmasını sağlayan Soma’daki santralin 2 ünitesi durduruldu, 4 ünite çalışıyor.
Çevre izni alanlar; Kemerköy, Yeniköy ve Çan termik santralleri… Geçici faaliyet belgesi alanlar; Orhaneli, Yatağan, Afşin B, Çayırhan.
Geçici faaliyet belgesi alan tesislerin atık sahalarını uygun hale getirmeleri ve bacagazı limit değerlerine uymaları gerekiyor. Aksi halde çevre izni almaları mümkün değil.
Bu tesislerin 1 yıl içerisinde çevre izni almamaları durumunda tereddütsüz faaliyetlerinin durdurulması yoluna gidilmeli, bugün olduğu gibi…
Çevre izni alanların ise nasıl aldıkları akıllarda soru işareti yaratıyor: Madem çevre izni alabilecek durumdalardı neden kanun değişikliği öngörüldü?
Hep vurguladığım gibi şeffaflığa ihtiyacımız var. Geçici faaliyet belgesi ve çevre izni verilen tesislere dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internet sayfasında detaylı bilgilendirme yapılması gerekiyor.
Verilen iş termin planlarının da kamuoyuna açık hale getirilmesi, tesisleri zorlayıcı bir etki yaratacak, denetim ve izleme sürecini güçlendirecektir…
Öte yandan, faaliyeti durdurulan termik santrallerde çalışan emekçilerin hakları mutlaka korunmalı, yeni istihdam alanları yaratılmalı.
Bunun için, birçok ülkenin iklim krizine karşı mücadele değerlendirdiği dönüşüm süreci planlanmalı.
“Coal Transition” olarak ifade edilen “kömürden yenilenebilir, temiz enerjiye dönüşümü” sosyal ve ekonomik olarak değerlendiren yaklaşıma odaklanılmalı.
Bu süreçte, kapatılan santrallerdeki emekçilerin yenilenebilir, temiz enerji üretim biçimleri içerisinde, yerli teknolojinin de üretiminde yer almalarını sağlayacak orta ve uzun vadeli planlamaya vakit kaybetmeden başlanması gerekiyor.
5 termik santralin faaliyetinin durdurulması iklim krizine karşı ve hava kirliliğine, doğanın yok oluşuna karşı mücadelede dev bir adım.
Bu tesisler sadece Türkiye ekonomisi için değil, dünya ekonomisi için de kritik öneme sahip.
Bunu birçok düşünce ve ekonomi alanında danışmanlık veren kuruluşların özelleştirilen termik santrallerin durumuna dair yaptıkları detaylı değerlendirme ve yorumlardan da görebiliyorsunuz.
Borsada hisseleri olan, binlerce insanın istihdam edildiği büyük firmalara ait tesisler bunlar…
Hiç basite alınabilecek bir mesele değil… Bu dev adımın, sürdürülebilir hale getirilmesi için tüm ekonomik, sosyal dönüşüm sürecinin yaratılması olası maddi ve manevi zararları bertaraf edebilmek için gerekli.
Dönüşüm için bir örnek çalışma yakında başlıyor!
Kömürden yenilenebilir, temiz enerjiye dönüşümü kurgulayacak bir planlama süreci için mevcut durum analizleri oldukça önemli.
Bu kapsamda Türkiye’deki ilk çalışma yakında başlıyor. İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği, Zonguldak’ta yapacağı çalışma ile kömürlü termik santrallerden ve kömür madenciliğinden planlı bir şekilde vaz geçilmesi durumunda etkinin ne olacağını araştırmaya başlıyor.
Haziran ayında tamamlanacak çalışma ile ülkemizin sanayileşmesinde büyük katkıları ve kömür madenciliğinde tarihi misyonu olan Zonguldak’ın fotoğrafı çekilecek.
Ülkenin tamamında bu mevcut durum analizinin yapılması için iyi bir örnek olacak.
Sosyologların, çevre mühendislerinin de etkin çalışacağı bu değerlendirme ile çözüm önerileri de artık tartışılmaya başlanacak.
Yeni yıl, çevre ve iklim açısından güzel başladı. Dilerim böyle devam eder ve tüm varlıkların sağlıklı çevrede yaşama hakkını sağlayabiliriz.
* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish