Ukrayna ve AB'den "Biz de Amerika'yı tanımayruz" resti mi?

Mayis Alizade Independent Türkçe için Türkiye'nin NATO'daki eski Daimi Temsilcisi, Büyükelçi Mehmet Fatih Ceylan ile konuştu

Fotoğraf: AFP

ABD Başkanı Donald Trump'ın 12 Şubat'ta Rus meslektaşıyla gerçekleştirdiği telefon görüşmesiyle ilgili vakit kaybetmeden kendi "X" hesabından açıklama yapmasının bir amacı da, Münih Güvenlik Konferansı öncesinde Ukrayna'ya ve AB'ye mesaj vermekti.

Mesajın gereken unvanlara ulaştığını, başta Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski olmak üzere, AB'nin önde gelen ülkelerinin liderlerinin yeterince sert ve kararlı açıklamalarından gördük.

Yani, Zelenski'nin yanı sıra Scholz ve Macron da "Biz Ukrayna'nın yanında daha güçlü bir şekilde olmayı sürdüreceğiz” şeklinde karşı mesajlar vermekten geri kalmadılar.

Rusya heyetiyle bir araya gelmek amacıyla Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a giden ABD heyetinin nasıl bir plan ortaya koyacağı henüz bilinmezken, Ukrayna ve AB'nin ortaya koyduğu tavırlar ilgiyle karşılanıyor.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, "ABD ve AB ile oluşturacağımız ateşkes planını 1 ay içinde Putin'in masasına koyacağız” derken, bu tempo Ankara'yı herhangi bir şekilde etkiliyor mu?

Independent Türkçe'nin bu konudaki sorularını, Türkiye'nin NATO'daki eski Daimi Temsilcisi, Büyükelçi Mehmet Fatih Ceylan cevaplandırıyor.


"Süreçle ilgili günlük kesin analizler yapmak zor"

Fatih Ceylan, "Gelişmeleri daha Trump'ın yeniden Beyaz Saray'a dönüşünden önce analiz ettiğimizde, ABD'nin 47>'nci başkanının seçim propagandası döneminde ‘Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı 24 saatte bitireceğim' dediğini defalarca duymuştuk. 'Proje 2025' diye bir plan söz konusuydu. Bana göre ABD Başkanı'nın 12 Şubat'ta açıkladığı üzere, ABD ve Rusya arasındaki temaslar o tarihten önce de ve hem de defalarca gerçekleşmiştir. Ancak 12 Şubat'ta iki ülke devlet başkanları arasında gerçekleşmiş telefon görüşmesinin detaylarını Donald Trump tarafından paylaşılmasını ilk kez gördük" dedi.

Görüşmede, bu sürecin iki ülke liderlerinin değil, farklı bir ülkede bir araya gelmesi, hatta kendi başkentlerinde bile buluşabilecekleri ifade edildiğini belirten Ceylan, "Bunu Trump'ın X mesajından anladık. Yani, bu telefon görüşmesi ABD Başkanının sanki Rusya'dan yana tavır koyduğuna ilişkin bir intiba uyandırırken, ertesi gün Başkan Yardımcısı Vance, Wall Street Journal'a açıklamalarında 'Ukrayna'yla ilgili ABD planına yanaşmaması durumunda Putin'e yaptırım uygulanabileceğinden ve hatta Kiev'e ABD silahlarının verilebileceğinden' bahsetti. Ama aynı Vance, ertesi gün Münih Güvenlik Konferansı'nda farklı bir tutum sergileyerek 'Görüşmeler için Moskova'ya gidebileceğini' belirtti. NATO Savunma Bakanları toplantısında ABD Savunma Bakanı, 'Ukrayna'nın artık 2014 yılı sınırlarına dönemeyeceğini”' belirtirken, Avrupa ülkelerinin daha fazla inisiyatif almasını ve Ukrayna'ya daha fazla yardım yapması gerektiğini ifade etti" dedi.
 

Türkiye'nin NATO'daki eski Daimi Temsilcisi, Büyükelçi Mehmet Fatih Ceylan / Fotoğraf: AA
Türkiye'nin NATO'daki eski Daimi Temsilcisi, Büyükelçi Mehmet Fatih Ceylan / Fotoğraf: AA

 

Rusya tarafının ise tüm bu açıklamalarla ilgili mümkün mertebe dikkatli ve ihtiyatlı tepkiler ortaya koyduğunu söyleyen Mehmet Fatih Ceylan, "Şu anda ABD-Rusya-Ukrayna ekseninde cereyan eden gelişmelerle ilgili Rusya tarafından sadece Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov'un sert olmayan ve ortamı germemeye çalışan açıklamalar yaptığını görüyoruz. Onun için süreçle ilgili günlük kesin analizler yapmak da zorlaşıyor. Bana göre ABD, genel bir ateşkes anlaşmasının imzalanmasını istiyor, ondan sonraki görüşmeler ise Rusya ve Ukrayna arasında yapılacağı için şimdilik o süreçlerin detaylarını da bilmemiz imkansız. 12 Şubat'ta Rus meslektaşıyla telefon görüşmesinden sonra ABD Başkanı, Ukraynalı meslektaşı Zelenski'yi aramıştır. Dikkat edin, ilk aranan taraf hep Rusya oluyor. Ve bunun yanı sıra ABD Başkanının, Ukrayna Cumhurbaşkanıyla neleri konuştuğunu da bilmiyoruz" şeklinde konuştu.

Mehmet Fatih Ceylan, sözlerine şunları ekledi:

Öte yandan, Münih Güvenlik Konferansı'nda konuşan Volodimir Zelenski, 'Şu anda Ukrayna askerlerinin tüm dünyaya konuşma ve takım elbise giyme fırsatı verdiğini, ABD'nin bu çatışmadan çıkmasının Putin'in planı olduğunu, zira o (Putin), Avrupa ve Amerika'yı ve aynı zamanda onların Ukrayna'ya yardımını bölebilecek' şeklinde görüş ortaya koyarken, Rusya'ya karşı gereken adımların atılmaması durumunda AB ve ABD'nin de askeri üniformalarını giyeceğine vurgu yaptı.

 

Ceylan ayrıca, "Zelenski, savaşı 2025 yılında bitirmek istediklerini ve bu amaçla ABD ve AB ile birlikte önümüzdeki 1 ay içinde hazırlayacakları planı Putin'in masasına koyacaklarını belirtti" dedi.

"Trump'ın, Putin'i hep Zelenski'den önce aradığını görüyoruz" diyen Mehmet Fatih Ceylan, "Münih Güvenlik Konferansı'na Rusya Devlet Başkanı katılamazken, Ukrayna Cumhurbaşkanının yardım ve destek konularında ABD Başkanına karşı belirli ölçüde tavırlar aldığı ve sanki bu işlerde Avrupa'yı konsolide etmeye çalıştığını gördük. Örneğin, gazetecilere verdiği brifingde Volodimir Zelenski, bakanlarına, ülkesinin yeraltı madenlerinin bir kısmının, vereceği destek karşılığında ABD ipoteğine devredilmesini öngören anlaşmayı imzalamama talimatı verdiğini açıkladı. Ukrayna Cumhurbaşkanı şöyle dedi: 'Bana göre o anlaşma bizi savunmuyor. Anlaşma bizi ve çıkarlarımızı korumaya hazır değil.' Volodimir Zelenski'ye göre anlaşmanın doğrudan 'güvenlik teminatlarıyla ilintili olması gerekir. Anlaşmanın ilk metninde böyle bir teminat açıkça ifade edilmiyor.' Bunun yanı sıra Zelenski, savaşı 2025 yılında bitirmek istediklerini ve bu amaçla ABD ve AB ile birlikte önümüzdeki 1 ay içinde hazırlayacakları planı Putin'in masasına koyacaklarını belirtti" dedi.

Mehmet Fatih Ceylan, sözlerine şunları ekledi:

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, koşulları da çok açık şekilde ifade ediyor:

  • Savaş ABD veya AB'de değil, Ukrayna topraklarında yaşanıyor. İşte bu yüzden pazarlık masasında kimin olması gerektiği konusunda Ukrayna liderliğe sahip olmalı.
     
  • Putin sadece ateşkes anlaşması için hazır. Ukrayna'nın vazifesi savaşı durdurmak, barışı sağlamak ve desteği kaybetmemektir.
     
  • Ukrayna'nın katılımıyla Suudi Arabistan'da gerçekleşeceği iddia edilen barış görüşmeleri için hazırlık yoktur.
     
  • Seçim konusunu sadece Putin ve ABD'deki kimi sesler gündeme getiriyor. (Bilindiği üzere, 20 Mayıs 2024'ten bu yana Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukraynalı meslektaşının beş yıllık görev süresinin dolduğunu ve iktidarda kalışının "yasadışı” olduğunu defalarca ifade etmişti. Son aylarda ise ateşkes sağlanması için Ukrayna'da kimliğinden asılı olmaksızın seçilmiş bir cumhurbaşkanıyla görüşmeye hazır olduğunu belirtmektedir. Zelenski bu konudaki söylemlere atıfta bulunuyor.) Bu şekildeki konuşmaların Ukrayna yasalarının ihlali olduğunu herkes anlıyor.
     
  • Volodimir Zelenski, bazı AB ülkelerinin askerlik yaşı gelmesine rağmen Avrupa'da sığınma hakkı olarak yaşayan genç Ukrayna vatandaşlarının kendi ülkesine geri gönderilmesine ilişkin hamlesinin doğru olduğunu belirtti.
     
  • Ayrıca Zelenski, Başkan Trump'ın Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg ile birlikte cephe bölgelerine gitmeye hazır olduğunu, zira Amerikan tarafının gelişmelerle ilgili daha fazla bilgiye ihtiyacının olduğuna vurgu yaptı.

Münih Güvenlik Konferansı'nda gördüğümüz manzaranın, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'nin, Beyaz Saray'ın bugünkü politikalarının aleyhinde sert çıkışlar yaptığını ortaya koyduğunu ifade eden Ceylan, "Yani, Volodimir Zelenski, "Avrupa Birliği'nin kendi silahlı kuvvetlerini kurması gerektiği” düşüncesini yüksek sesle dile getirdi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz daha da ileri giderek, 'Olağanüstü durum ilan edilmesini ve Ukrayna'ya mevcut bütçenin üzerinde yardım yapılması gerektiğini' ifade etti. Fransa Devlet Başkanı da Trump politikalarına karşı ciddi tepki ortaya koyduğunu ve 'Askeri yardımlar da dahil olmak üzere bugün bizim Ukrayna'ya yardımları kendi üzerimize almamız gerekir' dediğini gördük" dedi.

Politico yayınının Amerikan kaynaklarına istinaden pazar günü yayınladığı haberde, Rusya heyetiyle görüşmelerde bulunmak için ABD heyetinin Riyad'a gittiğini yazdığını belirten Ceylan, "Görüşmelerde ABD'yi Dışişleri Bakanı Marc Rubio, Ortadoğu Özel Temsilcisi Steven Witkoff ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz temsil edecek" ifadelerini kullandı.


"Son 200 yıldaki gelişmeleri de hesaba katarak Rusya-Ukrayna savaşının gidişatı ve muhtemel ateşkes dönemine ilişkin Türkiye kendi planlarını hazırlamalı ve günü geldiğinde yürürlüğe koymalı"

Fatih Ceylan, "Türkiye'nin gelişmelere bakışına geldiğimizde adeta bir donukluk görüyoruz. Bu kadar hızlı gelişmelerin karşısında bu kadar hareketsiz kalmanın nedenini anlamak mümkün değil. Oysa Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasından 1 ay sonra, yani 29 Mart 2022'de Türkiye, iki tarafı da İstanbul'da bir araya getirip görüşmelerin sağlanmasına muvaffak olmuştu. Ardından 'Tahıl Koridoru' ile ilgili yapılan hamlenin iyi sonuçları oldu. Ancak özellikle Temmuz 2023'te Ukrayna Cumhurbaşkanının Ankara gezisi sırasında Türkiye'de bulunan 5 Azov Komutanı'nı Zelenski'ye teslim etmesinden sonra bir de Rusya ile Batı arasında gerçekleştirilen rehine takası olayını gördük. Oysa Karadeniz'in karşı kıyısındaki iki ülke de bizim komşumuz ve gelişmeleri derinden analiz etmek ve çıkarlarımız üzerinden pozisyon almak gerekir" değerlendirmesinde bulundu.

Ceylan, "Bu gelişmeler ışığında Türkiye'de 'Rusya'dan daha fazla Rusçu' olduğunu da görüyoruz. Onlara göre bu gelişmelerde Rusya koşulsuz desteklenmelidir. Objektif ve tarafsız analizler yapanlar ise o insanlara göre 'ABD emperyalizmine hizmet ediyor.' Oysa en az 200 yıllık tarihimize baktığımızda şunu görüyoruz: Elinin zayıfladığı sıralarda Çarlık Rusyası da, SSCB de, günümüz Rusya Federasyonu da Türkiye'ye karşı ılımlı politikalar yürütürken, pozisyonu güçlenince Türkiye'yi küçük görüyor ve eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün de ifade ettiği üzere 'aklın-hayalin almayacağı talepler öne sürüyorlar" dedi.

Geldiğimiz noktada Kremlin ideologlarının "Avrupa'nın yarısının Rusya'nın kontrolüne geçmesi gerektiğini" ifade ettiklerini belirten Ceylan, son olarak, "Onun için en azından son 200 yıldaki gelişmeleri de hesaba katarak, Rusya-Ukrayna savaşının gidişatı ve muhtemel ateşkes dönemine ilişkin Türkiye, kendi planlarını hazırlamalı ve günü geldiğinde yürürlüğe koymalı" yorumunda bulundu.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU