Avrupa'da "yeğen + kuzen" kabusu dolaşıyor

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

İzzet Hanım Cevadova / Fotoğraf: X

Hayır, bu kez sahne ışıkları değil, daha da kararıyor ve Yunanistan'ın başkenti Atina yakınlarındaki bir küçük kent evine 30 Aralık'ta düzenlenen baskında yaklaşık 50 çeşit uyuşturucu ele geçiriliyor.

Yani düzenlenmesi planlanan yılbaşı partisi, polis baskınıyla zehire dönüşüyor.

Partiye katılmak için bir araya gelmiş 13 kişi gözaltına alınırken, polis olayla ilgili Yunan basınına bilgi sızdırmakla kalmayıp, Fransız Ajansı AFP'e doğruluyor.

Yılın hemen başında mahkeme, gözaltındakileri tutuklama kararı alıyor.

Buraya kadar okuduklarınız haklı olarak ilgi çekmeyebilir.

Ama olayın merkezindeki kişi, Londra ve genel olarak Avrupa sosyetesinin yakından tanıdığı ve aynı zamanda isminin etrafında daha önce de skandalların yaşandığı birisi olunca, "Yine ne oldu acaba?" sorusunun kafaları kurcalama ihtimali de yükseliyor.
 

İzzet Hanım Cevadova
İzzet Hanım Cevadova

 

İsmi: İzzet Hanım Cevadova (kızlık soyadı Aliyeva).

Eski Azerbaycan Cumhurbaşkanı ve ulu önderi Haydar Aliyev'in kardeşi Celal Aliyev'in öz kızı (haberlerde şimdiki Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in kuzeni olması da başlıkta veriliyor).

1990'ların sonlarında Bakü Devlet Üniversitesi'nde biyoloji eğitim gördüğünde derslere 3 koruma eşliğinde gidip-dönüyormuş.

Evet, yanlış okumadınız, sırf cumhurbaşkanının yeğeni olmasından dolayı eğitim gördüğü üniversiteye korumalar eşliğinde gidiyormuş.

Bilim adamı babası, 1995-2015 yılları arasında Azerbaycan parlamentosunun üyesi oldu, 16 Şubat 2016'da 88 yaşındayken hayatını kaybetti.

Komünist dönemde de ağabeyi Haydar Aliyev'in Azerbaycan'ın başında bulunmasını fırsat bilerek bilim insanlarına karşı aşırı sert davranışlar sergilemesiyle ünlenen Celal Aliyev, ağabeyinin Haziran 1993'te iktidara dönmesiyle sadece hırçın tavırlar sergilemekle kalmayarak çok büyük servete sahip oldu.

2002 yılında gazetecilerden biri devlet başkanı Haydar Aliyev'e "Kardeşiniz Celal bize hakaretler yağdırmakla kalmayıp ölümle tehdit ediyor" diye yakınırken, Haydar Aliyev "Ona ben de söz geçiremiyorum" diye işi espiriye vurup şikayeti geçiştirmişti.

Azerbaycan'ın 3 aşağı- 5 yukarı tüm yöneticilerinin veya Aliyev iktidarına yakın şahıslarının Birleşik Krallık ve özellikle Londra sevgisini herkes bilirken, bu sevginin sonucunda Ord. Prof. Dr. ve milletvekili Celal Aliyev de tek evladı olan kızının Londra'ya yerleşmesini kararlaştırmış ve daha 2000'li yıllarda adına birkaç gayrimenkul satın aldı.

Süleyman Cevadov ile evli İzzet Hanım, Bakü'de babasına mahsus ticaret merkezlerinden, gayrimenkullerden, hizmet mekanlarından gelen sınırsız paraların sayesinde hiçbir maddi sıkıntı çekmeden Avrupa'nın altından vurup üstünden çıkarken kendini DJ olarak lanse etti.

Örneğin bir videosunda İspanya'nın İbiza adasına hayranlığını ve orada vakit geçirmeyi sevdiğini belirtti.

Ord. Prof. Dr. Celal Aliyev'den kalma dudak uçuklatan servet, Azerbaycan'ın bağımsız medya mensupları ve yurtdışına kaçmak zorunda kaldı, televizyoncular tarafından zaman zaman mercek altına alınıp kamuoyuyla paylaşılırken, tüm diğer yöneticiler gibi İzzet Hanım Cevadova, bu yayınların hiçbir tanesine herhangi bir tepki vermedi.

3 sene önce Londra mahkemesi, Cevadova'nın 4 milyon pound parasına "menşei belirsiz" diye el koyarken, Cevadova bundan dolayı az daha Birleşik Krallık'a şükranlarını sunmuş ve 4 milyon poundunun gitmesinden zerre kadar rahatsızlık duymadığı görülmüştü.

Londra'da DJ'lik yaptığını iddia eden İzzet Hanım Cevadova (kendini Michaela olarak lanse ediyor), Yunanistan'da yaklaşık 50 çeşit uyuşturucuyla ve uyuşturucu partisi düzenleyeceği iddiasıyla tutuklanması bir dizi soruyu da kendisiyle getirip-gelirken, polise verdiği ilk ifadesinde Cevadova'nın "LGBT partisi düzenleme niyetinde olduğunu" ifade etmesi ve bununla Yunanistan'ı "LGBT'yi engellemekle" suçlamak istemesi, olayın farklı boyutlarına işaret ediyor.

Akla gelen ilk soru şu:

Acaba, Azerbaycan'ın eski devlet başkanının yeğeni, mevcut devlet başkanının kuzeni, bilim adamı ve siyasetçinin kızı İzzet Hanım Cevadova arkadaş grubuyla yılbaşı öncesinde bir parti düzenlemek için Birleşik Krallık'ı güvenilir bir yer saymadı mı, Yunanistan'ı tercih etti? 

İkinci soru ise şu:

Yunan polisinin bu olayı medyaya yansıtması ve hem de Cevadova'nın mevcut Azerbaycan yönetiminin çok yakını olduğunu hatırlatmak suretiyle yansıtması, AFP'nin hemen bu topa girerek 'güvenlik kaynaklarından haberi teyit etmesi' sadece 'polisin de medyanın da kendi görevini yapması' olarak nitelendirilebilir mi? Yoksa bu olayın arkasında siyasi hesapların bulunma ihtimali de var mıdır?


Bunun için soruşturmanın seyrinin izlenmesi gerekecek tabii ki.

O zaman soruşturma sürerken biz Londra'da sınırsız servet içinde gamsız bir hayat süren İzzet Hanım Cevadova'nın babası, bilim insanı ve siyasetçi Celal Aliyev'in hayattayken kendisine karşı yöneltilen iddialara verdiği tepkilerin bir tanesini burada hatırlatarak, Yunanistan'daki soruşturma süresini izlemeye devam edelim.

Uyuşturucu partisi düzenleme iddiasıyla Yunanistan'da yakalanan İzzet Hanım Cevadova'nın bilim adamı ve milletvekili babası, gazeteciye "Fahişeden kopma" demişti...


Yıl 2005.

ANS TV kanalını da kendi içinde barındıran aynı isimli medya grubunun Hesabat isimli dergisinde Azerbaycan'da devletin imkanlarını kullanarak aklın almayacağı düzeyde zenginliğe ulaşmış 30 siyasetçi ve bürokratın isim-soyadları yayımlanıyor.

Listenin ilk sırasında 1994-2006 yılları arasında gümrüklerden sorumlu devlet bakanı olmuş Kemalettin Haydarov (2006 yılından bu yana olağanüstü durumlar bakanıdır; yani tam 31 senedir bakanlık koltuğunu bırakmayan Kemalettin Haydarov'un Guinness Rekorlar Kitabı'na girmemesi kendisine yapılmış en büyük haksızlık olacak, buradan uyararak borcumuzdan çıkalım) bulunurken, toplumun görüşüne başvurulduktan sonra listenin ikinci sırasına İzzet Hanım Cevadova'nın babası Celal Aliyev'in ismi yazılmıştı.

Derginin başyazısında devletin imkanlarını kullanarak fantastik zenginliğe erişmiş siyasetçi ve bürokratlarla ilgili şu mealde sözler sarf edilmişti:

Bunlar ülkenin kanını emip karılarının iç çamaşırlarını da o kanın parasıyla alıyorlar.


Ord. Prof. Dr. Celal Aliyev, bu duruma çok öfkelenirken, üyesi olduğu Azerbaycan parlamentosunda oturduğu yerden TV programcısı ve aynı zamanda Hesabat dergisi genel yayın yönetmeni Mir Şahin Agayev'i şu sözlerle hedef almıştı:

Oranın (TV ve dergiyi kastediyor - İ.T.) yöneticileri uyuşturucu bağımlılığının yanı sıra uyuşturucu tüccarları. Büyük miktardaki uyuşturucunun Güneyden Kuzeye taşınmasını bunlar kontrol ediyor. Kadın ticareti. Şimdi bu ahlaksızlar Azerbaycan'a bu lekeleri sürerek liyakat sahibi şahsiyetlere istedikleri gibi hakaretler ediyorlar. Aslında kendisi uyuşturucu bağımlısı. İsmini Mir Şahin koymuş, aslında Mir Fahişe'dir o. Eşini ve çocuklarını bırakarak başka birisine uymuştur. Orası ahlaksızlık yuvası, oranın kapatılması gerekir. Bunlar düşmanlardır. Halihazırda seçim öncesinde lekelemek için kızışmışlar. Nasıl bakıyorsunuz, ey milletin vekilleri. 8 buçuk milyonluk halk bizi seçmiş, sizi seçmiş. Şimdi gelmiş böyle bir alçak, zamanında bir fahişeden kopmuş... biti (Rusça söylüyor) görün, gelip Celal Aliyev'e neler diyor.


Bu sözler Azerbaycan'ın sadece siyaset ve medya arenasını sallamakla kalmamış, toplumun tamamını büyük infial uyandırmıştı.

Dergi ve televizyon kanalı Ord. Prof. Dr. Celal Aliyev'e hiçbir yanıt vermezken, şimdi hayatta olmamasına rağmen onun bu konuşması sık sık başa sarılarak seyredilmektedir.

Ha, listenin ilk sırasındaki Kemalettin Haydarov'u soruyorsanız, oğlunun 10 sene önce İstanbul'da 18.5 milyon dolar sermayeyle kurduğu... Hayır, otomobil üretimi şirketi değil, kitap basmak ve ithal edip satmak için yayınevi 2 sene piyasada fırtına gibi estikten sonra bir anda sessizliğe büründü.

Gelen son bilgi taahhütlerini yerine getirmemesinden dolayı Cambridge Yayınları'nın da Türkiye temsilciliğini "ateşte yanmaz suda batmaz bakan" Kemalettin Haydarov'un oğlunun sahibi olduğu TEAS Yayıncılık'tan aldığı yönünde.

Yani ismi 2005 yılındaki listenin ilk sırasında geçen bakan Kemalettin Haydarov'un oğlunun astronomik sermayeyle kurduğu yayınevinin şu anki durumunu muhtemelen ne bakan ne de oğlu merak ediyor (bu yatırımla ilgili evraklar elimde, dünya yayıncılık tarihinin bu ender olayını ayrıca mercek altına alacağım).

Ve muhtemelen Yunanistan'da yakalanmış İzzet Hanım Cevadova'nın babası Celal Aliyev'in çok ağır küfürlerle hakaret ettiği o dergi genel yayın yönetmeni ve televizyon programcısını merak ediyorsunuzdur:

Evet, doğru buldunuz, 2018 yılında Azerbaycan iktidarı alelacele bir TV kanalı kurarak kendisini o kanalın başına geçirdi. Amcadan yediği küfür ve hakaretlerin ödülü olup-olmadığı bilinmemektedir.

Evet, uyuşturucu operasyonuyla başlayıp kitap yayıncılığıyla bitirmek kötü bir şey olmasa gerek.

Esas kahramanımız, Azerbaycan'ın ulu önderi Haydar Aliyev'in öz yeğeni, ikinci dereceli kahramanımız ise ulu önderin 1994 yılında verdiği bakanlık koltuğunu günümüze kadar bırakmayan üst düzeydeki aşırı zengin olduğu söylenen üst düzey bir yöneticidir.

Ancak her ikisiyle ilgili (ve bunlar gibi onlarca bakan, üst düzey bürokrat, milletvekili ve evlatlarıyla ilgili) sorulması gereken tek soru şudur:

Acaba, son 30 yılda Azerbaycan'da ne kadar para üretildi de yurtdışına çok rahatlıkla bu kadar para çıkarılıyor ve çıkarılan paraların, örneğin 4 milyon pound'una İngiliz mahkemesi "Menşei belli değil" diye el koyunca sahibinin kılı da kıpırdamazken 18.5 milyon dolar gibi astronomik bir sermayeyle kurulmuş bir yayınevinin maruz kaldığı akıbet de hiç kimseyi ilgilendirmiyor?


Bu soruları yanıtlayacak tek bir kimse bulunacak mı acaba?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU