Haklı ile haksız arasında net bir ayrım için,
Demokratik hakların yasaksız, kaygısız, korkusuz kullanılması için,
Dil, kültür, inanç, kimlik ve sınıfsal farklılıkları ile yurttaşların yasa önünde eşitliği ve eşit yurttaşlık için,
Yurttaşların duygu ve düşüncelerini sanat ve edebiyat eserleriyle dile getirmesi, paylaşması, gösterim hakkı için,
Düşünmenin, konuşmanın, araştırmanın, üniversitenin özerkliği ve entelektüel faaliyetin özgürlüğü için;
Temel yurttaşlık haklarının güvencesi için,
Mahkeme kararıyla suçu sabit olmayanların masumiyeti için,
İktidar gücünün anayasal ve yasal "denge-denetimi" için,
Şeffaflık ve hesap sorulabilirlik için; ADALET!..
12 Eylül darbesi ve bütün darbelerle, yüzyıllık tarihimizle, "unutturulan" ve "yok" sayılan "büyük acılar"ımızla, yargısız infazlarla, gözaltında kayıplarla yüzleşmek için,
Maraş'ta, Çorum’da Madımak'ta öldürülen, yakılan Aleviler için,
2000 yılında "Hayata Dönüş" operasyonu örtüsü altında, onlarcası "yok edilen", yüzlercesi yaralanan ve sakat bırakılan siyasi tutuklu ve hükümlüler için,
Sur, Cizre, Roboski'de katledilen, köy ve mezralarda evleri yakılan ve göçe zorlanan Kürt halkı için; ADALET!..
***
Ayırım gözetilmeksizin siyasi tutuklu ve hükümlülerin özgürlüğü için,
Tutuklu gazeteciler, milletvekilleri, belediye başkanları, infaz yasasının taraflı uygulanması sonucu cezaevinde kalan siyasetçiler için; ADALET!..
***
Cumartesi Anneleri için,
Barış Anneleri için,
Kadınlar için,
Hastanelerde katledilen yeni doğmuş çocuklar için,
Narin için,
Bedenin dokunulmazlığı, cinsel tercih hakkı, görünür ve görünmez eril tahakküm karşısında özgürlüğün korunması ve özgürlük için,
İnsanın insan olmaktan gelen, dokunulmaz ve devredilmez haklarının koşulsuz sahiplenilmesi ve toplumsal yaraların adalet duygusuyla sarılması için; ADALET!..
***
Munzur'da, Fırtına Vadisi’nde, Kaz Dağları’nda doğanın kurulu dengesinin dokunulmazlığı ve kutsallığı, suyun, havanın, ışığın, toprağın korunması ve ortak sürdürülebilir kullanım hakkı için; ADALET!..
***
Kentsel dönüşümün sermaye hırsları ve rant için değil, yaşanılır mekanlar içinde bir arada eşit ve ortak bir yaşam sürdürebilmek adına yapılması için; ADALET!..
***
Çalışma hayatının, emeğin değerinin, düşünce emeğinin, çocuk emeğinin, göçmen emeğinin, kadın emeğinin her türlü sömürü karşısında korunması ve bütün yasal, meşru direniş haklarının savunulabilmesi için; ADALET...
***
Soma için;
İhtiyaca göre üretim, iş, aş, ekmek için,
Herkesin sağlıklı yaşam hakkı ve sağlıkçılar için,
Ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerin dağılımında adil bölüşüm için; ADALET!
***
Halk birleşirse…
Türkiye sadece şatafata ve güce tapınan zalim muktedirler, çukurların "derinler"inde yaşayan halk düşmanları ve kamu mallarını ve ülke zenginliklerini talan etmeye göre kurgulanmış mafyatik soygun düzeni nedeniyle yaşanmaz hale gelmedi...
Zulme karşı çıkmayan, bedel ödemeyi bilmeyen kaygısızlar nedeniyle de yaşanmaz hale geldi, Türkiye…
Gerçeği bilmeyen ya da bilmezlikten gelen, zulme boyun eğen bir toplum yaşanan adaletsizliklerin temelidir!
Zalimden korkulur, geri durulursa, zulüm ortamı "normalleşir" ve "yeni normal" haline gelir.
Türkiye'de adaletsizliğin denebilir ki toplumsallaşmasının bir yanı budur!
1990-96 "kirli savaş" dönemiyle yüzleşilmediği için katlanarak süren Susurluk düzeninin operasyonel adaletsizliğine karşı ADALET!..
***
Halk, gerçeğin ve adaletin ışığı etrafında birleşerek, zalim ve adaletsiz düzenden desteğini çektiğinde o düzen çözülür, çöker gider...
Adaletsizliklerle yüzleşerek adalete ve halkların ortak yaşam idealine ulaşabiliriz...
Hiç şüphesiz halk, büyük insanlığın değerlerine sıkı sıkıya sarılarak bunu başaracaktır!
Sözün özü:
Bakmayın siz "havanın kurşun gibi ağır" göründüğüne...
Adalet ateşi aslında hiç sönmedi.
Vicdanlarda her zaman soğumadı.
Doğru duran, doğru düşünen, doğru konuşan "işte insan!" diyebileceğimiz Nimet Tanrıkulu gibi kadınlara esaret zincirlerinin vurulmasını değil, bedeli her ne olursa olsun, adalet, kardeşleşme haklar ve özgürlükler şarkılarını kendini kısıtlamadan özgür bir ruhla söyleyebilen şarkıcılarını bekliyor sadece...
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish