Her savaşın gidişatı ve özellikle sonuçları, uluslararası arenada oyunları doğru oynayan ülkelere yeni kapılar açıyor. Rusya-Ukrayna savaşı da istisna değil.
Daha Sovyet döneminde Sibirya'da üretilen doğalgaz, Dostluk Boru Hattı'yla Ukrayna üzerinden Avrupa'ya sevk edilirken, SSCB'nin dağılışı sonrası, Aralık 1991'den beri Ukrayna üzerinden sevkiyat sürüyordu.
Ancak geçen yaz aylarında Ukrayna tarafı, Gazprom ile kontratı uzatmayacağını açıklayınca Rusya doğalgazının Avrupa'ya sevk edilmesi için farklı arayışlar içine girildi.
Örneğin, Avrupa ve Ukrayna, Rusya doğalgazının üçüncü bir ülkenin faturalandırmasıyla sevkiyatına karşı çıkmazken, Türkiye'nin de perde arkasında talip olduğu bu işi, Rusya nezdindeki dededen ve babadan kalma itibarını da kullanan (18-19 Ağustos tarihlerinde Rusya Devlet Başkanı Putin'in Bakü gezisini bir daha hatırlamakta fayda vardır) Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ülkesinin çıkarları doğrultusunda halletti.
Bu hafta başında Sankt-Petersburg'ta bir araya gelen Moldova ve Rusya heyetleri, ayrılıkçı Dnestryanı bölgesine Rusya gazının sevkiyatı konusunu konuşurken, yıllık 2 milyar metreküplük hacmin TürkAkım üzerinden sevk edilmesi üzerinde de duruldu.
Ancak boru hattının 2 kez Ukrayna sınırları içine gireceği hesaba katıldığında, TürkAkım'dan vazgeçilip geçilmeyeceği sorusu gündeme geliyor.
Kuşkusuz, böyle bir sıkıntının ortaya çıkması durumunda, Türk yetkililerin Ukrayna resmi makamlarıyla sıkı temasa geçmeleri gerekecektir.
Moldovalı gazeteci ve yorumcu Yevgeni Çeban, mevcut durumu Independent Türkçe'ye şöyle değerlendirdi:
Rusya'nın Ukrayna'ya geniş çaplı saldırısından sonra ilk kez Moldova hükümetinin bir temsilcisi, Rusya Federasyonu'na resmi bir gezi gerçekleştirdi. Moldova Enerji Bakanı Viktor Patrikov, Rusya Gazprom'unun Başkanı Aleksey Miller ile bir araya geldi. Bu durum, Moldova hükümetinin ve bakanın ünvanına bir dizi eleştirinin yönelmesine neden oldu. Çünkü son yıllarda Moldova, kendi enerji bağımsızlığını temin etmek için bir dizi adım attı.
"Bu gezi, günümüz Moldova iktidarının itibarını zedeledi"
Çeban, "Bağımsızlığını kazanmasından sonra Gazprom'dan gaz alan bir ülke, nihayet gazı Avrupa serbest piyasasından tedarik etmeye başladı. Bugün Moldova'ya gelen Rusya gazı sadece Dnestryanı bölgesine sevk edilmektedir ve orada üretilen elektrik enerjisi Moldova'nın öteki bölgelerine de veriliyor. Bu gezi, günümüz Moldova iktidarının itibarını zedeledi. Çünkü Rusya'nın Dnestryanı bölgeye ücretsiz doğalgaz vermeye hazır olup-olmadığını bilmeden böyle bir girişimde bulunuldu" şeklinde konuştu.
"TürkAkım konusunun ciddi karşılanması gerekir"
31 Aralık'ta Rusya doğalgazının Ukrayna topraklarının geçişine ilişkin anlaşmanın sona erdiğinin bilindiğine dikkati çeken Yevgeni Çeban, "Müzakerelerin sürmesine rağmen anlaşmanın uzatılacağına ilişkin hiçbir belirti gözükmüyor. Onun için TürkAkım ile ya da Avrupa'dan Dnestryanı bölgeye doğalgaz sevkiyatı konuşuluyor. Moldova yönetimi, Dnestryanı bölgeye doğalgaz sevk etmek için Rusya'nın herhangi bir girişimde bulunmadığını görünce, maalesef Kasım ayı ortasında uyandı. Oysa bu işin daha önceden çözülmesi gerekirdi. Bu durumu gören Rusya, geleneksel güzergahı da gündemde tutmaya çalışıyor" dedi.
Ayrıca, "Gazprom, bu hamlesiyle transit anlaşmasının sürmesi için Kiev yönetimine baskı yapmayı da amaçlıyor" diyen Yevgeni Çeban, sözlerine şunları ekledi:
Bana göre Gazprom, kendi doğalgazının Ukrayna'dan geçmesine ilişkin anlaşmanın süresinin uzatılması için kendi pozisyonunu güçlendirmeye çalışıyor. Aynı zamanda Kişinyov'a baskı yaparak Brüksel ya da Kiev ile konuşmasını ve sorunu çözmeye çalışmasını hedefliyor. TürkAkım konusunun ciddi karşılanması gerekir. Zira Rusya ile Ukrayna arasında en son 2019 yılında imzalanmış kontratta TürkAkım rezervi vardı. Ama şu anki sorun mevcut ortamda TürkAkım'nın kapasitesinin isteyen tarafların tamamına yetip-yetmeyeceği.
Rusya doğalgazının Ukrayna üzerinden Avrupa'ya sevkinde geri adım atılmaz ve kontrat yürürlükten kalkarsa, TürkAkım'nın bahtına yeni bir güneş doğar mı?
Büyük ölçüde Türkiye'nin yapacağı hamlelere bağlı olacaktır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish