Mustafa Kemal'in askeri Datçalı Hasan'ın 95 yıllık protez bacağı

Gürbüz Evren Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Fotoğraflardaki İstiklal Savaşı gazisine ve onun ahşaptan yapılma protez bacağına iyi bakın, çünkü çok etkileyici bir yaşam hikâyesi okuyacaksınız.

Muğla'ya bağlı Datça ilçesinin birbirinden güzel 11 köyü var.

Yunan adaları Kos, Tilos, Rodos, Nisiros ile karşı karşıya olan ve antik kent Knidos yakınlarındaki Sındı da bu köylerden biri.

Bu yazıda, Kurtuluş Savaşı gazisi, Sındı köylü Hasan Uysal'ı anlatacağım.
 

1
Hasan Uysal

 

Hasan, Mustafa Kemal'in askeridir.

Yeniden kurulan orduya asker olarak alındığında evli ve 1 çocuk babasıdır.

Büyük Taarruz'da (26 Ağustos 1922) 2 şarapnel parçasının isabet ettiği Hasan ağır yaralanır.

Sağ bacağı dizinden, sol bacağı ise ayak bileğinden kesilir.

Yaralanan askerler için Afyon Dinar'da kurulan seyyar hastanede bir süre kalır.

Ardından diğer yaralılarla birlikte getirildiği İzmir Hastanesinde tedavisi devam eder.

Ordu, askerlik görevine devam edemeyecek olan yaralıları memleketlerine göndermek üzere ekipler kurmuştur.

Hasan Uysal da önce trenle İzmir'den Aydın'a, buradan Muğla'ya, sonrasında da Marmaris'e kadar at arabası ve katırla getirilir.

O dönemde Marmaris'ten Datça'ya yol yoktur.

Bir sıhhiye askeri, Hasan'ı katır sırtında Sındı köyüne kadar ulaştırıp, ailesine teslim eder.

Yere indirildiğinde emekleyerek ilerlemeye çalışan Hasan'ın halini gören karısı çok korkar.

Kocasını istemediğini söyler ve baba evine döner.

Hasan'ın lakabı Topal Hasan olmuştur.

Köyün büyükleri yaklaşık 1,5 yıl ailesiyle yaşayan Hasan'ın bu durumuna sonunda bir çare bulurlar.

Komşu köy Mesudiye'nin önde gelenlerinden Abdullah ağa ile görüşmek üzere bir heyet oluşturulur.

Bu dönemde mübadele olmuş, bölgedeki Yunanlar (hep hatalı bir ifadeyle Rum denilir) Yunanistan'a gönderilmiş, Türkler ise Türkiye'ye gelmiştir.

Mesudiye'de ilginç bir durum vardır.

Abdullah Ağa, 2 Yunan kız kardeşi evlat edindiği için onlar köyde kalmıştır.

Sındı köyden Abdullah ağayı ziyarete gelenler ona Hasan'ı anlatılar ve evlatlık kızlarından birini isterler.

Topal Hasan'ın durumunu bilen ve ona yardımcı olmak isteyen ağa, büyük kız Heleni'yi vermeyi kabul eder.

Hasan'ın halinden rahatsız olmayan Heleni de Sındı'ya gelin gelir.

Bir süre sonra da kız kardeşi Yazı Köyüne gelin gider.

Cumhuriyetin ilanından 3-4 yıl sonra ordu, Topal Hasan'ın durumunda olan askerlere yardım için harekete geçmiştir.

Kayıtlar üzerinden Hasan'a da ulaşırlar ve onu Muğla'ya götürürler.

Burada Hasan'ın hayatını değiştirecek bir gelişmenin ilk adımı atılır.

Bacak ve ayak protezleri için kontroller yapılır, ölçüler alınır.

Hasan köyüne döner.

Birkaç ay sonra tekrar Muğla'ya götürülen Hasan'ın bacağına ahşap protezi takılır.

Kesik ayağına ise yine ahşaptan ayakkabı benzeri bir protez verilir.

Hasan köye döndüğünde çok yeni bir hayat başlayacaktır.

Yunan eşi Heleni ile bir yel değirmeni kurarlar.

İşler iyi gitmektedir ve yokluk çektikleri günler geride kalmış, maddi durumları düzelmiştir. 

Hasan'ın yeni yaşamını gören eski eşi, ailesinin de teşvikiyle eve geri dönmek ister.

Ama Hasan, bunun için Heleni'nin rızasının alınmasını ister.

Heleni ise ayrı evlerde yaşamaları şartıyla bu durumu kabul eder.

Böylece yeni bir düzen kurulur.

Hasan'ın Türk karısından 4'ü kız 3'ü erkek 7 çocuğu olur.

Yunan eşi Heleni'den ise 3'ü kız 2'si erkek 5 çocuğu olur.

Hayatın cilvesi olsa gerek, savaştan dönüşünde bacağı ve ayağı kesik olduğu için Hasan'ı bırakıp giden ilk eşi felç geçirir ve bir daha yürüyemez.

Ama Hasan hasta karısına iyi bakılması için elinden geleni yapar.

Evde sıkılmasın diye eşinin her sabah dışarı çıkarılıp, değirmenin karşısındaki ağacın dibine oturtulmasını sağlar.

Kızlarından birine de "Evlenmeyeceksin ve annene bakacaksın" der.

Bu arada, Yunan eşi Heleni ise Müslüman olmuş, namaz kılmakta, oruç tutmaktadır.

Adı Fatma olan Heleni'ye köyde herkes ‘Dönme Nine' demektedir.

Bazı kişiler onun Topal Hasan'dan çekindiği için Müslüman olduğunu söylemektedir.

Oysa gerçek farklıdır.

Hasan Uysal 1974 yılında vefat etmiştir.

Fatma ise eşinin ölümünün ardından hayatını kaybettiği 1987'ye kadar namazını kılmaya, orucunu tutmaya devam etmiştir.

Dönme Nine, dağlardan topladığı otlarla, başta Arap eli mantarı olmak üzere mantar çeşitleriyle çok lezzetli yemekler yapmasıyla da tanınan, sadece Sındı'da değil çevre köylerde de sevilen bir kadındır.

Torunlarını korumak için babalarının önüne geçip, "Kuzum ona vurma bana vur" demesiyle hafızalarda yer edinmiş bir insandır.

Topal Hasan ve Yunan eşi Heleni'nin kurduğu yel değirmeni uzun yıllardır çalışmıyor, ama hala ayakta duruyor.
 

 

Unutmadan, 2 ayağı da kesik İstiklal Savaşı Gazisi Hasan Uysal, yaşadığı sürece tek bir ağacın kesilmesine izin vermediğini de hatırlatalım.

Topal Hasan'ın torunu, Datça'nın tanınmış esnaflarından Sedat Uysal ise İstiklal Savaşı Gazisi dedesinin ahşaptan protez bacağını günümüzde de Sındı köyündeki baba evinde gözü gibi koruyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU